Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/489 Esas – 2022/1140
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/489 Esas
KARAR NO : 2022/1140
HAKİM :…
KATİP :…
DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI :…
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2022
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosya kapsamında başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, davacı ile davalı tarafa ait olan … İli, … İlçesi, … adresinde bulunan ve uzun yıllardır kaba inşaat olarak beklemiş olan iki katlı binanın ince işlerinin tamamını yaparak alt katı dükkan üst katı ofis haline getirme işi yapıldığını, bina içinde ve dışında ytong duvar örme işler yapıldığını, ikinci katta alçıpan asma tavan yapıldığını, tüm bina içinde kaba alçı ve ince alçı ile boya işi yapıldığını, zeminin alt ve üst katının tamamına şap atıldığını ve kalebodur döşendiğini, pis su ve temiz su işlerinin tamamının yapılıp tuvalet yapıldığını, fayans, kalebodur, vitrifiye muslukları takıldığını, üst kata çıkan merdiven yapıldığnı ve kaplandığını, balkon kalebodur, korkuluk ve boya işleri yapıldığını, dükkan ve ofisin pencereleri ile kapılarının PVC doğrama olarak yapıldığını, elektrik tesisatının tamamının yapıldığını, dükkan önüne beton atma işi yapıldığını, ayrıca bina dışının kuzey kısmının yalıtım işlerinin yapıldığını, davacı müvekkili tarafından yukarıda detaylıca anlatılan bu işler karşılığında davalıya 15/04/2019 tarihli 25.370,00 TL bedelli … numaralı irsaliye fatura ile 18/04/2019 tarihli … TL bedelli … numaralı fatura kesildiğini, davalı tarafın müvekkiline ödemesi gereken toplam bedelin 42.598 TL olmasına rağmen bugüne kadar sadece 15.000 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin davalıdan 27.598 TL alacağı olduğunu, müvekkili tarafından davalı aleyhine … …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile … TL kalan fatura alacağı için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak bahse konu takibe itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkindir.
Davalı iş sahibi, davacı yüklenici olup, eser sözleşmesine konu iş nedeniyle davalının ödemede bulunmadığını iddia etmektedir.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 27.04.2022 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davada, gerçek kişi olan davalı hakkında UYAP sisteminden yapılan araştırmada, vergi kaydının kira geliri nedeniyle olduğu, başkaca bir vergi kaydının olmadığı, dolayısıyla davalının tacir olmadığı gibi, anılan uyuşmazlığın da davalının ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının tacir olmaması nedeniyle de davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 Sayılı yasanın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve harçların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içeirsinde görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi talep edildiği takdirde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmaması halinde mahkememizce dosyanın resen ele alınarak yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair dosya üzerinden tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi.29/04/2022
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı