Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/959 E. 2023/101 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/959 Esas – 2023/101
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/959 Esas
KARAR NO : 2023/101

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av….
DAVALI :….
VEKİLLERİ : Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı şirket ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişkiye göre; davalı şirket çalışanlarının, müvekkil şirkete ait …. … Sk No:…. …./…. adresinde bulunan …. Otel Hendek Şubesinde konaklama yapmış olduklarını, bu konaklamaya istinaden davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar ve otel kayıtlarının dilekçe ekinde mahkemeye sunulduğunu, davalının almış olduğu hizmetin bedelini ödemekten imtina etmekte olduğunu, davalı şirketin, davacı şirkete ait …. …. Otel’de konaklama yapmış olup bu hizmet karşılığında ödemesi gereken 33.371,01 TL’lik bedelin bir kısmını ödemiş, ödenmemiş kısım için ise 10.08.2021 tarihinde müvekkil şirket tarafından, davalı şirkete karşı …. İcra Dairesinde icra takibinin başlatılmış olduğunu, davalı şirketin ödeme emrine haksız ve dayanaksız olarak itiraz etmiş olduğunun, bununla birlikte icra takibine konu olan borç miktarı uyarınca fiyat farkı faturasını kesmiş olduğunu, davalının, davacı şirkete gerçeğe aykırı bir şekilde fiyat farkı faturası tanzim etmiş olduğunu, davacı şirketin, davalı şirkete vermiş olduğu hizmet karşılığında 29 adet ve toplamda 33.371,01-TL bedelli faturayı tanzim etmiş olduğunu, bu faturalara karşılık olarak davalı şirket tarafından 21.09.2021 tarihli …. numaralı KDV dahil 6.400,00 TL bedelli “fiyat farkı” faturasının müvekkil şirkete tanzim edilmiş olduğunu, davacı şirketin tarafından, davalı şirkete kesilen faturalara ilişkin hizmetin eksiksiz ve tam olarak ifa edilmiş olduğunu, davalı şirketin icra takibine konu olan borcu ödemekten imtina etmekte olduğunu ve bu sebeple 21.09.2021 tarihli …. numaralı KDV dahil 6.400,00 TL bedelli “fiyat farkı” faturasını gerçeğe aykırı bir şekilde tanzim etmiş olduğunu, davalının tanzim etmiş olduğu fiyat farkı faturasına karşı noter kanalıyla itiraz edilmiş olduğunu, davacı şirketin, davalıya kestiği faturalara ilişkin hizmeti tam ve eksiksiz olarak ifa etmiş olduğunu, dilekçe ekinde sunulan faturalar ve otel kayıtları incelendiğinde hizmetin tam ve eksiksiz olarak ifa edildiğinin açıkça görüleceğini, davalının kalan bakiye borcunu ödememek adına, kendi aleyhine başlatılan icra takibini haksız ve hukuka aykırı bir şekilde durdurmuş ve gerçeğe aykırı bir şekilde fiyat farkı faturası kesmiş olduğunu, tüm bu nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı bir şekilde durdurulan bu takibin devamını sağlamak amacıyla işbu davayı açma zorunluluğunun doğmuş olduğunu, tüm bu nedenlerle; davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, vekâlet ücreti ve sâir yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
…. İcra Dairesi’nin …./…. Esas sayılı dosyasının bir sureti Uyap Sistemi Üzerinden mahkememiz dosyası arasına celp edilmiştir.
Mahkememizce; davacı ve davalının 2021 yılı ticari defterlerinin incelenerek …. İcra dairesinin …./…. esas sayılı takip dosyasına konu faturaların davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, faturalara ilişkin ödeme yapıp yapılmadığı, ticari defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarını içerir şekilde rapor tazmin edilmek üzere dosya muhasebeci bilirkişisi …. …. …. 08/04/2022 tevdii edilmiştir.
SMMM Bilirkişisi …. …. …. 15/04/2022 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “SONUÇ:
Davacının ticari defterlerinin usulüne uygun ve birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, davacının düzenlemiş olduğu faturaların ticari defterlerde yer aldığı, takip tarihi itibariyle 6.771,01-TL anapara tutarında davalıdan alacaklı olduğunun görüldüğü görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili 15/04/2022 Tarihli bilirkişi raporuna karşı 10/05/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “Bilirkişi raporunun son derece özensiz, anlaşılmaz ve karmaşık şekilde hazırlanmış olduğunu, bilirkişiden Sayın Mahkemece talep edilen hususların eksik inceleme sonucu ortaya çıkarılmış olduğunu, bilirkişinin ticari defter incelemeleri, cari hesap dokümanlarına ilişkin inceleme ve karşılaştırmaları konusunda kendisinden beklenecek özenle hazırlaması gereken rapordaki alacak/borç bakiyeleri kalem kalem hesaplanmamış, ”değerlendirme ve sonuç” bölümündeki ”…alacağın 6.771,01 TL olduğu…” kısmına nasıl ulaşıldığı anlaşılamamış olduğunu, bilirkişi raporunun bilirkişiyi görevlendiren merci tarafından dikkate alınabilmesi için, üç hususun bir arada bulunması gerektiğini, Bilirkişinin görüşünün: eksiksiz, anlaşılır ve inandırıcı olması gerektiğini, ancak 15.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda, verilerin nasıl elde edildiği, hangi alacak/borç hesaplarının kime ait olduğu yahut davacı yanın alacağı olduğu iddia edilen 6.771,01 TL’ye nasıl ulaşıldığı açık ve anlaşılır biçimde ifade edilmemiş olduğunu, taraflarınca bilirkişi raporundaki aleyhe hususlara itiraz edilebilmesi için yeterli argüman elde edilemediğini, içeriği eksik ve düzensiz hazırlanan eldeki rapora karşı detaylı beyanda bulunmanın neredeyse elverişsiz hale geldiğini, 15.04.2022 Tarihli rapora göre, bilirkişi tarafından yapılan incelemede müvekkil şirketin usul ve yasaya uygun olarak muhasebe işlemlerini yürütmesine karşılık, dava konusu faturaların mahiyeti noktasında yalnızca davacı yanın cari hesap dokümanlarına riayet edilmiş olduğunu, böylece HMK Madde 222 Hükmü ihlal edilerek, müvekkilin lehine delil teşkil etmesi gereken ticari defter ve cari hesap dokümanlarının yok sayıldığını, tüm bu nedenlerle; dosyanın yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını, davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin ise davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce; davacı ve davalının 2021 yılı ticari defterlerinin incelenerek …. İcra dairesinin …./……esas sayılı takip dosyasına konu faturaların davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, faturalara ilişkin ödeme yapıp yapılmadığı, ticari defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, açılış kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu hususlarını içerir şekilde rapor tazmin edilmek üzere dosya muhasebeci bilirkişisi …. …. 22/11/2022 tevdii edilmiştir.
Muhasebeci Bilirkişisi …. …. 07/12/2022 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…. Tarım Ve Petrol Ürn. San. Tic. Ltd Şti; 2021 yılındaki Hizmet ilişkisinden kaynaklı olarak …. Grup Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ Ye toplam 40 Fatura ile KDV Dahil 49.685,02 TL lik satış yapıldığı, bu satışlara ilişkin 33.371,01 TL lik kısma denk gelen faturaların …./…. Esas No’ lu dava dosyasına konu edilerek ek yapıldığı ve bu tutarın bir kısmının ödenmediğinden yola çıkarak icra takibi başlattığı, buna karşın Davalı …. …. Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ nin Borca itiraz ettiği ayrıca dava dosyasına ek yapılan 21.09.2021 Tarih …. no’ lu 6.400,00 TL’ lik fiyat farkı faturası düzenlediği, …. Tarım Ve Petrol Ürn. San. Tic. Ltd Şti tarafından bu faturanın Noter yoluyla reddedildiği hususları davaya konu edildiğini, Dava dosyasına konu Defterlerinin raporumuzun önceki bölümlerinde detaylandırıldığı üzere; 2021 Yılı Yevmiye defterinin açılış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, 2021 Yılı Yevmiye defterinin Kapanış Tasdikinin süresinde yaptırıldığı, 2021 yılı Envanter ve Kebir deftelerinin açılış tasdikinin süresinde yaptırıldığı, …. Grup Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2021 yılı defterleri, …./…. Esas no’ lu dava dosyasında yer alan faturalarla sınırlı olmak üzere incelendiğini, raporun önceki bölümlerinde detaylandırılan davaya konu faturaların suretleri incelendiğini; faturaların …. Tarım Ve Petrol Ürn. San. Tic. Ltd Şti tarafından …. Grup Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlendiği ve kayıtlarında yer aldığının görülmüş olduğunu, …. Grup Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kayıtları incelendiğinde …. Tarım Ve Petrol Ürn. San. Tic. Ltd Şti tarafından kesilen faturaların aşağıdaki tutarda kayıtlarda yer aldığı, 2021 yılı itibariyle kayıtlara işlenen fatura icmalinin 2021 yılı toplam 49.685,02-TL Tutar (KDV Dahil) olduğu, faturalara ilişkin; davalı …. Grup Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından …. Tarım Ve Petrol Ürn. San. Tic. Ltd Şti’ ye banka yoluyla ödeme tutarının toplam 31.960,01 TL olduğu kalan tutarların Ortak Cari hesabı ve kesilen Fiyat farkı faturası ile karşılaştırılarak kapatıldığı, …. …. Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından …. Tarım Ve Petrol Ürn. San. Tic. Ltd Şti ile ilgili davaya konu faturaların kayıtlara alındığı; ödemelerin fatura bazında yapılmadığı, cari hesap çalışıldığı, Ortak cari hesabı çalıştırılarak Ortaktan olan alacağa karşılık …. Tarım Ltd Şti Carisinin virman yapılarak kapatıldığı, Bu doğrultuda …. Ltd Şti tarafında …. Tarım Ltd Şti alacağının bulunmadığı, …. …. Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından 21.09.2021 Tarihinde …. Fatura no ile 5.423,73 TL + 976,27 TL (% 18 Kdv) olmak üzere toplam 6.400,00 TL tutarlı lik Fiyat farkı faturası düzenlendiği, bu faturanın Bemak Grup Ltd Şti tarafından kayıtlara alındığı, … Tarım Ltd Şti Tarafından noter yoluyla reddedilerek kayıtlarına alınmadığı, tarafların yıllar itibariyle veya belirli zaman aralıkları ile karşılıklı mutabakatlarının bulunmadığı, iş bu Raporun önceki bölümlerinde detaylı anlatıldığı şekilde; … Tarım Ltd Şti Tarafından kesilmiş Konaklama faturalarına karşılık …. …. Makine San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından kesilen 21.09.2021 Tarihinli …. Fiyat Farkı faturasının asıl işlem mahiyeti itibariyle Konaklama hizmetinin uzantısı ise % 1 KDV oranından kesilmiş olması gerektiğini, özetle; fiyat farkı tutarının, asıl teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan KDV oranı uygulanarak hesaplanması gerektiğini, dolayısıyla kesilen Fiyat farkı faturasının %18 Kdv li kesildiğinden, faturanın Kdv yönünden usulüne uygun düzenlenmediği görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 07/12/2022 Tarihli bilirkişi raporuna karşı 22/12/2022 Havale Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; 15.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ile davacı şirket ticari defterleri incelenmiş olup, bu inceleme sonucunda; davacı şirketin, davalı şirketten 6.771,01 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, 07.12.2022 tarihli bilirkişi raporu ile davalı taraf ticari defterleri incelenmiş olup, bu inceleme sonucunda; sadece davalı tarafından kesilen fiyat farkı faturasına dayanarak davalı tarafın, davacıya herhangi bir borcu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış ve buna ek olarak davalı tarafından kesilen fiyat farkı faturasının KDV yönünden de geçersiz olduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiğini, davacı aleyhine kesilen fiyat farkı faturası borçtan kurtulmaya yönelik bir davranış olup söz konusu “fiyat farkı faturası” yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve sadece buna dayanarak tanzim edilen ikinci rapor eksik ve hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle; 15.04.2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesini, 07.12.2022 tarihli bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğundan reddini, bilirkişi raporu, yargıtay kararları ve dosyaya sunulmuş olan otel kayıtları ve faturalarla sabit olan haklı davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07/12/2022 Tarihli bilirkişi raporuna karşı 23/12/2022 Havale Tarihli beyan dilekçesinde özetle; “07.12.2022 tarihli bilirkişi raporunda davalının davacı tarafa bir borcu olmadığının tespit edilmiş olduğunu, ticari defter kayıtları ile yapılmış olan işbu inceleme neticesinde davalının borçlu olmadığının kesin olarak ispat edilmiş olduğunu, iş bu nedenle 07.12.2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmesini, haksız başlatılan icra takibi sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve ayrıca yargılama harç ve giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ederim.” şeklinde beyan dilekçesi sunmuştur.
Tarafların usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterleri ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen fatura ile ilgili olarak …. İcra Müdürlüğü’nün …../…. esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin 21.09.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine aynı gün 21.09.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 25.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturaya dayanarak eldeki takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda açıklandığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen ve dosyamıza sunulan 07.12.2022 ve 15.04.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında takibe dayanak faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ve davalının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafın ticari defterlerine göre davaya konu edilen faturaların davacı tarafın defterlerine işlendiği, davacının defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 6.771,01 TL alacaklı olduğu , davalının ticari defterlerine göre dava konusu 30.04.2021 tarih 7.300,01 TL bedelli faturanın davalının defterlerine işlendiği, davalının davacı tarafa borcunu fiyat farkı faturası düzenleyerek kapattığı, davalı tarafından 6.400,00 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlenmiş ise de faturanın KDV yönünden usulüne uygun düzenlenmediği, 6.400,00 TL bedelli fiyat farkı faturasının davacının ticari defterlerinde yer almadığı, takip tarihi itibariyle davacı tarafın 6.400,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterleri ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında alınan raporlara göre, davacının ve davaılının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulması, davalı tarafından davacıya kesilen 6.400,00 TL bedelli fiyat farkı faturasının usulüne uygun olmaması ayrıca fiyat farkı faturasının davacının defterlerine kayıt edilmemesi, dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, davaya konu faturanın davalının defterlerine kayıt edildiği, davalının TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının 30.04.2021 tarih 7.300,01 TL bedelli fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından icra takibinde 6.771,00 TL alacak talep edilmiş ise de alacağın 371,00 TL yönünden ispat edilemediği anlaşılmış, 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davacının davalıdan 6.400,00 TL takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı itirazında kısmen haklı çıktığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Alacaklının takip öncesi faiz yönünden de isteminin olduğu anlaşıldığından takip öncesi işlemiş faiz yönünden de değerlendirme yapılması gerekmiştir. Bilindiği üzere; temerrüt faizi talep edebilmesi için borçlunun temerrüde düşmüş olması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi düzenlemesi bu yöndedir. Taraflar arasındaki akdi ilişkide bir ödeme gününün kararlaştırılmamış olması, hizmet ilişkisinin kurulması ve hizmetin teslimiyle borcun muaccel hale geldiği, muaccel bu borç için davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği anlaşılarak, takip öncesi işletilen faizin yerinde olmadığı anlaşılmış, davalının takip tarihine kadar işlemiş faize yönelik itirazında haklı olduğu anlaşılmış, takipten sonra davacının takip talebinde talep ettiği faizin reeskont avans faiz olduğu nazara alınarak, bu faizin işletilmesine karar verilmiştir.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 6.400,00-TL asıl alacak üzerinden iptaliyle, takibin 6.400,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı itirazında kısmen haklı çıktığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Yürürlükte Bulunan Yargı Harçları tarifesine göre; kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 437,18-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 119,24-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 317,94-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 6.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 582,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 119,24-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 178,54 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
7-Davacı tarafından yapılan; 2.200,00-TL Bilirkişi ücreti, 155,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.355,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.159,05-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin kabul red oranı(%91,66 kabul- %8,34 red) dikkate alınarak 1,209,90-TL’sinin davalıdan, 110,10-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
9-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin (E- Duruşma Vasıtasıyla) ve davalı vekilinin (E-Duruşma Vasıtasıyla) yüzüne karşı verilen kararın, miktar itibari ile kesin olmak üzere 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2023
Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı