Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/233 E. 2022/1485 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/233 Esas – 2022/1485
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/233 Esas
KARAR NO : 2022/1485 Karar

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ :…

DAVA : Yönetim Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf: Davacı ile davalı …. arasında 19.06.2017 tarihinde yapılan tahsis sözleşmesi ile …ada… nolu parselle ilgili olarak ilk tahsis işlemi yapıldığını, en son 01.09.2020 tarihinde aynı taşınmaza ilişkin olarak yeni bir tahsis sözleşmesi imzalandığını, 01.09.2020 tarihli sözleşme ile önceki sözleşmelerin iptal edilerek katılımcılık sıfatının artık 01.09.2020 tarihli sözleşmeye göre belirlendiğini, davalının 17.12.2021 tarihli yazı ile (bahsi geçen yönetim kurulu kararını ve dayanak genel kurul kararını göndermeksizin) davacıya yapılan tahsisinin pandemi ve ekonomik nedenlerle yönetim kurulu yetkisinde olan sürelerin de kullanılması sonrasında 01.09.2021 tarihi itibari ile yasal sürenin dolmuş olması sebebiyle iptal edildiğini bildirdiğini ve 11.01.2022 tarihinde 6.473,909 TL bedeli davacıya gönderdiğini, davacının aynı gün bu bedeli …. ye iade ettiğini, tahsisin iptal edildiğini bildirmesine rağmen davacının 20.12.2021 tarihli yazısı ile davacıya 2022 yılına ait yönetim aidatlarının miktar ve tarihlerini bildirip aidat ödemelerinin yapılmamasının ihtar ettiğini, bu ihtar üzerine aidat ödemelerinin davacı tarafından yapıldığını, ihtarnamelere rağmen davalının yönetim kurulu kararını ve dayanak genel kurul kararını göndermediğini, Davacıdan sözleşme ile belirlenen 1.546.925 TL tahsis bedeli dışında fazladan tahsilatlar yapılarak toplam 2.303.583 TL tahsil edildiğini, Süreçte kendilerinden istenen fazla bedellerin dayanağının gösterilmediğini, sözleşmede yazılan rakam dışında çeşitli adlar altında istenen bedeller ile işletilen faizin keyfi, haksız ve davacıyı tahsisten vazgeçirmeye yönelik olduğunu, Gönderilen yazılardan birinde 22.10.2018 tarih ve 2018/60 Sayılı yönetim kurulu kararı ile gerçekleşen yeni bir tahsis işleminden bahsedildiğini, 01/09/2020 tarihli yeni tahsis sözleşmesi ile 2017 yılında yapılan tahsislerin askıya alındığının ve 01.09.2020 tarihi itibari ile …. Uygulama Yönetmeliğinin 60.maddesinde yazılı sürelerin yeniden başladığının OSB tarafından kendilerine bildirildiğini, Davalı …. nin davacıya gönderdiği yazıda davacıya tahsisin 19.06.2017 tarihinde yapıldığını ve 01.09.2021 tarihi itibari ile yasal sürelerin dolduğunu ve yönetim kurulunun artık süre uzatma yetkisinin kalmadığını bildirdiğini, ancak 01.09.2020 tarihli tahsis sözleşmesinin esas alınması gerektiğini, buna rağmen davalı tarafça 19.06.2017 tarihli sözleşme nazara alınarak yasal sürede firmanın proje başlangıcı yapmadığından bahisle iptal kararı verildiğini, Davacının 05.10.2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne ÇED başvurusu yaptığını, 06.10.2021 tarihinde Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünden ÇED Kapsam Dışı karar yazısını aldığını, bu arada yapı ruhsatına esas teşkil eden tüm projelerini de bitirip davalı…. ye vermek istemiş ise de davacı adına olan tahsis iptal edilerek başka kişilere tahsisinin yapılacağı düşüncesi ile bahsi geçen projelerin davalıya tesliminin gerçekleşemediğini, davalının yapı ruhsatlarına temel oluşturacak olan imar durum belgesini davacıya vermediğini, ayrıca davalının fabrika inşaatına başlanabilmesi için zorunlu olan yapı denetim sözleşmesini yapabilmek için onayladığı yapı denetim firması hakkında gerekli bilgileri de vermeyerek bizzat davalının gecikmelere neden olduğunu, Dava konusu tahsisin iptaline dair yönetim kurulu kararının butlanla malul olduğunu ve iptalinin gerektiğini, kararın kanunun (objektif hukuk kurallarının) emredici hükümlerine, mülkiyet hakkına, iyiniyet kurallarına ve eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu, 4562 Sayılı Kanunun 18.maddesinde satış bedeli tamamen ödenmişse geri alım şerhli tapunun katılımcıya verileceği yazılı olmasına rağmen davalının kötüniyetli olarak geri alım şerhli tapuyu vermediğini, …. Uygulama Yönetmeliğinin 60.maddesinde yeralan düzenlemenin lafzından iptalde dikkate alınacak sürenin her bir bentte belirtilen 1 ve 2 yıllık süreler olmayıp toplam 3 yıllık süre olduğunu, 19.06.2017 tarihli tahsis sözleşmesi iptal edilip 01.09.2020 tarihli yeni bir sözleşme yapıldığına göre tahsisin ancak 01.09.2023 tarihinde sona ereceğini, Yönetim kurulu kararının alınmasında tarih açısından usulsüzlük olduğuna dair ciddi kuşkuların bulunduğunu, Davacıya tahsisi yapılan 449 ada 27 nolu parselin …. nin genişleme alanı içerisinde kaldığını, …. sınırlarına dahil edilen bu genişleme alanlarında kamulaştırma işlemleri bitmeden herhangi bir imar ve parselasyon uygulaması yapılamadığını, dolayısıyla davalının iptale dayanak yaptığı …. Uygulama Yönetmeliği 60.Maddesinde yazılı sürelerin başlatılamayacağını, parselasyon planı olmayan bir yerde yapı ruhsat almak ve inşaata başlamanın mümkün olmadığını, imar ve parselasyon planları kesinleşmeden katılımcıdan alt yapı katılım bedeli talebinin de hukuken mümkün bulunmadığını, Belirterek davalı …. Yönetim Kurulunca alınan 16.12.2021 tarih ve 2021/ 43 sayılı tahsis iptal kararının hükümsüzlüğünün tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf:Dava konusu edilen işlemin Organize Sanayi Bölgesi yönetimine tanınan yasal yetki çerçevesinde idare işleviyle ilgili bir alanda tek taraflı irade beyanıyla hukuki sonuç doğuran bir işlem olarak tesis edildiğini, bu sebeple yargı yolunun İdari Yargı olduğunu,
Davacının bu davayı açma hakkının bulunmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini,…. adına tescil edilen taşınmazların sanayiciye tahsisinin yapıldığını ve inşaat faaliyetlerini bitiren sanayicilere tapu devirlerinin gerçekleştirildiğini, ancak ilerleyen maliyetlerin (kamulaştırma davaları sebebiyle değişen arsa maliyeti ve genişleme sebebiyle doğan alt yapı katılım maliyeti) arsa tahsis sözleşmeleri gereği sanayicilere yansıtıldığını ve yasal zorunluluk gereği taşınmaza …. lehine geri alım şerhi konulduğunu, Davacı taraf ile 19.06.2017 tarihli Arsa Tahsis Sözleşmesi imzalandıktan sonra Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının tavsiye kararı ile sanayicilere yeniden süre vermek o dönem ülke genelinde yaşanan ekonomik krizde katılımcılara ekonomik rahatlama sağlamak amacıyla davacıyla 01.09.2020 tarihli aynı içeriğe sahip yeni sözleşmenin imzalandığını, Davacının iddia ettiği gibi OSB’nin kesin arsa tahsis bedelini 1.546.925,00 TL olarak belirlemesinin mümkün olmadığını, sözleşmesinin bedel başlıklı 5. Maddesinde bedelin tahmini olduğunun belirtildiğini, davacının arsa maliyet borcuna mahsuben 2.152.371,49 TL ve alt yapı katılım maliyet borcuna mahsuben 394.833,39 TL ödeme yaptığını, ancak arsa ve alt yapı katılım bedeli maliyetlerinin sürekli olarak yürüyen ve devam eden maliyetler olduğunu, Davacının tahsisinin iptal edilmesinin sebebinin davacının tahsis bedelini ödememesi olmayıp OSB Uygulama Yönetmeliği 60. Maddesinden doğan (1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait yapı ruhsatını almak ve sanayi faaliyeti ve istihdama geçme) yükümlülüklerin yerine getirilmemesi olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan borcunu eksik yerine getirmiş olmasından dolayı sözleşmenin feshinde ve arsa tahsisinin iptalinde …. nin haklı olduğunu, tahsis kararının iptalinde OSB yönetim kurulunun yetkili olduğunu, Arsa tahsisinin …. Uygulama Yönetmeliği madde 55 gereği genel kurulun belirleyeceği ‘’prensipler’’ çerçevesinde yönetim kurulu tarafından yapıldığını,
Tahsis ve tahsis iptaline ilşikin yetkilerin OSB Yönetim Kuruluna ait olduğunu, Tahsis iptalinin davacıya yazılı olarak bildirildiğini ve hatta 21.01.2022 tarihli ihtarname ekinde Yönetim Kurulu Kararının da gönderildiğini, tahsis iptalinin ardından 6.473.909,00 TL nin davacı yana …. tarafından ödendiğini ancak davacının ise bu bedeli …. ye iade ettiğini, bedelin halen bankada bloke olarak tutulduğunu, davacının …. Genel Kuruluna katılım hakkı olmadığını, 20.12.2021 tarihli… yevmiye numaralı yazı ile bir sonraki yıl olan 2022 yılına ait olmak üzere yazılan aidat bildirimi yazısının Bölge Müdürlüğü muhasebe servisi tarafından sehven yapıldığını, Ocak ve Şubat ayına ilişkin hataen alınan aidatların geri ödemesinin dava tarihinden de önce davacıya yapıldığını, Davacının bahsettiği 22.10.2018 tarihli üçüncü bir sözleşmenin bulunmadığını, bahsi geçen 2018/60 sayılı yönetim kurulu kararının belirtilen konuda olmayıp katılımcıların borcuna ilişkin bir karar olduğunu, Davacı tarafın …. nin kötüniyetle kendilerine imar durum belgesi ve yapı denetim firmasının irtibat bilgilerini vermeyerek yapı ruhsatının alınmasında gecikmelere sebep olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu,…. nin sadece proje firması tarafından hazırlanan yapıya ait mimari projeyi süresinde onayladığını bunun dışında yapı ruhsatı alınması sürecine ilişkin bir yükümlülüğünün ve dahlinin bulunmadığını, ayrıca davacının onaya sunması gereken mimari avan projeyi süre bitiminde gönderip ön inceleme istediğini, onay isteminin dahi geç yapıldığını, Davacının kararın iptali isteminin dayanaksız olduğunu, …. Uygulama Yönetmeliği 26. Maddesi gereği …. Yönetim Kurulunun ayda en az iki kez…. Bölge Müdürlüğü İdari ve Sosyal Tesislerinde toplanmak üzere toplantılarını fiziken bir araya gelerek gerçekleştirdiğini, önceden belirlenen Yönetim Kurulu gündeminin en az 1 gün önceden Yönetim Kurulu üyelerine bildirilmek üzere çağrı yapıldığını, yönetim kurulunun salt çoğunluk ile bir araya gelerek salt çoğunluk ile kararlarını aldığını, yönetim kurulu kararının iki kurucu unsurunun da bulunduğunu,…. Yönetim Kurulunun dava konusu kararında katılımcılara karşı eşit işlem ilkesini ihlal etmediğini, tüm katılımcıların hakkının gözetildiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasında 19.06.2017 tarihinde yapılan ilk tahsis sözleşmesi ile … nolu parselin davacıya tahsis edildiği, daha sonra taraflar arasında 01.09.2020 tarihinde aynı taşınmaza ilişkin olarak yeni bir tahsis sözleşmesi imzalandığı, …. Yönetim Kurulunca alınan 16.12.2021 tarih ve 2021/ 43 sayılı karar ile tahsisin iptal edildiği, davalının davacıya gönderdiği 22/06/2021 ve 19/08/2021 tarihli ihtar yazıları ile 13/01/2022 tarihli noter ihtarnamenin içeriğine göre iptalin gerekçesinin davacının yönetmeliğin 60 . Maddesinde öngörülen sürede yapı ruhsatı almaması olarak açıklandığı, OSB yönetim kurulunun yetkisinde olan ek süreleri davacıya tanımış olduğundan bahisle yeni bir ek süre verilmediği hususları tarafların ortak kabulündedir.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık:
1-Davalı …. yönetim kurulunun davacıya yapılan arsa tahsis işleminin iptali hakkında verdiği 16.12.2021 tarih ve 2021/ 43 sayılı kararının yasaya hukuka ve sözleşmeye aykırı olup olmadığı, …. yönetiminin bu iptal kararının alınmasına dayanak oluşturan önceki iş ve işlemlerinin hukuka ve yasaya uygun olup olmadığı, bu kararın yoklukla malul olup olmadığı veya iptali şartlarının oluşup oluşmadığı,
2-Yönetmeliğin 60. Maddesinde öngörülen ruhsat alma süresinin başlangıcında 19.06.2017 tarihli ilk tahsis sözleşmesinin mi yoksa 01.09.2020 tarihli sözleşmenin mi esas alınmasının gerektiği ve bu sürenin ne olduğu,
3-Yönetmeliğin 60. Maddesi uyarınca davacıya yapacağı inşaata ait projeleri …. ’ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını alması için Yönetim kurulunca ek süre verilmesinin gerekip gerekmediği, yönetim kurulunun yönetmelikte belirtilen ek süreleri vermiş sayılıp sayılmadığı hususlarındadır.
Davacının ihtiyati tedbir talebi tensip ara kararı ile kabul edilmiş ve 150.000,00TL teminat mukabilinde dava konusu Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesindeki … parsel sayılı taşınmazın başkasına tahsis ve devrinin önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmiş, teminat mektubu sunulduğundan süresinde yapılan talep üzerine tedbir kararı tapu siciline işlenmiştir.
Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesi’nin 01/06/2022 tarihli yazısında özetle;…. Ltd. Şti.’nin 01/09/2020 tarihli arsa tahsis sözleşmesi kapsamında ruhsat işlemlerini tamamlamak üzere Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesi’ne… tarih ve…gelen evrak sayılı talebini ilettiğini ancak …. Uygulama Yönetmeliği 60. Maddesi gereği ruhsatını süresi içerisinde almayan davacı katılımcıya ilişkin değerlendirme 16/12/2021 tarihli Yönetim Kurulu Toplantı gündemine alındığını, bu toplantıda resen yapılan değerlendirmeler neticesinde davacı şirketin …1. Organize Sanayi Bölgesi ile öncelikle 06/07/2017 tarih ve 2017/46 sayılı Yönetim kurulunun kararı ile 19/06/2017 tarihli Arsa Tahsis Sözleşmesi imzaladığını, bu tarihten itibaren …. Yasal mevzuatına göre katılımcıların 1 yıl içerisinde yapı ruhsatı almaları gerekirken inşaata başlanmaması ve ruhsat alınmaması sebebiyle Yönetim Kurulunun 07/08/2020 tarih ve 2020/29 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile ülke genelinde yaşanan ekonomik krizde katılımcılara ekonomik rahatlama sağlamak ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlama amacıyla ek süre verilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda davacı ile 01/09/2020 tarihli aynı içeriğe sahip sözleşmenin imzalandığı, bu şekli ile davacı şirkete Yönetmeliğin 60. Maddesinde belirtilen ek sürenin fazlası ile tanınmış olduğunu ancak davacının tanınan ek sürelere riayet etmeyerek …. Uyg. Yön. 60. Maddede belirtilen ruhsat alma yükümlülüğünü yerine getirmediği için yeniden ikinci bir ek süre vermenin Yönetim kurulu yetkisinde olmadığını ve ek süre verme yönünde geçerli bir makul sebep bulunmadığı ve bir fayda getirmeyeceği kanaatine varılarak Yönetmeliğin 60. Ve 64. Maddeleri gereği 16/12/2021 tarih ve 2021/43 sayılı yönetim kurulu kararı ile tahsisin iptaline karar verildiği bildirilmiştir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölge Genel Müdürlüğünün 22/09/2022 tarihli cevabında tahsis işlemine konu Sakarya 1. …. de bulunan… nolu parselin 09/08/2021 tarihinde onaylanan revizyon imar planı öncesinde de imar planına göre sanayi bölgesinde kaldığı ve inşaat ruhsatı anılmasına bir engel bulunmadığı bildirilmiştir.
Dava organize sanayi bölgesi yönetim kurulu kararının iptali talebine ilişkindir.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunu 5. maddesinde Organize Sanayi Bölgesinin bir özel hukuk tüzel kişiliği olduğu açıkça düzenlenmiştir. Bu durumda davacı ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda adli yargı görevlidir. Uyuşmazlık tacir olan tarafların ticari işletmesini ilgilendirmekle ticari dava mahiyetindedir.
4562 sayılı kanunun (01/07/2017 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7033 sayılı yasanın 51. Maddesi ile değişik) 18/1 maddesine göre; Arsa tahsisi, yönetmelik hükümlerine göre müteşebbis heyetin veya genel kurulun belirleyeceği prensipler çerçevesinde yönetim kurulu tarafından yapılır ve Bakanlığa, tahsisi takip eden ayın ilk haftası içerisinde bilgi verilir.
Bu yasal değişiklikten önceki düzenlemede ise arsa tahsisinin müteşebbis heyetince yapılacağı belirtilmiştir.
Yönetmeliğin arsa tahsis iptali başlıklı 60. maddesinde; Tahsis edilen sanayi parseli ile ilgili olarak tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde gerçekleştireceği yapıya ait projeleri …. ye tasdik ettirerek yapı ruhsatını almayan katılımcılara yapılan tahsisin yönetim kurulu tarafından iptal edileceği, Makul sebeplerin varlığı halinde bu sürenin toplamda (Değişik ibare:RG-3/7/2020-31174) 1 yılı geçmemek üzere yönetim kurulu tarafından uzatılabileceği düzenlenmiştir. Yönetmeliğin bu maddesinde 03/07/2020 tarihli resmi gazetede yapılan değişiklikten önce uzatma süresi 6 ay olarak belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı ile davalı arasında 19.06.2017 tarihinde yapılan ilk tahsis sözleşmesi ile Sakarya…. …. …nolu parsel davacıya tahsis edilmiştir. Bu tahsis işleminden sonra ruhsat işlemleri tamamlanmamış ve inşaata başlanmamış ise de davacı ve davalı arasında bu kez 01.09.2020 tarihinde aynı taşınmaza ilişkin olarak yeni bir tahsis sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı …. bu yeni sözleşmenin pandemi sürecinde yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle Bakanlığın görüşü doğrultusunda yapıldığını ancak yeni bir sözleşme olmayıp öncekinin devamı niteliğinde olduğunu savunmaktadır. Ancak sözleşmeler incelendiğinde 01/09/2022 tarihli ikinci sözleşmenin önceki sözleşmenin devamı niteliğinde olduğuna dair bir ibareye yer verilmediği, her iki sözleşmenin birbirinden bağımsız olduğu, dolayısıyla 01/09/2020 tarihli ikinci sözleşmenin yeni bir sözleşme mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı şirket açısından OSB mevzuatında öngörülen ve ruhsat alma inşaat yapma gibi yükümlülüklerini yerine getirmesi için belirlenen sürelerin bu ikinci sözleşme ile tekrar başladığının ve tahsis sürecinin davacı …. tarafından baştan başlatıldığının kabulü sözleşmeye bağlılık ve işlem güvenliği ilkeleri gereği zorunludur.
Davacı lehine yapılan tahsis işlemi …. yönetim kurulunun 16/12/2021 tarihli… sayılı kararı ile iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bu yönetim kurulu kararında “… Yapı firması adına tahsis edilen … parselin tahsisinin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun hareket edilmediği” gerekçesiyle iptaline karar verildiği, başkaca bir gerekçeye yer verilmediği görülmektedir.
Davalı…. yönetimince davacı şirkete gönderilen (yönetim kurulu başkan vekili ve bölge müdürü imzalı) 17/12/2021 tarihli yazı ile davacıya; 19/06/2017 tarihli sözleşme ile yapılan…nolu parsel tahsisinde yönetim kurulunun yetkisinde olan sürelerin de kullanılmış olduğu ve 01/09/2021 tarihi itibariyle sürenin dolmuş olduğu, buna rağmen bu tarihe kadar inşaat ruhsatı alınmadığı için tahsisin iptal edildiğinin bildirildiği görülmektedir. Davalı OSB nin inşaat ruhsatı alınması için öngörülen 1 yıllık sürenin başlangıcı olarak ikinci sözleşme tarihi olan 01/09/2020 tarihini esas aldığı değerlendirilmiştir.
Davalı tarafından davacıya gönderilen Sakarya…Noterliğinin … tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamede de “19/06/2017 tarihli arsa tahsis sözleşmesi ile tarafınıza tahsisi yapılan… parsel nolu taşınmazda tahsis sözleşmesi ve yasal mevzuat gereği yapı inşaat ruhsatınızın alınması gerektiği yönündeki yükümlülüklerinizi yerine getirmemeniz sebebiyle SOSB Yönetim Kurulunun 16/12/2021 tarihli 2021/43 sayılı kararı ile iptal edilmiştir” denilmek suretiyle iptal gerekçesinin 19/06/2017 tarihli sözleşme ile belirlenen inşaat ruhsatı alma yükümlülüğünün ihlali olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Davalı…. nin 01/06/2022 tarihli cevabı ile; davacı şirketin 22/06/2021 tarihinde davalı OSB ye yazılı olarak müracaat ederek pandemi koşulları ve ekonomik daralma sebebiyle inşaat finansmanının sağlanamaması sebebiyle inşaat ruhsatı için 1 yıllık ek süre talebinde bulunduğu, ancak davalı…. nin 19/06/2017 tarihli ilk tahsis sözleşmesi ile davacının 1 yıllık süresinin başladığını ve pandemi sebebiyle ülke genelindeki ekonomik daralma üzerine ek süre mahiyetinde 01/09/2020 tarihli yeni bir sözleşme imzalandığını, dolayısıyla davacıya fazlasıyla süre tanındığını, buna rağmen davacının süreye riayet etmediğinden (22/06/2021 tarihli talebi üzerine) ek süre verilmesi için bir sebep bulunmadığı ve fayda sağlamayacağı gerekçesiyle 16/12/2021 tarihli 2021/43 sayılı yönetim kurulu kararı ile tahsis işleminin iptal edildiği bildirilmiştir.
Davalı …. tarafından davacının 01/09/2020 tarihli ikinci sözleşme ile başlatılan yeni süreçte 22/06/2021 tarihli süre uzatımı talebi hakkında ayrıca bir değerlendirme yapılmadığı, ilk sözleşme esas alınarak hesaplanan sürelerin gözetilerek yeni bir süre vermenin faydasız ve dayanaksız olduğu değerlendirmesinde bulunulduğu, ancak süre uzatım talebinin reddine ilişkin bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Halbuki yukarıda belirtildiği üzere davalı …. davacı ile 01/09/2020 tarihinde aynı içerikte yeni bir tahsis sözleşmesi yaparak süreci bizzat kendisi baştan başlatmış durumdadır. Bu halde davacının ek süre verilmesi talebinin hiç değerlendirilmeyip, hükümden düşürülmüş olan 19/06/2017 tarihli ilk sözleşmeye dayanılarak sürenin doldurulduğundan bahisle tahsisin iptali sözleşmeye hukuka ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Ayrıca davalı…Yönetim Kurulunun 16/12/2021 tarihli 2021/43 sayılı kararında iptal gerekçesi olarak yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun hareket edilmemesi şeklinde belirsiz ve genel bir ifade kullanıldığı, davacının süresinde inşaat ruhsatı almadığı gerekçesine yer verilmediği, buna karşılık davacıya gönderilen 17/12/2021 tarihli yazı ve 13/01/2022 tarihli noter ihtarnamesi içeriğinde mevzuat gereği yapı inşaat ruhsatının alınması yükümlülüklerinin ihlalinden bahsedildiği anlaşılmaktadır. Yine 17/12/2021 tarihli yazı ve 13/01/2022 tarihli noter ihtarnamesi kapsamından anlaşıldığı üzere iptal edildiği bildirilen tahsis kararının (ikinci sözleşme ile hükümden düşürülmüş olan) 19/06/2017 tarihli ilk tahsis kararı olması itibariyle de davalı …. yönetim kurulunun iptal kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, 01/09/2020 tarihli tahsis kararının iptaline ilişkin bir hüküm içermediği değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, Davalı Sakarya …. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu’nun 16/12/2021 Tarihli 2021/43 Sayılı Tahsis iptali kararının İPTALİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 80,70-TL Peşin/nisbi Harç, 567,35-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 728,75TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-Mahkememizin 18/02/2022 tarihli tensip ara kararı ile verilen dava konusu Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesindeki… parsel sayılı taşınmazın başkasına tahsis ve devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararının nihai kararın kesinleşmesine kadar devamına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
16/11/2022

Başkan…
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye…
e-imzalı
Katip …
e-imzalı