Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/318 E. 2023/100 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/318 Esas – 2023/100
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/318 Esas
KARAR NO : 2023/100

BAŞKAN :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ :…

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı şirket ile Davalı şirket arasında açık cari hesap ilişkisin kurulduğunun, davalı şirketin, davacı Şirket’ den 14.01.2021 tarihli sipariş teyit ve kabul formunda yer alan şartlara göre 3.000.000 adet 1000 adedi 4 EURO olmak üzere toplamda 12.000,00 EURO tutarında etiket alınması konusunda anlaşmış olduklarını, davacı şirketin 10.02.2021 tarihinde 548 adet ön sevkiyat yapmış, renk ve ürün kalitesi konusunda davalı firma çalışanlarından olur alınca kalan adedi basmış ve 12.03.2021 tarihinde sevk etmiş olduğunu, davalı firmanın 22.03.2021 tarihli sipariş ve teyid kabul formu ile 3.000.000 adet 1000 adedi 4,75 EURO’dan 14.250,00 EURO tutarında etiket alımı konusunda mutabık kalmış olduklarını, tüm ürünlerin 15.04.2021 tarihinde basılmış ve davalı firmaya gönderilmiş olduğunu, sipariş formların altında diğer husular başlıklı kısımda yer aldığı üzere fatura bedellerinin hesaplanmasında sevk tarihinden bir gün önceki kurun esas alınacağı belirtilmiş ve tüm faturalar malların sevk tarihinden bir gün önce ki kur dikkate alınarak tl cinsinde kesilmiş ve gönderilmiş olduğunu, tüm siparişler ve faturaların kesilip gönderildikten sonra Davalı Firma tarafından 22.04.2021 Tarihli 17.350,92 TL tutarlı iade faturanın düzenlenmiş olduğunu, firmanın kestiği bu faturaya bir anlam vermeyen Şirket çalışanlarının davalı firma ile görüştüklerinde kurun sipariş tarihlerine göre hesaplandığında çıkan farktan dolayı iade fatura kesildiğinin öğrenilmiş olduğunu, sonrasında ise karşılıklı iade faturalarının kesilmiş, nihai olarak taraflar anlaşamayınca arabulucuya başvurma zaruriyetinin hasıl olduğunu, 28.02.2022 Tarihli 2020/10334 Başvuru numaralı arabulucu son tutanağında görüleceği üzere anlaşma sağlanamamış olduğunu, davacının sattığı ürünlere ilişkin faturaları keserken Davalı Firmanın kaşe imza yaptığı sipariş formunda yer alan kural ve kaidelere uygun kesmiş olduğunu, davalı Firmanın Türk Ticaret Kanunu 21. Madde 3. Fıkraya göre 8 gün içinde teyit formuna itiraz etmediği gibi buna uygun kesilen faturaya da açıkça itiraz etmemiş olduğunu, tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile 17.350,92 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 29/03/2022 Tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davacı tarafça sunulan dilekçe içeriği incelendiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında hakkaniyete aykırı bedel talep ettiğinin bir kez daha görüleceğinin, davacı tarafın sözleşme gereği yerine getirmesi gereken edimleri süresi içerisinde getirmemiş olduğunu, davacı tarafın ürünleri geç teslim etmesi nedeniyle de, davacı tarafça sunulan dava dilekçesinde; Ürün Adedi, Birim Fiyatı başta olmak üzere esaslı unsurların hatalı şekilde alacak iddiasına dayanak kabul edildiğinin görülmekte olduğunu, davacı tarafça 14.01.2021 tarihli sipariş teyit formunda 3.000.000 adet 1.000 adeti 4 Euro olmak üzere etiket alınması kararlaştığının ifade edildiğinin, davacı tarafın, 10.02.2021 tarihinde 548 (bin) adet ön sevkiyatı yaptığını, 12.03.2021 tarihinde kalan tüm adedi sevk ettiğini ifade etmiş olduğunun, davacı tarafın 12.03.2021 tarihinde ürünlerin kalan adedini (3.000.000 Adetin Tamamını) sevk ettiği yönündeki haksız beyanının uyuşmazlığın temelini oluşturduğunu, davacı tarafça da bilindiği ve bilirkişi incelemesi neticesinden de tespit edileceği üzere, davacı tarafça 12.03.2021 tarihi itibarıyla (10.02.2021 tarihinde 548.472 adet, 12.03.2021 tarihinde 1.491.911 adet olmak üzere) toplam 2.040.383 adet ürünün davacı şirkete teslim edilebilmiş olduğunun, davacı tarafın, 12.03.2021 itibarıyla teslim etmediği neredeyse 1.000.000 adetlik ürünün mevcut bulunduğunun, davacı tarafça tüm sevkiyatın tamamlandığının ifade edilmesinin kötüniyetin göstergesi olduğunu, tüm bu nedenlerle; davalı şirketin haklı izahatlarına rağmen davacı tarafça da işbu davanın ikamesiyle haksız olan bedelin ödenmesini talep edilmiş olduğunu, davacı tarafın alacak iddiasına dayanak olan kur farkı ve birim fiyat farkı yönünden beyanlarının tümünün haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle; haksız davanın reddine karar verilmesini, davalı şirketin ticari defterlerine ilişkin malumatın sunulması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinin; kapsamlı ve hazır edilmesinin çok zor olması ve e-defter niteliğindeki defterlerden olması hasebiyle, sunulması ve muhafazası usul ekonomisi ve fiziki şartlar itibarıyla olanaksız olduğundan ticari defterlerin yerinde incelenmesinin gerektiğini, davalı şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adres olan “…Sapanca/ Sakarya” adresinde, dava konusuna ilişkin müvekkil şirkete ait ticari defterler bakımından yerinde inceleme yetkisi çerçevesinde inceleme yapılabileceğini bildirdiklerinin, tüm bu nedenlerle; davalı şirket aleyhine ikame edilen davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu edilen faturaların Beyanname Satış (BS) formunda olup olmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
…Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu edilen faturaların davalının BS-BA formunda olup olmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce dosya muhasebeci bilirkişisi …’e davacının 2021 yılına ait tutulması zorunlu ticari defterlerinin incelenerek davaya konu edilen satış faturalarının ve iade faturasının davacının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı değil ise faturalara ilişkin ödeme tarihlerinin tespiti, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, kesilen faturaların sözleşmeye göre fatura tarihinden bir gün önceki kur üzerinden hesaplanıp hesaplanmadığı, hangi faturanın birinci sözleşmeye, hangi faturanın ikinci sözleşmeye göre tanzim edildiği, iade faturasının kayıtlara işlenip işlenmediği hususları değerlendirilerek defter kayıtlarının BS, BA kayıtlarıyla uyumlu olup olmadığı hususları da değerlendirilerek rapor tanzim edilmek üzere 14/09/2022 tarihinde tevdi edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi …14/10/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “SONUÇ:Davacı şirkete ait sunulmuş olan ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64/3 maddesi ve V.U.K. 182,220,221. Maddesi uyarınca yapılması gereken noter tasdiklerinin süresinde yapıldığını, usulüne uygun tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğunu, davacının ticari defterleri üzerinden yapmış oldukları incelemeler ve yukarıda belirttıgımız tespitler neticesinde; davalının davacıdan mal aldığı, davalı ile davacı arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davacının; davaya konu satış faturalarını, Davalı tafaından kesilen 11 adet fiyat farkı faturasını ve Davacı tarafından duznelenen 11 adet iade fatuaralarını kendi ticari defterlerine kaydettiğini, davaya konu kesilen faturaların; sipariş formlarına göre sevk tarıhınden bir gün önceki gün açıklanan TCMB satış kuru üzerinden TL ye dönülüp faturalandırıldığını, davacının BA BS bıldırımleri kontrol edılmıs olup ticarı defterleri ile uyumlu olduğunu, davacının ticari defterleri üzerinden yapmış oldukları incelemelerde davalının davacıya 17.350,92 TL borcunun bulunduğunu, 14.01.2021 tarihli spariş formu 3.000.000 adet için hazırlanmış iken bu forma istinaden 2.040.383 adet , 22.03.2021 tarihli spariş formuna istinaden de 1.265.364 adet faturalama yapıldığı, ilk spariş formunda 1000 adet mal ıcın 4 EUR dan anlaşılmış iken ikinci sipariş formunda ise 1000 adet icin 4,75 EUR dan anlaşıldığı, toplamda 3.305.747 adet mal satıldığı ve ilk 3.000.000 adet malın ilk siparişe göre 4 EUR dan fatuaralandığı, geri kalan 305.747 adetin ıse ikıncıi sıparse göre faturalandığı alternatif hesaplamaya gore ise davacının davalıya KDV dahil 8.215,07 TL fazla faturalama yaptığı, bu tutarın davacının defterlerindeki alacaktan düşülmesi halinde davalının davacıya 9.135,85-TL (17.350,92-8.215,07-9.135,85TL) borcunun bulunduğu tarafımızca tespit edilmiştir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili 14/10/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporuna karşı 03/11/2022 Havale Tarihi beyan dilekçesinde özetle;14.10.2022 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde yer alan aleyhe hususları kabul etmediklerini, bilirkişinin raporunun eksik değerlendirilmiş olduğunun, ödemenin siparişle birlikte yapılması ile birlikte davacının talep edebileceği ilave bir kur farkının söz konusu olamayacağını, bilirkişi tarafından müvekkil şirketin siparişlere ilişkin yaptığı ödeme tarihleri ve davacının sipaişleri geç teslimi nazara alınmaksızın faturada esas alınacak kurun belirlenmesinin uygun olmayacağının, bu yönüyle, bilirkişi raporunun yeniden değerlendirmeye muhtaç olduğunu, müvekkil Şirketin fazladan faturalandırılan bedel düşüldükten sonra kalan kur farkından kaynaklı kısımdan sorumlu tutulmasının uygun olmadığını, bu yönüyle yapılan hesaplamaya itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunun sırf davacı ticari defterlerinin irdelenmesinden ibaret olduğundan müvekkil şirket ticari defterlerinde davacı tarafın talep edebileceği bir alacağın bulunmadığının tespit edileceğinin, müvekkil şirketin ticari defterlerinin incelemesi ile birlikte haklılıklarının ortaya konulacağının, tüm bu nedenlerle; davacının ticari defterleri üzerinde itirazlar doğrultusunda inceleme yapılmak üzere ek rapor alınmasını, davalı ticari defterleri üzerinde 1 nolu ara karar gereği bilirkişi incelemesinin yapılmasını, davalı şirket aleyhine ikame edilen davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce dosya muhasebeci bilirkişisi…’a davalının 2021 yılına ait tutulması zorunlu ticari defterlerinin incelenerek davaya konu edilen satış faturalarının ve iade faturasının davalının defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı değil ise faturalara ilişkin ödeme tarihlerinin tespiti, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, kesilen faturaların sözleşmeye göre fatura tarihinden bir gün önceki kur üzerinden hesaplanıp hesaplanmadığı, hangi faturanın birinci sözleşmeye, hangi faturanın ikinci sözleşmeye göre tanzim edildiği, iade faturasının kayıtlara işlenip işlenmediği hususları değerlendirilerek defter kayıtlarının BS, BA kayıtlarıyla uyumlu olup olmadığı hususları da değerlendirilerek rapor tanzim edilmek üzere 14/09/2022 tarihinde tevdi edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi … 17/11/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporunda özetle;” SONUÇ OLARAK; Davacının 2021 takvim yılında defterlerini elektronik ortamda tuttuğu, elektronik ortamda tutulan defterler için açılış ve kapanış tasdikleri bulunamayacağından defterlerin elektronik beratlarının defterlere ait xml dosyalarıyla karşılaştırıldığında Gelir İdaresi Başkanlığı’nın doğrulama uygulamasında geçerlilik onayı aldığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların sözleşmelerde yer aldığı şekilde fatura tarihinden bir önceki güne ait TCMB döviz satış kuru baz alınarak düzenlendiği, ilk sözleşmede teslim edilmesi gereken ürünlerin 3.000.000 adet üründen 2.040.383 adedinin 2 adet fatura ile sözleşmede yer alan fiyattan teslim edildiği, ilk sözleşmeden kalan 959.617 adet ürünün ikinci sözleşmede yer alan fiyattan fatura edildiği, eki sözleşmede toplam 6.000.000 adet ürün sipariş edildiği, ancak faturalarda teslim edilen ürünlerin toplamının 5.041.247 adet olduğu dolayısıyla fazladan sevk edilen bir ürün bulunmadığı, taraflarca düzenlenen sipariş formları ve teslim edilen ürünlere göre yeniden hesaplama yapıldığında davacı şirket tarafından davalı şirkete 8.215,08 TL (KDV DAHİL) fazla fatura düzenlendiği, taraflar arasındaki teslim ve ödeme işlemlerinden herhangi bir kur farkının doğmadığı, dosyada yer alan dönemlere ait BA ve BS kayıtlarının faturalar ve defter kayıtlarıyla uyumlu olduğu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 14/10/2022 Tarihli bilirkişi raporu ile 17/11/2022 Tarihli rapora karşı 24/11/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; “14.10.2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında 17.350,92-TL alacaklı oldukları, mahkemece fiyatın ilk sipariş formundan değerlendirilmesi halinde ise 9.135,85-TL alacaklı olduklarının belirtildiğini, 17.11.2022 tarihli raporda ise uyuşmazlığın doğduğu faturanın ilk sipariş formuna göre fiyatlandırılması gerektiği belirtilerek hukuki bir yorum yapıldığının ve doğrudan ilk raporda belirtilen ikinci ihmale dayanılarak hesaplamanın yapıldığının, raporun hukuki yorumuna itiraz ettiklerini belirtseler dahi rakamlar konusunda doğru olduğu için yeniden bir rapor alınmadan davanın kabul edilmesini talep ederiz,” şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili 17/11/2022 Tarihli rapora karşı 05/12/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; “17.11.2022 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde yer alan aleyhe hususları kabul etmediklerini, bilirkişinin raporunun eksik değerlendirilmiş olduğunun, ödemenin siparişle birlikte yapılması ile birlikte davacının talep edebileceği ilave bir kur farkının söz konusu olamayacağının, ödemenin fatura tarihinde yapılmamış olduğu gözetildiğinde kur farkı yansıtılmasının olanaksız olduğunu, ödeme tarihinde karşılık olan kur bedelinin davacı tarafın hesabına gönderilmesiyle, ileri ki tarihte kesilen faturadan kaynaklı kur farkı çıkartılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağının, bilirkişi tarafından davalı şirketin siparişlere ilişkin yaptığı ödeme tarihleri ve davacının siparişleri geç teslimi nazara alınmaksızın faturada esas alınacak kurun belirlenmesini uygun olamayacağının, bu yönüyle, bilirkişi raporunun yeniden değerlendirmeye muhtaç olduğunun, davalı şirketin fazladan faturalandırılan bedel düşüldükten sonra kalan kur farkından kaynaklı kısımdan sorumlu tutulmasının uygun olmadığını, bu yönüyle yapılan hesaplamaya itiraz ettiklerini, bilirkişi tarafından fazla fatura edilen bedelin yanında itirazlarımız kapsamında rapor alındığında davacının kur farkından kaynaklı bir alacağı da tespit edilemeyeceğinden, davacı firma tarafından davalı şirketten talep konusu edilebilecek bir alacak olmadığının ortaya çıkacağının, tüm bu nedenlerle, ödeme tarihlerinden kaynaklı kur farkı çıkarılamayacağından tüm itirazlar doğrultusunda inceleme yapılmak üzere ek rapor alınmasını, davalı şirket aleyhine ikame edilen davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
2-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
3- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
4- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
5-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
6-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
7-Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. (6098 sayılı yasanın 102.maddesi)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
8- Taraflar arasında 14.01.2021 tarihli “Sipariş Teyid ve Kabul Formu” başlıklı sözleşme ile 1000 adedi 4,00 Euro bedelli olan, toplam 3.000.000 adet etiketin satışı hususunda anlaşıldığı, ödemenin fiili sevk tarihinde bir gün önceki kur üzerinden ödeneceğinin kararlaştırıldığı, yine aynı taraflar arasında 22.03.2021 tarihli “Sipariş Teyid ve Kabul Formu” başlıklı 2. bir sözleşme ile 1000 adedi 4,75 Euro bedelli olan, toplam 3.000.000 adet etiketin satışı hususunda anlaşıldığı, ödemenin fiili sevk tarihinde bir gün önceki kur üzerinden ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
9-Taraflar arasındaki uyuşmazlığı, sözleşmeler gereği davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davalının sözleşme ve faturalar gereği ödemelerini tam olarak yapıp yapmadığı hususlarında olduğu anlaşılarak, taraflarca anılan sözleşmeler gereği düzenlenen faturalar, tarafların BS-BA bildirimleri ve ticari defterleri alınmış, ilgili uyuşmazlığın çözümü yönünden, davacının sözleşmeler gereği tüm etiketleri teslim edip etmediği, davacının gönderdiği faturaların sözleşmeye uygun tanzim edilip edilmediği, davalının sözleşmeler gereği ödemesini tam olarak yapıp yapmadığının tespiti amacıyla dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir.
10-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan davacının defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 14.10.2022 UYAP kayıt tarihli rapora ve davalının defterlerinin incelenemesi sonucu düzenlenen 17.11.2022 tarihli raporlara göre, her iki tarafın ticari defterlerinin uyuşmazlığa konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması nedeniyle delil vasfında oldukları anlaşılmıştır.
11- 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları ve BS-BA formları yönünden birbirlerini doğrulayan ticari defterler göz önüne alındığında; davacının davalıya iki sözleşme için toplam 6.000.000 adet etiket göndermesinin gerektiği, davacının 4 parça halinde toplam 5.041.247 adet etiketi davalıya teslim ettiği, bunlardan 2.040.383 adedini birinci sözleşme gereği 4.00 Euro’dan faturalandırıp, kalanını 2. sözleşmedeki bedel olan 4.75 Euro’dan fiyatlandırdığı, davalı tarafından ilk sözleşmenin eksik kalan 959.617 adedi için fiyat farkı faturası düzenleyip davcı ya gönderdiği, uyuşmazlığın buradan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
12-6098 sayılı yasanın 102.maddesine göre muaccel olan borçlar için yapılan teslimatın hangisine ait olduğu uyuşmazlık konusu olduğunda, borçlardan önce muaccel olan borç için ifanın yapılmasının gerektiğinin düzenlendiği, davacının 14.01.2021 tarihli “Sipariş Teyid ve Kabul Formu” başlıklı sözleşme ile 1000 adedi 4,00 Euro bedelli olan, toplam 3.000.000 adet etiketin teslimini yerine getirmeden, ikinci sözleşme için fatura düzenlemesinin anılan yasal düzenlemeye uygun olmadığı, dolayısıyla ilk 3.000.000 adetlik etiketin ilk sözleşmeye ilişkin olduğu, kalan 2.041.247 adedinin ise ikinci sözleşmeye ilişkin olmasının gerektiği, bu şekilde yapılan hesaplamaya göre davacının davalıya 8.215,08 TL tutarında fazla fatura düzenlediği, tarafların defterlerinin bu hususta birbirlerini doğruladığı, dolayısıyla davacının davalıdan alacaklı olmadığı anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yürürlükte Bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 116,42-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa ifadesine,
Dair, davacı vekilinin (E – Duruşma Vasıtasıyla) ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı