Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/916 E. 2023/171 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/916 Esas – 2023/171
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/916 Esas
KARAR NO : 2023/171

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu ettiği makinenin ikinci el ve ayıplı olarak kendilerine satıldığını satışta kendilerin makinenin sıfır makine olduğunun söylendiğini, ayrıca anılan makinenin dava dışı …. …. Orman Ürünleri Ltd. Şti. Tarafından davalıya satıldığını davalının da kullanılmış bu makineleri birinci elmiş gibi davacıya sattığını, bu nedenle sözleşmeden dönme hakkını kullanarak satış bedelinin kendilerine iadesini bu mümkün değil ise makinenin ayıpsız misli ile değiştirilmesini ve yaşadıkları kazanç kaybının tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 11/02/2022 Tarihli cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğu makinenin ayıplı olmadığı ikinci el olmadığı servis hizmeti verilip zamanında bakımlarının yapıldığı …. Ltd. Şti.’den alınan makinelerin farklı makineler olduğu davanın reddini talep ettiği anlaşıldı.
Mahkememizce Afyonkarahisar İscehisar Malmüdürlüğü’ne dava konusu edilen faturaya ilişkin davacı …. Mermer Maden Nakliyat İnşaat Hayvancılık Gıda Mahrukat Pazarlama İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formunda olup olmadığı hususlarının önemle araştırılarak, bu hususta mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmıştır.
Mahkememizce Sakarya Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne dava konusu edilen faturaya ilişkin davalı … Ağaç Makineleri İmalatı Sanayi Ticaret Ve Pazarlama Limited Şirketi’nin Beyanname Satış (BS) ve Beyanname Alış (BA) formunda olup olmadığı hususlarının önemle araştırılarak, bu hususta mahkememize bilgi verilmesi için müzekkere yazılmıştır.
Mahkememizce davacı şirketin bulunduğu yer mahal mahkemesi olan İscehisar Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne; mahkememizce görevlendirilen makine mühendisi bilirkişiye dosyanın teslimi ile refakate alınarak makine mühendisi bilirkişi ile makine başında keşif yapılarak ilgili makinenin herhangi bir arızasının bulunup bulunmadığı, arızası var ise bunun ayıp olarak nitelendirilip nitelendirilmediği ayıp ise bu ayıbın ilk satış aşamasında var olup olmadığı veya daha sonra ortaya çıkıp çıkmadığı ortaya çıktığı tarihin tespit edilip edilemediği, ayıbın gizli ayıp açık ayıp niteliğinde olup olmadıkları, ayıplı ise o ayıbın makineden beklenen faydayı sağlayıp sağlayamayacağı, düşürüp düşürmediği düşürdü ise hangi oranda düşürdüğü, makinenin dava tarihi itibariyle değerinin de tespit edilerek taraf iddiaları da değerlendirilerek rapor tanziminin istenmesi hususunda talimat yazılmıştır.
Talimatımızın İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Talimat sırasına kaydının yapıldığı, keşfin 24/05/2022 günü mahallinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Makine Mühendisi Bilirkişisi …. …. 07/06/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “SONUÇ VE KANAAT: Dava konusu makinenin boya katmanları içerisinde astar dışında farklı renklerde son kat boyalar bulunduğu ve ana gövde üzerindeki boya altında yer yer yoğun paslanma belirtileri bulunduğu, satıcının aynı faturadaki diğer tüm makinelerinde logo, etiket ve seri numarası baskısı olmasına rağmen bu makinede fabrika tarafından da seri numarası bulunmadığının yazılı olarak belgelendiğinin görüldüğü, dava konusu makine dışında aynı partide gönderilen tüm makinelerin elektrostatik toz boya uygulaması ile boyanmış olmasına rağmen dava konusu makinenin sprey yağlı boya ile boyanmış olduğunun tespit edildiği, Makine üzerinde yapılan teknik inceleme ve gözlemler sonucu dava konusu makinenin üretim yılına göre aşırı yıpranmış olduğu, altında pas tabakalarının kabararak boyayı kaldırdığı ve daha önceden kullanılmış bir makine olarak satılmış olduğu, satış sırasında bu durumunun alıcı tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı dolayısıyla gizli ayıplı olduğu ve bu ayıbın satış öncesinde de satıcı tarafından biliniyor olması gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı, Ayrıca makine üretim testlerinde dava konusu makinenin kendisinden beklenen üründe verim kaybı yaşattığının görüldüğü, nihai Ürün olarak çıkan 5 parça üründen 1 tanesinin bazı kasalarda kullanılabileceği fakat diğer 1 tanesinin geometrik olarak aşırı bozuk ölçülerde çıkması dolayısıyla kullanımının mümkün olmadığı ve makinede %20 verim kaybı yaşandığı görüş ve kanaatine varıldığı, Bu durumun da makineden beklenen faydaları azaltan bir durum olduğu ve gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiği fakat bu hatalı ölçülere parça çıkartma durumunun net olarak hangi tarihte başladığının tespit edilemeyeceği kanaatine varıldığı, makine satış sırasında 178.500.00 TL’ye satın alınmış olup piyasa araştırması doğrultusunda dava tarihi olan 22/11/2021 tarihindeki değeri yaklaşık olarak 310.000,000-TL olarak tespit edildiği görüş ve kanaatindeyim, şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı vekili 07/06/2022 Tarihli Bilirkişi Raporuna karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporuyla, dava konusu makinenin ikinci el olduğu, makinede üretim kaybı olduğu ve gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, davada ki iddialarının doğruluğunun bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olduğunun, dava konusu makinenin dava tarihinde ki değerinin tespit edilen değerden daha yüksek olduğu kanaatinde olduklarını, bu yönüyle de rapora itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerle, itirazlar doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 07/06/2022 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde özetle; “Hatalı değerlendirme ve eksik incelemeye dayandığı açık olan 07/06/2022 tarihli bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, davaya konu makineye ilişkin bilirkişi tarafından alınan resim ve videoların renkli görüntülerinin CD veya çıktı olarak dava dosyasına alınmasını, Afyon Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’nden 26/01/2020 tarih ve …. TEşvik kapsamında alınan makinelere ilişkin kurumda olan tüm kayıt ve belgeleri ile davaya konu makinenin resim e video kayıtlarının renkli görüntülerinin dava dosyasına celbini, bu doğrultuda Afyon Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasını, eksiklikler ikmal edildikten sonra gelen belgeler ve itirazların dikkate alınarak mahallinde keşif yapılarak farklı bir makine mühendisi bilirkişisinden yeniden rapor alınmasını, farklı bilirkişiden yeniden rapor alınması hususunda mahkeme aksi kanaatte olursa gelen belgeler ve itirazlar da dikkate alınarak aynı bilirkişiden ek rapor alınmasını, akabinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 04/10/2022 Celse Tarihli Duruşma zabtı (2) nolu ara kararı uyarınca; “Dosyanın önceki makinacı bilikişiye tevdii edilerek taraf itirazlarının değerlendirilmesi ve ayıplı olduğu bildirilen makinanın ayıplı bedeli ve ayıpsız bedeli arasındaki farkın (dava tarihi itibariyle) farkın ne kadar olduğunun hesaplanması yine benzer mahiyetteki bir makinanın bir aylık kira bedelinin tespitinin istenmesine,” şeklinde karar verilmiş olup, mahkememizce bu hususta ek rapor aldırılmak üzere İscehisar Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazıldığı anlaşılmıştır.
Talimatımızın İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …./…. Talimat sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Makine Mühendisi Bilirkişisi …. …. 07/06/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “SONUÇ: Tarafından kök raporun hazırlığı esnasında çok detaylı ve titiz bir çalışma yapılmış olup rapordaki hususlar gerçeğe, bilimselliğe ve hakkaniyete uygun olarak keşif yerinde ve dava dosyasında bulunan yazılı evraklara dayalı deliler ve raporlar ile; uygulamaya esas yürürlükteki kanun, yönetmelik, ve Yüksek Mahkeme kararları baz alınarak tanzim edildiğinin, mahkemece talep edilen hesaplamaların ise; Dava tarihi olan 22/11/2021 tarihi itibariyle ayıplı ve ayıpsız makine arasındaki fiyat farkı 51.324,67-TL olarak hesap edilmiş olup dava konusu makineye benzer bir makinanın aylık ortalama kira ücretinin 2.200,00-TL olarak hesaplandığını, davacı ve davalı vekilinin itiraz dilekçelerine ilişkin gerekli açıklamalar yapılmış olup hazırlamış olduğu kök rapor aynen geçerli olup davacı vekilinin talep etmiş olduğu görüntü CD”’sinin de dosya ekinde sunulduğu görüş ve kanaatini içeren rapora ekleyeceğim başka bir hususun olmayacağı” şeklinde ek rapor sunmuştur.
Celse arasında bilirkişi ek raporunun sunulduğu, taraf vekillerine tebliğ edildiği, taraf vekillerinin beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
Tarafların usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-Satım sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 207. maddesinde “satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Satım sözleşmesi synallagmatik, başka deyişle tam iki tarafa karşılıklı borçlar yükleyen bir sözleşmedir. Tam iki yanlı sözleşmelerde, her iki yan birbirine karşı birer asli edim ile çeşitli yan ve tali edimler yüklenirler. Eş deyişle bu sözleşmeler nitelikleri gereği yanlardan her birini zorunlu olarak alacaklı ve borçlu kılar. Yanlardan her biri karşı edimi elde etmek için borç altına girer. Satıcının malın teslimi ve mülkiyetinin alıcıya geçirilmesi yükümlülüğü yanında satılanın ayıplardan ari olmasını sağlama yükümlülüğü de bulunmaktadır.
2- Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu 23’üncü maddesinde; “Ticari satış ve mal değişimi” düzenlenmiş, tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için somut olayda ticari satışın mevcut olması gerekir. Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır. (Prof. Dr. Ömer Adil ATASOY, Av. Hanife ÖZDİL Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 3 Sayı 1 – Haziran 2017 (1-19) 3)
3-6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Buna göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” düzenlemesi mevcuttur.
4-6098 sayılı TBK 222. Maddesinde; Satıcının, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayacağı, satıcının, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
5- Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 6102 sayılı TTK 23/1 maddesinde; Maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, Açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
6-6098 sayılı TBK 223/2 madde hükmü incelendiğinde; Alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
7-Ayıp durumunda alıcının seçimlik haklarını düzenleyen 227. Maddesi incelendiğinde;
Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir. “Düzenlemesi mevcuttur.
8-6098 Sayılı TBK’nun 231. maddesinde “satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.”
9-Satıcının alıcıya garanti vermiş olması hali hiçbir surette 6098 sayılı TBK 223. maddesinde yer alan ayıp ihbar sürelerini asla ortadan kaldırmaz. TBK.223. maddede belirtilen ihbar süreleri hak düşürücü süre niteliğindedir. İğfal (ağır kusur) halinde ise zamanaşımından söz edilemeyeceği 6098 sayılı TBK.231/son maddesinde hükme bağlanmıştır. TBK 231/son madde hükmüne dayanılabilmesi için alıcının, satıcının hilesi veya kandırması sebebiyle zamanında dava açmasının önlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olduğunun belirlenmesi tek başına iğfal olarak değerlendirilemez.
10-Öncelikle ayıp ihbarı bakımından Yargıtay yerleşik içtihatlarından da anlaşılacağı üzere aracın ayıp niteliğinde olduğu iddia edilen arızaya ilişkin olarak yetkili servise götürülmesi, hukuki olarak ayıp ihbarı olarak değerlendirilmektedir (Yargıtay 19 Hukuk Dairesi, 11.05.2015 tarih, 2015/5501 Esas, 2015/6929 Karar).
Somut Olayda;
11-Taraflar arasında, dava konusu makinenin de bulunduğu, 16.03.2020 tarihli fatura ile 5 adet makinenin satış sözleşmesinin bulunduğu, taraflarca itiraz olmayan ve BS-BA formları ile bağlı bulundukları vergi dairesine bildirilen fatura içeriğinde, anılan makinelerin 2020 model olduğu, yeni ve kullanılmamış olduğunun yazılı olduğu, davaya konu makinenin KDV ödenmeksizin 178.500,00 TL’ye davacı tarafından davalıdan satın alındığı anlaşılmıştır.
12-Davacı taraf, ….-…. …. Çoklu Dilme 120 mm 60 hp motorlu makinenin ayıplı olduğu iddiasıyla eldeki davayı açmış, tarafların bildirdiği deliller toplanarak ve makine başında keşif yapılarak davaya konu makine bilirkişi tarafından incelenmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 07.06.2022 tarihli kök rapor ile 20.10.2022 tarihli ek rapor dosyaya sunulmuştur. Anılan raporlara göre; davaya konu ….-120 Paletli Çoklu Dilme 120 mm 60 hp motorlu makine ile aynı faturada satılan diğer 4 makinede Elektrostatik toz boya tekniği kullanılmışken, dava konusu makinede sprey boya kullanıldığı, diğer 4 makinede seri numarası varken dava konusunda seri numarası bulunmadığı, makinenin imal yılına göre aşırı yıprandığı, makinede altında pas tabakalarının kabararak boyayı kaldırdığı, dolayısıyla önceden kullanılmış bir makine olduğu, makinede çıkan 5 üründen birinin geometrik olarak bozuk olduğu, bu nedenlerle %20 verim kaybının olduğu, gizli ayıplı olduğu, satış öncesinde de bu durumun olduğu, ancak hatalı ölçü çıkarmanın ne zaman olduğunun tespit edilemediği, dava tarihi itibariyle makinenin ayıpsız rayiç bedelinin yaklaşık 239.611,00 TL olduğu, ayıplı halinin ise 188.286,33 TL olduğu, aradaki farkın 51.324,67 TL olduğu, dava tarihi itibariyle aynı nitelikteki bir makinenin kira bedelinin 2.200 TL olduğu bildirilmiş, bu haliyle davaya konu edilen ….-120 Paletli Çoklu Dilme 120 mm 60 hp motorlu makinenin ilk satıldığı andan itibaren ayıplı olduğu, anılan ayıbın gizli ayıp mahiyetinde olduğu, davacının satıcı olduğu nazara alındığında bu ayıptan sorumlu olduğu, sonradan ortaya çıkan hatalı ölçü çıkarma hatasının tam tarihinin tespit edilemediği, dosyaya gelen İscehisar Noterliğinin 01.10.2020 tarihli ihtar içeriği ve 12.10.2020 tarihli servis formuna göre, davaya konu makinenin baskı hatası ve bant arızası şeklinde hatalarının olduğu, anılan servis formu ile bu arızaların giderildiğinin anlaşıldığı, ancak daha sonra davaya konu ayıbın ortaya çıktığı, anılan ayıbın raporda belirtildiği üzere gizli ayıp olduğu, makinenin seri numarasının olmaması, diğer makinelere nazaran daha çok yıpranmış olması, makinenin altında pas tabakalarının bulunduğu, yer yer kabarmalar yaptığı ve raporda belirtildiği üzere sonradan farklı bir şekilde boyanması nazara alındığında makinenin faturada belirtildiği gibi kullanılmamış olmadığı, makinenin daha önceden kullanıldığı, bu haliyle davacıya satıldığı, davacının ayıpların ortaya çıktığı tarihlerde, yani 01.10.2020 ve 19.03.2021 tarihlerinde bu durumu davalıya noter vasıtasıyla bildirdiği, kaldı ki yukarıda 10 numaralı paragrafta açıklandığı üzere, servis talebinin de ayıp ihbarı niteliğinde olduğu, ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle yukarıda 2 ve 5 numaralı paragraflarda detaylandırıldığı üzere olayda 6102 sayılı TTK 23/1 maddesinin uygulanamayacağı, 6098 sayılı yasanın 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı;
Davacının ihbar yükümlülüklerini az yukarıda açıklandığı üzere süresinde yerine getirdiği, davacının 19.03.2021 tarihli ihtarı ve dava dilekçesinde belirttiği üzere dönme hakkını kullandığı, dönme iradesinin 6102 sayılı yasanın 18.maddesine uygun olduğu, somut olayın özelliği ve arızanın niteliği gözetildiğinde, davacının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla ayıp nedeniyle, satış bedelinin iadesine karar verilmesinin gerektiği anlaşılmış, buna karşın davacı ayıplı ürün satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ve bedelin iadesi talebinde bulunmuş olup, birlikte ifa kuralı gereğince ürünün davalıya iadesine karar verilmesi gerektiğinden (Benzer yönde İstanbul BAM 43 HD 2020/908 esas 2022/706 karar) hükümde bu husus dikkate alınmıştır.
13- Bilirkişi tarafından hazırlanan 07.06.2022 tarihli kök rapor ile 20.10.2022 tarihli ek rapordaki tespitlerin detaylı olduğu, ek rapor ile tarafların itirazlarının değerlendirildiği, dolayısıyla raporun hüküm vermeye elverişli olduğu anlaşılarak taraf vekillerinin yeni rapor alınması talebi yerinde görülmemiş ve anılan raporlar hükme esas alınmıştır.
14- Davacı taraf, dönme hakkı dışında kar kaybı ve noter masraflarını da talep etmiştir. Dosyaya sunulan noterlik makbuzlarına göre davacının ihtarname nedeniyle 384,00 TL masraf yaptığı anlaşılmış, bu nedenle masraf talebi yerinde görülmüştür. Ancak davacı taraf kar kaybı talep etmiş ise de, dosyaya sadece satış yaptığı satış faturalarının listesini sunduğu, kar kaybı olduğuna dair; iptal edilmiş siparişe/siparişlere ilişkin bir delil sunulmadığı gibi ayıp nedeniyle fesih edilmiş sözleşme/sözleşmelere ait bir delil de sunulmadığından davacının kar kaybı iddiasını ispat edemediği anlaşılarak bu talebi yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile davalı taraftan 16/03/2022 tarih …. …. nolu fatura ile davacı tarafından satın alınan ….-120 paletli çoklu dilme 120 mm. 60 hp. Motorlu makinenin davalıya iadesiyle bedeli olan 178.500,00 TL’nin iade tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
2-Masraf ve kar kaybına ilişkin talepler yönünden ; 384.00 TL noter ihtar masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin istemin reddine ,
3-Yürürlükte Bulunan Yargı Harçları Tarifesine göre; kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 12.193,34-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 3.065,42-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 9.127,92-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 27.775,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre vekalet ücreti red edilen miktarı geçemeyeceğinden 616,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 3.065,42-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 3.124,72-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 1.400,00-TL Bilirkişi ücreti, 571,90-TL Keşif Harcı, 283,85-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.255,75-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 2.243,18-TL’lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/03/2023
Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı