Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1048 E. 2023/287 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1048 Esas – 2023/287
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1048 Esas
KARAR NO : 2023/287

BAŞKAN : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : …

DAVALI : …
VEKİLİ :…
DAVA : Alacak (Şirket hisse devrinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirket uhdesinde bulunan %4,09 şirket hissesinin 100.000,00-Euro bedelle davalıya satışına dair 27/05/2016 tarihli sözleşmenin taraflar arasında imzalandığını, davalının satış bedelinin 25.000,00-Euro’luk kısmının vadesi geçmiş olmasına rağmen ödemediğini, bu alacağın tahsili amacıyla Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, şirketin tasfiye sürecinde olduğunu belirterek, bu alacağın vade tarihi 28/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Davacı vekili 17/05/2023 tarihli duruşmada talebini açıklamış ve alacağın yabancı para cinsinden tahsilini ve yabancı para cinsinden alacak için belirlenecek faize hükmolunmasını istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Zaman aşımı savunmasında bulunmuş, devrin şirket yönetim kurulunca onay verilmediğinden usulsüz olduğunu, bu sebeple kendilerinden bedel talep edilemeyeceğini, davalının süreç içerisinde şirketin işleyişi ile ilgili olarak bilgilendirilmediğini, kar payı verilmediğini, zarara uğratıldığını ve şirketin kötü yönetildiğini tasfiye süreci sonunda kendisine düşecek payın mahsubu taleplerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki anlaşmazlık: Dava konusu anonim şirket hisse devrinin usulüne uygun ve geçerli olup olmadığı, bu devir sebebiyle bakiye 25.000,00-Euro’nun davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği, davalının mahsup isteğinin kabul görüp görmeyeceği ve varsa bu alacağa işletilecek faiz oranının ve faiz başlangıcının ne olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Sakarya… İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası, Mahkememizin …/… Esas ve …/… Esas sayılı dosyaları ile Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı dosyaları celp edilmiş, taraflar arasındaki sözleşme ile ödeme kayıtları ve şirket paylarına ilişkin kayıtlar incelenmiş, eksik harç tamamlatılmıştır. Ara buluculuk dosyası sistem üzerinden eklenmiştir.
Tarafların beyanlarına, sunulan deliller ile incelenen kayıtlara göre; davacı şirketin uhdesinde bulunan %4.09 oranındaki 13.500 adet şirket hissesini 27/05/2016 tarihli sözleşme ile davalıya 100.000,00 Euro bedelle sattığı, 11/05/2016 tarihli ticaret sicil gazetesindeki ilana göre şirketi yönetim kurulu üyelerinin çift imza ile temsil edebildiği ve sözleşmede şirketi temsilen imzaları bulunan …ve …ın sözleme tarihi itibariyle yönetim kurulu üyesi oldukları, bu haliyle alacağın devri hükmünde olan ve adi yazılı şekilde yapılan pay satış sözleşmesinin geçerli olduğu, bedeli şirkete tamamen ödenmiş payların devrinde şirket onayının gerekmediği, kaldı ki somut olayda devri yapanın şirket olduğu, bu sözleşmede davalı tarafça 25.000,00 Euro’nun peşin ikinci 25.000,00 Euro’nun 15/08//2016 tarihinde ve kalan 50.000,00 Euro’nun da 28/07/2017 tarihine kadar ödenmesinin ve buna karşılık 1 hissenin derhal 6.749 hissenin ikinci ödemeden sonra ve kalan 6.750 hissenin ise ödemenin tamamlanması halinde davalıya devrinin kararlaştırıldığı, davalının süreçte 75.000,00 Euro ödeme yaptığı ancak kalan 25.000,00 Euro ödemenin ise yapılmadığı, davalıya sözleşmeye konu hisselerden 6.750 adetinin sözleşmeye uygun olarak devrinin pay defterinde yapıldığı ve bakiye hisselerin ise ödeme tamamlanmadığından halen şirket uhdesinde bulunduğu, şirketin 13/12/2021 tarihli genel kurul kararına istinaden tasfiye sürecine girdiği ve tasfiye memuru olarak …’ın seçildiği, tasfiye sürecinin halen devam ettiği ve henüz tamamlanmadığı anlaşılmaktadır.
TTK md. 379 hükmüne göre anonim şirketin kendi paylarını esas veya çıkarılmış sermayenin %10’unu aşmayan bir miktarda ve madde metninde geçen diğer şartlar altında iktisap etmesi durumunda, söz konusu payları belirli bir süre içinde elden çıkarma zorunluluğu bulunmamaktadır. Şirket gerekli gördüğü takdirde, herhangi bir sebebe dayanmaksızın, şartlara uygun olarak iktisap ettiği söz konusu payları, istediği müddetçe elinde tutabilmektedir.
TTK nun 542 maddesine göre de tasfiye memurları tasfiyenin gerektirdiği işlemleri yapmakla yükümlüdürler. Bu kapsamda pay bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımlarını tahsil etmek ve şirketin TTK 379 maddesine göre iktisap ettiği payı devretmesinden kaynaklı pay bedeli alacağını tahsil etmek tasfiye sürecinde yapılması gereken işlemlerdendir. Taraflar arasındaki 27/05/2016 tarihli sözleşmeye göre davalının 25.000,00 Euro ödemesi ve buna karşılık bakiye şirket payının davalı adına pay defterine kaydı gerekmektedir.

Türk Borçlar Kanunun 97. Maddesinde “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı şirketin bakiye 25.000,00 Euro hisse bedelini öncelikle talep etme hakkı bulunmaktadır. Alacağın temliki hükmündeki pay devri sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir ve bu sözleşme taraflar açısından bağlayıcıdır. Anonim şirket genel kurulunun bu devri onaylaması gerekli değildir.
Davalı şirket yönetimi hakkında bilgilendirilmediğini, kayıtların incelenmesine izin verilmediğini ve kar payı alamadığını, şirket yöneticilerinin usulsüz işlemler yaptıklarını savunmuş ise de ileri sürülen bu hususlar pay devri sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifasını talep hakkını engellememektedir. Davalı aleyhinde karar verilmesi halinde şirketin tasfiyesinden kaynaklanan alacağından mahsup edilmesini istemiş ise de tasfiye sürecinin henüz tamamlanmaması sebebiyle davalının tasfiyeden mevcut payına düşen bir değer olup olmadığı belirsiz olmakla bu talebi dinlenebilir bulunmamıştır. Davalı zamanaşımı definde de bulunmuş ise de sözleşmeden kaynaklı bu alacak daha önce Sakarya…İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibine konu edilmesi de nazara alındığında dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramamıştır.
Açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne, 25.000,00-Euro’nun 28/02/2017 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 25.000,00 Euro’nun 28/02/2017 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Dava değeri üzerinden belirlenen 33.915,92 TL nispi harçtan başlangıçta yatan 426,94 TL’nin ve tamamlama olarak yatan 8.054,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 25.434,98 TL nispi karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 426,94 TL ilk masraf (harç) ile tamamlama harcı olarak yatırılan 8.054,00 TL ile 173,75 TL posta giderinden ibaret toplam 8.735,39 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 72.510,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Gerekçeli kararın HMK 321/2 maddesi gereğince taraf vekillerine tebliğine,
7-Gerekçeli karar tebliğinden sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine,
8-Arabuluculuk nedeniyle Hazine tarafından karşılanan 3.120,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair Taraf vekillerinin yüzünde kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza