Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/334 E. 2022/964 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/334 Esas – 2022/964
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/334 Esas
KARAR NO : 2022/964

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALILAR : 1- …
2- …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından … tarihinde Arsben inşaat ltd. lehine keşide edilen 28.000 tl meblağlı Kuveyttürk Bankası çeki, çek lehtar… ltd. tarafından davacı …’ye ciro edilmiş olup dava konusu çekin ciro edilmesinden sonra davacının kendisine ciro edilen çeki tahsil etmek için 01.07.2019 günü çeki bozdurmak için Kuveytürk Bankası Adapazarı Şubesine gidildiği ve vadesi gelmesine rağmen çekin keşidecisi Davalı…in hesabında bakiye olmadığı için çekin ödemesini yapılamadığını, yapılan görüşmeler sonunda , davacıya elden ödeme yapmak istediklerinden bahisle ofislerine davet edildiğini, davalıya ait ticari işyerindeki buluşmalarında davalılar çeki şu anda ödeyemeyeceklerini kendilerine 45 gün süre verilmesini istediklerini bu nedenle çeke paraf atmaları gerektiğini beyan ettiklerini,…’nin hamil olduğu 28.000 tl’lik çeki davalı…alarak önce yırttığını, sonra parçalara ayırıp diğer davalı olan kız kardeşi…’e verdiğini, çekin imha edildiğini, bunun üzerine olay yerine davacının polis memurları çağırdığını ve şahıslar hakkında adli süreç başlatıldığını, ilgililerin ceza aldıklarını bu sebeple davacının zarara uğradığını, tüm bu sebeplerle …nin hamili olduğu 28.000 TL meblağlı çekin 05.07.2019 tarihinde davalılar … ve … tarafından birlikte tahrip ve zayi edilmesi nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zararının yani zayi edilen çek bedeli 28.000 TL’nin olay tarihi olan 05.07.2019 tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkilimize verilmesini, yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasını taleple dava etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01.11.2011 tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen dikkate alınması gerekir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre:
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”
Bu düzenlemeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Bu genel kuralın yanında TTK’nın 4. maddesinin son cümlesindeki düzenleme nedeniyle yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale ve vedia gibi sözleşmelerden doğan davalarla fikri ve sınai haklara ilişkin davalar da ticari davadır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken, burada sayılan davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması yeterli görülmüştür.
Somut olayda; Davacı …nin hamili olduğu çekin davalılara ait ticari işletmede davalılar … ve … tarafından 05.07.2019 tarihinde tahrip ve zayi edilmesinden dolayı davacı …’nin çekini tahsil edemediği ve davacının bu nedenle uğradığı maddi zararın tazminini talep etmiştir. Davaya konu alacağın temeli davacının hamili olduğu çekin davalılar tarafından yırtılıp parçalara ayrılması sonucu verilen zarardır. Sakarya …. Asliye Ceza mahkemesince davalılar “Resmi Belgeyi Bozmak, Yok Etmek Veya Gizlemek” suçundan cezalandırılmışlardır. Davanın temeli davalılar tarafından çekin tahrip ve zayi edilmesi sonucunda davacıda oluşan zararın tazmini (haksız fiil sonucu verilen zararın tazmini) talebine ilişkindir. Davanın haksız fiilden kaynaklandığı bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 Sayılı yasanın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Bu karara karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak görevsizlik kararının kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve harçların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yukarıda belirtilen yasal süre içinde gönderme talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak verilecek ek kararla davanın açılmamış sayılacağı hususunun İHTARINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek yada aynı sürede başka yer Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.22/03/2022
Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza