Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/420 E. 2022/1084 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/420 Esas – 2022/1084
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/420 Esas
KARAR NO : 2022/1084

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2022
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, davacının … ili, … ilçesi, … … Köyü … ada … parsel sayılı dubleks meskeni iş karşılığı … … aldığını, sonrasında dava dışı … … sözleşme karşılığı sattığını, dava dışı … … sözleşme gereği davacıya ödeme yapmadığını, dava dışı … … 4 adet senedi cirolayarak davacıya verdiğini, senetlerin … …İcra Müdürlüğünün …/ … Esas sayılı takibe konu edildiğini, davalı … murisine ait taşınmaza haciz konulduğunu, taşınmazın satış işlemlerine devam edildiğini, davalı tarafından kambiyo senetlerinin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle … …icra Hukuk Mahkemesinin …/ … Esas sayılı dosyasında davalı lehine icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, genel zaman aşımı süresinin dolmadığını, davalının taşınmaz mallarıyla, trafik siciline kayıtlı araçları ve 3. Şahıslardaki alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, … …. İcra Müdürlüğü …/ .. … Esas sayılı dosyasında tekerrür olmamak kaydıyla davanın şimdilik 9.500,00-TL alacağın davalıdan temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, takibe konu edilen bonolar nedeniyle temel ilişkiye dayanılarak açılan alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 31.05.2017 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda; Dosyaya sunulan delillere göre; dava tarafından davalı aleyhine 30.04.2008 vade tarihli Durmuş Törün lehine … … tarafından düzenlenen 4.000,00-TL bedelli senet, 30.04.2008 vade tarihli Durmuş Törün lehine … … tarafından düzenlenen 1.000,00-TL bedelli senet, 30.09.2008 vade tarihli … … lehine … … tarafından düzenlenen 500,00-TL bedelli senet ile 30.09.2008 vade tarihli … … … lehine … … tarafından düzenlenen 4.000,00-TL bedelli senede dayanılarak … …. İcra Müdürlüğü …/ … E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibin 24.09.2019 tarihinde yenilendiğini ve …/ … E sayılı dosya numarasını aldığını, bu dosyadan gönderilen ödeme emrine davalının … …. İcra Hukuk Mahkemesi …/ … E sayılı dosya ile kambiyo senetlerinin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle dava açtığı, anılan mahkemece takibe konu senetlerin zamanaşımına uğraması nedeniyle takibin geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin …/ … esas- …/ … karar sayılı ilamı ile anılan bonoların zamanşımına uğramış olmaları nedeniyle istinaf isteminin esastan reddine kesin olarak karar verdikleri görülmüş, derecattan geçerek kesinleşen anılan kararın mahkememiz yönünden kesin delil mahiyetinde olduğu, (Prof. Dr. Ejder Yılmaz, HMK Şerhi, Ankara, 2013, s.1347)( Hukuk Genel Kurulu’nun 09.04.2003 tarihli 2003/20-266/285 E/K sayılı kararı)dolayısıyla anılan bonoların zamanaşımına uğradıkları anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/(19)11-537 esas ve 2021/1665 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Zamanaşımına uğrayan bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukukunun tanıdığı özel imkânlardan yararlanamayacak ve hatta adi senede dahi dönüşemeyecektir. Zira zamanaşımına uğrayan bono fiziki olarak ortada olsa bile maddi hukuk anlamında artık hiçbir şey ifade etmemekte sadece ispat hukuku alanında delil başlangıcı olarak kabul edilmektedir (Öztan, s. 878; Kendigelen/Kırca, s. 264). Bu itibarla zamanaşımına  uğrayan bono  adi senede dönüşmeyeceği için, alacağın ispatı açısından tek başına yeterli olmayacak, bununla birlikte sadece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 202. maddesi kapsamında bir (yazılı) delil başlangıcı olarak kullanılabilecektir. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 25.03.2021 tarihli ve 2017/(19)11-937 E., 2021/357 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Anılan hükümler göz önüne alındığında; davacının alacak talep ettiği bonoların zamanaşımına uğradığına dair Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2021/1728 esas- 2022/211 karar sayılı ilamının mahkememiz yönünden kesin delil niteliğinde olduğu, zamanaşımına uğrayan bir bono kambiyo senedi vasfını kaybettiği için kambiyo hukukunun tanıdığı özel imkânlardan yararlanamayacağı, anılan kambiyo senetlerinin yazılı delil başlangıcı mahiyetinde oldukları, davacının temel ilişkiye dayanarak alacak iddiasında bulunabileceği, dolayısıyla davanın 6102 sayılı yasanın 4.maddesindeki mutlak ticari davalardan olmadığı,
Davacının dayandığı temel ilişkinin ise gayrimenkul satışı olduğu, dosyaya sunulan tapu kaydına göre satışa konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, tarafların ticari işletmelerini ilgilendirmediği de nazara alındığında davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 Sayılı yasanın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve harçların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde gönderme talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı hususunun İHTARINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek yada aynı sürede başka yer Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır