Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/468 E. 2023/192 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/468 Esas – 2023/192
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2022/468 Esas
KARAR NO : 2023/192

HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kredi sözleşmesi uyarınca ….. A.Ş nezdinde kullanmış olduğu krediye kefil olduğunu, davalı tarafın vadesi gelen borcu ödemekten imtina ettiği için, alacaklı banka tarafından Sakarya … İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde icra takibi başlatıldığını, alacaklı tarafından başlatılan icra takibi neticesinde müvekkili adına kayıtlı Sakarya İli, Serdivan İlçesi, …. Mah. …. parselde kayıtlı zemin+1 kat 28 nolu bağımsız bölüm mesken niteliğindeki taşınmazına haciz konulduğunu, Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyası üzerinden 369.547,33 TL kıymet takdiri yapılarak paraya çevrilmesine karar verilmiş ve ihaleye çıkartılarak 3. Kişiye satıldığını, davalının kredi sözleşmesinden kaynaklı borcuna teminat olarak kefil olan müvekkilinin adına kayıtlı taşınmazın icra yolu ile paraya çevrilerek 3. Kişiye ihale edilmesi nedeniyle müvekkilinin kendisinin olmayan bir borcu ödemek zorunda kaldığını, davalı tarafın alacaklı bankaya olan borcunu kefaleten ödeyen müvekkilinin alacağını davalıdan rücuen tahsili hususunda yasal hakka sahip olup davalının da borcunu müvekkiline ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tahsilini amacıyla Kocaeli… İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulünü, davalının Kocaeli …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. Es sayılı icra takibine yönelik haksız, kötüniyetli ve yasalara aykırı tüm itirazların fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 190.000,00 TL alacak miktarı bakımından iptalini ve takibin devamını, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün …./…. Es sayılı dosyasına konu alacağın fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 190.000,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve müvekkiline ödenmesini, davalının haksız, kötüniyetli ve hukuki dayanaktan yoksun itirazları nedeniyle alacak miktarının %20’si oranında İcra İnkar Tazminatının davalıdan tahsilini ve müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin yetkisine itiraz ettiklerini, HMK 6. maddeye göre yetkili mahkemelerin Pamukova Mahkemeleri olduğunu, HMK 10. maddeye göre ise yetkili mahkemelerin kredi sözleşmesi …. …. Adapazarı Şubesinde tesis edildiğinden ve sözleşmenin ifa yeri yine Adapazarı olduğundan, Adapazarı Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin, davacı ve davacının oğlu olan …. …. ile uzun yıllardır süren dostluk ve akrabalık ilişkilerinin bulunduğunu, dava konusu kredi sözleşmesinin tesisinin de baştan sona bu ilişkilerden kaynaklı olarak gerçekleştiğini, davacı ve davacının oğlunun müvekkili ile irtibata geçerek ticaretlerinin kötüye gittiğini halihazırda ekonomik sıkıntılar çektiklerini beyan ettiklerini ve yardımcı olmasını talep ettiklerini, müvekkil, ve davacı ile oğlu da dahil olmak üzere ; müvekkilinin, davacıya, davacının var olan icra dosyalarının hepsinin borcunu ve başkaca borçlarını da kapatacak kadar para ödemesi, akabinde ilgili bankadan kredi kullanılması, davacının krediye kefil olması, kullanılan kredinin yarı yarıya paylaşılması ve kredi taksitlerinin davacı ve oğlu tarafından ödenmesi hususlarında anlaştıklarını, müvekkilinin bu noktada borçlar karşılığı davacıya yaklaşık 56.500TL ödeme yaptığını, sonrasında müvekkili ve davacının bankadan çekebilecekleri kredi miktarının en yüksek 60.000TL olabileceğini öğrendiklerini, bu tutarın tahminlerinin çok altında olduğunu, bu durumda da önceki anlaşmalarını, krediden gelecek olan paranın müvekkiline verilmesi, davacının krediye kefil olması ve yine kredinin geri ödemelerini davacının(oğlu da dahil) karşılaması hususlarında revize ettiklerini, nihayetinde müvekkilinin anlaşmaları kapsamında ilgili krediyi çektiğini, davacının kredi borcunun sadece 5 taksidini ödediğini geriye kalan borcu ödemekten imtina ettiğini, borcu müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, fakat 56.500,00 TL lik ödemeden hem de hatır çeki ödemelerinden kaynaklı olarak müvekkilinin ticari işlerinin bozulduğunu, müvekkilinin kredi taksitlerinin takip konusu olan kısmını ödeyemediğini, müvekkilinin izah edilen hususların haricinde davacıya, ortak iş yaptığı oğluna ve davacının sahibi olduğu şirkete yaklaşık 150.000TL civarında farklı zaman ve miktarlarda hatır çekleri kestiğini, bunların yaklaşık 30.000TL’lik kısmının mezkur kişiler tarafından ödendiğini geriye kalan kısmının yine mecburen müvekkil tarafından ödendiğini, davacının ödemesi gereken yüklü miktarda borcu göğüslemek zorunda kalan müvekkilinin iflas etme noktasına geldiğini, davacı taraf ile görüştüğünü ama davacının borcu kabul ettiği halde ödemekten kaçtığını, görüşmeler esnasında davacının o an için müvekkile 117.000TL borçlu olduğunu kabul ettiğini ve 1 haftaya ödeyeceği taahhüdünde bulunduğunu, davacının taahhüdünü yerine getirmediğini ve borcu ödemediğini, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı gibi aksine davacıdan alacağı bulunduğunu, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğu miktar ile kredi sözleşmesindeki kefalet ilişkisinden kaynaklanan borcunu takas ettiğini, söz konusu duruma rağmen; davacının müvekkiline karşı halen borçlu konumunda bulunduğunu beyanla yetkisizlik kararı verilmesine, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın reddine, davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 21/06/2022 tarihli duruşma ara kararı gereği dosyanın bankacı bilirkişiye tevdine karar verilmişi, bankacı bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Bankacı bilirkişi 09/11/2022 tarihli raporunda; …. A.Ş.’nin 31.08.2018 tarihli ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte icra
emri itibariyle dava konusu taksitli kredilerden kaynaklanan alacağının 244.901,35
TL olduğu, (Anapara/Asıl Alacak 223.318,14 TL), dava konusu kredilerin akdi faiz oranının 14,52% olduğu, ‘’ akdî faiz oranının iki
katı oranında temerrüt faizi işletir ‘’ maddesi gereği 29,04% temerrüt faizi talep
edilebileceğini, …. …. A.Ş. ile davalı …. …. arasında 03.10.2013 tarihinde 100.000,00
TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesinde davacı …. ….’nın kefaletinin/kefil
imzasının bulunmadığını, davacı ….. maliki bulunduğu Sakarya İli, Serdivan İlçesi, Serdivan Köyü,
….pafta, …. parselde kain 28 bağımsız bölüm numaralı dubleks meskeni davalı
…. ……ın kredilerinin teminatı olarak 09.04.2014 tarih, …. yevmiye numarası
ile 245.000,00 TL bedel üzerinden 1. Dereceden …. A.Ş.’ye alacaklı sıfatı ile
ipotek ettiğini, Davalı …. ……ın kredilerinin sorunlu hale gelmesi ile davacı …. ….’nın
maliki bulunduğu söz konusu gayrimenkulün T.C. Sakarya… İcra Dairesi …
Esas sayılı dosyasında icra yolu ile 30.12.2019 tarihinde 191.900,00 TL bedelle …
… isimli 3. Şahısa satıldığı, satış bedeli ile davalının …’ta sorunlu hale
gelmiş kredilerinin kapatıldığını, davacının davalıdan kefaletten dolayı alacaklı bulunmadığı, sahibi olduğu
gayrimenkulü ipotek verdiği ve söz konusu gayrimenkulün icra yolu ile satılması
nedeniyle alacaklı olabileceğini rapor etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-Dava itirazın iptali davası olup, yasal dayanağını 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Kanun’la değişik “6-İtirazın Hükümden Düşürülmesi” ana başlıklı 67. maddesinden almaktadır. “a) İtirazın İptali” alt başlıklı 67. maddede aynen;
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga fıkra: 17/07/2003-4949/103. md)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava eme hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 02/07/2012-6352/11. md) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
2-İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz ettiği alacak üzerine açılan bir eda davasıdır. Madde metninde de açıkça belirtildiği üzere, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı, genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada genel hükümler çerçevesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.
3-İtirazın iptali davası, Kanunda “İtirazın Hükümden Düşürülmesi” ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamını amaçlayan bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İİK’nun 58. maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmesi ve borç bir belgeye dayanıyorsa bu belgenin takip talebine eklenmesi gerekir. Anılan Kanun’un 60. maddesine göre de ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Ödeme emrini alan borçlu borcun sebebine ve takibin dayandığı belgeye göre aleyhindeki ilamsız icra takibine itiraz edebilir. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım, itirazın iptali davasının konusunu oluşturur.
4-Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Zira, aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötüniyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.
5-Diğer taraftan, İİK’nun 67. maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açamamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında, her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava, itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil, alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda, takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olan, takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olup, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağı itirazın iptali davası için bulunmamaktadır.
6-Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, genel hükümlere göre ispat olanağının varlığı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra hukuk mahkemelerinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak, borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır. Açıklanan hususlar Hukuk Genel Kurulunun 03/05/2006 tarihli ve 2006/19-260 Esas, 2006/251 Karar, 14/12/2011 tarihli ve 2011/19-617 Esas, 2011/749 karar ve 18/09/2013 tarihli ve 2013/19-142 Esas, 2013/371 Karar sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirilirse;
7-Davacı-alacaklı vekili, davalı-borçlu hakkındaki ilamsız takibinde; “Kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak 250.000,00 TL” borcun sebebi ve takip dayanağı olarak göstererek, 250.000,00 TL kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacağının tahsilini istemiş, davalı ise davacıya borçlu olmadığını bildirerek takibe itiraz etmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının dava dilekçesinde davacı vekili, kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak iddiasına ilişkin takibe itiraz eden davalı borçlunun kötüniyetli olup, haksız itirazının iptali gerektiğini belirtmiştir.
8-Yukarıda 1-6 paragraflarda detaylandırıldığı üzere; İtirazın iptali davasının açılması ve karara bağlanmasında takip talebi ve ödeme emri esas alınacaktır. Zira, davanın konusu, ilamsız icra takibine borçlunun yaptığı itirazın haklı olup olmadığıdır. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardan olup, takip ve dava konusu olmayan istemler bu davada dikkate alınamaz. Takipte talep edilmeyen hususlarda karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesi hükmüne de aykırılık oluşturur. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2017/1273 esas 2020/1442 karar sayılı ilamı) Davacı taraf, takip talebinde “Kefalet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak 250.000,00 TL” talebiyle takip başlatmış, takip ekinde herhangi bir belge sunmamış, eldeki dava dilekçesi içeriğinde de kefalet sözleşmesine dayanmıştır. İtirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı olduğu, sadece takip talebinde bildirilen kefalet sözleşmesi ile sınırlı inceleme yapılması gerektiği, dava dışı bankadan gelen kredi sözleşmesi, ekleri ve dosya kapsamında aldırılan 09.11.2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlere göre; davacı ile davalı arasında bir kefalet ilişkisi bulunmadığı, davacının ödeme yaptığı takibin, davacı tarafından davalı lehine verilen ipotek nedeniyle olduğunun anlaşıldığı, ipotek ile kefaletin farklı kavramlar olduğu, gerçekten de kefaletin 6098 sayılı yasanın 581 vd. Maddelerinde, ipoteğin ise 4721 sayılı yasanın 881 vd. Maddelerinde düzenlendiği, dolayısıyla davacı ile davalı arasında kefalet ilişkisi bulunmadığı anlaşılmış ve davalının itirazında haklı olduğu anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğuna dair dosyada bir delil bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.814,83-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 29.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/03/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı