Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/235 E. 2022/1480 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/235 Esas – 2022/1480
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/235 Esas
KARAR NO : 2022/1480

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLLERİ :…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket yetkililerinin 2020 yılı aralık aylarında davacı şirkete ait işyerine gelerek davacı şirkete ait işyerinde bulunan 2. El Makinaları görmüş olduklarını ve bu makinaların davalı şirket tarafından satın alındığını, bu satın alma işlemi ile birlikte davalı şirketin, 29/12/2020 tarihinde 10.000,00-TL nakit havale ile ödeme yaptıklarını, 02/02/2021 tarihinde de 20.000,00-TL nakit havale ile ödeme yaptıklarını, kalan kısımlar için 17/04/2021 tarihli 15.800,00-TL çekin, 04/05/2021 tarihli 20.000,00-TL çekin, 14/06/2021 tarihli 45.000,00-TL çek vererek ödemeler yapmış ve bu çeklerin de gerek davalı şirket kayıtlarında ve gerekse davacı şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, çek bedellerinin de ödenmiş olduğunu, makinaların 2021 yılı başından itibaren farklı tarihlerde en son 8. Ay içinde davalı şirkete ait Bilecik ilinde bulunan tesisine kurulmuş olduğunu, 2. El makinaların kurulumu ile birlikte davalı şirketçe 02/08/2021 tarihinde 5.000,00-TL nakit ödeme yapılmış olduğunu, 2. El bu makinaların kurulumundan sonra 04/08/2021 tarihli 153.623,04-TL tutarlı faturanın müvekkil şirketçe düzenlenmiş ve davalı şirkete teslim edilmiş olduğunu, bu faturanın da davalı şirket kayıtlarına işlenmiş olduğunu, bu faturadan sonra da davalı şirketin 01/09/2021 tarihinde 6.500,00-TL daha müvekkil şirkete ödeme yapmış olduğunu, davalı şirketin 2. El olarak teslim aldığı diğer makinalara ilişkin olarak da 09/10/2021 tarihli 41.933,66-TL tutarlı fatura ve 01/11/2021 tarihli 206.500,00-TL tutarlı faturaların düzenlenerek davalı şirkete teslim edilmiş ve davalı şirket kayıtlarına da bu faturaların işlenmiş olduğunu, akabinde davalı tarafın müvekkil şirket cari hesaptan doğan bu borçlarını ödememesi nedeniyle davalı şirket hakkkında 06/12/2021 tarihinde Sakarya …. İcra müdürlüğü’nün …/… Esas ile icra takiben taraflarından geçildiğini, Davalı tarafın hiçbir haklı gerekçesi olmamasına rağmen sırf borçtan kurtulabilmek için hukuka ve hakkaniyete aykırı şekilde icra takibene itiraz etmiş ve bu nedenle icra takibinin durdurmuş olduğunu, icra takibinin itiraz üzerine durmasından sonra taraflarınca yasal zorunluluk olarak arabulucuya da başvuru yapılmış ancak davalı tarafın arabuluculuk sürecinde de anlaşmaması üzerine arabuluculuk anlaşmama son tutanağının düzenlenmiş olduğunu, tüm bu nedenlerle; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakların saklı kalmak kaydı ile davalı tarafın Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 06/05/2022 Havale Tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkil yönünden ileri sürdüğü hususların ve istemlerin hiçbirinin kabule şayan olmadığını, davacı tarafça dava dilekçesinde davalı şirkete davalı müvekkil şirkete taş kırma işleminin garantisi verilmediğinden ve 2. El makine alan davalı tarafın almış olduğu makinelerin ne kadar ve ne şekilde işe yarayacağını incelemesi ve vereceği karar göre makine alın yoluna gitmesi gerektiğinden söz edilmiş ise de makinelerin taş kırma işlemini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğinin basit bir incelemeyle anlaşılmasının mümkün olmadığını, bunun için makinelerin kullanılması gerektiğini ve kullanmadan ortaya çıkabilecek nitelikte bir ayıp olmadığından davalı müvekkil tarafından kullanılana kadar anlaşılamamış olduğunu, bununla birlikte söz konusu makinelerin taş kırma işlemi için alındığı açıkken davacı şirketin söz konusu makinelerin bu işlemi gerçekleştireceğine dar bir garanti vermedikleri yönündeki beyanlarının açıkça kötü niyetli olduklarının ortaya koymakta olduğunu, tüm bu nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/05/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; “Dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde davalı tarafa 21/04/2022 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı tarafın yasal iki haftalık süre geçtikten sonra cevap dilekçesi sunmasına itiraz ettiklerini, davalı tarafın yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı ve yasal süre dolduktan süre uzatım talebinde bulunduğunu, süresi içerisinde olmayan bu talebin de mahkemece 09/05/2022 tarihli ara kararı ile haklı bir şekilde reddedilmiş olduğunu, davalı tarafın usule aykırı şekilde sunduğu cevap dilekçesindeki beyanlarını kabul etmedikleri gibi, davalı tarafın sunacağı tüm delillerin toplanılmasına ve sunacağı tüm tanıkların dinlenilmesine de muvafakatlerinin olmadığını, tüm bu nedenlerle; davalı tarafın süresinde davaya cevap vermediğinden savunmayı genişletme yasağı kapsamında davalı tarafın cevap dilekçesine itiraz ettiklerini ve sunacağı tüm delillerin toplanılmasına muvafakat etmediklerini, dava dosyasına gelen Vergi Dairesi kayıtlarının da haklılıklarını teyit etmekte olduğunu, delil listelerindeki delillerin toplanarak dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda açmış oldukları davanın kabulüne karar verilmesini talep ederiz, ” şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasının bir suretinin Uyap Sistemi Üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, evrak çıktıları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Sakarya … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu … yılına ait davalı …Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formlarının olup olmadığı hususlarının önemle araştırılarak buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzkkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Sakarya Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu … yılına ait davacı …Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formlarının olup olmadığı hususlarının önemle araştırılarak buna ilişkin oluşturulacak tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce davacı ve davalı tarafa dava konusu makinelerin bulunduğu yere ilişkin açıklama yapmak ve makinelerin bulunduğu yerin mahkememize bildirilmesi için taraflarına 2 (İki) Haftalık süre verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 30/05/2022 Havale tarihli dilekçesi ile; davaya konu makinelerin Kazancı Köyü / … /… adresinde olduğu, makinelerin bulunduğu yerin koordinatlarının, 40,32448 K, 30, 08820 D olduğu, şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne Talimat yazılarak; makinelerin bulunduğu adreste Makina Mühendisi (… …) eşliğinde mahallinde keşif yapılarak, ikinci el makinaların ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli ayıp mı yoksa makinaların teslimi anında yapılacak denetim ile tespit edilebilir bir ayıp olup olmadığı, davacının davalıdan makinaların bedeli olan miktarı talep edip edemeyeceği, konusunda rapor tanzim edilmek üzere dosya aslı talimat mahkemesine gönderilmiştir.
Makine Mühendisi Bilirkişi … … 05/07/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; “Sonuç :Talimat evrakı ile iddia ve savunmalar doğrultusunda; Mahallinde keşif yapılarak, ikinci el makinaların ayıplı olup olmadığı, Makineler keşif günü kurulu olmadığından Ayıplı olup olmadıkları tespit edilemediği, ayıbın Gizli ayıp mı yoksa makinaların teslimi anında yapılacak denetim ile tespit edilebilir bir ayıp olup olmadığı, Dava konusu Makineler, denetim ve muayene ile yapılan gözlemler sonucu ayıbı anlaşılabilecek basit makineler veyahut ta enerji verilip performansının hemen
tespit edilebilecek makineler değildir bu sebeple, İlgili Makineler Performans
olarak yalnızca kurulum sonrasında Ayıp konusunda incelenebileceği, Davacının, davalıdan makinaların bedeli olan miktarı talep edip edemeyeceği konularında rapor tanzim edilmesi
Yerinde yapılan incelemeler ve Dava dosyasında yapılan incelemeler bir arada düşünüldüğünde, Davacı tarafça satılan Makinelerin beklenen faydayı
vermediği Davalı tarafça belirtilse de, Makinelerin şu anda atıl durumda olması da Davacı tarafın aleyhine bir konu olduğu, bu sebeple taraflar arasındaki toplam yapılan ödemenin talep evraklarında
uyuşmadığından, bir Hesap Bilirkişisince hesap edilmesinin akabinde taraflar arsındaki ödeme miktarı netleştirilebileceğini, işbu bilirkişi raporundaki tespit ve görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 05/07/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Raporuna karşı 14/07/2022 Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Dava dosyasındaki tüm dilekçelerindeki hususların ve özellikle TTK 23/c ile dava dosyasına daha önce sundukları Emsal Yargıtay içtihatları da dikkate alınarak 26/05/2022 tarihili celsede verilen 6 nolu ara kararı doğrultusunda Muhasebeci Bilirkişiden rapor alınmasını ve akabinde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 05/07/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Raporuna karşı 18/07/2022 Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde belirtmiş oldukları hususların bilirkişi raporu ile de ortaya konulmuş olup davanın reddinin gerektiğini, bilirkişi raporunun da dikkate alınarak dayanaktan yoksun haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız muhasebeci bilirkişisi … …’a icra takibine konu alacak kapsamında inceleme yapılarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, davacı ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış kapanış onaylarının bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim edilmek üzere tevdi edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi … … … 23/08/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; “SONUÇ:
Davalının kendi ticari defterlerinde davacıya borcu bulunmadığı, davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 279.756,70 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından düzenlenen … nolu 41.933,66 tutarlı faturanın Bs formu ile beyan edildiği, davalının bu faturayı kayıtlarına almadığı ve Ba formu ile beyan etmediği, dava dosyasında davalının bu faturanın kesilmediğine, kabul edilmediğine dair dava dilekçesinde bir itiraz bulunmadığı, davacı tarafından dava dosyasına konan çeklerin tahsil edildiği, bunun dışında davacının yine dava dosyasında belirtilen nakit havale ödemelerini aldığı yönünde kayıtları bulunduğu, davalının 153.623,04 TL ödeme kaydının nakit ve çek ödeme açıklaması ile yapıldığı, çek vade tarihlerinde herhangi bir kayıt yapılmadığı, çek ödemelerinin kasa hesabı kullanılarak yapıldığı, iade faturası ile davacının hesaplarının kapatıldığı tespit edilmiş olduğunu, değerlendirme bölümünde belirtildiği üzere davalının defterlerinde davacıya borcu bulunmadığının görüldüğü, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının dayanağının makinelerin gizli ayıplı olmasına dayandığı, davacının bu faturayı kabul etmediğini noter aracılığı ile davalıya bildirmiş olduğu, gizli ayıp olmadığı yönünde karar verilmesi durumunda 206.500,00-TL ödeme yapılmadığının kabul edilmesi gerektiği, borç kapanmasının nedenin ödeme değil düzenlenen iade faturası olduğuna dikkat edilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 23/08/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Raporuna karşı 25/08/2022 Havale Tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; “23/08/2022 Havale Tarihli mali müşavir bilirkişisi raporunun genel olarak kendi davalarındaki haklılığını teyit etmekte olduğunu, bilirkişi raporunda belli hususlarda eksiklik varsa da bu eksikliklerin dava dosyasında bulunan diğer kayıtlar ile giderilebilecek hususlarda olduğu, gerek dava dosyasına daha önce sundukları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 2011/472 Esas 2011/608 Karar, ile Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2016/944 Esas, 2016/3009 Karar ve gerekse mali müşavir bilirkişinin raporundaki lehe olan değerlendirimeler ile Karasu Vergi Dairesinden gelen yazı cevabı ve müvekkil şirkete ait ticari defterlerinin örtüşmesinin kendi davadaki haklılıklarını teyit etmekte olduğunu, tüm bu hususlar dikkate alındığında dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili 23/08/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Raporuna karşı 05/09/2022 Havale Tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmamakta olduğunu, 05/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ve 23/08/2022 tarihli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde makine ve ekipmanlardaki ayıbın gizli ayıp olduğu ve bunun kabulü durumunda da davacı müvekkile herhangi bir borcunun bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, tüm bu nedenlerle; bilirkişi raporu da dikkate alınarak dayanaktan yoksun haksız davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Muhasebeci Bilirkişisi … 20/09/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; “SONUÇ: Davalının kendi ticari defterlerinde davacıya borcu bulunmadığı, adına düzenlenen iki adet faturayı yasal defterlerine kaydettiği ve bu kayıtlara ilişkin 153.623,04-TL tutarlı çek ve nakit ödeme kaydının yapıldığı, 206.500,00-TL için ise davacı şirket adına iade faturası düzenleyerek hesapları kapattığı, davacı tarafından düzenlenen EKS2021000000029 nolu KDV dahil 41.933,66 tutarlı faturanın davalı tarafından kayıtlarına alınmadığı, ancak BA formu ile beyan edildiği görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Davacı vekili 20/09/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Ek Raporuna karşı 21/09/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; “20/09/2022 Havale Tarihli mali müşavir bilirkişisi ek raporunun kendi davadaki haklılıklarını teyit etmekte olduğunu, gerek dava dosyasına daha önce sundukları emsal yargıtay kararları ve gerekse bilirkişinin asıl ve ek raporundaki bu değerlendirimeler ile davalı şirkete ait Karasu Vergi Dairesinden gelen kayıtlar da dikkate alınarak dava dilekçesindeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili 20/09/2022 Havale Tarihli Bilirkişi Ek Raporuna karşı 03/10/2022 Havale Tarihli itiraz ve beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi ek raporu dikkate alınarak dayanaktan yoksun haksız davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Tarafların usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği görüldü.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
6102 sayılı TTK’nun 1530. Maddesinde Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlenmiş olup, (2) fıkrada; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) fıkrada; Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) fıkrada; Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 3 adet fatura ile ilgili olarak Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyası ile 279.756,70 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 6.215,26 TL faiz olmak üzere toplam 285.971,96 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 02.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 13.01.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62. maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 17.02.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalara dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 23.08.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 20.09.2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; taraflar arasında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 279.756,70 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde … nolu faturanın ve … nolu faturanın kayıtlı olduğu, … nolu faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak BA formu ile beyan edildiğinin bildirildiği, davalı tarafın ticari defterlerinde davacı tarafından düzenlenen faturalara ilişkin 153.623,04 TL tutarlı çek ve nakit ödeme kaydının bulunduğu, davalının 18.12.2021 tarih … nolu 206.500,00 TL bedelli iade faturası düzenleyerek davacı şirket adına hesapları kapattığı, iade faturasının davacı şirket tarafından Sakarya 4. Noterliği vasıtası ile gönderilen ihtarnameyle kabul edilmediğinin belirtildiği, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafından çek ve nakit olarak yapıldığı belirtilen 122.300,00 TL ödemenin kayıtlı olduğu, davalı tarafın adına kesilen ve ticari defterlerine kaydını yaptığı faturaların tutarlarına ilişkin bir itirazda bulunmadığı, aynı şekilde adına kesilen ve defter kayıtlarına alınmayan … nolu fatura tutarına ilişkinde bir itirazda bulunmadığı belirtilmiştir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan 23.08.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 20.09.2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre göre, her iki tarafın ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması, davacının dayandığı … nolu ve … nolu faturaların davalının ticari defterlerine işlenmesi, … nolu faturanın davalı tarafından BA formu ile beyan edilmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, iki faturanın davalının ticari defterlerine kaydedildiği, diğer faturanın BA formu ile beyan edildiği, davalı tarafından her ne kadar 18.12.2021 tarihli iade faturası düzenlenerek 01.11.2021 tarih … nolu 206.500,00 TL bedelli fatura iade edilmiş ise de faturanın davalının ticari defterlerine 10.11.2021 tarihinde kayıt edildiği, iade faturasının 8 günlük itiraz süresi sonrasında kesildiği, davacının da iade faturasını kabul etmeyerek Sakarya …. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesiyle iade ettiği ,davalının TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriklerini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları nedeniyle; taraflar arasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 279.756,70 TL alacaklı olduğu, davalının davacının defterlerine kayıtlı olan 122.300,00 TL ödeme dışında diğer ödemeleri ispat edemediği, süresinde davaya cevap vermeyerek delil bildirmediği, … nolu 206.500,00 TL bedelli iade faturasının davacı tarafından kabul edilmediği ve iade faturasının süresinde düzenlenmediği, tarafların incelenen ticari defterleri doğrultusunda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 279.756,70 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın 279.756,70 TL tutarındaki asıl alacak yönünden haksız olduğu, tarafların defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğinin 6102 sayılı yasanın 1530.maddesinde düzenlendiği, davacının icra takibi öncesi için de faiz talebinde bulunduğu, taraflar arasında faturadan kaynaklı bir ilişkinin olduğu, faturaların mal veya hizmet tedarikinden kaynaklandığı, 04.08.2021 Tarih … nolu 153.623,04 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerine 10.08.2021 tarihinde kayıt edildiği, davacının 04.08.2021 Tarih … nolu 153.623,04 TL bedelli faturadan bakiye kaldığı belirtilen 31.323,04 TL yönünden 10.09.2021 tarihinden icra takibinin başlatıldığı 07.12.2021 tarihine kadar faiz talep edebileceği, mahkememizce yapılan hesaplamada davacının 04.08.2021 tarih … nolu 153.623,04 TL bedelli faturadan bakiye kaldığı belirtilen 31.323,04 TL yönünden icra takibinin başlatıldığı 07.12.2021 tarihine kadar 1.351,18 TL reeskont avans faizi talep edebileceği, … nolu faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmaması, … nolu faturanın davalı tarafın ticari defterlerine 10.11.2021 tarihinde kayıt edilmesi dikkate alındığında bu faturalar yönünden davalının takip öncesi temerrüte düşürülmediği anlaşılmış, anılan faturalar yönünden davacının faiz talebi yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalı ayıp iddiasında da bulunmuş ise de, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, icra takibine konu faturaların davalının ticari defterlerine kayıt edildiği, faturaların BA formu ile vergi dairesine bildirildiği, faturalara karşı süresi içerisinde yapılan bir itirazın bulunmadığı, süresinde düzenlenmeyen iade faturasının davacı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiği, dava konusu makinalar üzerinde talimat yoluyla yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda makinaların kurulu olmadıklarından ayıplı olup olmadıklarının tespit edilemediği belirtilmiştir. Ayıp konusunda mahkememizce inceleme yapılmış ise de itirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerektiğinden, takibe konu faturalar ile ilgili sınırlı inceleme yapılmıştır.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …/…….. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 279.756,70-TL asıl alacak ve icra takibi tarihine kadar işlemiş 1.351,18-TL faiz olmak üzere toplam 281.107,88-TL üzerinden devamına,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 279.756,70-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Yürürlükte bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre; 19.202,48-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 4.883,69-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 14.318,79-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 42.355,10-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 4.864,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 4.883,69-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 4.964,39TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 1.550,00-TL Bilirkişi ücreti, 1.989,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.539,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 3.478,81-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
9-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Mahkememiz dosyasına sunulan davalı tarafa ait Ticari Defterlerin davalı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/11/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı