Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/330 E. 2022/1501 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/330 Esas – 2022/1501
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/330 Esas
KARAR NO : 2022/1501 Karar

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACILAR ….
….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …. …. vekaleten …. …. Taşımacılık Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına …. …. …. plaka sayılı …. Model …. Marka minübüsün satımı için davalı …. …. ile anlaştıklarını, davacılar ve davalı arasında bahse konu aracın alım satımı dışında başka hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, davalının noter huzurunda yapılacak araç devri öncesinde güvence istemesi üzerine ……”ın keşideci olduğunu, keşide edilen …. …. olan …. …. Bankası …./…. Şubesine ait …. seri numaralı 40.000 TL bedelli çekin davalıya ciro edildiğini, ve …. …. hesabından 06/01/2022 tarihli 40.000 TL tutarında paranın havale edildiğini, bu havale ile birlikte dava konusu çek noter huzurunda yapılacak satış sözleşmesi neticesinde davacı şirket veya yetkilisinin hesaplarından satış bedelinin yatırılması ile iade edilmek üzere verildiğini, satıma konu araç şirket adına alındığını ve yapılacak ödeme de satış sonrasında kesilecek fatura ile şirket hesabından yapılmasının zorunlu olduğunu, bu satış üzerine 10/01/2022 tarihli fatura düzenlendiğini, şirket adına şirket yetkilisi ve sahibi …. …. tarafından yapılan ödemeler neticesinde çekin bedelsiz kaldığını, satış işleminin yapılmasından ve şirket tarafından araç bedelinin yatırılmasından sonra davaya konu çek ve havale yapılan 40.000 TL nin davacı …. ….”a iade edilerek geri verilmesi için davalı tarafa ulaşılamadığını, davacı …. …. tarafından verilen para ve çekin iade edilmediğini tüm bu sebeplerle keşidecisi ……….”ın olduğu, keşide edilen …. …. olan …. …. Bankası Yenicami/Sakarya şubesine ait …. seri numaralı, 15/03/2022 Keşide tarihli, 40.000 TL bedelli çekin bedelsiz kaldığını davacıların borçlu olmadığının tespitini çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; aracını davacı tarafa 139.000 TL”ye sattığını, davacı ile anlaşık aracın kasko değeri olan 83.000 TL üzerinden noterde satışını gösterdiklerini, işbu sözleşmeyi noterden çıkacak masrafları ve vergi masraflarını azaltmak amacıyla düşük bedelden gösterdiklerini, davacı ile anlaşmaları üzerine 99.000 TL”yi banka kalanı ile kalan 40.000 TL” yi de çek ile ödediğini, davacının belirttiği gibi satış esnasında teminat olarak verilen bir çekin olmadığını, çek araç satış bedeli olarak kendisine verildiğini, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğünün 17/03/2022 tarihli yazısında özetle; …. vergi kimlik numaralı ……..”ın 02/03/2015 tarihi itibariyle “……Mah. …. …. Cad. No:…/….” adresinde “Şehir İçi, Banliyö ve kırsal Alanlarda Kara yolu ile Personel, Öğrenci vb grup taşımacılığı (şehir içi personel ve okul servisleri vb)” faaliyetinden dairelerinin mükellefi olduğu Evdo kayıtlarının tetkikinden anlaşıldığı bildirilmiştir.
…. ….”ın 22/03/2022 tarihli yazısında özetle; dava konusu çekin kayıtlarında …. ….”ın …. numaralı hesabına tanımlı olduğu, 15/03/2022 tarihinde …. …. Bankası A.Ş. tarafından elektronik takas ortamında ibraz edilmiş olup çek tutarının ödendiği bildirilmiştir.
…. Bankasının 08/06/2022 tarihli yazısında özetle; dava konusu çekin …. İnşaat ve Dış Tic. A.Ş. tarafından Erenler şubesine ibraz edilmiş olduğu ve 21/01/2022 tarihinde kayıtlarına giriş yapılmış olduğu bildirilmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler değerlendirilecek olursa;
1-Kambiyo senetleri mücerret kıymetli evrak niteliğine sahip olduklarından bu senetlerde yer alan hak, temel borç ilişkisinden bağımsızdır. Ancak kambiyo taahhüdünde bulunmanın temelinde, şart olmamakla birlikte, genellikle satım, bağışlama, kira, taşıma gibi bir borçlandırıcı işlem vardır. Böyle bir borçlandırıcı işlem yoksa senedin hatır için verildiği varsayılır. Temel borç ilişkisinin taraflarından birinin bir kambiyo senedi düzenleyip lehtara vermesiyle kambiyo ilişkisi diye adlandırılan ve temel borç ilişkisinden bağımsız olan ikinci bir borç ilişkisi doğar. Zira bir borç ilişkisi için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça TBK’nin 133/2 maddesi gereğince borcun yenilenmesi sonucunu doğurmaz; kambiyo senedinin ifa yerine değil ifa uğruna verilmiş olduğu kabul edilir. Dolayısıyla bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri temel borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü hâlinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Bu sebeple taraflar arasındaki temel borç ilişkisindeki bozukluklar kambiyo ilişkisini etkilemez. Temel borç ilişkisinden doğan def’iler, temel borç ilişkisi ile kambiyo ilişkisinin taraflarının aynı olması ve bile bile borçlu zararına hareket edilmesi hâlleri dışında, kambiyo ilişkisinde ileri sürülemez. Zira temel borç ilişkisi kendi hukukuna, kambiyo ilişkisi de kendi hukukuna tabidir.
2- Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (İnan, Nurkut: Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s.16). Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır.
3- Bedelsizlik iddiası, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 687. maddesi anlamında bir kişisel def’idir. Bedelsizlik bir kişisel def’i olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’ini ileri sürebilir.
4- Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı TBK) 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’ini dermeyan etme hakkını vermektedir.
5-Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı var ise ancak neyin teminatı olduğu belirtilmemiş ise bu kayıt kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Buna karşılık senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Başka bir deyişle kambiyo senedinin teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağı için senet hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; borçlu tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Dolayısıyla senet metninden anlaşılan bu def’i mutlak defi niteliğinde olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. (HGK 2017/11-40 esas 2021/542 karar)
6-Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). Senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HMK.md.188) yemin (HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
7- Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur.
8-Senedin teminat senedi olduğunun ispatı için yazılı delile ihtiyaç vardır ki davalı zaten dava konusu senedin teminat amaçlı verilmediğini savunmuştur. Bu iddia ve savunmalar kapsamında değerlendirme yapıldığında; senetteki edinme sebebini tadil eden keşideci olduğundan, ispat yükü keşideci taraftadır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3962 – 2022/6308)
Somut olayda;
9-Davacılardan …. ….’ın ortağı ve yetkilisi olduğu dava dışı …. …. Taşımacılık Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına …. …. …. plakalı aracın davalıdan alınması hususunda anlaştıklarını, davalının talebi üzerine davaya konu edilen keşidecisi …. …. olan, …. …. AŞ Yenicami Şubesine ait …. seri numaralı 40.000,00 TL bedelli çeki davalıya teminat olarak verdiklerini iddia etmiştir.
10- Az yukarıdaki paragraflarda detaylı olarak açıklandığı üzere, kambiyo senetleri sebepten mücerret senetler olup, senedin ihdas nedeninin değiştirilmesi halinde, bunu iddia eden tarafın iddiasını yazılı delillerle ispat etmesi gerekir. Somut olayda davacı taraf senedin teminat senedi olarak verildiğini iddia etmiş ise de, dosyaya sunulan fatura içeriği, araç satış sözleşmesi ve çek fotokopisi incelendiğinde; davaya konu edilen çekin teminat için verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, dolayısıyla yukarıda detayları verilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/3962 – 2022/6308 E-K sayılı ilamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-40 esas 2021/542 karar sayılı ilamlarına göre ispat yükü üzerinde olan davacı … …’ın dosya kapsamıyla bu iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği, davacının yemin deliline dayandığı, 22.11.2022 tarihli celsede davalı asilin çekin teminat çeki olmadığı, satış bedeli karşılığında verildiğinden bahisle yemini eda ettiği, dolayısıyla davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği anlaşıldığından davanın … … yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
11-Dosyaya sunulan çek fotokopisinin incelenmesinde çekin keşidecisinin davacı …. …. olduğu, ilk cironun davalı tarafından diğer davacı ……..’a yapıldığı, …. …. tarafından davalıya yapılan bir ciro olmadığından, senet metnine göre davalının davacı …. ….’dan alacaklı olarak görünmediği, davalının davacı …. ….’dan davaya konu çek sebebiyle alacaklı olduğu yönünde bir iddiasının da bulunmadığı anlaşıldığından, bu davacı yönünden 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h maddesi gereği hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
12- Dosya kapsamına göre taraflardan davacı …. …. ile davalının tacir oldukları anlaşılmış, iddianın ileri sürülüşüne ve dosya kapsamına göre taraflar arasında doğrudan bir satış ilişkisi olmadığından, araç satış sözleşmesinin diğer tarafı olan dava dışı şirket …. …. Taşımacılık Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti. Davada taraf olmadığından ve ödemelerin şirket tarafından yapılmadığı bildirildiğinden ticari defterler incelenmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın Davacı …. …. yönünden 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davanın …. …. yönünden REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 602,40-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı