Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/212 E. 2022/1279 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/212 Esas – 2022/1279
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/212 Esas
KARAR NO : 2022/1279

HAKİM :….
KATİP :….

DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALILAR ….
….
VEKİLİ : Av….
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. …. tarafından davacı kooperatif kefaleti ile kredi kullanıldığını, krediyi dava dışı …. …. ile birlikte müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla davalıların imzaladığını, sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini, sözleşme gereği ödenmeyen bedelin banka tarafından davacının hesabından tahsil edildiğini, davalılar tarafından ödenmemiş bedel nedeniyle aleyhlerine ……….cra Müdürlüğünün…. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalıların haksız itirazlarının üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk neticesinde anlaşma sağlanamadığını, itirazların iptalini, %20 faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle takibin devamını, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasına yaptıkları itirazlarını tekrarla davanın reddini talep etmiştir.
….. İcra Müdürlüğünün 2021/10637 sayılı takip dosyasının bir sureti celp edilmiştir.
…. Adapazarı Şubesine 30/01/2018 tarihli dava dışı …… ile imzalanan davacı ve davalıların kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesinin, sözleşmeye ait hesap özetinin, ödemelerin ne kadarının kim tarafından hangi tarihte yapıldığı, buna ilişkin ödeme belgelerinin, kredi ile ilgili …. bildirilen faiz oranlarının bildirilmesi için müzekkere yazılmış, cevabı dosya arasına alınmıştır.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi özetle; davacının …. bankasına 87,99-TL bakiye 1.970,71-TL faiz ve 72.092,28-TL bakiye 3.462,59-TL faiz adı altında ödeme yapıldığı, kredi sözleşmesine ek taahhütnameler kefiller başlığı altında …. …. , …. …., …. …., …. …. tarafından imza atıldığı, …. tarafından yayınlanan 2018/09 sayılı genelgeyle düzenlendiği üzere kooperatif takibinde bulunan kredi borçlarına %20 üzerinden faiz oranı uygulandığı, sözleşmeye ek olarak asıl borçlu ve davalılar ile kooperatif arasında “müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefillere ait sözleşme, bilgilendirme ve taahhütname başlıklı sözleşme imzalandığı şeklinde rapor düzenlemiştir.
Olaya İlişkin Yasal Düzenlemeler ve Yargı İçtihatları Değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2-6098 sayılı TBK.’nın 583. Maddesine göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
3-6098 sayılı TBK.’nın eşin rızası başlıklı 584. maddesinde; “eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
4-Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. 6098 saylı Türk Borçlar Kanunundaki düzenleme uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için hangi hallerde eşin rızasının gerektiği ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır. Emredici olan bu düzenlemeden, eşlerin feragat etmesi mümkün değildir. Eşin yazılı rızasının verilmesi adi yazılı şekle tâbidir. Yani rıza beyanının eş tarafından imzalanması gerekli ve yeterlidir. Ancak rıza somut ve belirli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Dolayısıyla gelecekte yapılacak kefalet sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genel bir rıza verilemeyeceği gibi sözleşmenin yapılmasından sonra (geçersiz sözleşmeye geçerlik kazandırmak için de) rıza verilemez.
5-Türk Borçlar Kanunu 584-(1) maddesine göre; rıza sonradan verilecek icazet ile tamamlanmadığından, eşin izni tamamlayıcı unsur değil geçerlilik unsurudur. Yani kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için eşin rızası mutlaka gereklidir. Aksi halde kefalet sözleşmesi geçersiz olacaktır. Zira; rıza, eşin kefil olma ehliyetini sınırlar ve rızanın yokluğunun yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Bu geçersizlik hakim tarafından resen dikkate alınır (Gümüş, M.A. Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2014, s.348). (Yargıtay HGK. 24/05/2017 tarihli 2017/12-1135 Esas – 2017/1012 sayılı kararı).Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK. 33. madde). Mahkeme emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (Yargıtay HGK. 13/03/2013 tarihli 2013/802 Esas – 2013/347 sayılı Kararı).
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
6- Davacı tarafından davalılar aleyhine dava konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan rücu talebi ile ilgili olarak …. ….İcra Müdürlüğü’nün 2021/10637 sayılı takip dosyası ile 75.180,27 TL asıl alacak, 5.433,30 TL işlemiş faiz olmak üzere 80.613,57 TL olmak üzere ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin borçlulardan Sinan Yördan’a 09.12.2021 tarihinde, ……. ….’a 08.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, diğer borçlu …. ….’a tebliğ edilmediği, borçlular vekilinin, tebliğden önce ödeme emirlerine 30.10.2021 tarihinde itiraz ettiği, dolayısıyla itirazın 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede olduğu, eldeki davanın ise 11.02.2022 de açıldığı ve aynı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık süresi içerisinde olduğu anlaşılarak ve davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği de anlaşılarak esasa geçilmiştir.
7- Dosyaya dava dışı …. A.Ş. tarafından sunulan 30.01.2018 tarihli kredi sözleşmesinin ….. ve dava dışı asıl borçlu …. …. arasında imzalandığı, davacının ve davalıların anılan sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza attıkları, kredi miktarının 200.000 TL olduğu, tarafların 200.000 için el yazılı bir şekilde müteselsil kefil olduklarına dair beyan verdikleri, kefil olunan miktarın 200.000 TL olduğunu yazdıkları, kefalet tarihinin 31.01.2018 olduğunu yazdıkları anlaşılmış, anılan kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı yasanın 583.maddesindeki şartları sağladığı, yine kredinin niteliğinin kooperatif aracılığıyla üyelerine verilen kredi olduğu da göz önüne alındığında eş rızasının gerekmediği kredilerden de olduğu anlaşılmış ve kefaletin şartlarının dava konusu olayda tam olduğu anlaılmıştır.
8-Dosyaya davacı tarafından sunulan kayıtlar ile dava dışı banka tarafından sunulan kayıtlar üzerinde bankacı bilirkişi tarafından 30.05.2022 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Anılan rapora göre; dava dışı ….A.Ş. ve dava dışı asıl borçlu…. arasında 30.01.2018 tarihli kredi sözleşmesinin 200.000 TL bedelli olduğu, 3’er aylık taksitlerle toplam 12 taksite bölündüğü, davacı kooperatif tarafından05.02.2020 tarihli ödenmeyen taksit için, 03.03.2020 tarihinde krediye ilişkin olarak 18.287,99 TL ödendiği, davalılarca 18.200,00 TL kooperatife ödeme yapıldığı, bakiye kalan 87,99 TL asıl alacak ve 1.970,71 TL faizin ödenmediği, yine davacı tarafından 05.05.2020 tarihli ödenmeyen taksit için 03.08.2021 tarihinde 75.092,28 TL ödeme yapıldığı, 75.092,28 TL asıl alacak ve 3.462,59 TL işlemiş faiz yönünden bir ödemenin davalılarca yapılmadığı, …. tarafından yayınlanan 2018/09 sayılı genelgeye göre kredi borçlarına davacı tarafından %20 oranında faiz uygulanacağının belirtildiği görülmüştür. Her ne kadar anılan raporda davacı tarafından ödenen 03.08.2021 tarihli ödemenin raporun sonuç kısmında 72.092,28 TL olduğu yazılmış ise de, raporun önceki kısımlarında ve ödeme dekontunda bu miktarın 75.092,28 TL olarak yazdığı, sonuç kısmında yazan 72.092,28 TL kısmın maddi hata olduğu değerlendirilmiş, yine takip öncesi işletilen faizler yönünden detaylı açıklama yapılmamış ise de, mahkememizce yapılan ve davacı tarafından yapılan ödeme tarihlerinden itibaren ilk taksitin kısmen ödendiği güne kadar ve ödenmeyen kısımlar için takip tarihine kadar %20 oranında faiz işletildiği, anılan işlemin …. tarafından yayınlanan 2018/09 sayılı genelgeye uygun olduğu anlaşıldığından bu hususta da ek rapor aldırılmamıştır.
9- 79 ve 8 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; davacının anılan kredi için 75.180,27 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 5.433,30 TL faiz alacağının olduğu, tarafların birlikte kefil oldukları nazara alındığında 6098 sayılı TBK.’nun 587. maddesinin son fıkrası uyarınca; her bir kefile düşen pay ile sınırlı olduğu ancak, 30.01.2018 tarihli “Müşterek Borçlu ve Müşterek Müteselsil Kefillere Ait Sözleşme, Bilgilendirme ve Taahhütname” başlıklı taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, davalıların kefalet miktarı hususunda iç ilişkide davacının sorumlu olmadığına dair anlaşmaya vardıkları görülmüş, dolayısıyla borcu ödeyen davacı kefilin ödediği miktarın tamamı hususunda diğer kefillere rücu edebileceği anlaşılmış, böylelikle davalıların davacı tarafından ödenen taksit tutarlarının tamamı olan 75.180,27 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 5.433,30 TL faiz alacağın tamamından sorumlu oldukları anlaşılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
10- Davalıların …….. İcra Müdürlüğü’nün …./…. sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazlarında haksız oldukları, alacağın likit olduğu da nazara alındığında, 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalıların …….İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile , takibin aynen devamına,
2-Davalılar itirazlarında haksız olduklarından asıl alacak miktarı olan 75.180,27 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde alınması gereken 5.506,71-TL harçtan peşin alınan 973,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.533,10-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı vekili için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 11.279,76-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan tebligat, müzekkere, posta masrafı olarak yapılan 892,50-TL yargılama gideri ile dava açılışında yatırılan masraf olan (peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı) 1.065,81-TL olmak üzere toplam 1.958,31-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesi uyarınca talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
9-Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek yada aynı sürede başka yer Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/07/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır