Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/216 E. 2023/374 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/216 Esas – 2023/374
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/216 Esas
KARAR NO : 2023/374

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ :Av. ….
DAVALILAR :….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Krediden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf; …… T.A.Ş. Adapazarı Şubesince …. …. Mob. San. Ve Tic. A.Ş.’ne ticari krediler kullandırıldığını, diğer davalıların bu kredilerde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sorumluluklarının bulunduğunu, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle hesapların kat edilerek Sakarya …. Noterliği’nin 31.08.2018 tarih ve …. yevmiye nolu İhtarnamesinin keşide edildiğini, daha sonra borçlularla 20.11.2020 tarihli protokol imzalanarak borcun yapılandırıldığını ancak borcun yine de ödenmediğini, Sakarya Asliye Ticaret Mah. …./…. D.iş E. – …./…. K. sayılı ihtiyati haciz kararının Sakarya … İcra Dairesi …./…. E. sayılı dosyasında icraya konulduğunu ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin (Sakarya … İcra Dairesi …./…. E.) varlığı da gözetilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla esas icra takibine geçildiğini, davalı borçluların icra takibine itiraz ederek takibi durdurduklarını, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek ayrıntısı dava dilekçesinde belirtildiği şekilde davalılarca Sakarya … İcra Dairesi’ nin …./…. E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep etmiştir.
Davalı taraf; …. …. AŞ’nin kullandığı kredilerin geri ödenmesinde gecikmeler yaşanması sebebiyle davacı banka ile mevcut borçların yeniden yapılandırılmasını teminen 20/11/2020 tarihinde anapara alacağı 5.640.383,10 TL olan bir protokol ve aynı Protokol’ün eki ve ayrılmaz parçasını teşkil eden 16/03/2021 tarihli iki adet Borç İkrarı ve Ödeme Taahhüdü aktedildiğini, Protokolün yapıldığı 20/11/2020 tarihinde davalıların alacaklıya olan anapara borcu 2.296.000.- TL civarında iken alacaklı Bankanın bu tutara fahiş oranlarda işlettiği faizi de ekleyerek anapara borcunu 5.640.383,10 TL olarak belirlediğini,
ödeme planına göre ödenmesi gereken ilk yedi taksit karşılığı 720.000.- TL alacaklı bankaya eksiksiz olarak ödendiğini ancak 31/10/2021 tarihli taksit tutarı olan 100.000.- TL ödenemeyince davacı bankanın Sakarya … Noterliği’nin 08/11/2021 tarih ve …. yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile kredi hesaplarını geriye dönük olarak 05/02/2019 itibariyle kat ettiğini ve hesap özetlerinde anapara alacağı 4.920.383,10 TL olmasına rağmen bankanın bu alacağa geriye dönük olarak hem akdi faiz hem de işlemiş faiz adı altında gecikme faizi ve temerrüt faizi işletmesi nedeniyle alacaklı bankanın toplam 21.795.843,18 TL alacak talep ettiğini, yasal itiraz süresi içinde hesap kat ihtarnamesine ve hesap özetlerine itiraz edildiğini, Hesap kat ihtarnamelerine itiraz edilmesi sebebiyle iddia edilen alacak yönünden muacceliyetin gerçekleşmediğini, 20/11/2020 tarihli Protokol ile davacının önceki hesap kat ihtarlarından doğan haklarından vazgeçtiğini ve muacceliyet tarihini 08/11/2021 tarihi olarak değiştirdiğini, dolayısıyla eski tarihli ihtarnamelere dayanılarak muacceliyetin hesaplanamayacağını, davacı tarafın takip talebinde dayanağını açık ve somut bir şekilde bildirmediğini, hesap kat (muacceliyet) tarihinin son ihtarname tarihi olan 08/11/2021 tarihi olarak temerrüt tarihinin ise bu ihtarnamede borçlulara ödeme için verilen sürenin sona erdiği tarihi izleyen gün olarak kabulü gerektiğini, buna göre 11/11/2021 tarihine kadar % 10 akdi faiz, KKDF ve BSMV tutarları toplamı olan 577.637,04 TL ilave edildiğinde toplam gerçek borçlarının anapara, akdi faiz, KKDF ve BSMV dahil 5.498.020,14 TL olduğunu bu tutarın üzerindeki kısmı kabul etmediklerini, borçlular …. Mobilya AŞ ve …. …. yönünden verilen ipoteğin borcu karşıladığını ve İİK.’nun 45. maddesinin birinci fıkrası gereğince öncelikle rehne müracaat zorunluluğu bulunduğunu, ipoteğin kefillerin kefalet borcu için verilip verilmediğinin belirlenmesi gerektiğini, davacı bankanın uyguladığı temerrüt faizi oranının da yasaya aykırı olduğunu, sözleşmede temerrüt faizi oranının belirsiz olduğunu, sözleşmede yer alan genel işlem koşulu niteliğindeki temerrüt faizinin belirlenmesi hükmünün akdin yapılması sırasında taraflar arasında somut ve belirlenebilir bir faiz oranından söz etmek mümkün olmadığından geçersiz sayıldığını, akdi faiz oranı dışında farklı bir oranda temerrüt faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmolunmasını istemiştir.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık: Davacı banka ile davalı …. AŞ. Arasındaki kredi sözleşmelerinden doğan kredi borcunun miktarı , bu borç yönünden muacceliyet tarihinin ne olduğu, taraflar arasında düzenlenen 20/11/2020 tarihli protokol ve eki niteliğindeki borç ikrar ve ödeme taahhüdü belgelerinin borcun muacceliyeti yönünden farklılık oluşturup oluşturmadığı , bu protokol sonrasında davacı bankaca keşide edilen ihtarnameler ile davacı bankanın önceye ilişkin alacak ve faiz taleplerinden ve temerrüt iddiasından vazgeçmiş sayılıp sayılamayacağı, bu kredilerden kaynaklanan borcun belirtilen protokol sebebiyle temerrüdünün davalının belirttiği gibi 11/11/2021 tarihinde gerçekleşip gerçekleşmediği, İcra İflas Kanunun 45. Maddesi hükmüne göre davacının öncelikle rehne müracaat zorunluluğunun somut olayda bulunup bulunmadığı davacının talep edebileceği temerrüt faizinin ne olduğu davalıların icra dosyasına yapmış oldukları itirazlarının haklı olup olmadığı itirazın iptalinin ve icra inkar tazminatı koşullarının ya da kötü niyet tazminatı koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında toplanmaktadır.
Davacının dayanağı kayıtlar getirtilmiş, mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış,
Davacı vekili 12/06/2023 tarihli dilekçesi ile; Davalı taraf ile yapılan görüşmeler neticesinde uzlaşmaya varıldığını, konusuz kalan davada protokol gereği tarafların karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti talep etmediklerini bildirmiştir.
Davalılar vekili 15/06/2023 tarihli dilekçesi ile davacı tarafın davadan feragat beyanını kabul ettiklerini, davacı taraf aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirterek konusuz kalan davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
6100 sayılı HMK’nın 313.maddesi; “ (1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” hükmündedir. Aynı yasanın 314/1.maddesine göre; sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Yine sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (6100 sayılı HMK 315/1.maddesi)
Somut olayda; Tarafların yargılama sırasında anlaşmaya vardıkları ve sulh oldukları, davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, 6100 sayılı yasanın 315/1.maddesi gereği taraf talepleri gözetilerek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş, sulh gereği yargılama giderleri kendi üzerilerinde bırakılmış ve vekalet ücretine hükmolunmamıştır.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Tarafların sulh olmaları sebebiyle HMK’nun 315 maddesi gereğince esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179.90-TL maktu karar harcın peşin harçtan mahsubu ile bakiye 238.018,35-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
3-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliğ giderleri davacı gider avansından karşılandıktan sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
5-Yönetmeliğin 216/1 maddesi uyarınca talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer asliye ticaret mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/06/2023

Başkan …. e-imzalı
Üye ….
e-imzalı
Üye ….
e-imzalı
Katip ….
e-imzalı