Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/538 E. 2022/1179 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/538 Esas – 2022/1179
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/538 Esas
KARAR NO : 2022/1179

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. Esas sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan kısmi itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin itiraz edilen kısmın durdurulmasına karar verildiğini, davalı tarafın …. İcra Müdürlüğüne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı …. Belediye Başkanlığına haşere ilaç satışı gerçekleştirilmiş olup işbu alım satım işlemi neticesinde davalıya ticari ilişkiden kaynaklanan 02/06/2014 tarihli …. numaralı, 07/08/2014 tarihli …. numaralı, 05/03/2015 tarihli …. numaralı ve 06/04/2016 tarihli …. numaralı olmak üzere 4 adet fatura düzenlendiğini, işbu faturalara ilişkin müvekkili şirketin alacakları davalı tarafından yalnızca kısmi olarak gerçekleştiğini, kalan alacak bakiyesinin tahsili amacıyla davalı belediye ile görüşmeler gerçekleştirildiğini, yapılan görüşmeler neticesinde davalı tarafın borçlarını en kısa sürede ödeyeceklerini belirtip, müvekkilinin davalı belediyeden alacak bakiyesine istinaden …. Belediye Başkanlığı Mali Hizmetler Müdürlüğü tarafından18/04/2016 tarihinde ”Belediyemiz adına kesmiş olduğunuz faturalardan 18/04/2016 tarihi itibariyle …. TL borcumuz bulunmaktadır.” şeklinde yazılı belge imzalanıp müvekkiline teslim edildiğini, her ne kadar davalı belediye tarafından borcun tamamının kapatılacağı vaadinde bulunulmuş ise de 18/04/2016 tarihinden itibaren müvekkili şirkete yapılan ödemelerin 10/02/2017 tarihinde 5.000,00 TL, 31/01/2018 tarihinde 10.216,76 TL, 14/03/2018 tarihinde 5.000,00 TL, 19/04/2018 tarihinde 5.000,00 TL, 07/05/2018 tarihinde 10.000,00 TL ve 21/02/2019 tarihinde 6.148/,25 TL olmak üzere toplamda 41.365,01 TL olduğunu, yapılan kısmi ödemeler neticesinde müvekkilinin davalı belediye tarafından alacağı bulunduğunu, müvekkili tarafından alacağın bir türlü tahsil edilememesi ve mağduriyetine sebep olmasıyla davalı …. Belediye Başkanlığına karşı …. İcra Müdürlüğü …./…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldğını, davalı borçlunun işbu icra takibine 21/02/2022 tarihinde kısmi itirazda bulunduğunu, yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu, izah edilen nedenlerle davalı tarafın icra takibi yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemesine, kötüniyetle takibe itiraz eden davalının İİK 67. Maddesi gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına ilişkindir.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 17.05.2022 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davada, davalı Geyve Belediye Başkanlığı’nın tacir sıfatına haiz olmadığı, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının tacir olmaması nedeniyle de davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 Sayılı yasanın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli …. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve harçların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içeirsinde görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi talep edildiği takdirde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmaması halinde mahkememizce dosyanın resen ele alınarak yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair dosya üzerinden tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 23/05/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı