Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/512 E. 2023/111 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/512 Esas – 2023/111
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/512 Esas
KARAR NO : 2023/111

HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av…

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde davalı taraf ile aralarında faturaya dayalı ticari ilişki olduğunu, faturaya konu malların 96.000 TL’lik bedelin ödendiğini bakiye kısmın ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibine giriştiği, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibi durduğu, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin süresinde verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu, yine taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişki olduğunu, fatura bedellerinin tamamının davacı tarafa ödendiğini, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.
Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …./…. sayılı takip dosyasının bir sureti celp edilmiştir.
Harput Vergi Dairesi Müdürlüğü davalının 2021 Ocak dönemi bilanço alış formunda davacı …. …. ‘dan kdv hariç 93.750,00-TL değerinde mal hizmet aldığını bildirdiği, 2021 Nisan döneminde ise ….. herhangi bir mal hizmet alımı bildirmediği, ilgili dönem bilanço alış formlarını göndermiştir.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğü davacının 01/01/2003-31/12/2009 tarihleri arasında gerçek usulde mükellefiyet kaydının olduğu, 2009 dönemine ait dairelerine verdiği gelir vergisi beyannamesinde 2.142,73-TL matrah beyan ettiği ayrıca işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunu bildirmiştir.
Akyazı Vergi Dairesi Müdürlüğü davacının yazı tarihleri itibariyle dikim için çiçek ve diğer bitkilerin yetiştirilmesi faaliyetinden dolayı faal durumda olduğu, gelir vergisinden muaf olmamakla birlikte 2021 yılı için işletme esası usulüne göre defter tuttuğu, ba-bs form bildirim yükümlülüğü bulunmadığı, 2021 yılı gelir vergisi beyannamesinde bildirmiş olduğu vergiye tabi matrahı 52.422,87-TL, 04/2021 dönemi kdv beyannamesinde bildirmiş olduğu matrah 198.650,00-TL, mükellefin 2021 yılı gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen kazançları VUK 177-1 . Ve 3. Bentte ki hadlerin yarısının, VUK 177/2. Bentte ki haddin tamamının üzerinde kaldığını bildirmiştir.
Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği davacının esnaf tipinin normal olduğu, mükellef tipinin faal olduğu ve diğer esnaf detay bilgilerini bildirmiştir.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı davacının oda kaydının bulunmadığını bildirmiştir.
Muhasebeci bilirkişi …..özetle; davacı ve davalı tarafın tutulması zorunlu 2021 yılına ait ticari defterleri incelenerek; davacının işletme defteri mükellefi olduğu, yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, sahibi lehine delil olma niteliğinde olduğu, dava konusu 196.722,00 TL tutarlı faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, İcra takibi kapsamında davacının davalıdan alacaklı olduğu, davacının davalıdan 96.000,00 TL Çek ile tahsil yaptığı, 100.722,00 TL alacağının kaldığı, davalının elektronik mükellefi olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, dava konusu 06.01.2021 tarih, …. Fatura ile 101.250,00 TL tutarlı faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura karşılığının belgeye dayalı olmadan muhasebe usullerine aykırı olarak kasadan kapatıldığı, 96.000,00 TL tutarlı çek’in defter kayıtlarına alınmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, 22.04.2021 tarih, …. serinolu 95.472,00 TL tutarlı faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dava konusu faturaların 4 Haziran 2021 tarihinde davalı şirket muhasebecisi …. ….’a tebliğ edildiği, Faturalara yazılı belge ile itiraz etmedikleri, davalı tarafın fatura bedellerini ödediklerini beyan ettikleri …. …. …. ve eşi ….’ın dava konusu faturalarla herhangi bir ilişkisi veya sorumlulukları tespit edilmediği, davalı taraf dava konusu faturalardan kalan 100.722,00 TL bakiye borcunu ödediğine ilişkin belge ibraz etmediği, faturaların temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 10.886,95 TL olduğu şeklinde rapor düzenlemiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
10- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 2 adet fatura ile ilgili olarak Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün …./…. sayılı takip dosyası ile 100.722,00TL asıl alacak ve 14.465,47 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 115.187,47 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 04.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 09.03.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 09.05.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
11- Davalı tarafından Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün yetkisine ve mahkememizin yetkisine ayrı ayrı itiraz edildiğinden, öncelikle yetki sorununun çözülmesi gerekmiştir. Davalı tarafından Sakarya … İcra Müdürlüğünün yetkisine ve mahkememizin yetkisine yapılan itirazın, dava konusunun para alacağı olması nazara alındığında; 6100 sayılı yasanın 10. ve 6098 sayılı yasanın 89.maddeleri gereği para borcunun götürülecek borçlardan olması, dolayısıyla alacaklının ikametgah yeri mahkemesinin yetkili olması, davacının Sakarya ilinde ikamet etmesi nazara alındığında Sakarya… İcra Müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine yapılan itiraz yerinde görülmemiştir.
12-Davacının gerçek kişi olması nazara alındığında davacının tacir olup olmadığı araştırılmış, dosyaya gelen Akyazı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 12.05.2022 tarihli yazı cevabı nazara alındığında, işletme hesabına göre defter tutan davacının faaliyetlerinin VUK 177. maddesindeki sınırları aştığı, dolayısıyla davacının tacir olduğu, dava konusunun da işletmesini ilgilendirdiği anlaşılarak, davanın nispi ticari dava olduğu anlaşılarak esasa geçilmiştir.
13-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturaya dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hizmet sağlayan tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Davalının mahkememize verdiği cevap dilekçesinde davaya konu faturalara dayalı ticari ilişkiyi ikrar ettiği, ödeme iddiasında bulunduğu, 6100 sayılı HMK’nın 188.maddesi uyarınca ikrar edilen ticari ilişkinin ispatının gerekmeyeceği, dolayısıyla taraflar arasında davaya konu faturalardan kaynaklı ticari ilişki olduğu, davalının faturaları tebliğ aldığı ve itiraz etmediği anlaşılmıştır.
14-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan 19.12.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalının defter kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, dolayısıyla delil mahiyetinde olmadığı, 6100 sayılı yasanın 222/4.maddesi gereği davalı aleyhine delil olduğu, ödemelere ilişkin bir kayıt içermediği, davacının işletme defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 100.722,00 TL alacaklı olduğu, ödeme iddiasında bulunan ve ispat yükünü üzerine alan davalının ticari defterler ile ödeme iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır.
15- Yine davacının dosyaya sunduğu dekontlarda ise ödemelerin davacıya değil, dava dışı 3.kişilere yapıldığı, dekontlarda anılan faturalara bir atıf olmadığı gibi, ödemelerin davacı tarafından da kabul edilmediği, dolayısıyla anılan dekontların faturalara ait olduğunun da ispat edilemediği anlaşılmış, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 100.722,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından talep edilen bakiye kısım için bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
16-Davacı tarafın takipten önceki dönem için faiz talep ettiği, 6098 sayılı yasanın 117.maddesi gereği muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinin düzenlendiği, davadan önce davalının temerrüte düşürülmediği, dolayısıyla temerrütün icra takibi ile gerçekleştiği, takip öncesi işlemiş faizi davacının talep edemeyeceği anlaşılmış, takipten sonra ise avans faizi talep edebileceği ancak davacının takip talebindeki faiz talebinin %9 ile sınırlı olduğu anlaşılarak, taleple bağlı kalınarak bu faiz oranı üzerinden karar vermek gerekmiş, bu bedel yönünden davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davalının Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 100.722,00 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 100.722,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 6.880,32-TL harçtan peşin olarak alınan 1.391,18-TL harç düşüldükten sonra bakiye 5.489,14-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, 1.391,18-TL peşin harç ve 11,50-TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.384,50-TL yargılama giderinden kabul oranına göre (%87,44 kabul);1.210,61-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre 16.108,30-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden red edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T göre vekalet 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
14/02/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır