Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/908 Esas – 2022/1114
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/908 Esas
KARAR NO : 2022/1114
ÜYE :…
KATİP : …
DAVACI :…
VEKİLLERİ : …
DAVALI :…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil…in kendisine ait çek defterindeki 4 yaprak çekinin kaybolduğunu, 26/08/2019 tarihinde farkettiğini ve durumu tespit ettirmek gayesiyle Sakarya Cumhuriyet Polis Merkezine giderek konuya ilişkin ihbarda bulunduğunu, mezkur kambiyo evrakların müvekkilinin kaybettiği evraklar olup…çek nolu… tarihli 35.000 TL bedelli, … çek nolu …tarihli 40.000 TL bedelli ve … çek nolu…tarihli 40.000 TL şeklinde doldurularak ve müvekkilinin imzası taklit edilerek ihtiyati hacze konu edildiğini ve İstanbul…. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin bu durumdan kendisine ait ev ve işyerlerinde 22/01/2020 tarihinde alacaklı tarafından ihtiyati haciz uygulattırmasıyla haberdar olduğunu, keşideci bölümündeki imzaları sahte olan …, … ve … numaralı çekler ile ilgili 22/01/2020 tarihinde uygulanan ihtiyati hacizde, ticaretle uğraşan müvekkilinin iş yerindeki eşyaların haczedildiğini, ve haczedilen bu malları muhafaza altına alma tehdidi ile müvekkilinin eşi …’e 22/01/2020 tarihli bir protokol imzalattırıldığını, ayrıca davalı vekilinin hesabına 16.000 TL havale yapmak mecburiyetinde kaldığını, bu ödemenin 05/02/2020 tarihinde alacaklı vekili tarafından icra dosyasına haricen tahsilat olarak beyan edildiğini, müvekkilinin sahte imzalı bu çekleri hukuki işleme konu edildiğini öğrenir öğrenmez süresi içerisinde takibin durdurulması talepli yetki ve imza itirazı davacı ikame ettiğini İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas… Karar sayılı dosyası ile yetkisizlik kararı verildiğini, yetkisizlik kararı nedeniyle takibin durdurulmasına yönelik imza itirazı konusunda herhangi bir karar verilmediğini, yetkisizlik kararı kesinleşmek üzere taraflara tebliğe çıkarıldığı aşamada henüz kesinleşmemiş ve imzaya itiraz/takibin durdurulması yönünden dosya yetkili mahkemeye henüz intikal etmemiş iken alacaklı vekili tarafından İstanbul 25. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına 04/02/2020 tarihli taleple müracaat edilerek icra dosyasının ve takip dayanağı belgelerin mahkemece verilen karar doğrultusunda yetkili mahkemeye götürülmek üzere elden kendilerine teslimini talep ederek icra dosyası hakkındaki yetkisizlik kararı kesinleşmeden elden teslim alınarak Sakarya Mahkemeleri üzerinden 06/02/2020 tarihinde yeni bir ihtiyati haciz kararı alarak Sakarya …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasıyla bu tarihte müvekkili hakkında ikinci kez ihtiyati haciz uygulandığını, müvekkilinin iş yerinde 06/02/2020 tarihinde uygulanan ikinci ihtiyati haciz esnasında müvekkilinden 10.000 TL haricen ilave tahsilat yapıldığını ve yine iş yerinde haczedilmiş tüm malların muhafaza altına alınacağına yönelik baskı yapılmak suretiyle ihtiyati hacze konu takip dayanağı çeklere karşılık 9 adet bono dava vermek zorunda bırakıldığını ayrıca 5.000 TL banka hesabına, 5.000 TL belge karşılığı olmak üzere bu ihtiyati haciz esnasında toplam 10.000 TL daha müvekkilinden tahsil edildiğini, çekler ile ilgili ihtiyati haciz uygulamasından sonra Sakarya … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ile tarafına tebliğ edilen ödeme emri üzerine Sakarya …. İcra Hukuk Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası ile takipte işleme konulan çeklerdeki imzaların sahte olduğu ve müvekkiline ait olmadığı yönünde imzaya itiraz davacı açıldığını ve 12/12/2020 tarihli tensip zaptı ile takibin geçici durdurulmasına karar verildiğini, takibin geçici olarak durdurulduğunu, izah edilen nedenlerle müvekkiline ait… çek nolu … tarihli 35.000 TL bedelli, … çek nolu… tarihli 40.000 TL bedelli ve… çek nolu 30/10/2019 tarihli 40.000 TL bedelli imzaları sahte olması nedeniyle hükümsüz olan toplam 3 adet çekler nedeniyle ayrı ayrı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasının kabulünü, fazlaya ve istirdada yönelik haklarının saklı tutulmasını, davalı kötü niyetli olduğundan müvekkili lehine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10 oranında para cezasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Sakarya … İcra Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının istendiği, dosyanın UYAP sistemi üzerinden gönderildiği anlaşıldı.
Sakarya … İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyasının istendiği dosyanın UYAP sistemi üzerinden gönderildiği anlaşıldı.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; 2004 sayılı İİK’nun 72.maddesine göre; Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir.
İİK.nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2. 3. ve 4. fıkraları ve 310. 311. ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2.maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” düzenlemesi nedeniyle uygulanması gereken aynı Kanunun 211.maddesinde ise imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları, ilgili yerlerden getirtir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. Anılan belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/04/2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 06/02/2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı)
Öte yandan, her hangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafoloji ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Dairemizin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır (HGK.nun 06/06/2001 tarih ve 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı kararı).
Özetlemek gerekir ise, imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
Somut olayda; Davacı aleyhine davalı tarafından Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1358 sayılı takip dosyasıyla, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibe dayanak belgelerin; Denizbank A.Ş. Bosna Şubesine ait davacının keşidecisi olduğu, … çek nolu 30.08.2019 keşide tarihli 35.000 TL bedelli, …çek nolu 30.09.2019 keşide tarihli 40.000 TL bedelli ve … çek nolu 30.10.2019 keşide tarihli 40.000 TL bedelli çekler olduğu görülmüştür.
Anılan çeklerin incelenmesinde; çeklerin hamiline olarak düzenlendiği, her üç çekin de arka yüzündeki ilk ciroların dava dışı … Olduğu, davalının çekleri bu kişiden aldığı, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının çek üzerindeki imzasına yönelik itirazın TTK 687. maddesi uyarınca senet metninden anlaşılan defi niteliğinde olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği (Benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/5995 esas 2021/3833 karar sayılı ilamı) anlaşılmıştır.
Davacı tarafından Sakarya….İcra Hukuk Mahkemesinin …E. dosyası ile imzaya itiraz edildiği, anılan dosyada toplanan imza örnekleri ve davaya konu edilen çeklerin imza incelemesinin yapıldığı anlaşılmış, dosyanın taraflarının dosyamızın tarafları ile aynı kişiler oldukları da görülmüştür. Anılan dosyada alınan 05.01.2021 tarihli asıl ve 15.01.2021 tarihli ek bilirkişi raporlarına göre davaya konu edilen 3 adet çekteki imzanın kuvvetle muhtemel davacının elinden çıkmamış olduğuna dair rapor sunulduğu, yine anılan dosyadan alınan 27.09.2021 tarihli ATK raporuna göre ise davaya konu edilen 3 adet çekte yapılan incelemelere göre; çeklerdeki imzalar ile davacının mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; tersim biçimi, işleklik derecesi,alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olmadığı yönünde rapor tanzim edildiği görülmüş, anılan raporlar ve incelemeler, mahkememizce yapılacak inceleme ile aynı olduğundan, toplanan imza asıllarının yukarıda detaylandırılan HGK.nun 06/06/2001 tarih ve 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı kararında bahsedildiği üzere çeklerin keşide tarihlerinden önceye ait olduğu, anılan karardaki tekniklerin hem teknik bilirkişi raporunda uygulandığı, hem de anılan raporun ATK raporuyla desteklendiği anlaşılmış, anılan raporlar mahkememizce de davalıya tebliğ edilmiş ve itiraz hakkı verilerek anılan raporlara karşı savunma yapma imkanı da verilmiştir, bu nedenlerle mahkememizce ayrı bir rapor alınmasına gerek görülmemiş, anılan raporlara itibar edilmiştir.
Her ne kadar anılan raporlarda imzanın davacıya ait olmadığı kesin bir biçimde belirtilmeyerek “kuvvetle muhtemel” ibaresi kullanılmış ise de, yukarıda detayları verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/04/2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu nazara alındığında ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğu, mevcut rapor içerikleri nazara alındığında davalının bu yükümlülüğünü yerine getiremediği, dolayısıyla takibe dayanak senetler altındaki imzanın davacıya ait olduğunun ispat edilemediği, bu haliyle davacının imzaya yaptığı itirazın yerinde olduğu kanaatine varılmış ve davacının davaya konu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf %20 oranında kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, çeklerdeki ilk cironun dava dışı…Olduğu, davalının çekleri bu kişiden aldığı, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı göz önüne alındığında davalının çeklerde imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, davalının çeklerdeki imzanın davacıya ait olmadığını bile bile iktisap ettiğine dair dosyada bir delil de bulunmadığı anlaşılarak kötü niyet tazminatının şartlarının oluşmadığı anlaşılmış ve bu talep yerinde görülmemiştir.
Yine her ne kadar davacı taraf %10 oranında para cezası talep etmiş ise de, 2004 sayılı İİK’nın 72.maddesinde böyle bir düzenleme bulunmadığı, 2004 sayılı yasanın 170.maddesindeki para cezasının ise İcra Mahkemesince yapılacak imzaya itiraz davasında göz önüne alınacağı anlaşıldığından bu talebi de yerinde görülmemiş ve aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davacının keşidecisi olduğu Denizbank A.Ş. Bosna Şubesine ait;
… çek nolu 30/08/2019 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli,
-… çek nolu 30/09/2019 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli,
-…çek nolu 30/10/2019 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli, çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı ve para cezası taleplerinin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 7.855,65-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.963,92-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 5.891,73-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 14.875,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 1.963,92-TL Peşin/nisbi Harcı, 104,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 2.127,22TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 19/04/2022
Katip…
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı