Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/932 E. 2021/143 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/932 Esas – 2021/143
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/932 Esas
KARAR NO : 2021/143

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

KONKORDATO TALEP EDENLER : 1- …
2- …
3- …
DAVA : Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
G.KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar Karasu Asliye Hukuk Mahkemesine sundukları 04/11/2021 tarihli dilekçeleri ile ; eski/yeni ortağı ve yetkilisi oldukları… Şti. hakkında İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasında şirkete 17/10/2018 tarihinden itibaren 3 ay geçici mühlet ve 07/01/2019 tarihinden itibaren de 1 yıl kesin mühlet verildiğini, şirketin borçlarına olan müteselsil kefillikleri sebebiyle icra takibine uğradıklarını, bu sebeple birlikte İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında kendileri açısından da konkordato istediklerini, bu kapsamda yapılan yargılama sürecinde İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesince uzatma ile birlikte toplam 5 ay geçici mühlet verildiğini ancak 01/10/2020 tarihli kararla konkordato projelerinin dava dışı şirketin projesine bağlı olduğu gerekçesiyle kesin mühlet verilmeyerek taleplerinin reddedildiğini, istinaf incelemesinden geçerek bu red kararının kesinleştiğini, bu kez dava dışı şirketten bağımsız bir konkordato projesi sunduklarını ve ön projenin salt icra takibinden kurtulmak maksadıyla hazırlanmadığını belirterek şirketin borçlarına kefillikleri sebebiyle ödeme güçlüğü içine girdiklerini ileri sürüp adi konkordato talebinde bulunmuşlar ve geçici mühlet verilmesini istemişlerdir. Davacılar maddi güçlerinin yetersiz olduğunu ifade ederek adli yardım talebinde bulunmuşlardır.
Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi 04/11/2021 tarihli gönderme kararı ile dosyayı mahkememize göndermiştir.
Davacıların dilekçelerine ekli sunduğu ön proje incelendiğinde; şirketin borçlarına kefillikleri sebebiyle finansal sıkıntıya girdiklerini, … ve …’ın şirket temsilcileri olması sebebiyle şirketten huzur hakkı talep edeceklerini, …’ın 01/10/2021 tarihinden itibaren emekli maaşı almaya başladığını, bu şekilde elde edilecek gelir ile borçların ifa edileceğini, …’ın ise şirkette yüksek maaş ile çalışarak ve alacaklılardan belirli oranda indirim alarak borcunu ifa edeceğini, dava ışı şirket tasdik olan konkordatosu kapsamında borçlarını ödediğinde davacılar üzerindeki kefalet yükünün kalkacağı ve kişisel borçlarını proje çerçevesinde ödeyeceklerini, davacıların şahsi borçlarını tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 yıl ödemesiz olmak üzere eşit taksitlerle 60 ay içinde faizsiz olarak ödeyeceklerini belirttikleri görülmektedir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmıştır.
İİK’nun 285.maddesine göre; borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Aynı yasanın 286. Maddesinde ise; Gerçek kişi borçlunun konkordato talebine a) borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını…. yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren konkordato ön projesinin b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler; …. tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgelerin c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listenin eklenmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
İİK nun 287. Maddesine göre de; Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır. Tacir olmayan borçlu konkordato talebine konkordato ön projesini ve mavarlığı durumunu gösteren belgeleri eklemelidir. Borçlu malvarlığını bildirirken kasa ve bankalardaki parasını, taşınmazlarını, taşınırlarını, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarını ve buna mukabil şahsi ve kefalet borçlarını, verdiği rehinlerini de tek tek bildirmesi gerekir.
Davacılar tarafından sunulan ön proje incelendiğinde dilekçelerinde belirttikleri … lehine verdikleri kefaletlerden ve ipoteklerden kaynaklı borçlardan hiç bahsetmedikleri, kefaletten kaynaklanan bu borçları hangi oranda veya vadede ödeyeceklerini belirtmedikleri, sadece şahsi borçlarını konu yaptıkları, alacaklıları arasında eşitlik ilkesini gözardı ettikleri, önprojelerinde belirttikleri şahsi borçlar açısından da ödeme kaynağı olarak farklı bir konkordato sürecinde bulunan adı geçen şirketten talep edecekleri miktarı belirsiz huzur hakkını ve…’ın geçimine yeter miktardaki emekli maaşını ve …’ın yine anılan şirkette çalışarak alacağı ihtimale dayalı yüksek maaşı gösterdikleri anlaşılmaktadır. Davacılar bildirdikleri borçları sebebiyle indirim isteyeceklerini ifade etmişler ise de bu indirim oranın ne olduğu da belirsizdir. Davacıların sunduğu projenin yasanın tarif ettiği anlamda bir konkordato projesi olmadığı açıktır. Ayrıca her ne kadar ….nden bağımsız bir proje sunduklarını ileri sürmüşler ise de ağırlıklı borçlarını teşkil eden şirkete kefalet kaynaklı borçların şirket tarafından ödenmesi halinde üzerilerindeki kefalet yükünün kalkacağını ve kişisel borçlarını proje çerçevesinde ödeyeceklerini belirtmeleri açıkça çelişkilerini göstermekle projelerinin bu eksik haliyle dahi şirketin konkordato başarısına dayandırıldığı ve bağımsız bir projeden bahsedilemeyeceği değerlendirilmiştir. Davacıların birbirinin aynısı olan konkordato ön projeleri yasanın aradığı anlamda eksiksiz bir proje olmadığı gibi şahsi borçları temelinde mevcut haliyle dahi projenin başarıya ulaşması mümkün görünmemektedir.
Gerçek kişiye sadece icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato tasdik kararı verilmesi, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini işlevsiz hale getireceği açıktır. Kanun koyucunun gerçek kişiler bakımından konkordato müessesine başvuruyu kabul etmesindeki amacın bu olmadığı açıktır. Bu anlamda davacının, İİK 286. maddesinde aranan şartları karşılayan belgeleri dosyaya sunamadıkları, projelerin usulüne uygun ve eksiksiz olmadığı, sunulan ön projede konu yapılan şahsi borçlar yönünden dahi konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projelerin uygulanabilir olmasının (komiser marifetiyle ön inceleme yapılmasını gerektirmeyecek kadar açıkça) mümkün gözükmediği, borçluların sadece kefalet alacaklılarının icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmelerinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği değerlendirilmiştir.
Mehaz İsv. İİK’da da konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak “borçlunun iyileşmesi” kavramına yer verilmiştir. İyileşmeden söz edilebilmesi açısından bilançosal bir iyileşme yeterli olmayıp, yapısal (gerçek) bir iyileşmenin varlığı aranmalıdır. Bu sebeple konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu nedenle ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı., mahkeme tarafından mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır (Yeni Konkordato Hukuku, Selçuk Öztek / Ali Cem Budak, Müjgan Tunç Yücel, Serdar Kale, Bilgehan Yeşilova, 2. Baskı, sayfa 187).
Dürüstlük Kuralı Medeni Kanunun Başlangıç Hükümlerinde md. 2/f. I’de düzenlenmiştir. Bu hükme göre: “Herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir”. Madde metninde sübjektif iyiniyete ilişkin MK md. 3’de olduğu gibi “hüsnüniyet” terimi kullanılmış ve “dürüstlük kuralı” deyimine yer verilmemişse de; bilindiği üzere MK md. 3’de yer alan “hüsnüniyet”, bir hakkın doğumu, kazanılması ve sonuçlarına ilişkindir. Buna karşılık MK md. 2’de ifadesini bulan “hüsnüniyet” kavramı ise; hakları kullanmada ve borçları ifada herkes için geçerli genel, objektif bir davranış yükümüne yöneliktir.(Özsunay, s.345 vd.; Tekinay, s.164, 166 vd.; Edis, s.299-300.)

7101 sayılı yasa ile değişiklikten önce konkordato hükümlerinde dürüstlük kuralı konkordato şartları içerisinde açıkça sayılmaktan çıkarılmış ise de 7101 sayılı yasa ile değişik 292/1-c , 331,333,334,ve 308/f maddeleri nazara alındığında konkordato uygulamasında dürüstlük kuralının devam ettiği anlaşılmaktadır.(Yeşilova/Şerh s477-478-20, Sarısözen 253)
Konkordato mühleti işlerinde doğrulukla hareket eden özenli davranan ancak buna rağmen mali durumu bozulan borçluya konkordato tasdik edilmeden konkordato hükümlerinden yararlanabilme imkanı sağlar (Pekcanıtaz/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes s486)
MK md.2/f. I’de yer alan “Herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada hüsnüniyet kaidelerine riayetle mükelleftir” şeklindeki dürüstlük kuralı konkordato talebinin dikkate alınmasında ve borçluya konkordato mühleti verilmesinde yine konkordato mühletinin uzatılmasında ve konkordatonun tasdikinde dikkate alınacaktır. Yani konkordato prosedüründe borçlunun tutum ve davranışlarının, yaptığı işlemlerin MK md. 2/f. I’eki dürüstlük kuralına aykırı düşüp düşmediği gözönünde bulundurulmalıdır (Ansay, s.340; Berkin-Konkordato, s.83; Arslan, s.142.)
Davacılara; daha önce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında istedikleri konkordato ile 07/02/2020 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmiş, 7226 Sayılı Yasa’nın Geçici 1.maddesi ve 30/04/2020 tarih 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı gereğince 22/03/2020-15/06/2020 tarihleri arasında duran ve işlemeyen 2 ay 24 günlük sürenin konkordato süreye eklenmesi ile bu sürenin bitim tarihi olan 02/08/2020 tarihinden itibaren 2 aylık ek geçici mühlet tanınmış, netice olarak davacılar İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yaklaşık 8 ay geçici mühletin korumasından yararlanmışlardır.
Davacılar İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasındaki kesin mühlet taleplerinin reddedilmesi ve bu red kararının istinaf incelemesi ile 13/10/2011 tarihli kararla kesinleşmesinden sadece üç hafta sonra 04/11/2021 tarihinde aynı mahiyetteki ön projelerine istinaden tekrar konkordato istemişler ise de ; yukarıda izah edildiği üzere yasanın aradığı anlamda bir ön proje sunmamaları, bu projelerinin kefili oldukları şirketin tasdik edilen projesinin başarısına bağlı olması ve bütünüyle konkordato taleplerinin sadece kefalet alacaklılarının icra tehdidinden kurtulmak amacı ile yapılması ve kefaletten kaynaklı alacaklılar ile şahsi alacaklıları arasında eşitlik ilkesini nazara almamaları itibariyle dürüstlük kuralına aykırılık oluşturması sebebiyle geçici mühlet taleplerinin ve dolayısıyla konkordato taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar konkordato talep etmiş olmalarına karşılık yasada zorunlu olarak öngörülen konkordato gider avanslarını yatırmamışlar ve adli yardım talep etmişlerdir. Bu husus dahi davacıların borçlarını ödeme güçlerinin olmadığını, konkordatola taleplerinin samimi olmadığını ve icra takiplerine karşı zaman kazanmak amacına yönelik olduğunu göstermektedir. Konkordato talebi mahiyeti gereği adli yardım müessesine uygun değildir. HMK nun 334/1 maddesinde “Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler.” denilmektedir. Kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama gider ve harçlarını ödeyemeyen gerçek kişinin vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle tüm borçlarını ödeyebileceğini ileri sürerek konkordato teklif etmesi inandırıcılıktan ve samimiyetten uzaktır.
Davacıların yasaya uygun bir konkordato projelerinin olmaması ve taleplerinin icra takiplerinden kaçınmak maksadına yönelik olması , alacaklılar arasında eşitliğin gözetilmemesi itibariyle dürüstlük kuralına aykırı olması sebebiyle adli yardım taleplerinin kabulü yönünde bir karar verilmeksizin doğrudan talep hakkında karar verilmesi usul ekonomisi açısından gerekli bulunmuştur. Zira adli yardım taleplerinin kabulü halinde dahi konkordato taleplerinin reddi yönündeki netice değişmeyecektir. Açıklanan gerekçelerle davacıların geçici mühlet verilmesi ve konkordato taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş
H Ü K Ü M :
1-Konkordato talep edenler …, … ve …’ın KONKORDATO GEÇİCİ MÜHLET VE KONKORDATO TALEPLERİNİN REDDİNE,
2-Talep edenler adli yardım isteminde bulunduklarından harç yatırmadıkları görülmekle talepleri reddedilmiş olmakla HMK 339 maddesi gereğince 59.30 TL başvuru harcı ve 59.30 TL maktu karar harcı olmak üzere toplam 118.60 TL harcın talep edenlerden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Talep edenler adli yardım isteminde bulunduklarından gider avansı yatırmadıkları görülmekle kararın resen tebliği ile talepleri reddedilmiş olmakla HMK 339 maddesi gereğince üç tebligat gideri yönünden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair; talep edenlerin yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde mahkememize verilecek yada aynı sürede başka yer ticaret mahkemesi aracılığıyla mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır