Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/399 E. 2022/1197 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/399 Esas – 2022/1197
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2022/399 Esas
KARAR NO : 2022/1197

HAKİM :….
KATİP :….
DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av….
DAVALILAR :….
VEKİLİ : Av….

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı şirektin …. , …. …. markaları ile Türkiye geline yayılmış bayilikleri vasıtasıyla halk arasında mutfakgazı olarak bilinen sıvılaştırılmış LPG dağıtım ve tevzi iştigali yaptıklarını, LPG nin …. ve TS …. standart gereği kendi markasını taşıyan ve mülkiyeti marka sahibi firmaya ait tüpler depozito mukabili bayii ve abonelere verildiğini,davalıların davacı şirket ile bir ticari ilişkini bulunmadığını, …. Sulh Hukuk Mahkemesi …./…. Diş sayılı dosayı ile 11/02/2022 tarihinde “… …. …. Mahl. ….köprüsü başındaki bahçe v Sakarya ” adresinde bulunan DEPO adresinde davacı şirketlerin markasını taşıyan , davacı şirkete ait olan ve bilirkişinin 18/03/2022 tarihli raporunda belirttiği davaya konu edilen …., …. ve …….ibareli …. adet tüp tespit edildiğini, ayrıca raporda …. mah. …. …. Cad no …….. Hendek Sakarya adresinde …. Markette …., …. ve …. markalı tüplere rastlanılmadığı, …. tüm bayii yazısı market camında hala bulunduğunun tespitine yer verildiği ….Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari bir ilişkisinin bulunmadığını, davalı tarafın mülkiyeti davacı şirketi ait LPG tüplerini piyasadan topladığını ve tüketici nezdinde maruf ve meşhur olan davacı şirketin markasını taşıyan tüpleri ticari faaliyetine konu ettiğini ve davacıyı zarara uğratığını, bu sebeplerle davalı işyerinde tespit edilen dav akonusu v adet tüp üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, davalı işyerinde tespit edilenv …. tüm bayii yazısının ihtiyati tedbir olarak kaldırılmasını, tüplerin imhasını,fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile …. TL maddi tazminata hükmedilmesinv …. TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini , yargılama giderlerinin davalıdan tahsilini taleple dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusunun tazminat olan haksız rekabet iddiasına dayanan davalarda arabuluculuk zorunlu olduğunu ve dava şartı olup, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeni ile davanın usulden reddinin gerektiğini, yetki ve husumet itirazları bulunduğunu, taraflar arasında uzun yıllara dayanan ticari ilişkinin söz konusu olduğunu ve davalı şirketin , davacı ile 2016 yılından 2021 yılı sonuna kadar tam 5 yıl boyunca davacı şirketin bayiliğini yaptığını, taraflar arasında bayilik sözleşmesinin 2021 yılında sona erdiğini, davalı şirketin davacı ile rekabet edebilmesi konumu ve işletmesel büyüklüğü nedeni ile zaten fiilen imkansız olduğunu, haksız rekabet şartlarının oluşmadığını üstelik davalı şirketin iddia konusu tüplerin satışını yaptığına dair dosyaya herhangi bir delil de sunulmamış olduğunu, bu bağlamda da haksız rekabet iddiaları mesnedsiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Sakarya Ticaret Sicil Gazetesinden, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasından, Hendek Vergi dairesinden davalıların mersis kayıtları celp edilmiş , …. Sulh Hukuk Mahkemesinin …./….D.iş dosyası, Hendek Belediye Başkanlığından , Hendek İlçe Emniyet müdürlüğünden kayıtlar ile …. İcra Dairesinin …./…. Esas sayılı dosyası celp edilmiş, ilgili kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekili 31/05/2022 tarihli duruşmada; davanın haksız rekabete ilişkin olup anılan sözleşmenin mevcut olarak uygulanamayacağını bu sebeple yetki itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 31/05/2022 tarihli duruşmada ; Davacı ile olan bayilik sözleşmesi 2021 yılında sona erdiğini, sözleşmenin 32. Maddesinde bayilik sözleşmesinin sona ermesinden sonra da yetki şartının sona ereceğinin düzenlendiğini, ayrıca tespit edilen tüpler bayilik sözleşmesi kapsamında müşterilerden dönen tüpler olma ihtimali bulunduğunu, bu nedenle yetki itirazını yinelediklerini bildirmişlerdir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı kararları değerlendirilecek olursa; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” denilerek genel yetkili mahkeme ve 14/1. maddesinde ise “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” denilerek şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu ve yetki sözleşmesi başlıklı 17. maddede ise “(1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” denilerek yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin de yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Bu yetki kuralları kesin olmadığından, HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde “Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı”nı “ilk itiraz” olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; “ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.” hükmünü içermektedir. (Yargıtay 20 HD 2016/2144 -2016/5053)
Somut olay bu açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa; Dava; haksız rekabet hükümlerine dayalı tespit, müdahalenin meni ve tazminat davasıdır.
Davalı taraf 11.05.2022 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur.
Dosyanın yapılan incelemesinde; Davalı tarafa dava dilekçesinin ve tensip zaptının gönderildiği, tebligatın 13.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın 18.04.2022 tarihli talebi ile cevap için davalıya HMK’nın 317.maddesi uyarınca ek süre verildiği, bu şekilde cevap süresinin 11.05.2022 tarihi itibariyle dolduğu, cevap dilekçesinin süresi içinde olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda detaylandırıldığı üzere HMK’nın 17. Maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. Davalı şirket ile davacı arasında imzalanan 15.12.2016 tarihli bayilik sözleşmesinin 32.maddesi, aynı tarihli ek protokolün 6.maddesi ve diğer ek protokolün 13.maddesi ile 11.10.2021 tarihli “Fesih ve İbra Protokolü”nün 5.maddesinde sözleşmelerden ve protokollerden doğan uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) mahkemeleri olduğunun düzenlendiği, davalının savunmasına, dosyaya gelen Hendek İcra Müdürlüğünün 2022/336 esas sayılı dosyasındaki 11.04.2022 tarihli ihtiyati tedbir tutanağı içeriğine ve dosyaya sunulan tüp değişim sözleşmesi içeriğine göre uyuşmazlığın anılan sözleşme ve protokollerden kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu ve yapılan yetki sözleşmesinin tarafları bağlayacağı anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nun m.17,19 ve 20 gereği mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM, Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetki ilk itirazının kabulü ile, mahkememizin yetkisizliğine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dosyanın 2 hafta içerisinde gönderilmesi halinde yargılama giderlerinin yetkili mahkemece nazara alınması, başvuru olmaması durumunda mahkememizden talep edilmesi halinde mahkememizce karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/05/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı