Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/471 E. 2023/356 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/471 Esas – 2023/356
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2022/471 Esas
KARAR NO : 2023/356

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALILAR : 1- …
2-…

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 21/04/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıların, müvekkili banka ile dava dışı … arasında akdedilen kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını,…’un müvekkili bankadan kullandığı krediyi ödememesi nedeni ile kendisi ve müteselsil kefil olan davalılar hakkında Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, açıklanan nedenlerle davalıların Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün …/.. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibe haksız olarak itiraz eden davalıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş, bu nedenle ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Sakarya …. İcra Müdürlüğü …/.. Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden incelenmiştir.
Mahkememizin 28/06/2022 tarihli duruşma ara kararı gereği bankacı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişi 31/03/2023 tarihli raporunda; Davacı bankanın dava dışı…dan 17.06.2020 icra takip tarihi itibariyle
dava konusu kredilerden kaynaklanan toplam alacağının 170.795,29 TL olduğunu (Asıl Alacak/Anapara 118.233,64 TL), taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmelerinde; takip öncesi işleyen faizin
ve masrafların asıl borca dahil edilmesi yönünden sözleşmede hüküm bulunmadığını, davalılardan…un davacı Banka ile… arasında imzalanan
genel kredi sözleşmelerine attığı 225.000,00 TL’lik kefalet imzası nedeniyle 17.06.2020 tarihli icra takip talebinde talep edilmesi gereken 118.233,64 TL asıl
alacak borcundan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu,(Toplam Alacak 170.795,29 TL), davalılardan …’un yalnızca 19.12.2018 tarihli Genel Kredi
Sözleşmesinde 150.000,00 TL tutarında müteselsil kefil imzası bulunduğu, 27.12.2017
tarihinde kullandırılan 40.000,00 TL tutarlı Zirai İşletme Kredisi borcundan müteselsil
kefil sıfatıyla sorumlu olmadığını, davalı ….’un 19.12.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki
150.000,00 TL tutarındaki müteselsil kefil imzası nedeniyle 17.06.2020 tarihli icra
takip talebinde talep edilmesi gereken 118.233,64 TL asıl alacak kredi borcunun 85.119,367 TL’lik kısmından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, (Toplam Alacak 130.828,12 TL) , dava konumuz kredilere uygulanan akdi faiz oranlarının ve 17.06.2020 icra takip
tarihinde talep edilen 45,00% faiz oranının taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve
TCMB’ye bildirilen azami kredi faiz oranları sınırları içinde kaldığı, faiz oranlarında
bir problem bulunmadığını rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
1- İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Bankalar tarafından kredi kartlarına uygulanacak azami faiz oranları 5464 sayılı kanun kapsamında TCMB tarafından belirlenmekte ve basın duyurusu yoluyla kamu oyuna duyurulmaktadır.
4-6098 sayılı TBK.’nın 583. Maddesine göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
5-6098 sayılı TBK.’nın eşin rızası başlıklı 584. maddesinde; “eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
6-Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. 6098 saylı Türk Borçlar Kanunundaki düzenleme uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için hangi hallerde eşin rızasının gerektiği ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır. Emredici olan bu düzenlemeden, eşlerin feragat etmesi mümkün değildir. Eşin yazılı rızasının verilmesi adi yazılı şekle tâbidir. Yani rıza beyanının eş tarafından imzalanması gerekli ve yeterlidir. Ancak rıza somut ve belirli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Dolayısıyla gelecekte yapılacak kefalet sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genel bir rıza verilemeyeceği gibi sözleşmenin yapılmasından sonra (geçersiz sözleşmeye geçerlik kazandırmak için de) rıza verilemez.
7-Türk Borçlar Kanunu 584-(1) maddesine göre; rıza sonradan verilecek icazet ile tamamlanmadığından, eşin izni tamamlayıcı unsur değil geçerlilik unsurudur. Yani kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için eşin rızası mutlaka gereklidir. Aksi halde kefalet sözleşmesi geçersiz olacaktır. Zira; rıza, eşin kefil olma ehliyetini sınırlar ve rızanın yokluğunun yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Bu geçersizlik hakim tarafından resen dikkate alınır (Gümüş, M.A. Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2014, s.348). (Yargıtay HGK. 24/05/2017 tarihli 2017/12-1135 Esas – 2017/1012 sayılı kararı).Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK. 33. madde). Mahkeme emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (Yargıtay HGK. 13/03/2013 tarihli 2013/802 Esas – 2013/347 sayılı Kararı).
Somut olayda;
8- Davacı tarafından davalılar aleyhine dava konusu genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılan krediler ve kredi kartlarından kaynaklanan alacak nedeniyle Sakarya …İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyası ile 175.738,20 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, asıl alacağa takip tarihinden sonra %45 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV talep edildiği, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalılardan;
…a 09.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 12.02.2021 tarihinde borca itiraz ettiği,
-…a 08.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebliğden önce 11.02.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, itirazların ve itirazların tebliğ edilmemiş olması nedeniyle eldeki davanın 2004 sayılı yasanın 62 ve 67.maddelerindeki süreler için olduğu, davadan önce arabuluculuk dava şartının da yerine getirildiği anlaşılarak esasa geçilmiştir.
9-Davaya konu edilen kredilere ilişkin kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı ve tebligatı, hesap özeti ve kredi için TCMB’ye bildirilen faiz oranları dosyamız arasında alınmış, davacının anılan sözleşmeler nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve talep edilen faiz oranının yerinde olup olmadığı hususlarında inceleme yapılması için dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyaya sunulan 27.12.2022 tarihli raporda, davalıların 19.12.2018 tarihli kredi sözleşmesine kefil olduklarının yazıldığı, raporun 2. sayfasında sözleşme gereği asıl borçluya 2 farklı kredi verildiğinin yazıldığı, ancak kredilerden birinin davalıların kefalet sözleşmesini imzaladıkları tarihten öncesine ait olduğu, bu hususta kredi sözleşmesinde önceki kredi sözleşmelerinin devamı olduğuna dair bir değerlendirme yapılmadığı gibi raporun 2.sayfasında 2 farklı kredi verildiğinden bahsedildiği, ancak devam eden sayfada 3 farklı kredi için hesaplama yapıldığı, bu şekilde raporda çelişki oluşturulduğu, yine davacının takip talebinde sadece asıl alacak yönünden talebinin olduğu, takip talebinde ve ödeme emrinde takip öncesi işlemiş faiz talebi yok iken değerlendirme yapıldığı gibi anılan değerlendirmede de, temerrüt faizi ve BSMV’nin limite dahil edilmemesi gerekirken kefalet limitine dahilmiş gibi hesaplama yapıldığı, yine akdi faiz oranlarının TCMB’ye bildirilen faiz oranları ile uyumlu olup olmadığının değerlendirilmediği, dolayısıyla anılan raporun hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşılarak dosya farklı bir bilirkişiye rapor tanzimi için verilmiştir.
10-Dosyaya sunulan 31.03.2023 tarihli rapora göre; davacı ile dava dışı asıl borçlu olan …arasında 26.12.2017 tarihli ve 19.12.2018 tarihli olmak üzere iki farklı kredi sözleşmesinin imzalandığı, Davalılardan ….un her iki sözleşmede kefil olarak yer aldığı, kefalet limitlerinin 26.12.2017 tarihli sözleşme için 75.000,00 TL, 19.12.2018 tarihli sözleşme için ise 150.000,00 TL olduğu, kefalet sözleşmesinin el yazılı olduğu, müşterek ve müteselsil kefil ibarelerinin, kefalet limitinin ve tarihinin açıkça yazılı olduğu, kefalet tarihinde evli olan davalı….’un eşi olan …’un eş rızasını verdiğine dair imzasının olduğu dolayısıyla davalı …yönünden kefaletin şartlarının oluştuğu bildirilmiştir. Yine diğer davalı…’un kefalet tarihinde bekar olduğu, bu davalının sadece 19.12.2018 tarihli sözleşme yönünden kefil olduğu, diğer sözleşmeye kefil olmadığı, anılan sözleşmede kefil olunan miktarın 150.000,00 TL olduğu, kefalet sözleşmesinin el yazılı olduğu, müşterek ve müteselsil kefil ibarelerinin, kefalet limitinin ve tarihinin açıkça yazılı olduğu, dolayısıyla kefalet şartlarının bu davalı yönünden de oluştuğu anlaşılmıştır.
11-Anılan rapordaki tespitlere göre; Davalı … yönünden; 26.12.2017 tarihli sözleşme için 27.12.2017 tarihinde 40.000 TL bedelli, 4 yıl vadeli kredi kullandırıldığı, kredinin ilk taksidinin ödendiği, bakiyesinin ödenmediği, 19.12.2018 tarihli sözleşme kapsamında 20.12.2018 tarihinde 50.000,00 TL bedelli kredi kullandırıldığı, bu krediye ilişkin herhangi bir ödemenin bulunmadığı, yine ikinci sözleşme kapsamında 06.02.2019 tarihinde 25.000,00 TL kredi kullandırıldığı, bu krediye ilişkin de bir ödemenin bulunmadığı, ikinci sözleşme kapsamında verilen hasat kart için hesap kat tarihi itibariyle 5.075.03 TL borç ve 5.044,34 TL alışveriş borcu olmak üzere toplam 118.233,64 TL asıl alacağın bulunduğu, davalı …un anılan asıl alacaktan şartları oluşan kefalet sözleşmesi uyarınca sorumlu olduğu, anılan bedelin kefalet limitleri dahilinde olduğu anlaşılmıştır.
12-Davalı … yönünden ise; adı geçen davalının sadece 19.12.2018 tarihli sözleşmeye kefil olduğu, bu sözleşme kapsamında 20.12.2018 tarihinde 50.000,00 TL bedelli kredi kullandırıldığı, bu krediye ilişkin herhangi bir ödemenin bulunmadığı, yine ikinci sözleşme kapsamında 06.02.2019 tarihinde 25.000,00 TL kredi kullandırıldığı, bu krediye ilişkin de bir ödemenin bulunmadığı, ikinci sözleşme kapsamında verilen hasat kart için hesap kat tarihi itibariyle 5.075.03 TL borç ve 5.044,34 TL alışveriş borcu olmak üzere toplam 85.119,37 TL asıl alacağın bulunduğu, davalı…’un anılan asıl alacaktan şartları oluşan kefalet sözleşmesi uyarınca sorumlu olduğu, anılan bedelin kefalet limitleri dahilinde olduğu anlaşılmıştır.
13- Dosyaya sunulan 31.03.2023 tarihli rapora göre; takip talebinde talep edilen %45 oranındaki temerrüt faiz oranının, davacı banka tarafından TCMB’ye bildirilen azami faiz oranları ve taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olduğu, talebin bu limitler dahilinde olduğu bildirildiğinden, anılan asıl alacaklara takip tarihinden sonra %45 oranında faiz işletilebileceği anlaşılmıştır.
14-Davalı borçluların Sakarya …İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyadaki itirazlarında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz etmişler ise de, yapılan itirazda açıkça yetkili icra dairesinin gösterilmediği, bu haliyle anılan yetki itirazının 2004 sayılı yasanın 50. ve 6100 sayılı HMK’nın 19/2.maddelerine uygun bir yetki itirazı olmadığı anlaşıldığından, yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
15- Davacı bankanın takip talebinde 175.738,20 TL talepte bulunduğundan temerrüt faizi ve bunun BSMV sini ayırarak talep etmediğinden talep edilen alacağın asıl alacak olarak kabul edilmesi gerektiği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/4830 esas 2022/7129 karar sayılı ilamı) anlaşılarak asıl alacaklar ile sınırlı karar vermek gerekmiştir.
16-Davalılar itirazında haksız çıktığından ve asıl alacak likit olduğundan, 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği kabul edilen kısımların %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile,
a)Davalı … yönünden Sakarya …cra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına itirazın kısmen iptali ile, takibin 118.233,64 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alınan alacağa takip tarihinden itibaren %45 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Davalı itirazında 118.233,64-TL yönünden haksız çıktığından bu bedelin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı… alınarak davacıya ödenmesine,
b) Davalı … yönünden Sakarya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına itirazın kısmen iptali ile, takibin 85.119,37 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alınan alacağa takip tarihinden itibaren %45 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına,
Davalı itirazında 85.119,37 TL yönünden haksız çıktığından bu bedelin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı …dan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 8.076,53-TL harcın 5.814,50 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, bakiye kalan 2.262,03 TL’sinin davalı …dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 18.735,00-TL nisbi vekalet ücretinin 13.619,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile; bakiye kalan 5.116,00 TL’sinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 3.001,17-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 3.081,87 TL harcın 1.492,54 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile; bakiye kalan 1.589,33 TL’sinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 2.770,25-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.770,25-TL yargılama giderinin kabul red oranı hesaplanarak 1.863,78-TL’sinin (902,62 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, bakiye kalan 961,06 TL’sinin davalı … alınarak) davacıya verilmesine,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı asillerin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/06/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

Tashih Şerhi

Her ne kadar mahkememizin 13/06/2023 tarihli kararının hüküm kısmındaki (1) nolu bendinde “Davalı itirazında 85.119,37 TL yönünden haksız çıktığından bu bedelin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı…. alınarak davacıya ödenmesine, ” şeklinde karar verilmiş ise de davalı ”… …” yazılması gerekirken sehven ‘…” yazıldığı ve maddi hata olduğu anlaşıldığından, “Davalı itirazında 85.119,37 TL yönünden haksız çıktığından bu bedelin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı … Uygundan alınarak davacıya ödenmesine,” olarak TASHİHİNE karar verildi. 14/06/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı