Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/49 E. 2022/1517 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/49 Esas – 2022/1517
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/49 Esas
KARAR NO : 2022/1517 Karar

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI …
VEKİLİ :…
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete bir kısım malların satışını yaptığını, satış bedellerinin ödenmediğini bu sebeple Sakarya …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile fatura ve cari hesaba dayalı olarak icra takibi başlattığını, davalı şirketin bahse konu icra takibine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı şirket ile Sakarya Arabuluculuk Bürosunun…büro … numarası ile yapılan arabuluculuk faaliyetinin anlaşma ile sonuçlanmadığını tüm bu sebeplerle Sakarya …. İcra müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini, davalı şirketin %20 den az olmamak kaydıyla inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ve davalı şirket arasında faturaya konu malların teslimine ilişkin anlaşılmışsa da davacı şirketin bir kısım faturaya konu malları teslim etmediğini, bu sebeple davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını işbu davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Sakarya …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğünün… tarihli yazısında özetle; Davacı… Ltd. Şti.”nin … dönemlerine ait BS formlarında Davalı … A.Ş.”nin mal ve hizmet satın aldığını bildirilmiştir.
Bayrampaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02/03/2022 tarihli yazısında özetle; Davalı… A.Ş.”nin Davacı… Ltd. Şti. ile olan alışlarına ilişkin 2021/04 dönemi BA formunda 61.311,00-TL, 2021/05 dönemi BA formunda 80.820,00-TL, 2021/06 dönemi BA formunda 19.188,00-TL bildirimde bulunduğu, 2021/08 ve 2021/09 dönemindeki alışlarına ilişkin BA formalında bildirimin yer almadığı bildirilmiştir.
22/04/2022 tarihli bilirkişi… raporunda özetle; davacı şirketin yasal defter kayıtlarına göre davalı şirkete 213.118,48-TL tutarında fatura düzenlediği, davalının da davacıya 13.379,98-TL tutarında iade faturası düzenlediği ve 94.045,18-TL tutarında ödeme yaptığı, davacı şirketin davalı şirketten toplamda 105.693,32-TL cari hesap alacağı olduğu yönünde rapor sunulmuştur.
12/10/2022 tarihli bilirkişi …raporunda özetle; davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre 27/10/2021 tarihinden (takip tarihi) itibaren davalı şirketin davacı şirkete 108.563,67-TL borçlu olduğu, bilirkişi … tarafından davacı şirketin ticari defterlerinde yapılan tespitler ile işbu raporda davalının ticari defterlerinde yapılan tespitler karşılaştırıldığında davalı şirket lehine daha fazla kayıt içeren davacı şirketin ticari defter kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği (davacının defterlerinde davalı şirketin borcu, davalı şirketin ticari defterlerine nazaran daha düşük tutarda kayıtlı olduğu; keza davalı şirketin yapmış olduğu 03/09/2021 tarihli 2.870,35-TL ödeme, davacının defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı şirketin kendi defterlerinde kayıtlı olmadığı) bu haliyle de takip tarihi itibariyle davalının davacıya 105.693,32-TL tutarında borçlu olduğu yönünde rapor sunmuştur.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/09/2019 tarihli 2017/19-919 E. 2019/886 K. sayılı “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz…
…Kısmi ifaya ilişkin kurallar da (icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 84 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre birden fazla borcu bulunan borçlu, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkını haizdir. 86. maddeye göre de yasal olarak geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Birden çok borç muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir. İcra takibi yapılmamış ise tediye, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03/05/2006 tarihli ve 2006/19-260 E., 2006/251 K.; 09/06/2010 tarihli ve 2010/19-262 E. 2010/304 K; 27/01/2016 tarihli ve 2015/15-1830 E.,2016/98 K.; 25/04/2018 tarihli ve 2017/19-903 E., 2018/974 K. sayılı kararlarında da bu yönde açıklamalar yer almaktadır…” açıklamalı ilamı ile cari hesap/ açık hesap arasındaki farklar, yapılan ödemelerin hangi borca mahsup edileceği hususları anlatılmıştır.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
11- Davacının alacağı takip talebinde cari hesap alacağı olarak belirtilmiş, dosyaya sunulan “Cari Hesap Ekstresi” başlıklı belgede taraflar arasındaki ilişkinin faturalardan kaynaklandığı görülmüştür. Az yukarıda 10 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere; cari hesap ilişkisinden bahsedebilmek için 6102 sayılı yasanın 89.maddesi düzenlemesine göre yazılı bir sözleşmenin bulunmasının gerektiği, taraflar arasında böyle bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısıyla cari hesaba ilişkin maddelerin uygulanamayacağı, taraflara arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, bu bağlamda takibe dayanak belge ve dava dilekçesi incelendiğinde davacının talebinin ödenmeyen faturadan kaynaklanan açık hesap alacağı olduğu (benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2020/387 esas 2021/914 Karar) kanaatine varılmıştır.
12-Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu faturadan kaynaklı açık hesap ilişkisi ile ilgili olarak Sakarya …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyası ile 105.693,32 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 02.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 04.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, eldeki bu davanın 11.01.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk başvurusunun yapıldığı ve anlaşama ile sonuçlandığı anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
13- Davalı tarafından Sakarya …İcra Müdürlüğünün yetkisine ve mahkememizin yetkisine ayrı ayrı itiraz edildiğinden, öncelikle yetki sorununun çözülmesi gerekmiş; 6100 sayılı HMK’nın 10. Maddesinde 6098 sayılı TBK ‘nın 89. Maddesi uyarınca uyuşmazlığın para borcundan kaynaklandığı para borcunun götürülecek borçlardan olup, alacaklının ikamet yeri mahkemelerinin ve icra müdürlüklerinin de yetkili olduğu davacının şirket merkezinin Sakarya ili olduğu anlaşılmakla davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
14-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturaya dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/sağlayıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 22.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 13.10.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arsında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, bir kısım faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dosyaya gelen BS-BA kayıtların göre tarafların uyuşmazlık konusu bildirilmesi zorunlu faturaları vergi dairesine bildirdikleri gibi davalının tüm faturaları ticari defterlerine de kaydettiği, bu şekilde faturaların davalıya tebliğ edilmiş olduğu, faturalara 6102 sayılı yasanın 21.maddesine göre 8 gün içerisinde itiraz etmediği anlaşıldığından taraflar arasında takibe konu faturalara esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
15-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre; davalının 2021 yılı yevmiye defterinin kapanış onayının olmadığı,dolayısıyla davalının ticari defterlerinin davalı lehine delil olamayacağı, ancak davalı aleyhine delil olabileceği, faturaların tarafların defterlerinde yer aldığı, bu şekilde davacının usulüne uygun tutulmuş defter kayıtları ile davalının usulüne uygun tutulmayan, davalı aleyhine delil vasfı olan defter kayıtlarının birbirlerini doğruladıkları, buna göre; taraflar arasında 2021/04-10 dönemine ilişkin toplam 104 faturadan kaynaklanan ticari ilişki olduğu, faturaların toplam bedelinin 213.118,48 TL tutarında olduğu, anılan faturaların 5.000 TL altında olan ve bildirim zorunluluğu olmayanlar dışında BS formu olarak bildirildiği, BS formları ile defter kayıtlarının örtüştüğü, anılan faturalardan 13.379,98 TL tutarında iade faturası düzenlendiği ve davacının ticari defterlerine işlendiği, anılan faturalar gereği davalının toplamda 94.045,18 TL ödeme yaptığı, toplam fatura bedelinden, iade edilen faturalar ve yapılan ödemeler düştüğünde davacının davalıdan 105.693,32 TL alacaklı olduğu, dosyaya gelen davalıya ait BA formlarındaki verilerle davacıya ait verilerin de örtüştüğü 02.03.2022 tarihli Bayrampaşa Vergi Dairesinin yazı cevabından anlaşılmış, anılan cevabın bilirkişi raporları ile de örtüştüğü görülmüş, davalının defterlerinde alacak miktarı 108.563,67 TL olduğu görülmüş ise de, davacının talebinin 105.693,32 TL olduğundan, talep ile bağlı kalınmıştır.
16- Yukarıda 14 ve 15 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları ve BS-BA formları yönünden taraflar arasında faturadan kaynaklı bir ilişkinin bulunduğu, davalının faturaların içeriğine yasal sürede itiraz etmediği ve içeriğini aynen kabul etmiş olduğu, defter kayıtlarında takibe dayanak borcun ödendiğine dair bir verinin de bulunmadığı nazara alındığında, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 105.693,32 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan faturalara ilişkin talep edilen miktara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
17-Davacı taraf dava dilekçesinde dava değerini 105.693,32 TL olarak gösermişTakip dosyasındaki alacak miktarının 105.693,32-TL olduğu göstermiş ise de; davanın 10.000 TL üzerinden harçlandırıldığı anlaşılmakla dava değeri olan 105.693,32-TL üzerinden alınması gerektiği 1804,91 TL’den dava açılışında yatırılan 170,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 1634,19 TL nisbi harcın HMK’nın 120 ve 150.maddeleri ile Harçlar Kanununun 30 ve 32.maddeleri gereği yatırılması istenmiş ve harç eksikliği verilen sürede davacı tarafından ikmal edilmiş, bu eksiklik bu şekilde giderilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalının Sakarya …. İcra Müdürlüğünün … Esas ayılı takip dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davalı itirazında haksız olduğundan asıl alacak miktarı olan 105.693,32 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 7.219,63-TL harçtan, peşin yatırılan 1.804,91 TL’nin mahsubu ile 5.414,73 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 16.854,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.804,91 TL nispi harç ile 80,70-TL Başvuru Harcı, 1.685,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.570,61 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/11/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı