Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/27 E. 2023/102 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/27 Esas – 2023/102
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/27 Esas
KARAR NO : 2023/102

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. ….

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile dava dışı …. Hazır Beton Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında imzalana kredi sözleşmelerini davalı – borçlu …. …. …. müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu, davacı bankaya olan tahaahütlerin yerine getirilmemiş olmasından dolayı, şubece hesapların kat edilmiş ve bu durumun, Geyve Noterliği’nin 27/08/2021 tarih, 5379 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçtan sorumlulara bildirilmiş olduğununu, borçtan sorumlu davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün …./……..Esas sayılı dosyasından icra takibinin başlatılmış, başlatılan icra takibinde, davalı – borçlu …. …. …. tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve ferilerine itiraz edilmiş olup; yapılan itiraz neticesinde takibin davalı – borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiğinin, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı bankanın kayıtları üzerinde, bankacılık işlemlerinden ve hukukundan anlayan bir bilirkişi veya bilirkişi heyetince yaptırılacak inceleme ile davanın haklılığının ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile; …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. E. sayılı takip dosyasından takibe ve ferilerine ilişkin davalı-borçlu …. …. …. tarafından yapılan itirazın (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla) 141.074,29 -TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi üzerinden iptalini, icra takibinin davalı-borçlu …. …. …. yönünden sorumlu oldukları miktar ve temerrüt faizi oranı üzerinden devamını, davalı-borçlunun haksız itirazı sebebiyle alacağır %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ile mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı-borçluya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 18/02/2022 Havale Tarihli 21/02/2022 Tarama Tarihli cevap dilekçesinde özetle;”Davacı tarafından vekil eden aleyhine açılan işbu davanın haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olarak ikame edildiğinden, görülmekte olan işbu davanın reddine karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, davacı tarafın sunduğu delil ve belgelerin birer örneğinin, dava dilekçesinin ekinde yer almaması sebebi ile hmk 121 ve devamı maddelerine uygun olarak açılmış bir davadan ve vekil edenler tarafına usulüne uygun olarak yapılmış bir dava dilekçesi tebliğinden söz edilmesine olanak bulunmadığının, vekil eden tarafına dava dilekçesi ekinde davacı tarafın sunduğu tüm delillerin birer örneğinin tebliğ edilmesi gerekir iken, TIPKI ÖDEME EMRİNDE DE OLDUĞU GİBİ, davacı tarafın dayandığı delillerin hiçbir örneği vekil eden tarafına tebliğ edilmediğinin, gerek ödeme emri ekinde ve gerekse dava dilekçesi ekinde davacı tarafın delil olarak dayandığı tüm belgelerin birer örneklerinin taraflarına tebliğ edilinceye kadar, savunmaya ilişkin ek beyanda bulunma ve delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, bu husustaki eksiklik giderilmeden ön inceleme aşamasına geçilmesine de olanak bulunmadığını, davacı tarafından mahkemenizde ikame edilen davanın süresi içerisinde açılmamış olup, süresinde açılmayan davanın öncelikle süre yönünden reddinin gerekmekte olduğunu, davacı tarafın iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle; davacı tarafın, iddialarını genişletmesi ya da değiştirmesi yahut yeni delil sunmasına da muvafakatlerinin bulunmamakta olduğunu, tüm bu nedenlerle; haksız, yasal dayanaktan ve kötüniyetli olarak ikame edilmiş bulunan davanın reddini, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde dilekçe sunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyasının bir sureti UYAP sistemi üzerinden mahkememiz dosyası arasına celp edilmiştir.
Mahkememizce …. Bankası Geyve Şubesine davalı ile imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesinin, …….. Üyelik Sözleşmesinin, davalıya gönderilen 27/08/2021 tarihli Geyve Noterliğinin …. yevmiye numaralı ihtarnamenin, hesap kat ihtarı tebliğine dair belgenin, ödeme planlarının, çek kredileri ile ödenen yasal yükümlülük tutarlarına ilişkin evrakların, hesap ekstreleri ve sözleşme gereği TCMB’ye bildirilen faiz oranlarının mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce; icra takibine konu kredi alacağı kapsamında inceleme yapılarak, davalının kefil olup olmadığı, kefaletlerin yasadaki yasal unsurları taşıyıp taşımadıkları, takip tarihi itibariyle varsa borç miktarı, işletilen faiz oranlarının yerinde olup olmadığı hususlarında taraf vekillerinin iddiaları da göz önüne alınarak rapor tanzim edilmek üzere bankacı bilirkişisi ………… tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişisi …. …. 18/06/2022 Havale Tarihli 20/06/2022 Tarama Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “Davalı …. …. …. 30.10.2018 tarihli Genel kredi sözleşmesinde 1.000.000 TL tutara kadar …. Hazır Beton firması lehine açıkça kefalet verdiği, akabinde bu tutarın 22.11.2019 tarihinde yine imza ve açık beyanı ile 2.000.000 TL ye çıkarıldığı, bu kefalet ile ilgili 24.10.2021 tarihinde bilgisinin olduğu açık beyanı ve imzası ile alındığı ilgili dosya içerisinde görüldüğünün, kendisinin firma ortağı olması sebebi ile davacı tarafın da belirttiği üzere; Yargıtay 19. HD E. 2016/10886 K. 2017/493 T. 26.1.2017 sayılı ilamında; “Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 584. maddesinin son fıkrası gereğince, ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetlerle ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletleri, 27/12/2006 tarihli ve 5570 Sayılı Kamu Sermayeli Bankalar tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ve tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleriyle, kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefalet için eşin rızası hükmü aranmaz hükmü dikkate alınarak limited şirket ortağı olan davalıların işleriyle ilgili kefil olurken eşlerinin muvafakatlarını almalarına gerek olmadığı kanunda açıkça belirtilmiş olduğunu, bu sebep ile eş muvafakatı alınması zorunluluğu bulunmamakta olduğunu, davalı şahsın kefaleti geçerliliğini korumakta, dosyada bulunan kredi sözleşmeleri ve kefalet şartları yasal unsurları taşımakla birlikte şekil şartlarına da uymakta olduğunu, 27/08/2021 tarihli 2020/319 sayılı Geyve noterliği tarafından hazırlanan ihtarnamede belirtilen 375.374,16 TL tutar ve yasal sürece konu belirtilen tutarlar ve işletilen temerrüt faizi yasal sınırlar içerisinde kalmakta olduğunu, sonuç olarak; borçlu …. Hazır Beton firmasına müteselsil kefaletinin geçerli olması sebebi ile …. …. …. müşterek borçlu sıfatı ile ilgili banka borcunu ödeme yükümlülüğünün bulunmakta oldu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 18/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 28.06.2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; “Raporda takip alacağına ilişkin herhangi bir hesaplamanın yapılmamış olduğunu, bu nedenle dosyanın ek bir rapor için bilirkişiye tevdii ile davacı bankanın icra takibinde talep edeceği asıl alacak, akdi faiz, işlemiş temerrüt faizi, masraf ve sair kalemler hakkında detaylı ve denetime elverişli bir rapor hazırlanmasını talep etme zaruretinin doğmuş olduğunu, sonuç olarak dosyada mübrez evraklar, icra dosyası ve gerekirse 16.06.2022 tarihli duruşma zaptının 4 nolu ara kararı gereği “yerinde inceleme yetkisinin” kullanılarak denetime ve hükme elverişli ek bir raporun tanzimi için dosyanın duruşma günü beklenmeksizin bilirkişiye tevdini, tüm bu nedenlerle; denetime ve hükme elverişli ek bir raporun tanzimi için dosyanın duruşma günü beklenmeksizin bilirkişiye tevdini talep etmiştir.
Davalı vekili 18/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 30/06/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “Bilirkişi raporunun karara esas alınmasının mümkün olmadığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunun iki sayfadan ibaret olup içerik itibariyle hiçbir teknik konu değerlendirmesinin bulunmadığını, söz konusu rapor incelendiğinde; dosya içeriği bir paragraf, Yargıtay kararı bir paragraf ve sonuç kısmı hariç toplam 3 cümleden ibaret olduğunun görüleceğinin, teknik inceleme gerektiren hiçbir değerlendirmeye yer verilmediğini, yine uzmanlık gerektiren bir hesaplama da raporda yer almamakta olduğunu, dosya içinde bulunan rakamların aynen rapora nakledilmiş olup hiçbir gerekçe ve hesaplamanın bulunmamakta olduğunu, bilirkişi raporunda herhangi bir hesaplamaya yer verilmediği gibi yalnızca davacı tarafından ihtarnameye atıf yapılarak bu ihtarnamede belirtilen değerin uygun olduğunun mütalaa edilmiş olduğunu, davacının iddiasının neye göre uygun olduğunun, taraflarınca sunulan itirazların neden değerlendirilmediği gibi hususların sonuçsuz bırakılmış olduğunu, açıklanan nedenlerle; 18.06.2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespitlerin kabulü mümkün olmayıp söz konusu raporun karara esas alınmasının da kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle; 18.06.2022 tarihli bilirkişi raporundaki aleyhe hususlara itirazlar kapsamında yeni bir bilirkişiden yeni rapor alınmasını, aksi kanaat halinde itirazlar kapsamında ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce dosyaya sunulan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla (1) nolu ara karar uyarınca; genel kredi sözleşmesi ve business kart üyelik sözleşmesi dosyaya sunulunca dosyanın yeni bir bankacı bilirkişiye tevdi edilerek icra takibine konu kredi alacağı kapsamında inceleme yapılarak davalının kefil olup olmadığı, kefaletin yasadaki yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, takip tarihi itibariyle varsa borç miktarı, işletilen faiz oranlarının yerinde olup olmadığı , borcun hangi genel kredi sözleşmesinden ve kredilerden kaynaklı olduğu hususlarında taraf vekillerinin iddiaları da göz önüne alınarak rapor tanzim edilmek üzere dosya aslı bankacı bilirkişisi …. …. 22/11/2022 tarihinde tevdi edilmiştir.
Bankacı bilirkişisi …. …. 28/11/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “GEREKÇELİ SONUÇ: Davacı Bankanın dava dışı …. Hazır Beton Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. Firmasından 20.10.2021 icra takip tarihi itibariyle dava konumuz kredilerden kaynaklanan toplam alacağının 147.798,18 TL olduğu, (Asıl Alacak/Anapara 141.067,42 TL) olduğu, davalı …. …. …. davacı Banka ile …………… Hazır Beton Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine attığı 2.000.000,00 TL tutarındaki kefalet imzası nedeniyle 147.798,18 TL borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, dava konusu kredilere uygulanan akdi ve icra takiplerinde talep edilen temerrüt faiz oranlarının taraflar arasında düzenlenen sözleşme, TCMB’ye bildirilen azami kredi faiz oranları ve TCMB tarafından açıklanan kredi kart/KMH azami faiz oranları sınırları içinde kaldığı, faiz oranlarında bir problem bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili 28/11/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporuna karşı 12/12/2022 Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle düzenlenen bilirkişi raporunun taraflarınca kabulünün mümkün olmayıp; itirazlar doğrultusunda eksiklikler giderilerek yeniden bilirkişi raporu alınmasını, aksi kanaat halinde davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde dilekçe sunmuştur.
Tarafların usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Bankalar tarafından kredi kartlarına uygulanacak azami faiz oranları 5464 sayılı kanun kapsamında TCMB tarafından belirlenmekte ve basın duyurusu yoluyla kamu oyuna duyurulmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nın 583. Maddesine göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
6098 sayılı TBK.’nın eşin rızası başlıklı 584. maddesinde; “eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. 6098 saylı Türk Borçlar Kanunundaki düzenleme uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için hangi hallerde eşin rızasının gerektiği ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır. Emredici olan bu düzenlemeden, eşlerin feragat etmesi mümkün değildir. Eşin yazılı rızasının verilmesi adi yazılı şekle tâbidir. Yani rıza beyanının eş tarafından imzalanması gerekli ve yeterlidir. Ancak rıza somut ve belirli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Dolayısıyla gelecekte yapılacak kefalet sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genel bir rıza verilemeyeceği gibi sözleşmenin yapılmasından sonra (geçersiz sözleşmeye geçerlik kazandırmak için de) rıza verilemez.
Türk Borçlar Kanunu 584-(1) maddesine göre; rıza sonradan verilecek icazet ile tamamlanmadığından, eşin izni tamamlayıcı unsur değil geçerlilik unsurudur. Yani kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için eşin rızası mutlaka gereklidir. Aksi halde kefalet sözleşmesi geçersiz olacaktır. Zira; rıza, eşin kefil olma ehliyetini sınırlar ve rızanın yokluğunun yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Bu geçersizlik hakim tarafından resen dikkate alınır (Gümüş, M.A. Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2014, s.348). (Yargıtay HGK. 24/05/2017 tarihli 2017/12-1135 Esas – 2017/1012 sayılı kararı).Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK. 33. madde). Mahkeme emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (Yargıtay HGK. 13/03/2013 tarihli 2013/802 Esas – 2013/347 sayılı Kararı).
Somut olayda;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 30.10.2018 tarihli Genel Nakdi ve Gayninakdi Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. sayılı takip dosyası ile 141.074,29 TL asıl alacak 6.395,92 TL takip öncesi işlemiş faiz, 319,81 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere, toplam 147.790,02 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalıya 26.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine 22.10.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, eldeki davanın 05.01.2022 tarihinde açıldığı, itirazların ve davanın 2004 sayılı yasanın 62 ve 67.maddelerindeki süreler için olduğu, davadan önce arabuluculuk dava şartının da yerine getirildiği anlaşılarak esasa geçilmiştir.
Davaya konu edilen kredilere ilişkin Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı ve tebligatı, hesap özeti ve kredi için TCMB’ye bildirilen faiz oranları dosyamız arasında alınmış, davacının icra takibine konu kredi alacağı kapsamında alacaklı olup olmadığı, davalının kefil olup olmadığı, kefaletin yasadaki yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, takip tarihi itibariyle varsa borç miktarı, işletilen faiz oranının yerinde olup olmadığı hususlarında inceleme yapılması için dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bankacı bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 18.06.2022 tarihli bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla yeni bir bankacı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir. Yeni bilirkişiden taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmeleri gereği davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, alacağın hangi genel kredi sözleşmesinden ve hangi krediden kaynaklı olduğu, sözleşme kapsamında davalının kefaletinin bulunup bulunmadığı, kefaletin yasal unsurları taşıyıp taşımadığı, alacağa uygulanan faiz oranlarının sözleşmeye ve TCMB’ye bildirilen faiz oranları ile uyumlu olup olmadığı hususlarında rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bankacı bilirkişi Fevzi Kınalıoğlu tarafından mahkememizce istenilen tüm unsurları içeren, usulüne ve yargı denetimine uygun 28.11.2022 tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
28.11.2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 30.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesi bulunduğu, dava dışı …. Hazır Beton .. Ltd. Şti’nin asıl borçlu, davalı …. …. ….’ın kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, sözleşme bedelinin 1.000.000 TL olduğu, yine 22.11.2019 tarihinde sözleşme limitinin artırıldığı ve toplam 2.000.000 TL’ye çıkarıldığı, kefil olan davalı …. …. ….’ın bu sözleşmeye de kefil olarak imza attığı, davacı banka tarafından Geyve Noterliği vasıtasıyla dava dışı …. Hazır Beton .. Ltd. Şti. firmasına ve davalı …. …. …. 27.08.2021 tarihli …. yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, hesap kat ihtarnamesinde kredili ticari mevduat hesabı kredisi, ticari kredi kartı kredisi, taksitli ticari kredi tutarı olmak üzere toplam 375.374,16 TL’nin ve çek yasal yükümlülük tutarı olan 53.400,00 TL’nin tebliğden itibaren en geç 3 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, davalıya gönderilen hesap kat ihtarının bila ikmal döndüğü, ancak ihtarın gönderildiği adresin bankaya bildirilen adres olduğundan 2004 sayılı yasanın 68/b maddesine göre noter vasıtasıyla gönderilen anılan ihtarnamelerin davalının bankaya bildirdiği adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılacağından, anılan ihtarın davalının adresine ulaştığı tarih olan 07.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, dolayısıyla davalı yönünden temerrütün takip öncesinde gerçekleştiği, Genel nakdi ve Gayrinakdi Kredi ve …. Card Üyelik sözleşmeleri kapsamında davacı banka tarafından dava dışı …. Hazır Beton .. Ltd. Şti Firmasına kredili mevduat hesabı tanımlandığı, çek karnesi ve kredi kartı verildiği, 21.08.2021 tarihinde Kredili Mevduat Hesabının 29.194,12 TL risk bakiyesi ile kanuni takip hesaplarına aktarıldığı, dava konusu kredi kartının 21.08.2021 tarihinde 82.212,48 TL anapara , 1.733,60 TL faiz, 86,68 TL BSMV olmak üzere toplam 83.032,76 TL risk bakiyesi ile kanuni takip hesaplarına aktarıldığı, davacı banka tarafından ödenen çek sorumluluk tutarlarının 5941 sayılı kanun ile uyumlu olduğu, dosyaya davacı tarafından sunulan TCMB ye bildirilen kredi azami yıllık faiz oranları bildirim tablosuna göre banka tarafından TCMB ye en yüksek faiz oranının KMH ve kredi kartı dışındaki ürünler için %27,00 olarak bildirildiği buna göre davacının KMH ve kredi kartı dışındaki ürünler için azami %54,00 temerrüt faizi talep etme hakkının bulunduğu, dava konusu kredilere uygulanan akdi ve icra takiplerinde talep edilen temerrüt faiz oranlarının taraflar arasında düzenlenen sözleşme, TCMB’ye bildirilen faiz oranları sınırları içinde kaldığı, davacı bankanın dava dışı …. Hazır Beton .. Ltd. Şti’den icra takip tarihi itibariyle kredili mevduat hesabı için 34.004,66 TL asıl alacak, takip tarihine kadar %27,36 oranında işlemiş 1.550,61TL faiz ve %5 BSMV 77,53 TL olmak üzere toplam 35.632,80 TL talep edebileceği, ticari kredi kartı için 83.032,76 TL asıl alacak, takip tarihine kadar %27,36 oranında işlemiş 3.786,29 TL faiz ve %5 BSMV 189,31 TL olmak üzere toplam 87.008,37 TL talep edebileceği, çek sorumluluk tutarı için 24.030,00 TL asıl alacak, takip tarihine kadar %54,00 oranında işlemiş 1.073,34 TL faiz ve %5 BSMV 53,67 TL olmak üzere toplam 25.157,01 TL talep edebileceği, davalı …. …. …. davacı banka ile dava dışı …. Hazır Beton .. Ltd. Şti. Arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine attığı kefalet imzası nedeniyle borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu anlaşılmış, anılan raporun yeterli açıklamaları içerdiği ve hükme esas alınabileceği anlaşılmıştır. Anılan rapor doğrultusunda davacının dava dilekçesinde ve 08.02.2023 tarihli dilekçesinde belirttiği 141.067,42 TL asıl alacak ve 6,87 TL takip öncesi işlemiş faiz üzerinden davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili her ne kadar hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirtmiş ise de mahkememizin …./……. esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun 7. Sayfasında yine davaya konu kredi alacağına ilişkin hesap kat ihtarının davalının 30.10.2018 tarihli Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi sözleşmesinde geçen adresine gönderildiğinin belirtildiği, iş bu raporun hükme esas alınarak karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmış davalı vekili tarafından hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği yönündeki itirazların bu nedenle reddine karar verilmiştir.
Davalı …. …. ….’ın kefil olduğu nazara alındığında kefalet şartının el yazıları ile yazıldığı, kefalet limitlerinin açıkça yazıldığı, kefalet tarihinin yazıldığı nazara alındığında ve sözleşme tarihleri itibariyle davalının şirketin ortağı oldukları nazara alındığında 6098 sayılı yasanın 584/3.maddesi gereği eş rızasına da gerek olmadığı anlaşılmış ve kefaletin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından ve asıl alacak likit olduğundan, 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Dava değerinin açıkça 141.074,29 TL üzerinden gösterilip, davanın bu bedel üzerinden harçlandırılarak açıldığı dikkate alındığında, takibe vaki itirazın …./…. numaralı kredili ticari mevduat hesabı için 34.004,66 TL asıl alacak, 6,87-TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 34.011,53-TL üzerinden, 4508031084882194 ticari kredi kartı için 83.032,76 TL asıl alacak üzerinden, çek kredisi borcu (çek sorumluluk bedeli) için 24.030,00-TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerekmiş,(Benzer yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7702 esas 2022/683 karar) davacının talebiyle bağlı kalınarak ve 08.02.2023 tarihli dilekçesi içeriği nazara alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile;
– …./…. numaralı kredili ticari mevduat hesabı için; 34.004,66 TL asıl alacak, 6,87-TL işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 34.011,53-TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,36 oranında temerrüt faizi ve takip tarihinden sonra işleyecek temerrüt faizi için %5,00 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
– …. ticari kredi kartı için; 83.032,76 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %27,36 oranında temerrüt faizi ve takip tarihinden sonra işleyecek temerrüt faizi için %5,00 BSMV uygulanmasına,
-Çek kredisi borcu (çek sorumluluk bedeli) için; 24.030,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,asıl alacağa takip tarihinden itibaren %54,00 oranında temerrüt faizi ve takip tarihinden sonra işleyecek temerrüt faizi için %5,00 BSMV uygulanmasına,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 141.074,29-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Yürürlükte Bulunan Yargı Harçları Tarifesi gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 9.636,78-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.670,25-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 7.966,53-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 22.161,14-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 1.670,25-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti, 111,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.662,45-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Artan gider avansın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin (E- Duruşma Vasıtasıyla) yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı