Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/292 E. 2022/1575 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/292 Esas – 2022/1575
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/292 Esas
KARAR NO : 2022/1575

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ :…

DAVALI :…
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Bosna Caddesi Şubesi ile dava dışı … arasında 28/03/2017 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının 12/05/2020 tarihinde imzalamış olduğu kefaletname sebebiyle işbu sözleşmeye 75.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere kefaletinin bulunduğunu, sözleşmeden kaynaklı kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Sakarya…. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, itirazın iptalini, takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalıya gönderilen ihtara cevap verdiklerini, bahse konu kefalet sözleşmesinin eski tarihli olduğunu, Türk Borçlar Kanunu gereği on yıllık zaman aşımı süresinin dolması ile sona erdiğini, davalının kefil olduğu kredi borçlu … tarafından tamamen ödenerek kapatıldığını, ihtara konu borçlara kefil olunmadığını, davalının evli olup kefalet sözleşmesine eşinin yazılı onayının bulunmadığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını, davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekiline dava konusu değerin 42.469,72-TL olduğu, dava konusu değer üzerinden dava açılışında 725,25-TL peşin harç alınması gerekirken 512,93-TL peşin harç alındığı, alınması gereken harç miktarı olan 725,25-TL’den dava açılışında yatırılan 512,93-TL’nin mahsubu ile bakiye 212,32-TL eksik peşin harcın 6100 sayılı HMK’nın 120. Maddesi gereği 2(iki) haftalık kesin süre içerisinde mahkememiz veznesine yatırılması, kesin süre içinde eksik harcın ikmal edilmemesi halinde davanın 6100 sayılı HMK’nın 150. ve Harçlar Kanunu’nun 30. Maddeleri gereği yenileninceye kadar işlemden kaldırılacağına ilişkin muhtıra çıkartılmış, süresi içerisinde harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır.
Denizbank’tan 28/03/2017 tarihli kredi sözleşmesinin davalı ile imzalanan kefalet sözleşmesinin davalıya gönderilen hesap kat ihtarnamesinin, hesap kat ihtarının tebliğine dair belgenin, hesap ekstreleri, ödeme planı ve sözleşme gereği TCMB bildirilen faiz oranlarının gönderilmesi istenmiş, cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekilince arabuluculuk son oturum tutanağı aslı dosyaya sunulmuştur.
Sakarya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının bir sureti getirtilmiştir.
Bankacı bilirkişi… raporunda özetle; davacı… A.Ş. Erenler Şubesi ile davalı…arasında 12/05/2020 tarihinde kefalet sözleşmesi imzalandığı, davalının kefaletname sebebiyle 28/03/2017 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesine 75.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere kefaleti bulunduğu, kefaletnamenin borçlar kanununda yer alan koşullardan 582 ve 583. Maddeyi taşıdığı fakat davalının dava dosyasından sözleşme tarihinde evli olup olmadığının bilinmediği, evli ise eşinin yazılı rızasının alınmadığı sebebiyle 584. Madde koşulunu taşımadığı, davacı bankanın davalıdan Sakarya… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ödeme emri gereğince 42.469,72-TL toplam kredi alacağının bulunduğunu belirtmiştir.
Bankacı bilirkişi… raporunda özetle; davacı bankanın dava dışı …’tan 01/10/2021 icra takip tarihi itibariyle dava konusu taksitli kredine kaynaklanan toplam alacağının 41.512,61-TL olduğu, davacı banka tarafından 01/10/2021 tarihli icra takibinde 774,13-TL ihtar gideri talep edildiği, bu giderle ilgili dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, ihtarname taahhütlü posta ile gönderildiği, ptt sitesinde yapılan araştırmada taahhütlü tebligat ücretinin 19,00-TL olduğu, yapılan hesaplamalara ihtar giderinin dahil edilmediği, 28/03/2017 tarih K2 609390 numaralı genel kredi sözleşmesinde davalı …in 75.000,00-TL tutarında kefalet imzası bulunduğu ve …in 41.512,61-TL tutarlı kredi borcundan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, dava konusu krediye uygulanan ve icra takibinde talep edilen faiz oranlarının taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında kaldığı, faiz oranlarında problem bulunmadığını belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Bankalar tarafından kredi kartlarına uygulanacak azami faiz oranları 5464 sayılı kanun kapsamında TCMB tarafından belirlenmekte ve basın duyurusu yoluyla kamu oyuna duyurulmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nın 583. Maddesine göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
6098 sayılı TBK.’nın eşin rızası başlıklı 584. maddesinde; “eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. 6098 saylı Türk Borçlar Kanunundaki düzenleme uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için hangi hallerde eşin rızasının gerektiği ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır. Emredici olan bu düzenlemeden, eşlerin feragat etmesi mümkün değildir. Eşin yazılı rızasının verilmesi adi yazılı şekle tâbidir. Yani rıza beyanının eş tarafından imzalanması gerekli ve yeterlidir. Ancak rıza somut ve belirli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Dolayısıyla gelecekte yapılacak kefalet sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genel bir rıza verilemeyeceği gibi sözleşmenin yapılmasından sonra (geçersiz sözleşmeye geçerlik kazandırmak için de) rıza verilemez.
Türk Borçlar Kanunu 584-(1) maddesine göre; rıza sonradan verilecek icazet ile tamamlanmadığından, eşin izni tamamlayıcı unsur değil geçerlilik unsurudur. Yani kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için eşin rızası mutlaka gereklidir. Aksi halde kefalet sözleşmesi geçersiz olacaktır. Zira; rıza, eşin kefil olma ehliyetini sınırlar ve rızanın yokluğunun yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Bu geçersizlik hakim tarafından resen dikkate alınır (Gümüş, M.A. Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2014, s.348). (Yargıtay HGK. 24/05/2017 tarihli 2017/12-1135 Esas – 2017/1012 sayılı kararı).Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK. 33. madde). Mahkeme emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (Yargıtay HGK. 13/03/2013 tarihli 2013/802 Esas – 2013/347 sayılı Kararı).
Somut olayda;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 28.03.2017 tarih K2 609390 numaralı Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile 39.676,94 TL asıl alacak 1.975,34 TL takip öncesi işlemiş faiz, 43,31 TL BSMV, 774,13 TL ihtar gideri olmak üzere, toplam 42.469,72 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalıya 13.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu …’in ödeme emrine 19.10.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, eldeki davanın 03.03.2022 tarihinde açıldığı, itirazın ve davanın 2004 sayılı yasanın 62 ve 67.maddelerindeki süreler için olduğu, davadan önce arabuluculuk dava şartının da yerine getirildiği anlaşılarak esasa geçilmiştir.
Davalı vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de davaya konu genel kredi sözleşmesinin 28.03.2017 tarihinde imzalandığı, kredi sözleşmesine davalının 12.05.2020 tarihinde kefil olduğu, davanın 03.03.2022 tarihinde açıldığı TBK 598/3 maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen krediye ilişkin Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı ve tebligatı, hesap ekstreleri, ödeme planı ve kredi için TCMB’ye bildirilen faiz oranları dosyamız arasında alınmış, davacının anılan sözleşmeler nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, davalının kefil olup olmadığı, kefaletin yasal şartlarının oluşup oluşmadığı ve takip öncesi uygulanan faiz oranının yerinde olup olmadığı hususlarında inceleme yapılması için dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyaya sunulan 07.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda, toplam alacak miktarının denetime elverişle bir şekilde hesaplanmadığı, takip öncesi işlemiş faiz oranlarının ve miktarının detaylı olarak hesaplanmadığı anlaşıldığından, anılan raporun hükme esas alınamayacağı anlaşılarak, dosya farklı bir bilirkişiye hesaplama için verilmiştir.
Dosyaya bankacı bilirkişi … tarafından 28.09.2022 tarihli rapor sunulmuştur. Anılan rapora göre; dava dışı … ile davacı banka arasında 28.03.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi bulunduğu, davalı…in davacı …A.Ş. ile 12.05.2020 tarihinde 75.000,00 TL tutarlı kefalet sözleşmesi imzalayarak davalı …’in dava dışı…’ın…A.Ş ile imzaladığı 28.03.2017 tarih, K2 609390 numaralı Genel Kredi Sözleşmesine 75.000,00 TL’sine kadar müteselsil kefil olduğu, davalı…’in eşi…ile davacı banka arasında 12.05.2020 tarihli muvafakatname imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı … A.Ş. ile dava dışı … 28.11.2020 tarihinde 12 ay vadeli 50.000,00 TL tutarlı taksitli kredi kullandırıldığı, kredinin ilk 3 taksitinin ödendiği, geriye kalan borcun ödenmediği, dava konusu 1470-60657 kredi referans numaralı taksitli kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle kredinin 39.621,49 TL borç bakiyesi ile kanuni takip hesabına aktarıldığı, bunun üzerine davacı banka tarafından dava dışı …, … ve davalı…’e 06.09.2021 tarihinde ihtarname gönderildiği, ihtarname ile dava dışı borçlulara ve davalı …’e borcun ödenmesi için 1 gün süre verildiği, ihtarnamenin PTT web sayfasından temin edilen gönderi takip bilgilerine göre 13.09.2021 tarihinde teslim edildiği, ihtarnamenin 12.07.2022 tarihli kefalet sözleşmesinde geçen …Adapazarı/Sakarya adresine gönderildiği, davalı yönünden temerrütün takip öncesinde 14.09.2021 tarihinde gerçekleştiği, dosyaya davacı tarafından TCMB ye bildirilen faiz oranlarının sunulduğu, davacı banka tarafından davaya konu taksitli kredi için akdi faiz oranının %50,00 fazlası oranında temerrüt faizi talep edildiği, akdi faiz oranı olan yıllık %7,5’un %50 fazlası %11,25 oranında temerrüt faizi talep edilebileceği, dava konusu taksitli krediye uygulanan ve 01.10.2021 tarihli icra takibinde talep edilen faiz oranlarının sözleşme kapsamında kaldığı, buna göre temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faizin 1.537,48 TL olduğu, BSMV’nin 76,87 TL olduğu, temerrüt tarihinden sonra takip tarihine kadar ise, 210,78 TL temerrüt faizi, 10,54 TL BSMV olduğu, sonuç olarak davacının 39.676,94 TL asıl alacak, 1.748,26 TL işlemiş temerrüt faizi, 87,41 TL BSMV olmak üzere toplam 41.512,61 TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının takip talebinde 43,31 TL BSMV talep etmesi dikkate alındığında taleple bağlı kalınarak 43,31 TL BSMV üzerinden alacaklı olduğu değerlendirilmiş, ayrıca davacı tarafından ihtarname giderlerine ilişkin 774,13 TL talep edildiği anlaşılmış, davacı tarafa 24.11.2022 tarihli celsede ihtarname giderlerine ilişkin ödeme belgelerini ve makbuzları sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı tarafından 06.12.2022 tarihli dilekçesi ile ihtarname giderlerine ilişkin bilgilerin sunulduğu anlaşılmış, belgelerin incelenmesinde davaya konu kredi kapsamında 774,13 TL ihtarname giderinin yapıldığı, ek rapor alınmasının gerekli olmadığı, raporun hüküm vermeye elverişli olduğu, davacının davalıdan 39.676,94 TL asıl alacak, 1.748,26 TL işlemiş temerrüt faizi, 43,31 TL BSMV, 774,13 TL masraf olmak üzere toplam 42.242,64 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalının kefil olduğu nazara alındığında kefalet şartının el yazıları ile yazıldığı, kefalet limitlerinin açıkça yazıldığı, kefalet tarihinin yazıldığı nazara alındığında ve müteselsil kefilin kefaletine eşi…’in TBK 584. maddesine uygun verilmiş muvafakatinin bulunduğu ve kefaletin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı itirazında haksız çıktığından ve asıl alacak likit olduğundan, 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Sakarya … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile; 39.676,94 TL asıl alacak, 1.748,26 TL takip öncesi işlemiş faiz, 43,31 TL BSMV, 774,13 TL masraf olmak üzere toplam 42.242,64 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11,25 oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 39.676,94 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 2.885,59-TL harçtan peşin olarak alınan ve ayrıca yatırılan peşin harçlar toplamı 725,25-TL harç düşüldükten sonra bakiye 2.160,34-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvuru harcı, peşin harçlar toplamı 725,25-TL ve vekalet harçlar toplamı 23,00-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.540,00-TL yargılama giderinden kabul oranına göre (%99,47 kabul); 1.531,84-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ne göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım sebebiyle A.A.Ü.T göre 227,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim…
e-imzalıdır