Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/914 E. 2022/1440 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/914 Esas – 2022/1440
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/914 Esas
KARAR NO : 2022/1440

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. …
DAVACILAR :…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
DAVALI : …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dilekçesinde davalı … AŞ ile aralarındaki ticari ilişki sebebiyle verdiği teminat senetlerinden 500.000 TL bedelli 20/03/2020 ve 15/03/2020 vade tarihli senetlerin diğer davalıya ciro edildiğini, senetler sebebiyle borçlarının bulunmadığını, bu iki senedin …. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini belirterek menfi tespit talebinde bulunmuş, dilekçesinin sonuç kısmında takibe konu edilen senetler dışında yine 500.000 TL bedelli 25/03/2020 ve 30/03/2020 vade tarihli senetlerin de ayrıca iptalini talep etmekle bu senetler açısından da menfi tespit talebinde bulunmuş, dava konusu senetlere ilişkin olarak ödenmesinin engellenmesi ve takibin durması yönünde ihtiyati tedbir kararı ile senetlerin iptali ile yargılama giderlerinin davalı şirketler üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı….. …. ….. …. San. Ve Tic. Ltd Şti vekili cevap ve 2. cevap dilekçesinde Davacılardan … … …… ….. Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (Eski Ünvan: … …. …. ….. San. Ve Tic. Ltd. Şti.) ile diğer davalı … …. … Anonim Şirketi arasında 13/02/2020 tarihli maske imalatına ilişkin mal satış sözleşmesi 20/02/2020 tarihli ek sözleşme ile imzalandığını, … ……. sözleşme şartlarını yerine getirmediğini, … …. … AŞ ‘nin sözleşme uyarınca davacılardan … … banka hesabına bir kısım ödemelerin yapıldığını, davacılardan … .. in tamamen bonoların borçlusu olduğunu , davacıların bonoları keşide ederek … adlı şirkete teslim edildiğini, … adlı şirket de davacıya çok sayıda maske vermeyi taahhüt ettiğini, ancak işbu maskeleri şirketimize teslim edemediğini, işbu maskelerin bedeli olan 1.414.800,00 TL tarafımızca … adlı şirkete ödendiğini, bedelin faturası da … adlı şirketçe kesildiğini, … adlı şirket tarafımıza maske teslim edimini yerine getiremediği için ve tarafımızın da maskelerin bedelini … adlı şirkete ödediği için, geri iade edemediği ve bu nedenle borcuna karşılık olarak davacılardan … Tekstil’den aldığı davaya konu bonoları cirolamak suretiyle, davacıya olan borcunu ödemek gayesiyle teslim edildiğini, … adlı şirketten maske karşılığı olarak ödediği paraya istinaden, satın alınan maskeleri temin edemeyen davacının, … adlı şirketin uhdesine aldığı geriye iade edememesi nedeniyle, karşılığında davacı teslim ettiği bonolara istinaden davacıların sanki borçlu değillermişçesine işbu davayı açtıklarını, davayı kabul etmediklerini, … İcra Müdürlüğü’nün …/….Esas sayılı dosyasına istinaden ikame ettirdiği borca itiraz davası da … …İcra Hukuk Mahkemesi …/… Esas …/….Karar sayısı ile reddedildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… …. …. Anonim Şirketi ibraz ettiği dilekçesinde, davayı kabul etmediklerini, 4 senet alındığına dair iddiayı kabul etmediklerini icra dosyasına konu 2 adet senedin bulunuğunu, davalı ile davacının sözleşme ve ek sözleşme imzaladığını, davacının 6.600,00 ve fazlası 3 katlı tek kullanımlık maskeyi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, buna karşılık bedelini ödemeye taahhüt ettiklerini ancak davacının edimlerini yerine getirmediğini, açılan davanın haksız olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde icra takibi dışında kalan 25/03/2020 ve 30/03/2020 vade tarihli 500.000,00TL bedelli senetlerin de iptalini isteyerek bu senetler yönünden de menfi tespit talebinde bulunduğu ancak bu kısma ilişkin talebini harçlandırmadığı anlaşılmakla bu iki senede ilişkin (1.000.000 TL) dava değeri üzerinden hesaplanan 17.077,50 TL nispi peşin harcı Mahkeme veznesine yatırılması için gerekli ihtarat yapılarak 2 Hafta kesin süre verilmiş, muhtıra tebliğine rağmen harç yatırılmadığından 25/02/2022 tarihli celsede takip dışı 25/03/2020 ve 30/03/2020 vade tarihli senetler yönünden menfi tespit davasının işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, yargılamaya icra takibine konu yapılan 15/03/2020 ve 20/03/2020 tarihli senetler açısından devam edilmiştir.
Davacılar tarafından birlikte açılan davalar objektif dava birleşmesi sözkonusu olduğundan ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan ayrı ayrı davalar niteliğinde olup her bir davacının davasını bizzat yada vekili aracılığıyla takip etmesi gerekmektedir.
Davacılar vekili 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekilmiş, davacı … kendisini yeni bir vekil ile temsil ettirmiş, diğer davacılara vekillikten çekilme hususu yeni duruşma günü ile birlikte HMK 82 maddesine uygun şekilde tebliğ edilmiş, Davacı şirket ve davacı … bir sonraki duruşma olan 18/07/2022 tarihli duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadıklarından ve kendilerini vekil ile temsil ettirmediklerinden ve davalı taraf da davayı takip etmediğinden bu davacılar (şirket ve …) tarafından açılmış olan davalar HMK 150 maddesine göre 18/07/2022 tarihinde işlemden kaldırılmış, yargılamaya davacılar … ve … açısından devam edilmiş, davacı … da 26/10/2022 tarihli duruşmadan haberdar olmasına ve hazır bulunduğu bir önceki celsede yasal ihtarat kendisine yapılmış olmasına rağmen 26/10/2022 tarihli duruşmaya katılmamış mazeret de bildirmemiş, davalı tarafın da davayı takip etmemesi sebebiyle davacı … tarafından açılan dava 26/10/2022 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmıştır. (Hükümle birlikte … hakkındaki dava tefrik edilmiştir) Yargılamaya davacı … yönünden devam edilmiştir….Davacı …; … Ltd Şti ile davalı … …. ……. AŞ arasında 13/02/2020 tarihli 20/02/2020 tarihli maske satış sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme gereğince teminat senedi verilmesinin öngörüldüğünü, Sözleşme uyarınca da üretilecek bir kısım ürünler bedeli olarak da davalı … AŞ nin …. Ltd. Şti.’ye 1.295.107,50 TL gönderdiğini, bu ödeme sebebiyle 14/02/2020 tarihli … nolu 1.295.000,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davalı şirkete tebliğ edildiğini, Davalı şirkete malların teslim edildiğini, maske fiyatında devlet müdahalesi üzerine 1 TL nin üzerine maske satılamayacağından dolayı sözleşmenin karşılıklı olarak bu aşamadan sonra sürdürülemediğini, buna rağmen teminat olan senetlerin davalı … A.Ş tarafından cirolanmak sureti ile diğer davalı şirket olan … …… …. …. … …. ve Tic Ltd Şti ‘ ye verildiğini, … Ltd Şti’nin bu 15/03/2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli ve 20/03/2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli senetleri … İcra Müdürlüğü’nün … / …. E sayılı icra dosyasında takibe koyduğunu, teminat senetleri sebebiyle davalılara borçlu olmadıklarını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf senedin teminat senedi olmadığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Dava konusu senetlerin suretlerinin incelenmesinde davacı … … Ltd şirketi tarafından düzenlenen dava konusu senetlerde aval veren olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık; Davacı … senetleri keşide eden … Ltd Şti ile davalılar arasındaki temel ilişkiden kaynaklı olarak menfi tespit talep edip edemeyeceği, aval veren gerçek kişi davacının dava dilekçesine konu yapılan vakıaları davalılara karşı ileri sürüp süremeyeceği, davacı …. dava konusu yapılan ve icra takibine konulan 15/03/2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli ve 20/03/2020 vade tarihli 500.000 TL bedelli senetler sebebiyle davalılara borçlu olup olmadıkları hususlarındadır.
Uyuşmazlığın kapsamına ve davacı …’in aval veren sıfatına nazaran taraf şirketlerin ticari defterlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir.
Aval, TTK’nın 700. maddesine göre poliçede yazılı bulunan borcun kısmen veya tamamen teminat altına alınmasını sağlayan bir nevi kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Bozer A./Göle C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2017, s. 161).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 700. maddesinin 2. fıkrasına göre aval, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan başka bir kişi tarafından da verilebilir. Bu şekilde poliçe borçlularından biri lehine aval verilmek suretiyle poliçenin ödenmesi güvence altına alınacağından o poliçenin tedavülü kolaylaştırılmış olur (Bozer/Göle, s. 161 )
Türk Ticaret Kanunu’nun avalin şekline ilişkin 701. Maddesi; “(1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır” şeklindedir.
Bu düzenlemeye göre poliçenin ön yüzünde avale ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmaması ancak imzanın bulunması hâlinde, muhatabın veya düzenleyenin imzaları dışında poliçenin ön yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Poliçenin ön yüzüne atılan aval şerhinin kimin için verildiği belirtilmez ise aval düzenleyici için verilmiş sayılır.
Avale ilişkin hükümler TTK’nın 778. maddesinin 3. fıkrası gereğince bonolar hakkında da uygulanır. TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ile aynı Kanunun 778. maddesinin atfı ile uygulanması gereken TTK’nın 701. maddesi birlikte değerlendirildiğinde bononun geçerli olması için tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, poliçenin ön yüzüne düzenleyen tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK’nın 700. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır.
Aval verenin borcu bağımsız bir borçtur, bir diğer ifade ile feri nitelikte değildir. Aval ile teminat altına alınan borç geçersiz olsa bile, aval verenin sorumluluğu devam eder. Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Yani lehine aval verilenin borcu geçersiz olsa bile, aval veren bu geçersizliği ileri süremez. Lehine aval verilenin mevcut olmaması, ehliyetsiz olması ya da imzasının sahte olması hâlinde de aval verenin sorumluluğu devam eder. TTK’nın 702. maddesinin 2. fıkrası gereğince aval veren, sadece kambiyo senedindeki zorunlu şekil eksikliğini ileri sürebilir (20.04.2018 tarihli ve 2017/4 E., 2018/5 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı). Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2020 tarihli ve 2017/12-268 E., 2020/729 K. sayılı kararında da değinilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli ve 2017/11-3091 Esas 2021/965 Karar sayılı kararı)
Eldeki dava davacı …’in aval veren olarak imzalamış olduğu bonoların teminat senedi olduğu ileri sürülerek açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda, aval veren davacı … tarafından senedin zorunlu şekil şartlarına ilişkin bir eksiklik ileri sürülmemiş, sadece teminat senedi olduğundan bahisle geçersiz olduğu ileri sürülmüştür. Oysa ki, Türk Ticaret Kanunu’nun 702. maddesinin 2. fıkrası gereğince aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Eş söyleyişle, lehine aval verilenin borcu geçersiz olsa bile aval veren bu geçersizliği ileri süremez.
Açıklanan gerekçelerle;
Davacı … …. İcra Müdürlüğünün …./… esas sayılı icra takibine konu yapılan 15/03/2020 ve 20/03/2020 vade tarihli her biri 500.000,00 TL bedelli senetler yönünden açmış olduğu menfi tespit davasının esastan reddine,
Davacılar (şahıs şirketi) … … …. …. (tür değişikliğinden önceki … ….. …. …. Ür. San. ve Tic. Ltd Şti) ve (gerçek kişi) … … tarafından açılan davaların ise HMK 150/5 maddesi gereğince ayrı ayrı açılmamış sayılmalarına,
Davacı …’ın hüküm tarihinde işlemden kaldırılmış olan menfi tespit davasının ise yasal üç aylık süresinin beklenmesi amacıyla tefrikine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …. tarafından açılan ve işlemden kaldırılan menfi tespit davasının bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine,
2-Davacılar (şahıs şirketi) … … – … ….. İnşaat (tür değişikliğinden önceki … …. …. …. .. ….n. ve Tic. Ltd Şti) ve (gerçek kişi) … … tarafından açılan davaların HMK 150/5 maddesi gereğince ayrı ayrı AÇILMAMIŞ SAYILMALARINA,
a) Bu davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
b) Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup her bir davacının davası ayrı bir dava niteliğinde bulunduğundan;
c) AAÜT uyarınca belirlenen 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davacı (şahıs şirketi) … … – … …. İnşaat’tan alınarak davalı … …… Ltd Şti’ne verilmesine,
ç) AAÜT uyarınca belirlenen 9.200 TL maktu vekalet ücretinin davacı (gerçek kişi) … … alınarak davalı … …. Ltd Şti’ne verilmesine,

3-Davacı … tarafından açılan davanın ise REDDİNE,
a) Alınması gereken 80,70 TL maktu harcın peşin alınan 19.821,87 TL harçtan mahsubu ile bakiye 19.741,17 TL harcın karar kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine,
b) Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup her bir davacının davası ayrı bir dava niteliğinde bulunduğundan; ret edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca belirlenen 136.640,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … alınarak davacı … Ltd Şti’ye verilmesine,
c) Davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
ç) Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.360,00-TL ücretin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
d) Karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
4- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesi uyarınca talep halinde gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğine,
Dair, davacı … vekilinin ve davalı … Ltd Şti vekilinin yüzünde, diğer tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 26/10/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı