Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/169 E. 2022/1454 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1149 Esas – 2022/1479
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1149 Esas
KARAR NO : 2022/1479 Karar

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALILAR : ….
….
VEKİLLERİ : Av…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı …. ……… Ve Tic. Ltd. Şti. arasında davalı …. …. ……. müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesinin imzalandığını ancak davacı bankaya davalı tarafından taahhütlerin yerine getirilmediğini, bunun üzerine şubece hesapların kat edildiğini, …. Noterliği’nin 27/08/2021 tarih, …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya borcun bildirildiğini, borçtan sorumlular hakkında….icra Müdürlüğü’nün …./…. esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından icra takibine itiraz edildiğini, bu itiraz neticesinde takibin davalılar yönünden durdurulmasına karar verildiğini, bahse konu itirazın 260.000,00-TL nin takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi üzerinden iptalini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından borca itiraz edildiğini, bu sebeple takibin durdurulduğunu, davacıların sözünü ettiği ödeme emrinin, dayanılan delillerin davalı tarafa tebliğ edilmediğini davanın reddini talep ettiğini beyan etmiştir.
…. İcra Dairesi’nin …./…. esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
…. …. Bankası vekili tarafından 31/03/2022 tarihli dilekçesi ekinde Genel Kredi Sözleşmesi’nin tamamının bir sureti mahkememize sunulmuştur.
…. Noterliği’nin 25/05/2022 tarihli yazısı ile; noterliğe ait 27/08/2021 tarih, …. yevmiye sayılı ihtarnamesine ait 2 adet tebliğ mazbatası örneklerinin mahkememize sunulmuş olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi …. …. 13/06/2022 tarihli raporunda özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesi kapsamında davacı banka tarafından davalı şirkete 22/05/2020 tarihinde …… kredi hesap nolu 500.000,00-TL tutarında Ekonomik İstikrar Kalkanı …. kredi desteği kullandırıldığı, davalı ….nın sözleşmeyi müteselsil kefil olarak müteselsil kefalet türüyle …….-TL kefalet tutarıyla sorumlu olduğunu kendi el yazılı ile yazdığı, imzaladığının tespit edildiği, …. Noterliği’nin 27/08/2021 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafından davalılara 21/08/2021 tarihi itibarıyla kat edilerek muaccel hale gelen borçların ihtar edildiği, ödenmesi gereken borç miktarının; ….-…. nolu kredili ticari mevduat hesabı kredisinin 34.280,38-TL, …. nolu ticari kredi kartı kredisinin 83.695,36, ….-…. nolu taksitli ticari kredinin 257.398,42-TL olduğu, toplam 375.374,16-TL olduğu yönünde rapor ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi …. …. 23/09/2022 tarihli raporunda özetle; davacı bankanın davalı …. … …. … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den 14/10/2021 icra takip tarihi itibariyle dava konusu taksitli krediden kaynaklanan toplam alacağının 274.443,50-TL olduğu (Asıl Alacak/Anapara 258.945,61-TL), davalı ………..’ın davacı banka ile ……….. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerine attığı kefalet imzaları nedeniyle 274.443,50-TL borçtan müşterek borçlu, müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu, dava konusu krediye uygulanan ve 14/10/2021 tarihli icra takibinde talep edilen faiz oranlarının taralar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında kaldığı, faiz oranlarında bir problem olmadığı yönünde rapor ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
1- İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Bankalar tarafından kredi kartlarına uygulanacak azami faiz oranları 5464 sayılı kanun kapsamında TCMB tarafından belirlenmekte ve basın duyurusu yoluyla kamu oyuna duyurulmaktadır.
4-6098 sayılı TBK.’nın 583. Maddesine göre kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
5-6098 sayılı TBK.’nın eşin rızası başlıklı 584. maddesinde; “eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
6-Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. 6098 saylı Türk Borçlar Kanunundaki düzenleme uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulması için hangi hallerde eşin rızasının gerektiği ayrıntılı bir şekilde hükme bağlanmıştır. Emredici olan bu düzenlemeden, eşlerin feragat etmesi mümkün değildir. Eşin yazılı rızasının verilmesi adi yazılı şekle tâbidir. Yani rıza beyanının eş tarafından imzalanması gerekli ve yeterlidir. Ancak rıza somut ve belirli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce veya en geç sözleşmenin kurulması anında verilmelidir. Dolayısıyla gelecekte yapılacak kefalet sözleşmelerini de kapsayacak şekilde genel bir rıza verilemeyeceği gibi sözleşmenin yapılmasından sonra (geçersiz sözleşmeye geçerlik kazandırmak için de) rıza verilemez.
7-Türk Borçlar Kanunu 584-(1) maddesine göre; rıza sonradan verilecek icazet ile tamamlanmadığından, eşin izni tamamlayıcı unsur değil geçerlilik unsurudur. Yani kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kurulabilmesi için eşin rızası mutlaka gereklidir. Aksi halde kefalet sözleşmesi geçersiz olacaktır. Zira; rıza, eşin kefil olma ehliyetini sınırlar ve rızanın yokluğunun yaptırımı kesin hükümsüzlüktür. Bu geçersizlik hakim tarafından resen dikkate alınır (Gümüş, M.A. Borçlar Hukuku, Özel Hükümler, İstanbul 2014, s.348). (Yargıtay HGK. 24/05/2017 tarihli 2017/12-1135 Esas – 2017/1012 sayılı kararı).Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK. 33. madde). Mahkeme emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (Yargıtay HGK. 13/03/2013 tarihli 2013/802 Esas – 2013/347 sayılı Kararı).
Somut olayda;
8- Davacı tarafından davalılar aleyhine dava konusu edilen 30.10.2018 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. sayılı takip dosyası ile 253.706,61 TL asıl alacak 19.338,05 TL takip öncesi işlemiş faiz, 966,90 TL faizin %5 gider vergisi, 1.337,36 TL masraf olmak üzere, toplam 275.348,92 TL alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalılara 21.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların ödeme emrine 22.10.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, eldeki davanın 21.12.2021 tarihinde açıldığı, itirazların ve davanın 2004 sayılı yasanın 62 ve 67.maddelerindeki süreler için olduğu, davadan önce arabuluculuk dava şartının da yerine getirildiği anlaşılarak esasa geçilmiştir.
9-Davaya konu edilen kredilere ilişkin Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı ve tebligatı, hesap özeti ve kredi için TCMB’ye bildirilen faiz oranları dosyamız arasında alınmış, davacının anılan sözleşmeler nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı ve takip öncesi uygulanan faiz oranının yerinde olup olmadığı hususlarında inceleme yapılması için dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosyaya sunulan 13.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda, toplam alacak miktarının hesaplanmadığı, takip öncesi işlemiş faiz oranlarının ve miktarının detaylı olarak hesaplanmadığı anlaşıldığından, anılan raporun hükme esas alınamayacağı anlaşılarak, dosya farklı bir bilirkişiye hesaplama için verilmiştir.
10- Dosyaya bankacı bilirkişi …. …. tarafından 23.09.2022 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Anılan rapora göre; taraflar arasında 30.10.2018 tarihli genel kredi sözleşmesi bulunduğu, davalılardan …. … …. .. Ltd. Şti’nin asıl borçlu, diğer davalı …. …. ….’ın kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı, sözleşme bedelinin …… TL olduğu, yine 22.11.2019 tarihinde sözleşme limitinin artırıldığı ve toplam ……. TL’ye çıkarıldığı, kefil olan davalı …. …. ….’ın bu sözleşmeye de kefil olarak imza attığı, kredinin ilk beş taksitinin ödendiği, geriye kalan borcun ödenmediği, bunun üzerine davacı tarafından hesabın kat edildiği ve …. Noterliğinin 27.08.2021 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarı ile temerrüt ihtarı gönderildiği, dvalılara borcun ödenmesi için 3 gün süre verildiği, hesap kat ihtarının davalı şirkete 01.09.2021 tarihinde yapıldığı, diğer davalıya gönderilen hesap kat ihtarlarının bila ikmal döndüğü, ancak ihtarların gönderildiği adreslerin bankaya bildirilen adres olduğundan 2004 sayılı yasanın 68/b maddesine göre noter vasıtasıyla gönderilen anılan ihtarnamelerin davalıların bankaya bildirdiği adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılacağından, anılan ihtarların davalıların adresine ulaştığı tarih olan 07.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, dolayısıyla tüm davalılar yönünden temerrütün takip öncesinde gerçekleştiği, dosyaya davacı tarafından sunulan TCMB ye bildirilen faiz oranlarına ve sözleşmenin 10.5 maddesine göre davacının uygulayacağı temerrüt faiz oranının %54 olduğu, akdi faiz oranının ise %14,25 olduğu, buna göre temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faizin ….. TL olduğu, BSMV’nin ….. TL olduğu, temerrüt tarihinden sonra takip tarihine kadar ise, ….. TL temerrüt faizi,…. TL BSMV olduğu, sonuç olarak davacının …. TL asıl alacak, …. TL işlemiş temerrüt faizi, .,…. TL BSMV olmak üzere toplam ……. TL davalılardan alacaklı olduğu değerlendirilmiş, davacının 07.11.2022 tarihli talep açıklama dilekçesindeki talep edilen miktarların bu sınırlar içinde kaldığı, davacının sadece ……. TL asıl alacak ve …. TL işlemiş temerrüt faizi talebinin olduğu, anılan raporda masrafın ve temerrtüt tarihinin, davalı kefil yönünden 5 gün fazla hesaplandığı, ancak davacının faiz talep miktarı nazara alındığında ek rapora gerek olmadığı, raporun hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılmıştır.
11-Davalı …. …. ….’ın kefil oldukları nazara alındığında kefalet şartının el yazıları ile yazıldığı, kefalet limitlerinin açıkça yazıldığı, kefalet tarihinin yazıldığı nazara alındığında ve sözleşme tarihleri itibariyle davalının şirketin ortağı oldukları nazara alındığında 6098 sayılı yasanın 584/3.maddesi gereği eş rızasına da gerek olmadığı anlaşılmış ve kefaletin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
12-Davalılar itirazında haksız çıktığından ve asıl alacak likit olduğundan, 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
13-Dava değerinin açıkça 260.000,00 TL üzerinden gösterilip, davanın bu bedel üzerinden harçlandırılarak açıldığı dikkate alındığında, takibe vaki itirazın 260.000 TL asıl alacak üzerinden kısmen iptaline karar verilmesi gerekmiş,(Benzer yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/7702 esas 2022/683 karar) davacının talebiyle bağlı kalınarak ve 07.11.2022 tarihli dilekçesi içeriği nazara alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; …. icra müdürlüğünün …./…. esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile takibin …..-TL asıl alacak ve ……..-TL takip öncesi işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam ……-TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %54 oranında temerrüt faizin işletilmesine, faiz alacağına %5 oranında BSMV uygulanmasına,
2-Davalı itirazında haksız çıktığından talep eden asıl alacak miktarı olan ………-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam ……-TL harçtan daha önceden ödenen toplam ……-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan ……..-TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 3.063,41-TL Peşin/nisbi Harcı, 2.007,70-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 5.130,41TL’nin davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT gereğince hesaplanan 39.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya ödenmesine,
7-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.360,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı