Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/541 E. 2022/1571 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/541 Esas – 2022/1571
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/541 Esas
KARAR NO : 2022/1571

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Bankanın Taraf Olduğu Banka Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit ve İstirdat)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankanın Taraf Olduğu Banka Teminat (Garanti) Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde ve açıklama mahiyetindeki 25/05/2022 tarihli dilekçesinde: Dava dışı borçlu … … arasındaki kredi sözleşmesi sebebiyle kullandırılan ticari kredide davacının banka görevlisinin yanlış bilgilendirmesi ile kefil olarak imza attığını, ancak davacının eşinin kefalet sözleşmesine muvafakatinin bulunmadığını, geçerli bir kefalet bulunmamasına rağmen davacının kendisini kefil olarak sorumlu görerek kredi borçlusunun ödeme yapmaması sebebiyle bankaca gönderilen 22/02/2018 tarihli ihtarname üzerine bankaya toplam 386.405,00 TL ödeme yaptığını, kefaletin geçersiz olduğunu bilen bankanın bu ödeme karşılığında kredinin teminatlarından olan ipoteği 270.000-TL karşılığında 31/05/2018 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile temlik ettiğini, daha sonra bankanın 21/03/2022 tarihli ikinci bir ihtarname daha göndererek 482.346,78 TL asıl alacak olmak üzere ferileri ile birlikte toplam 1.098.747,91 TL ödeme talebinde bulunduğunu, bankanın davacı aleyhinde icra takibi başlatmadığını, TBK nun 584 maddesine göre eşin rızası olmadan kefalet ilişkisinin kurulamayacağının düzenlendiğini, davacının istisna kapsamına da girmediğini, davacının bankaya yaptığı ödemenin 270.000 TL’lik kısmının alacağın temliki işlemine konu edilmesine rağmen 116.405 TL lik kısmının iade edilmediğini, bankanın sebepsiz zenginleştiğini belirterek 116.405,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve ikinci ihtarname ile talep edilen 482.346,78 TL asıl alacak ve ferileri yönünden davalıya borçlu olmadıklarının tespiti talebinde bulunmuştur. Davacının menfi tespit talebi asıl alacak dışında asıl alacağa bağlı ferileri de kapsadığından menfi tespit davasının konusu 1.098.747,91 TL dir.
Davalı taraf; Dava dışı … … davalı bankadan 17.10.2016 tarihinde 500.000,00 TL limitli krediyi kullandığını, davacının kredi sözleşmesinde 500.000 TL limitle şahsi kefaletinin bulunduğunu, borçlu … ile davacının yakın akraba olması sebebiyle kefalet ilişkisine girdiklerini, uygulama gereği borçlu davacının eşinden kefalete muvafakat alınmasına gerek duyulmadığını, davacının altı yıl süreyle kefalete itirazının bulunmadığını, davacı ile yapılan alacağın temliki sözleşmesinin borçlu ile aralarındaki iş ilişkisini gösterdiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, sebepsiz zenginleşmenin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık: Davalı banka ile davacı arasındaki 17/10/2016 Tarihli kredi sözleşmesine bağlı kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, TBK 584 Maddesi uyarınca eşin rızasının gerekip gerekmediği, bu rızanın bulunmaması sebebiyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı, bu kefalet ilişkisinden kaynaklı olarak davacının davalı bankaya borçlu olup olmadığı, davacının ilk ihtarname üzerine yapmış olduğu ödeme sebebiyle bankanın sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, bu sebeple iadesi gereken bir paranın bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, davalı bankanın 2022 tarihinde gönderdiği ikinci ihtarnameye konu yapılan borçtan davacının sorumlu olup olmadığı, sebepsiz zenginleşme ve menfi tespit şartlarının bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması sonucu ve UYAP sistemi üzerinden alınan kayıtlara göre adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
… … Bankası A.Ş. Adapazarı Şubesi 06/06/2022 tarihli yazı cevabında dava konusu kredi sözleşmesi ve ekleri , kredilere ait hesap özetleri, hesap ihtarları, gayri nakdi kredi borcu detayı, davacı tarafından yapılan ödeme dekontları, kefalet sözleşmesi , alacak temliki sözleşmesini göndermiştir..
Bankacı bilirkişisi … … raporunda özetle; davacının davalı ile dava dışı … … arasında 17/10/2016 tarihli 500.000,00-TL tutarındaki genel kredi sözleşmesine … … kefalet imzası ile 500.000,00-TL’sine kadar müteselsil kefil olduğu, davacının müteselsil kefil imzasında eşinin rızasının bulunmadığı, dava konusu kefalet imzasının TBK madde 584’e ek fıkra ile getirilen istisnalar kapsamına girmediği, davacıya gönderilen 21153 yevmiye nolu ihtarname sonrası davacı tarafından dava dışı … … krediler için…. Bankasına farklı tarihlerde farklı miktarlarda olmak üzere toplam 386.400,00-TL ödeme yapıldığı, 386.400,00-TL’lik ödemeden 31/05/2018 tarihli 270.000,00-TL tutarlı alacak temlik sözleşmesi tutarı düşüldüğünde 116.400,00-TL bakiye kaldığı belirtilmiştir.

Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;
Genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun eşin rızası başlıklı 584. maddesinin 1. fıkrası “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” düzenlemesini içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı banka ile asıl borçlu dava dışı … … arasında imzalanan kredi sözleşmesini davacının 17.10.2016 tarihinde kefil olarak imzaladığı, davacının kefalet sözleşmesini imzaladığı tarihte evli olduğu, kefalet sözleşmesinde eş rızasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. TBK’nın 584/3. maddesinde şirket ortak ve yöneticisi tarafından şirketle ilgili olarak verilecek kefaletlerde eş rızasının aranmayacağı düzenlenmiş ise de davacı borçlu kendi şirketi ile ilgili olarak kefalet vermediğinden istisna kapsamında kalmamaktadır. Sonuçta eş rızası şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Geçersizlik iddiası itiraz niteliğinde olup, ilgili herkesçe ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen dikkate alınabilecektir.
Davacı geçersiz kefalet sözleşmesi sebebiyle davalı banka ile dava dışı borçlu arasındaki kredi ilişkisinden doğan borçtan sorumlu tutulamayacaktır. Davalı bankanın gönderdiği 22/02/2018 tarihli 21153 yevmiye nolu ilk ihtarname sonrasında davacı kendisini kefil sıfatıyla borçlu sanarak davalı bankaya farklı tarihlerde toplam 386.400,00-TL ödeme yapmıştır. Davalı banka bu ödemelerden 03/05/2018 tarihli 39.250,00 TL ve 31.05/2918 tarihli 230.750,00 TL miktarlı ödemelere karşılık olarak 31/05/2018 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile (teminatı olan ipotek ile birlikte) davacıya temlik etmiştir. Dolayısıyla davacının 270.000,00 TL lik ödemesi alacağın temliki kapsamında yapılmış bir ödeme olup kefalet ilişkisinin dışında kalmaktadır. Davacı tarafın istirdat talebi de temlike konu olan bu rakamın dışında kalan ödemelere ilişkindir. Davacının geçersiz bir kefalet sözleşmesi sebebiyle yapmış olduğu bu ödemelerin iadesini istemesi mümkündür. Davacı istirdat talebinde 116.405,00 TL nin iadesini istemiş ise de bilirkişi raporuna ve sunular ödeme belgelerine göre davacının talep edebileceği rakam 116.400,00 TL dir. Bunun dışında davalı banka davacıya gönderdiği 21/03/2022 tarihli 8447 yevmiye sayılı ihtarname ile davacıdan bahsi geçen kefalet sözleşmesine dayanarak toplam 1.098.747,91 TL ödeme talep etmiştir. Davacının aleyhinde bu ikinci ihtarnameye konu borç sebebiyle icra takibi yapılmamış ise de davacının davalı banka tarafından borç tehdidine uğraması itibariyle menfi tespit talebinde bulunmakta hukuki yararı vardır. Yukarıda belirtildiği üzere kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan davacının 21/03/2022 tarihli 8447 yevmiye sayılı ihtarnameye konu borcu da bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle menfi tespit talebinin kabulüne, istirdat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı talebi gözetilerek istirdat konusu her bir ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının menfi tespit davasının KABULÜ ile ; davacının dava dışı …. kullandığı kredilere ilişkin 17/10/2016 tarihli kefaleti sebebiyle, davalı bankaya Sakarya 5 Noterliğinin 21/03/2022 tarihli 8447 yevmiye sayılı ihtarnameye konu yapılan 1.098.747,91 TL borcunun bulunmadığının tespitine,
2-Davacının sebepsiz zenginleşmeye dayanan iade talebinin KISMEN KABULÜ ile;
a) 35.300 TL nin 30/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte,
b) 13.400 TL nin 20/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte,
c) 1.500 TL nin 27/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte,
d) 39.250 TL nin 27/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte,
e) 26.950 TL nin 31/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte,
Davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin (5 TL) ise reddine,
3-Dava adli yardımlı görüldüğünden alınması gerekli 80,70-TL başvuru harcı ve 83.006,75-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 11,50-TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dosya adli yardımlı olduğundan devlet ödeneğinden karşılanan posta, tebligat gideri toplamı 98,00-TL, ve bilirkişi ücreti 1.500,00-TL olmak üzere toplam 1.598,00-TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre 145.211,83-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacının talebi kısmen reddedildiğinden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar gözetilerek A.A.Ü.T göre 5,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesi uyarınca talep halinde gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine,
10-Karar tebliğ giderlerinin suç üstü ödeneğinden karşılanmasına ve bu giderin de davalıdan ayrıca tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
21/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır