Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/585 E. 2022/1404 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/585 Esas – 2022/1404
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADANA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/585 Esas
KARAR NO : 2022/1404

BAŞKAN :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun …. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı haksız itirazın asıl alacak miktarını oluşturan 59.585,47-TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak miktarını oluşturan 59.585,47-TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmesini, takibe haksız ve kötü niyetli itiraz edilmesi nedeniyle davacı lehine davalı aleyhine, 59.585,47-TL tutarındaki asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/06/2022 Tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davacının ileri sürmüş olduğu sebepler hukuki mesnetten yoksun olup, aşağıda ayrıntılı bahsi geçen esasa ilişkin nedenler ile iş bu davanın reddi gerekmekte olduğunu, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı şirketin matbaa ve birçok alanda faaliyet gösteren köklü bir firma olduğunun, davacı firma ile yapılan ticari alışverişe dair tüm faturaların içeriği incelendiğinde, iddia edilen durumun gerçeği yansıtmadığının açıkça görüleceğinin, davalının ticaret sicil kayıtları celp edilerek, BA/BS kayıtları incelendiğinde takibe konu faturaların müvekkilin ticari defterinde kayıtlı olmadığının anlaşılacağının, davacının ise fatura içeriğine konu edilen malları müvekkile teslim ettiğine dair evrak yada irsaliyeleri sunmadığını, BA-BS formlarından davalının davacı tarafa borçlu olmadığının tespit edilecek olup, fatura içeriği malların da müvekkile teslim edilmediği anlaşılması karşısında davanın reddinin gerekeceğini, davaya konu icra takip dosyası incelendiğinde takip miktarının 59.858,47 TL olmadığı, 89 bin tL civarında bir alacak talep edilmiş olduğunun görüleceğinin, davacının dava dışı bırakmış olduğu kısım ile ilgili herhangi bir feragat talebi de olmadığı anlaşıldığından kalan kısım için davacı tarafın harç tamamlaması gerektiğinin, tüm bu nedenlerden dolayı, müvekkil aleyhinde ikame edilen işbu itirazın iptali davasının esastan reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/06/2022 Havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; “Davalı şirketin cevap dilekçesinde davacıya hiçbir borcu olmadığını, ticari defter ve BA/BS formları incelendiğinde davacıya borçlu olmadıklarının görüleceği şeklinde hiçbir somut delil içermeyen soyut ve gerçek dışı beyanlarda bulunduğunun, İcra takip dosyasındaki takip dayanağı irsaliyeli faturalardan da görüleceği gibi davalı borçluya mal satışı gerçekleşmiş olduğunun, davalı borçlunun siparişi üzerine davacının fatura konusu malları davalıya satmış ve işbu faturaları ticari defterlerine işleyerek BA-BS formları ile Vergi Dairesine de bildirmiştir. Davalı borçlu satışı gerçekleştirilmiş faturalardan kaynaklı borcunu ödememek için haksız ve kötü niyetli olarak soyut iddialarla borcu olmadığını iddia ettiğini, davalının somut delil içermeyen soyut iddialarının reddi gerektiğinin, davacı her ne kadar ….. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında 89.000,00-TL civarında bir alacak talep edilmiş olduğu, huzurda görülen davada ise 59.585,47-TL talep ettiklerinden dolayı dava dışı kalan kısım için harç yatırması gerektiği iddiasında bulunmuşsa da davalının bu iddiasının mesnetten yoksun olduğunu, zira … …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatırken takip kapsamında talepleri olan meblağ ile ilgili tüm harçların taraflarınca yatırıldığını, Davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak takibi durdurmak amacıyla yapmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamı için açılan işbu dava ise takip konusu asıl alacak miktarı olan 59.585,47-TL üzerinden açılmış olduğunun, dolayısıyla dosya kapsamında tamamlanması gereken eksik harcın bulunmamakta olduğunun, davalının iddialarının dosya kapsamındaki maddi gerçekle bir alakası olmadığını, dolayısıyla arz edilen nedenlerle davalının cevap dilekçesindeki soyut ve hukuki dayanaktan yoksun tüm iddia ve taleplerinin reddi ile davanın dava dilekçesindeki talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerden dolayı; davalının cevap dilekçesindeki davaya konu olayla bağdaşmayan gerçek dışı iddialarının reddi ile davanın dava dilekçesindeki talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu edilen faturalar ekte gönderilmiş olup, davacı …. … Isı Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) ve davalı Tufan Bahar’ın Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formunda olup olmadığının önemle araştırılarak buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalının tacir veya esnaf kaydı olup olmadığının, ticari işletmesinin bulunup bulunmadığı hususlarının önemle araştırılarak buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’na, Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı’na müzekkere yazılmış ve müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu dava tarihi (01/06/2022) itibariyle aşağıda açık kimlik bilgileri yazılı davalının, Gelir vergisinden muaf olup olmadığı, Basit Usulde Götürü Usulde vergilendirilip vergilendirilmediği, Son bildirdiği vergi matrahının ne olduğu, İşletme usulünde defter tutup tutmadığı, tutuyorsa yürütülen faaliyetinin VUK’nun 177/l. Maddesinin 1 ve 3. Bendindeki limitlerinin yarısını veya 2. Bentteki limitin tamamını aşıp aşmadığının davalının tacir olarak nitelendirilip nitelendirilmediği hususlarında mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 31.05.2017 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda; Dosyaya gelen davalıya ait vergi kayıtlarına göre davalının işletme usulüne göre defter tuttuğu anlaşıldığı, işletme usulünde defter tutanların tacir olup olmadığının tespiti için yürütülen faaliyetinin VUK nun 177/1. Maddesinin 1 ve 3. Bendindeki limitlerinin yarısını veya 2. Bentteki limitinin tamamını aşıp aşmadığının tespitinin gerektiği, anılan limitlerin aşılmamış olması halinde davacının tacir sıfatına haiz olmayacağı anlaşıldığından,
Bu hususun tespiti amacıyla, dosyaya davalının 2021 yılına ait yıllık gelir beyannamesine esas gelir tablosu dosyamız arasına alınmıştır. 2021 yılına ait VUK 177/1.ve 3. bendindeki sınırların yarısının 150.000 TL olduğu, 2 bendindeki sınırın da 150.000 TL olduğu, davalının gelir beyannamesine göre; dönem içinde satın alınan emtianın 31.749,00 TL olduğu, yine giderlerin 71.568,62 TL olduğu, bu haliyle ilgili rakamların VUK’un 177/1. maddesindeki 1. ve 3. bentteki sınırların yarısı, 2. bentteki sınırın tamamı olan 150.000 TL’yi aşmadıkları, yine davacının dönem içinde elde edilen hasılatının 123.255,00 TL olduğu, bu haliyle bu rakamın da VUK’un 177/1.maddesindeki 1. ve3. bentteki sınırların yarısı, 2. bentteki sınırın tamamı olan 150.000 TL’yi aşmadığı, hali hazırda işletme sahibi olan davalının işletmesinin esnaf işletmesi sınırlarında kaldığı, davalının tacir olmadığı, yine davalının başka şirketlerde olan ortaklıklarının da tek başına davacıya tacir sıfatını vermeyeceği,dolayısıyla davalının esnaf sıfatının olduğu, tacir olmadığı anlaşılmıştır.(Benzer yönde Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin …/… esas, …/… karar sayılı ilamı)
Bu durumda eldeki davada, davalı’nın tacir sıfatına haiz olmadığı, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının tacir olmaması nedeniyle de davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve harçların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde gönderme talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı hususunun İHTARINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı