Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/546 Esas – 2023/126
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/546 Esas
KARAR NO : 2023/126
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiaları: Hissedarı olduğu taşınmazın davalı … … satışı amacıyla ön anlaşma yapıldığını ancak bazı hissedarların şehir dışında olması sebebiyle devrin yapılamaması üzerine hisse devri için teminat olması amacıyla davalıya iki adet bono verildiğini, Türkiye’de bulunan hissedarların hissesi için kısa vadeli 200.000 TL bedelli, yurt dışında bulunan hissedarın hissesi için ise uzun vadeli 800.000 TL bedelli bonoların verildiğini, belirlenen tarihte devir yapılamayınca davalının her iki senedi … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, mütevaffa … … (1/5) murislerinin hisseleri dışındaki tüm hisselerin 05.04.2022 tarihinde tapuda devredildiğini, bunun dışında davalı ile her hangi bir bireysel ve ticari ilişkisinin bulunmadığını, senetlerin teminat senedi olduğunu belirterek bahsigeçen senetlere dayanan icra takibi sebebiyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini ve %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalı taraf; Davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuş, senedin bağımsız bir borç ikrarı niteliğinde olduğunu ve teminat senedi olduğu hususunun yazılı delille ispatının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiş ve tazminat talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık: İcra takibine konu yapılan senetlerin teminat senedi olup olmadığı, bedelsiz olup olmadıkları, davacının bu senetler sebebi ile davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
… İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ve takibe dayanak yapılan senet suretleri incelenmiştir.
Davanın mahiyeti ve değeri itibariyle davalının açık muvafakatinin bulunmaması da nazara alınarak davacının tanık dinletme talepleri reddedilmiştir. Davacı tarafın delil olarak dayandığı ticari defterler, vergi kayıtları, imar işlemlerine ilişkin kayıtlar, Belediye, Sepaş ve Saski kayıtları ile Tapu Müdürlüğü kayıtlarının davanın mahiyetine, uyuşmazlığın konusuna nazaran esasa etkili olmadığı ve ispata elverişli delil olmadıkları değerlendirilmekle bu delillerin toplanması talebi de reddedilmiştir.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında dava konusu senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı belgelerinin bulunmadığını bildirmiştir. Vekaletnamede özel yetkisi olduğu görülmekle; davacı vekilinden karşı tarafa yemin teklif edip etmediği sorulmuş, davacı vekili davalıya yemin teklif etmiştir.
Davalıya; … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takibine konu yapılan borçlusu … … alacaklısı … … olan 04/02/2022 düzenleme ve 11/02/2022 Ödeme tarihi 800.000,00-TL bedelli senet ile 09/03/2021 düzenleme 20/08/2021 ödeme tarihli 200.000,00-TL bedelli senedin taraflar arasında olduğu belirtilen taşınmaz satışının teminatı olarak verilip verilmediği, bu senetlerin teminat senetleri olup olmadığı ve bu senetler sebebiyle davacıdan alacaklı olup olmadığı hususlarında yemin etmek üzere davetiye gönderilmiştir.
Davalı duruşmada yemini eda etmiş ve beyanında “Dava konusu yapılan senetler teminat senedi değildir. Senetler sebebiyle karşı taraftan alacaklıyım. Aramızda bir taşınmaz alışverişi olduğu doğrudur ancak bu senetlerin taşınmaz alışverişi ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu senet benim zararıma karşılık olarak verilmiştir. Benim bir taksim vardı. Taksimi sattım. Parasıyla bahsi geçen taşınmazı satın aldım. Ancak tapuda bir kısım pay sahiplerinin devri olmamıştı halen de bir kısım pay devredilmemiştir. Ben bu taşınmazı yatırım amacıyla almıştım. Satıp kazanç elde edecektim ve taksi plakamı geri alacaktım. Bu şekilde bir kazanç maksadım vardı. Taşınmazın bütün parasını ödemiştim ancak bana tapunun tamamı devredilmediği için daha sonrasında taşınmazı satıp istediğim kazancı elde edemediğimden ortaya çıkan zararımın tazmini maksadıyla söz konusu senetler tarafıma verilmiştir. Belirttiğim gibi senetler benim kazanç kaybımdan dolayı ortaya çıkan zararımın tazmini için aramızdaki taşınmaz satışı ve bedelin ödenmesinden sonraki bir tarihte düzenlenmiştir. Plaka fiyatı şuanda taşınmazın fiyatından daha yüksektir. Ben karşı tarafın sözlerine güvenerek böyle bir alışverişe girdim. Neticede zarara uğradım. Bu senetler de zararın ödenmesi için verilmiş senetlerdir. ” demiştir.
Dava kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Kural olarak kambiyo senetleri soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu itibarla, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Davacı vekili yazılı delillerinin bulunmadığını bildirdiğinden yemin deliline dayanmış olmaları sebebiyle yemin teklif edip etmedikleri sorulmuş, davacı vekilinin teklifi üzerine davalı duruşmada yemini eda etmiştir. Davalı yeminli beyanında senetlerin teminat senedi olmadığını söylemekle birlikte senetlerin verilmesinin temelinde taşınmaz alış verişi olduğunu, taksi plakasını satarak elde ettiği para ile yatırım amacıyla bahsi geçen taşınmazı satın aldığını ancak tapuda bir kısım payın devri gerçekleşmediğinden daha sonrasında taşınmazı satıp beklediği kazancı elde edemediğini, bu suretle ortaya çıkan zararının tazmini maksadıyla söz konusu senetlerin taşınmazın satışı ve bedelinin ödenmesinden sonraki bir tarihte düzenlenerek kendisine verildiğini ifade etmiştir.
Uyap’tan alınan tapu kayıtlarına göre davalının 09/03/2021 tarihinde bahsi geçen … Yeniköy Mh … ada … parsel sayılı taşınmazın 2/5 payını satış yoluyla devraldığı, daha sonra 05/04/2022 tarihinde 2/5 hisseyi daha satın alarak taşınmazın 4/5 hissedarı olduğu, ardından 10/10/2022 tarihinde tüm hissesini … isimli şahsa sattığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu senetler incelendiğinde 200.000 TL bedelli senedin taşınmazda ilk hisse satışı tarihi olan 09/03/2021 tarihinde düzenlendiği ve üzerinde nakden yada malen kaydının bulunmadığı, 800.000 TL bedelli senedin ise 04/02/2022 tarihinde düzenlendiği ve üzerinde malen kaydının yazıldığı görülmektedir. Davalı beyanları ile senetlerin düzenleme sebeplerini de değiştirmiş bulunmaktadır.
Davalı yeminli beyanında taşınmazdaki hissesini (tapu kaydına göre 10/10/2022 tarihinde) satıp beklediği kazancı elde edemeyince ortaya çıkan zararının tazmini maksadıyla söz konusu senetlerin düzenlenerek kendisine verildiğini belirtmiş ise de senetlerin düzenleme tarihlerinin davalının taşınmazı … … isimli şahsa satmasından çok önce olduğu, dolayısıyla senetlerin taşınmaz devirlerine teminat olarak düzenlendiği değerlendirilmiştir.
Davalının bu beyanları ile davacı taraf senetlerin taşınmaz satışı sebebiyle teminat olarak verildiğini ispatlamış bulunmaktadır. Bu halde davalının bu teminat senetleri ile teminat altına alınan bir alacağının bulunup bulunmadığının yani senetlerin tamamen bedelsiz olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Taşınmaz satışı vaadinin noterde resmi şekilde yapılması işlemin geçerliliği için zorunlu şekil şartıdır. Taraflar arasında geçerli bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı taşınmazın 4/5 payını geçersiz satış vaadi sözleşmesine rağmen devralmış ise de bakiye 1/5 payın davalıya devredilmediği anlaşılmaktadır. Bakiye bu kısım sebebiyle davalının ödeme yapıp yapmadığı yani teminat senedi kapsamında teminat altına alınmış bir alacağının bulunup bulunmadığı önemlidir.
Davacı taraf teminat teşkil etmek üzere söz konusu senetleri vermiş ise de taraflar arasında satış bedelinin ne miktarla kararlaştırıldığı, davalının ne kadar ödediği, devri yapılmamış olan 1/5 paya karşılık pay sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığı ve dolayısıyla davalının pay sahiplerinden alacaklı olduğu hususu ve miktarı davalı tarafça ispat edilmemiş, bu hususu ispata yarayan bir delil de sunulmamıştır. Davacı vekilince dosyaya sunulan (sadece bazı paydaşlar tarafından düzenlenmiş olan) protokol başlıklı 09/03/2022 tarihli belgede satış bedelinin davalıdan peşin alındığı yazılı ise de bu belge altındaki imzaların hissesini daha önce devretmiş olan paydaşlara ait olduğu, devir dışında kalan 1/5 pay sahibi … … mirasçılarının beyanlarını içermediği görülmüştür. Dolayısıyla davalının dava konusu senetlerle teminat altına alınmış bir alacağının varlığı sabit görülmediğinden teminat senetlerinin tümüyle bedelsiz olduğu sonucuna varılmış ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Menfi tespit davasında davalı alacaklı aleyhinde kötü niyet tazminatına hükmolunabilmesi için davacının kötü niyetinin ispatlanması şarttır. Davacı tarafça davacının kötü niyeti ispatlanamadığından tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, Davacının … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının kötü niyeti sabit görülmemekle kötü niyet tazminatı talebinin ise reddine,
3-Yürürlükte Bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre hükmolunan değer üzerinden alınması gereken toplam 72.072,38-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 18.018,10-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 54.054,28-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 132.406,25-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL başvuru harcı, 17.077,50-TL peşin/nisbi harç, 940,60-TL tamamlama harcı, 148,50-TL tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 18.247,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gerekçeli kararın talep halinde taraf vekillerine tebliğine,
7-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 22/02/2023
Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı