Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/32 E. 2022/848 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/32 Esas – 2022/848
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/32 Esas
KARAR NO : 2022/848

BAŞKAN …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI …

VEKİLİ : Av….

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2022

… Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/12/2021 tarih …/… Esas, …/… Karar sayılı dosyası görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmekle mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmekle Genel Kurul Kararının İptali İstemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 16/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının ortağı olduğu davalı şirketin 13/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının hukuka aykırı bir şekilde düzenlendiğini, yönetim kurulu üyelerinin ve diğer bazı pay sahiplerinin şirketin içini boşaltma kasıtlarının olduğunu, şu an şirketin aktifinde bulunan tek taşınmaz olan … Mah. … Sk. No. … …/Sakarya adresindeki taşınmazı anlaştıkları 3. Kişi ve kurumlara satma kasıtları söz konusu olması ve pay sahibi davacının mağduriyeti ve diğer pay sahiplerinin mağdur olmaması için tasfiye kararı alınması sebebi ile talep konusu taşınmazın satışının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, olağanüstü genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yönetim kurulu kararının usulüne uygun olarak yapıldığını, genel kurulu sonucunda şirketleri için tasfiye kararı alındığını, davanın reddini talep etmiştir.
… Ticaret Sicili Müdürlüğünden davalının 13/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ilişkin olarak; gündem, üyelerin toplantıya çağrılmasına ve gündemin bildirilmesine yönelik kayıtlar, yapılan ilanlar, hazirun cetveli, genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri, toplantıda vekaleten temsil edilen ortaklarca verilmiş dayanak vekaletnameler, şirket esas sözleşmesinin sureti ile toplantı tarihi itibariyle şirket ortak bilgileri getirtilmiştir.
Dava anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili ; şirkette hiçbir yetkisi olmayan muhasebeci … isimli bir şahsın toplantıda hazır bulunduğunu ve sürecin onun tarafından yönetildiğini, gündem ve toplantı davet kağıtlarının ortaklara usulüne uygun olarak gönderilip gönderilmediğinin belirsiz olduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanının kendi başına olağanüstü genel kurul kararı alarak ve vekaletnamesinin olup olmadığı belirsiz şekilde diğer ortakları da temsilen oy kullanarak tasfiyeye ve tasfiye memuru olarak … … atanmasına yönelik genel kurul kararının alındığını, T.T.K. 437. Maddesi uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının kısıtlandığını, muhalefet ve itirazlarının tutanağı tam olarak geçirilmediğini, davacının hissesinin %1 olarak eksik gösterildiğini buna göre toplantı nisabının hatalı olduğunu,bu sebeplerle olağanüstü genel kurul kararının iptalinin gerektiğini ileri sürmüştür.
Anonim şirketlerin temel karar organlarından olan genel kurulun görevleri ve toplantıya çağrılma usulleri TTK’nın 407 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, usulüne uygun şekilde toplantıya çağrılan ortağın, genel kurulda alınan kararların iptalini talep edebilmesi için toplantıya katılarak olumsuz oy kullanması ve muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi gerekir. Ancak yokluk gibi durumlar ile TTK’nın 446. maddesinde belirlenen nedenler aranmaksızın ve üç aylık hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti istenilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.04.2014 tarih, 2013/11-1048 E. 2014/430 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; anonim şirket genel kurul kararlarının hükümsüzlük halleri; iptal, yokluk ve butlan olarak iki grupta incelenebilir. Genel kurul kararlarının iptali talebinde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 445. ve 446.maddelerindeki sebep ve prosedürlerin varlığı dikkate alınırken anonim şirket genel kurul kararlarının butlan sebepleri ise Kanun’un 446.maddesinde örnekseme yöntemiyle sayılmıştır. Buna karşı, anonim şirket genel kurul kararlarının yokluğu müessesesi TTK’da düzenlenmemekle birlikte, Yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu veya şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir (… …, Ortaklıklar Hukuku, s.196). Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir. Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce re’sen göz önünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, 6102 S. TTK 445-446 maddelerinde düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği Hukuk Genel Kurulu’nun 12.3.2008 gün ve 2008/11-246 E., 2008/239 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Bununla birlikte Yargıtay 11. HD 18/12/2018 tarihinde verdiği 2017/1702 E.2018/8018 K. sayılı ilamında; bir genel kurul toplantısından söz edebilmek için ana sözleşme ve yasanın öngördüğü yeter sayılarla alınmış bir kararın varlığı gerektiğini, eğer ortaklarca yasal bir genel kurul gerçekleştirilmemiş ise bu toplantıda alınan kararlar ile toplantı veya karar yeter sayılarının sağlanamadığı toplantıda alınan kararların yok hükmünde sayılacağını, yokluğun tespiti hususunda dürüstlük kurallarına aykırı düşmedikçe olumlu oy vermiş paydaşlar da dahil olmak üzere menfaat sahibi tüm ilgililerin herhangi bir süreye tabi olmaksızın dava açabileceğini belirterek,yokluk gerektiren hususun öğrenilmesinden sonra uzun süre sessiz kalıp dava açmayan ilgililer yönünden TMK’nın 2. maddesi uyarınca dava açma hakkının düşüp düşmediğinin de değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmiştir.
Somut davada Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen toplantıya ilişkin kayıtların incelenmesinde; … … … Sanayı ve Ticaret AŞ nin yönetim kurulunun 20/1/2022 tarihli kararına istinaden Genel Kurulun şirketin tasfiye sürecine girmesi ve tasfiye memurunun seçilmesi gündemi ile 26/11/2021 tarihinde saat 15.00 da ve toplantı yeter sayısının sağlanamaması halinde 13/12/2021 tarihinde saat 14.00 da olağan üstü genel kurul toplantısına çağrıldığı, davetin ve gündemin yurt dışında yerleşik olan ortaklar da dahil tüm ortaklara iadeli taahhütlü posta yoluyla ulaştırıldığı, gündemin ve çağrının 27/10/2021 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, bazı ortakların ( (…) … …, (…) … … …, (…. … … …, … …, (…) … … …, ) …. … genel kurulda temsil için vekalet verdikleri, ilk toplantıda toplantı yeter sayısı sağlanamadığından 13/12/2021 tarihinde saat 14.00 da yapılan genel kurul toplantısında toplantı başkanlığına oyçokluğu ile ….seçilerek şirketin tasfiyesinin oyçokluğu ile kararlaştırılarak … … tasfiye memuru seçildiği, ortakların genel kurula daveti ve gündemin ortaklara bildirilmesi ile ortakların … … verdikleri vekaletle genel kurulda oy kullanmaların da usule ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 22/10 maddesi gereğince %75 toplantı ve karar nisabının sağlandığı, toplantı nisabının %80,53 olduğu, karara karşı oy veren davacının payının 6765/330000 olduğu, davacının iddia ettiği gibi payı 27/05/2016 tarihli hisse devir sözleşmesi gereği 13500/330000 kabul edilse dahi nisabın %75 toplantı ve karar nisabının üstünde kaldığı, davacının gündem dışında kalan yönetim kurulunun azli talebinin gündeme alınmamasında da TTK nun 413/2 maddesi gereğince isabetli olduğu, davacının azil sebebi olarak ileri sürdüğü yönetim kurulu üyeleri hakkındaki savcılık soruşturmalarının takipsizlikle sonuçlandığı, yönetim kurulunun azlinin gündeme alınıp alınmamasının toplantı gündemini oluşturan tasfiye hususunda alınan kararın sıhhatine etkili olmadığı, ayrıca davacının şirketin tasfiyesine yönelik karşı oy kullanmasına rağmen tasfiyeye ilişkin açık bir muhalefetinin tutanakta yazılı bulunmadığı sadece tasfiye memurunun … … olarak belirlenmesine ilişkin muhalefetinin tutanağa yansıdığı anlaşılmaktadır.
Davacı muhalefetlerinin toplantı tutanağına geçirilmediğini ileri sürmüş ve bu hususu yemin delili ile ispatlamak istemişler ise de konusu suç teşkil edebilecek bir hususta yemin deliline dayanılması mümkün değildir. Kaldı ki davacının muhalefet şerhini yazılı olarak vermesi de mümkündür. Bu ihtimalde yazılı muhalefet tutanağın eki niteliğinde kabul edilmektedir.
Toplantı tutanağının incelenmesinde toplantı başkanı olarak seçilen …. … tarafından imzalı olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı tarafından bahsedilen ve tutanağın yazılmasında yer aldığı anlaşılan Hayati Karış isimli şahsın karar alınması sürecinde toplantının sıhhatini etkileyecek tutanaklara yansıyan bir rolünün bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tensip ara kararı ile davalı şirket adına kayıtlı …. … Vakıf mahallesi … parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan tedbirin karar kesinleşme beklenmeksizin derhal kaldırılmasına,
3-Karar tarihindeki yargı harçları tarifesine göre alınması gereken 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak arta kalan kısmın karar kesinleşmesi ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır