Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/165 E. 2022/1502 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/165 Esas – 2022/1502
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/165 Esas
KARAR NO : 2022/1502

ÜYE :…
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLLERİ : …
DAVALI :…
VEKİLİ :…

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 25/02/2022 Havale Tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Davalı şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmamakta olduğunu, her ne kadar davacı tarafın, davalı şirketten alacaklı olduğunu iddia etse de davalı şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmamakta olduğunun, bu hususun müvekkil şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu alınacak bilirkişi raporu ile de ortaya çıkacağının, davacı tarafın, faturaya konu malın teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, davacı tarafın, davalı şirkete ürün satışı yaptığını ve sattığını ürünlerin de davalı şirkete teslim edildiğinin ispat yükümlülüğü altında olduğunu, satış ve teslimin, yazılı belgelerle ispatının gerekli olduğunu, davalı şirketin temel savunmasının dava dilekçesine konu faturalardaki ürünlerin kendisine teslim edilmediğinin, davacı tarafın dava dilekçesi ile faturayı sunmuş olmasının tek başına ürünlerin teslim edildiğini göstermemekte olduğunu, davacı tarafın, haksız çıkar sağlamak i in başlatmış olduğu icra takibinin durdurulması soncu huzurda görülen davayı açarak kötü niyetli tavrını sürdürmüş olduğunu, bu sebeple davacının haksız çıktığı miktar üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, tüm bu nedenlerle, davacının tüm taleplerinin haksız olması nedeniyle esastan reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatın hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Sakarya…İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyasının bir sureti Uyap Sistemi Üzerinden mahkememiz dosyasına celp edilmiştir.
İstanbul Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu edilen; Seri A Fatura No: …olan 39.530,00-TL bedelli 23/10/2019 tarihli faturanın davacı şirket olan… Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formunda olup olmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Sakarya Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu edilen; Seri A Fatura No: … olan 39.530,00-TL bedelli 23/10/2019 tarihli faturanın davalı şirket olan …nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formunda olup olmadığı hususunda mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce dosyamız davacının bildirdiği 2019 yılına ait ticari defterlerin incelenmesi için… adresinde davaya konu takip dosyasındaki fatura ile sınırlı olmak üzere davacının 2019 yılına ait ticari defterlerinin incelenerek taraflar arasında ticari bir ilişki olup olmadığı varsa davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarı, defterlerin açılış kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, usulüne uygun tutulup tutulmadığı defter kayıtlarını birbirini doğrulayıp doğrulamadığı hususlarını içerecek şekilde rapor tanzim edilmek üzere muhasebeci bilirkişisi … görevlendirilmiştir.
Muhasebeci bilirkişi …’e davacının bildirdiği 2019 yılına ait ticari defterlerin bulunduğu yer olan “…” adresinde yerinde inceleme yapmak üzere YETKİ ve İZİN verilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi… 29/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı ….’nin incelenen 2019-2020 takvim yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacının icra takibi yaptığı 14.5300,00-TL anapara tutarın, davacı ticari defter ve belgelerinde TTK, VUK ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri gereği kayıt altına alındığı, dava konusu faturanın davacı tarafından BS formuyla ilgili vergi dairesine beyan edildiği, davacının, Sakarya…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı icra dosyasında icra takibini yaptığı 14.530,00-TL tutar, tarafına ibraz edilmiş bulunan incelemeye konu yasal defterler içerisinde kayıtlandığı ve defter kayıt belge ve deliller ışığında alacak aslına ilişkin tutarın 14.530,00-TL olduğunun tespit edilmiştir.” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Davacı vekili 29/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 30/06/2022 Havale Tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; “Bilirkişi Raporu’nda icra takibinde talep etmiş olduğumuz işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılmamış olması sebebiyle, faiz yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi ile ek rapor tanzim edilmesinin istenmesini, davalı-borçlunun borca, ferilerine ve icra takibine yapmış olduğu itirazlarının iptalini, Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün … ESAS sayılı dosyasında takibin devamını, Davalı-borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faizi ile ödemeyi, Davalı-borçlunun alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetle hareket ettiği ve takip konusu alacağın likit bir alacak olması sebebiyle davalının alacak bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı-borçlu yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde itiraz ve beyan dilekçesi sunmuştur.
Davalı vekili 29/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 07/07/2022 Havale Tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte, davacının iddia ve taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini, dosyanın, itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasını, mahkeme aksi kanaatte ise, dosyanın yeniden incelenmek üzere farklı bir bilirkişiye gönderilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yekletilmesine karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde itiraz ve beyan dilekçesi sunmuştur.
Mahkememizce dosyamız davalının bildirdiği 2019 yılına ait ticari defterlerin incelenmesi için davaya konu takip dosyasındaki fatura ile sınırlı olmak üzere davacının 2019 yılına ait ticari defterlerinin incelenerek taraflar arasında ticari bir ilişki olup olmadığı varsa davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarı, defterlerin açılış kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, usulüne uygun tutulup tutulmadığı defter kayıtlarını birbirini doğrulayıp doğrulamadığı hususlarını içerecek şekilde rapor tanzim edilmek üzere muhasebeci bilirkişi …………,: tevdii edilmiştir.
Mahkememizin 2022/165 Esas sayılı dosyasında görevlendirilen Muhasebeci bilirkişi …a davalının bildirdiği 2019 yılına ait ticari defterlerin bulunduğu yer olan “… adresinde yerinde inceleme yapmak üzere YETKİ ve İZİN verilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi …03/08/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “Raporumun yapılan inceleme ve tespitler bölümünden de görüleceği üzere tarafına tevdi edilen Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas dosyası ve …nin 2019 ve 2020 yılına ait kayıtları üzerinde yapılan inceleme doğrultusunda kayıtların kanuni süresinde kayıt altına alındığı, beyanlarının süresinde verildiği ve yine defter tasdiklerinin süresinde yapıldığı davalının faturayı…Limited Şirketi hesap kodu altında muhasebeleştirildiği Fatura tutarı olan 39.530,00-TL karşılığında 25.000,00-TL ödeme yapıldığı, 14.530,00-TL’nin ödenmediği defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda tespit edilmiştir.” şeklinde rapor düzenlemiştir.
Davalı vekili 03/08/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 16/08/2022 Havale Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “Bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmemekle birlikte, davacının iddia ve taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini, dosyanın, itirazlarımız doğrultusunda ek rapor alınmasını, mahkeme aksi kanaatte ise, dosyanın yeniden incelenmek üzere farklı bir bilirkişiye gönderilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.” şeklinde itiraz dilekçesi sunmuştur.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10-6102 sayılı TTK’nun 1530. Maddesinde Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlenmiş olup, (2) fıkrada; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) fıkrada; Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) fıkrada; Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 10. maddesinde ise; “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” hükmü yer almaktadır.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
11- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen faturaya dayanarak Sakarya 2… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile 14.530,00 TL asıl alacak, 3.092,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.622,94 TL bedel üzerinden ilamsız takip başlattığı, alacak için takip tarihinden itibaren 6102 sayılı yasanın 1530.maddesi uyarınca faiz talep ettiği,başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 26.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 01.03.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 31.01.2022 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
12-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturaya dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 29.06.2022 tarihli bilirkişi raporuna ve 03.08.2022 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, anılan faturanın ve faturaya ilişkin 25.000,00 TL’lik kısmi ödemenin taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, yine anılan faturanın vergi müdürlüklerine BS-BA formlarında bildirildikleri de nazara alındığında, bu nedenlerle taraflar arasında takibe konu faturalara esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
13-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre, tarafların ticari defterlerinin takibe konu fatura ve faturaya ilişkin kısmi ödeme yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturaların tarafların vergi dairelerine BS- BA olarak bildirilmesi nazara alındığında taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
14- Yukarıda 12 ve 13 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları ve BS-BA formları yönünden birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle; taraflar arasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 14.530,00 TL alacaklı olduğu, faturaya ilişkin kısmi ödeme yapıldığı, bakiye bedel olan 14.530,00 TL’nin ödenmediği, tarafların defter kayıtlarının bu yönüyle birbirlerini doğruladığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.530,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın asıl alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturanın ödenmeyen 14.530,00TL’lik bakiye kısmına ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
15-Davacının takip öncesi döneme ilişkin faiz talebinin olduğu, takibin mal tedarikine ilişkin faturalardan kaynaklandığı, bu durumda 6102 sayılı yasanın 1530.maddesi uyarınca faiz talep edilebileceği, taraflar arasında ödeme günü kararlaştırılmamış olması nedeniyle 1530/4-a maddesi gereği faturanın tebliğinden itibaren 1 ay sonra temerrüt olacağı, davacının gönderdiği faturanın davalının defterine 23.10.2019 tarihinde 25959 yevmiye numarası ile kayıt edildiği, bu tarihten 30 gün sonrası olan 23.11.2019 tarihi itibariyle temerrütün oluşacağı, davacının talebinin mevduata uygulanan faiz olduğu, 14.530, 00 TL asıl alacak için sistem üzerinden 24.11.2019 temerrüt tarihinden, takip tarihi olan 22.02.2021 arası dönem için yapılan hesapta, davacının talep edebileceği faiz alacağı miktarının 3.877,32 TL olduğu, ancak davacının talebinin 3.092,94 TL olduğu anlaşılarak, davacının bu talebinin de yerinde olduğu anlaşılarak ve taleple bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı borçlunun Sakarya …cra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 14.530,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Yürürlükte bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 1.203,82-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 212,85-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 990,97-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 212,85-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.800,00-TL Bilirkişi ücreti, 96,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.190,05TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
22/11/2022
Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı