Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/484 E. 2022/1433 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/484 Esas – 2022/1433
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/484 Esas
KARAR NO : 2022/1433

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALI : ….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının “Perakende Mobilya” işi yaptığını davalı …. …. ile 21/01/2022 tarihinde 20/02/2022 teslim tarihli bir kısım malların alımı hususunda anlaştıklarını, davacının davalıya …. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/04/2022 Keşide Tarihli …. nolu 30.000,00 TL Bedelli çek,
…. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/05/2022 Keşide Tarihli …. nolu 30.000,00 TL Bedelli çek, …. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/07/2022 Keşide Tarihli …. nolu 33.000,00 TL Bedelli çek, …. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/06/2022 Keşide Tarihli …. nolu 35.000,00 TL Bedelli çek, …. …. Şubesi 30/06/2022 Keşide Tarihli …. nolu 27.000,00 TL Bedelli çekleri teslim ettiğini, ancak davalının sipariş formlarında belirtilen tarihlerde siparişlerin teslim edilmediğini, yapılan görüşmeler de sonuçsuz kaldığını davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanılması durumunda çeklerin bedelsiz kalacağını bu sebeple edimin ifa edilmemiş olması sebebiyle davacının sözleşmeden döndüğünü ve davacının karşılığında herhangi bir mal almadığı noktada anılan çekler bakımından herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini taleple dava etmiştir.
Davalıya duruşma gününü bildirir açıklamalı davetiye tebliğ edilmiş, davalı yazılı ve sözlü bir beyanda bulunmamıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu çekler ile ilgili ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş Mahkememizce 28/04/2022 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından Mahkememiz dosyası istinaf edilmiş Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesinin …./…. Esas sayılı dosyası ile Mahkememiz ara kararı kaldırılmış ve yeniden hüküm kurularak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat karşılığı kabulüne karar verilmiş ancak teminat yatırılmadığından tedbir işlemleri yapılamamıştır.
…. …. Bankası , …. Genel Müdürlüğünden çek bilgilerinin geldiği , Sakarya Vergi Dairesinden ve Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliğinden gelen yazı cevapları dosya içine alınmıştır,
Mahkememizce dosyası Mali Müşavir rapor alınmıştır, bilirkişi Mahkememize ibraz etmiş olduğu 06/10/2002 raporunda “… Ticari defterlerde …. ……. Ltd.Sti den herhangi bir mal alımına dair kayda rastlanılmadığı, yapılan tüm inceleme ve tetkiklerde sipariş formunda belirtilen ön ödemelerin yapılmadığı, düzenlenen çeklerin …. bankası acir olmayan hamiline basılmış çekler olduğu ,hamiline düzenlendiği , Ciro edilen müşteri çekinin firma çekiymiş gibi ticari defterlere kaydının yapıldığı, bankalardan gelen yazılardan tespit edildiği üzere …. , …., …., …. seri numaralı …. …. Bankası …. …. çeklerinin ödendiği, ancak kim tarafından ibraz edildiği veya ciro edildiği bilgisine yer verilmediği, …. seri numaralı …. …. …. çekinin ödendiği, …. …. tarafından ibraz edildiği ancak ciro bilgisine yer verilmediği tespit edilmiştir. Bankalara ibraz edilen ve ödenen çeklerin ibraz anındaki görüntüsü ve ibraz eden kişiye ait bilgilerin ve ciroya ait bilgilerin olmaması nedeniyle çeklerin …. …. Mühendislik Ltd Şti i tarafından tahsil edilip edilmediğine dair her hangi bir tespit yapılmadığını Davacının davalı firmaya sipariş avansı verdiğine ve aralarında ticari ilişkinin varlığına dair herhangi bir tespit yapılmadığı…” yönünde raporunu Mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).
2- Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
3- Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır.
4-Bedelsizlik iddiası, 6762 sayılı TTK’nın 599. (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.687) maddesi anlamında bir kişisel def’îdir. Bedelsizlik bir kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebilir.
5- Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 61 vd. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 77 vd.) maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir.
6- Kambiyo senedi düzenlenmesine neden olan hukukî ilişkinin, karşılıklı borç yükleyen sözleşme olması ve bu sözleşmeden doğan borcun ifası için kambiyo senedinin düzenlenmesi hâli ise sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
7- Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, temel borç ilişkisindeki para borcunun (kambiyo senedindeki temel alacağın) karşılığı olan edimin ifa edilmemesi hâlinde kambiyo senedinin bedelsizliğinden bahsedebilmek için, borçlunun BK 106 ve 108’deki (TBK m. 125) seçimlik haklardan borcun ifa edilmemesi sebebi ile olumlu zararının tazminini veya sözleşmeden dönerek olumsuz zararının tazminini talep yolunu seçmesi gerekir. Zira seçimlik haklardan ilki olan borcun ifası ve gecikme tazminatının talep edilmesi durumunda, sözleşmenin ifasını talep eden taraf kendi borcunu ifa ile yükümlü olduğundan, senet henüz bedelsiz kalmayacaktır. Borçlunun zaten var olan borcun ifası ile gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçmesi ile alacaklı (kambiyo senedi borçlusu) ifayı talep etmek hakkını kaybederken, borçlu da asli edim yükümlülüğünü yerine getirme borcundan kurtulur. İşte bu noktada senedin bedelsizliği bu hâllerde gündeme gelecektir. (Hukuk Genel Kurulu2021/(19)11-659 esas 2022/82 karar)
8-Çek, bir ödeme aracıdır. TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; davacının dava konusu çekleri keşide edip davalıya mal karşılığında teslim ettiği karine olarak kabul edilir. Karinenin aksi, iddia eden davacıya aittir. Bu sebeple, dava konusu çeklerin avans olarak verildiğini, çeklerin bedeli kadar malların teslim alınmadığını iddia eden davacının, bu iddiaları yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalının, dava konusu çekler karşılığı mal teslim edildiğini savunması, ispat yükünü değiştirmemektedir. Çek, TTK’nın 780/1-b maddesine göre kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içerdiğinden sebepten mücerret bir borç ödeme aracı olduğuna ilişkin karine bulunmaktadır. Bu karinenin aksinin iddia eden tarafından ispatlanması gerekir. ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2473 Esas – 2019/5340 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 19 HD.nin 2014/17834 Esas- 2015/4830 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir.) ( YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2020/4510 2021/6679)
Somut olayda;
9- …. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/04/2022 Keşide tarihli …. nolu 30.000,00-TL bedelli,…. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/05/2022 Keşide tarihli …. -nolu 30.000,00-TL bedelli, …. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/07/2022 Keşide tarihli …. nolu 33.000,00-TL bedelli, …. …. Bankası Serdivan Şubesi 31/06/2022 Keşide tarihli …. nolu 35.000,00-TL bedelli ve …. …. Şubesi 30/06/2022 Keşide tarihli …. nolu 27.000,00-TL bedelli çeklerin taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde verildiğini, davalının yükümlülüğünü yerine getirilmediğini, çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
10-Davacı tarafından dosyaya sunulan 21.01.2022 tarihli “Sipariş Formu”na göre, davacı ile davalı arasında satış sözleşmesi akdedildiği, sözleşme bedelinin 200.000 TL olduğu, sözleşmeye göre ödemenin 20.000 TL’sinin nakit, 30.000 TL’sinin kredi kartı ile ödendiği, 5.000 TL Kaparo verildiği, 150.000 TL için ise çeklerle ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, ancak çeklere açık atıf bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya fotokopileri sunulan çeklerde de sözleşmeye atıf olmadığı gibi avans çeki olduklarına dair bir ibarenin bulunmadığı görülmüştür. Yukarıda 8 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere; 6102 sayılı yasanın 778/1-b maddesine göre çek bir ödeme aracı olup, avans olarak verildiğini iddia eden davacının bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
11-Davacının dosyaya gelen vergi kayıtlarına göre bilanço esasına göre defter tuttuğu ve tacir olduğu, davalının ise tüzel kişi tacir olduğu nazara alındığında, ticari defterlerin taraflar yönünden delil olabileceği anlaşılmıştır. Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Bu bağlamda davalı tarafın defterlerinin sunulması için davalı tarafa 05.07.2022 tarihli duruşmada kesin süre verilmiş, kesin süre muhtırası tebliğe çıkarılmış, 19.07.2022 de davalı vekiline tebliğ edilmiş, kesin sürenin son günü olan 02.08.2022 tarihine kadar davalı tarafından defterler ibraz edilmediği gibi yerleri de bildirilmediğinden davalı defter ibrazından kaçınmış sayılmıştır. Davacının defterlerinin incelenmesi sonucu alınan 06.10.2022 tarihli rapora göre, taraflar arasında 2021 tarihinde ilişki olmadığı, 2022 defterlerinde 185.000 TL tutarlı 6 adet çekin davalıya verildiğinin ve “Verilen Sipariş Avansları” hesabına kaydedildiğinin tespit edildiği, yine davalının mal teslim ettiğine dair bir kaydın da bulunmadığının tespit edildiği, anılan rapora göre çeklerin avans çeki olduklarının anlaşıldığı, 2022 yılına ait defterlerin açılış tasdiklerinin olduğu, henüz 2022 yılı devam ettiği için kapanış tasdikine gerek olmadığı nazara alındığında, davacının 2022 yılı defterlerinin delil mahiyetinde olduğu ve çeklerin avans çeki oldukları anlaşılmıştır. 6098 sayılı yasanın 212/2.maddesi de göz önüne alınarak, davalının sipariş formunda belirtilen teslim süresinde satışa konu malları teslim etmediği, anılan yasal düzenleme gereği davacının devir isteminden vazgeçtiği ve borcun ifa edilmemesinden kaynaklı zararı talep etmiş sayıldığı anlaşılmıştır.
12-Her ne kadar anılan raporun sonuç kısmında avans verildiğine dair tespit olmadığı yazılmış ise de, 2022 defterlerinde 185.000 TL tutarlı 6 adet çekin davalıya verildiğinin ve “Verilen Sipariş Avansları” hesabına kaydedildiğinin tespit edildiği yönündeki tespit nazara alındığında raporun sonuç kısmının hatalı olduğu, ancak bu hususun mahkememizce yukarıda anlatıldığı üzere düzeltilebilir nitelikte olduğu nazara alınarak, ek rapora gerek görülmemiştir.
13-Dava devam ederken anılan çeklerin ödendikleri banka cevaplarından anlaşıldığından, 2004 sayılı yasanın 72/6.maddesine göre davaya istirdat davası olarak devam edilmiş, davacı vekilinin 25.10.2022 tarihli talebi de nazara alınarak, çek bedellerinin ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
*…. …. Bankası Serdivan Şubesinin 31/04/2022 keşide tarihli, …. çek nolu, 30.000,00-TL bedelli , davacının keşideci olduğu,
*…. …. Bankası Serdivan Şubesinin 31/05/2022 keşide tarihli, …. çek nolu, 30.000,00-TL bedelli , davacının keşideci olduğu,
*…. …. Bankası Serdivan Şubesinin 31/07/2022 keşide tarihli, …. çek nolu, 33.000,00-TL bedelli , davacının keşideci olduğu,
*…. …. Bankası Serdivan Şubesinin 31/06/2022 keşide tarihli, …. çek nolu, 35.000,00-TL bedelli , davacının keşideci olduğu,
*…. Karasu Şubesinin 30/06/2022 keşide tarihli, …. çek nolu, 27.000,00-TL bedelli , …. …. keşideci olduğu çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çek bedellerinin yargılama sırasında ödendiği anlaşıldığından toplam çek bedeli olan 155.000,00-TL’nin çeklerin ödendikleri tarihlerden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 10.588,05-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.647, 02-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 7.941,03-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 24.250,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 2.647,02-TL Peşin/nisbi Harcı, İstinaf Harcı 80,70, İstinaf Yoluna Başvurma Harcı 220,70 TL , Vekalet Harcı 11,50 TL , Bilirkişi 800,00TL , 638,6-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 4.479,22 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
5-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
6-Hüküm kesinleştiğinde ticari defterlerin ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/10/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı