Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2022/1402 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/799 Esas – 2022/1402
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/799 Esas
KARAR NO : 2022/1402 Karar

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av…
DAVALI …
VEKİLİ :Av. A…
DAVALILAR : …
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/11/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü …un sevk ve idaresindeki…plakalı vasıta ile e-5 karayolu üzerinde Düzce ilinden Kocaeli ili istikametine gitmekte iken Sakarya ili sınırları içerisinde Dörtyol Sanayi ışıklarında kırmızı ışıkta beklemekte olan davacı … … …in oğlu müteveffa … … … sevk ve idaresinde olan …plaka sayılı vasıtaya arkadan fren yapmaksızın çaptığını, çarpışma neticesinde V plaka sayılı aracın içerisinde bulunan davacıların murisi sürücü … … …ve yolcu koltuğunda bulunan …… ile sair araçta bulnan … … vefat ettiğini, kaza sonrası görevli kolluk kuvvetlerince yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde …plaka sayılı araç sürücüsü … … alkollü şekilde araç kullandığının tespit edildiğini, kaza tarihinde …plaka sayılı vasıtanın sürücüsü olan davalı … …, ruhsat sahibi olan sair davalı … … ile mezkur aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan bir diğer davalı … … … Sigorta A.Ş’nin meydana gelen zararlardan sorumluluğu doğduğunu, müvekkili adına destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderleri adı altında maddi tazminat talep edildiğini, talebin kısmi olarak karşılandığını, davalılar … … ile … … adına kayıtlı olduğu tespit edilecek vasıta ile gayrimenkuller üzerine İİK’nın 257. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Davalı …… Sigorta Şirketi vekili 20/05/2022 Havale Tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen …Plakalı aracın davalı şirket tarafından 14/10/2016 – 14/10/2017 Tarihli arasında geçerli olmak üzere … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunun, öncelikle davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar kabul etmediklerini, davacı tarafça ZMMS Genel Şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan belgelerle yapılmış bir başvuru bulunmuyor ise dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddie karar verilmesi gerektiğini, zaman aşımı itirazlarının da bulunmadığını, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddinin gerekmekte olduğunu, soruşturma ya doa ceza davasında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat, eski halin iadesi veya diğer bir tazminat davasının açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağının, davacı yanın soruşturma veya ceza davasında uzlaşma yaptığının tespiti durumunda uzlaşma ile tüm hak ve alacaklarını aldığından davanın bu nedenle reddedilmesi gerektiğinin, huzurda görülmekte olan davada kazaya karıştığı iddia edilen aracın müvekkil şirket tarafından sigortalanmamış yahut sigorta poliçesi kaza tarihinden önce iptal edilmiş ise davanın husumet yokluğu sebebiyle reddini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. …/… K. Sayılı dava dosyasının UYAP sisteminden mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
SGK’ya müteveffa … … … geçirmiş olduğu 15.10.2016 tarihli trafik kazasına ilişkin davacıya herhangi bir peşin sermaye değerli gelir tahsisi olup olmadığı, davacıya yapılan bütün ödemelere ve tahsislere ilişkin belgeler ile rücuya tabi ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin birer suretinin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
SGK’ya müteveffa … … … hizmet döküm belgesinin gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve Sakarya müftülüğüne 2016 yılı defin ve cenaze giderlerinin ne olabileceğinin bildirilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı …’un nüfus kayıt örneği Uyap Sistemi Üzerinden dosyamız arasına çıktı alınmıştır.
Mahkememizce dava konusu meydana gelen olay nedeniyle davacının maddi zararının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin de mahsubu yapılarak davacının maddi zararının (destekten yoksun kalma, cenaze ve defin giderleri ile sınırlı olmak üzere) hesaplanması hususunda rapor düzenlenmek üzere dosyamız aktüerya bilirkişi … … 06/05/2022 Tarihinde tevdi edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi … … 06/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı baba … … … müteveffanın vefatı nedeniyle desteğinden yoksun kaldığı maddi zararının136.055,21-TL olduğu görüş ve kanaatindeyim, şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı … … … Sigorta vekili 06/06/2022 Havale Tarihli bilirkişi raporuna karşı 27/06/2022 Havale Tarihli itiraz dilekçesinde özetle; “06/06/2022 tarihli bilirkişi raporundaki aleyhe olan hususları kabul kabul etmediklerini, daha önceki beyanlarının tekrarı ile, davalı şirket tarafından ödeme yapılıp davacının tüm zararı ortadan kaldırıldığından davanın reddini, ret taleplerinni kabul edilmemesi halinde kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte itirazları doğrultusunda ZMMS Genel Şartları ekinde yer alan hesaplama formülünün kullanılarak ek bir rapor tanzim edilmesi için dosyanın bilirkişiye tevdini karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesi sunduğu ve dilekçenin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı sigorta vekilinin beyan dilekçesin sunduğu anlaşılmıştır.
Tarafların usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olaya İlişkin Yasal Düzenlemeler ve Yargı İçtihatları Değerlendirilecek Olursa;
1-Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür (6098 sayılı TBK’nın 49.maddesi) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (6098 sayılı TBK’nın 50.maddesi)
2- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar. (6098 sayılı TBK’nın 53.maddesi)
3- Olay tarihinde yürürlükte bulunan TBK sayılı yasanın 49 maddesine göre kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucu başkasına zarar veren bu zararını tazmine mecburdur. Aynı yasanın 50. Maddesine göre ise zararı ve miktarını zarar gören ispat etmek zorundadır. Eğer zarar gören zararın artmasına sebep olduysa hakim tazminattan indirim yapabilir.(TBK 52.m) Haksız fiil neticesinde cismani zarar meydana geldiğinde, istenilebilecek zarar kalemleri Türk Borçlar Kanunu’nun yasanın 54. Maddesinde sayılmıştır. 6098 sayılı TBK m. 56’ya göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
4-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1.maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 91/1.maddesine göre İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
5-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğinin düzenlenmiştir.
6-2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.
7- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 99. maddesi Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
8-Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir. Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtıldığı da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada gözönünde tutulması gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi nedenlerle çıkan kişinin payı diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
9-Gerçek zarar miktarı; davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Bununla birlikte, gerçek zarar miktarı; hak sahibinin bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Buna göre temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem tarihleri gibi) davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve pregresif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerekir. (Yargıtay 4 HD 2021/14862 esas 2021/2802 karar) (Aynı yönde Yargıtay 4. HD’nin 2021/829 Esas 2021/3081 Karar)
Somut Olayda;
10-Dosyaya celp edilen nüfus kayıt örneklerine göre; davacının oğlu olan müteveffa … … …’nin 15.10.2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde vefat ettiğinden bahisle, destekten yoksun kalma ve defin giderleri ile manevi tazminat yönünden eldeki davayı açtığı anlaşılmış, tarafların bildirdikleri deliller dosyaya alınmıştır.
11- Davacının dava açmadan önce arabuluculuğa başvurduğu, arabuluculuk aşamasının anlaşamama ile sonuçlandığı, yine davadan önce davacı tarafın davalı sigorta şirketine 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesine göre başvuru da yaptığı anlaşıldığından dava şartlarının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
12-Dosyaya sunulan 15.10.2016 tarihli kaza tespit tutanağı, ……. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya içeriği, … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. …/… K. Sayılı dava dosyası ve içeriğine ve diğer delillere göre; 15.10.2016 tarihinde saat 03.30 sıralarında müteveffa sürücü … … … sevk ve idaresindeki…plaka sayılı otomobil ile devlet yolunu takiben Düzce istikametinden Sakarya istikametine seyri sırasında olay mahalline geldiğinde önünde kırmızı ışıkta duraklayan araçtan dolayı durduğu esnada kendisi ile aynı istikamette geriden gelmekte olan davalı sürücü ……..sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracın ön kısımlarıyla … plaka sayılı otomobile tedbirsizce arkadan çarpması nedeniyle dava konusu kazanın meydana geldiği, meydana gelen olayda davalı sürücü … …’un ışıklı kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı (2918 sayılı yasanın 52/1-a.maddesi), müteveffanın aracına arkadan çarptığı (2918 sayılı yasanın 84/1-d.maddesi) ve 3,04 promil alkollü olarak araç kullandığı (2918 sayılı yasanın 48.maddesi) anlaşıldığından davalı sürücü … …’un olayda %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …..i’nin bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmış, mahkememizce yapılan bu tespitin ATK’nın 21.09.2018 tarihli raporu ve kaza tespit tutanağı ile de uyumlu olduğundan, olayın oluşumu ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5539 esas 2021/128 karar sayılı ilamı nazara alındığında kusur raporu alınmadan mahkememizce de kusur oranının belirlenebileceğinden bilirkişiden ayrı bir kusur raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
13- Detayları yukarıda 8 ve 9 numaralı paragraflarda açıklandığı üzere; Gerçek zarar miktarı; davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu, hesaplamada bakiye ömür için TRH 2010 tablosunun kullanılarak, 1,8 teknik faiz işletilmeden, progresif rant yöntemi kullanılarak (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 14.09.2021 tarih, 2021/3834 esas- 2021/4568 Karar sayılı ilamı) ve 8.paragraftaki ilkeler doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatının hesabı dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 06.06.2022 tarihli raporda TRH2010 tablosunun bakiye ömür yönünden hesaplamada kullanıldığı, 1,8 teknik faizin uygulanmadığı, progresif rant yönteminin uygulandığı, destek oranlarının yerleşik yargı içtihatlarına uygun şekilde hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edildiği ve davacının destekten yoksun kalma tazminatının 136.055,21 TL olarak hesaplandığı görülmüştür. Hesaplamada desteğin asgari ücret aldığı kabul edilerek yapılmış, gerçekten de dosyaya SGK hizmet dökümü nazara alındığında, asgari ücretten yapılan hesaplamanın yerinde olduğu görülmüş ve anılan rapor hükme esas alınmıştır.
14- Yukarıda 12 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere; Davalı … …’un %100 kusuruyla meydana gelen trafik kazası sonucunda ortaya çıkan maddi zarardan 6098 sayılı yasanın 49.vd maddeleri gereği sorumlu olduğu, olay tarihinde … plakalı aracın kayıt maliki olan diğer davalı … …’nın 2918 sayılı yasanın 85.maddesi gereği meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, yine olay tarihinde … plakalı aracın ZMMS olan davalı sigorta şirketinin de 2918 sayılı yasanın 91.vd maddeleri gereği ortaya çıkan maddi zarardan poliçe limitleri dahilinde sorumlu oldukları, anılan sorumluluğun 6098 sayılı yasanın 61.maddesi gereği müteselsil sorumluluk olduğu, davalı … …’un kusurlu hareketi sonucu davacının desteğini kaybettiği, bu şekilde maddi zararının oluştuğu, ortaya çıkan zarar ile kusurlu eylem arasında uygun illiyet bağının da bulunduğu anlaşılarak, davacının dava dilekçesi ve 30.06.2022 tarihli talep artırım dilekçesi de nazara alınarak, destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
15- Her ne kadar davacı taraf cenaze ve defin gideri de talep etmiş ise de; dosyaya cenaze ve defin giderlerini ödediğine dair bir delil sunamadığı, Sakarya Büyükşehir Belediyesinden gelen yazı cevabına göre belediyenin defin işlemlerini ücretsiz yaptığı ve ispat yükünün 6098 sayılı yasanın 50.maddesine göre davacı da olduğu da nazara alındığında bu istem yönünden talebin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
16- Yukarıdaki 3 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere 6098 sayılı TBK m. 56’ya göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı olduğu, bu tutarın adalete uygun olmasının gerektiği, davalı sürücünün tam kusurlu eylemi neticesinde davacının oğlu olan … … …’nin vefat etmesi, baba olan davacının oğlunun vefatı sonucu yaşadığı derin üzüntü, olayın meydana gelişi, davalı sürücünün olayda alkollü olması ve alkol oranının yüksekliği, müteveffanın yaşı, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen giderilmesinin gerektiği, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması, davacının ve davalıların gelir durumları, paranın alım gücü göz önüne alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde mahkememizce takdiren 80.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, anılan manevi zarardan Davalı … …’un 6098 sayılı yasanın 49.vd maddeleri gereği sorumlu olduğu, olay tarihinde…plakalı aracın kayıt maliki olan diğer davalı … …’nın 2918 sayılı yasanın 85.maddesi gereği meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, anılan sorumluluğun 6098 sayılı yasanın 61.maddesi gereği müteselsil sorumluluk olduğu anlaşılarak istemin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
17-Faiz istemi yönünden; davalılar … … ve … … yönünden faizin 6098 sayılı yasanın 117.maddesi gereği haksız fiil tarihi olan 15.10.2016 tarihinden, sigorta şirketi yönünden ise 2918 sayılı yasanın 99.maddesi göz önüne alınarak, sigortaya başvuru tarihi olan 22.08.2017 tarihinden 8 iş günü sonrası olan 07.03.2017 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmiştir. Yine araçların hususi araç olması nazara alındığında işletilecek faizin yasal faiz olması gerektiği anlaşılmıştır.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 136.055,21 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … … … Sigorta A.ş. Yönünden 07/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak hesap faizi ve poliçe limitleri dahilinde olmak üzere diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin Kısmen Kabülü ile 80.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … … müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Maddi tazminat yönünden;
Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 9.293,93 TL harçtan peşin alınan (peşin harç +ıslah harcı ) toplam 806,6 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 8.487,33 TL harcın davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AATÜ göre hesaplanan 21.408,28 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Maddi Tazminat yönünden davalı Sigorta Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 100,00 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine,
4-Manevi Tazminat yönünden;
Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 5.464,8 TL harcın davalılar … … ve … … ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AATÜ göre hesaplanan 12.800,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve ……….. ‘dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 800 TL bilirkişi ücreti, tebligat (posta gideri vs) 285 TL , (başvurma harcı+peşin harç+vekalet harcı ) 874,4 TL olmak üzere toplam 1.959,4TL yargılama giderinin kabul red oranı (%91,5)dikkate alınarak 1.792,85 TL sinin (davalı sigorta şirketi 1.128,61 TL’den müşterek ve müteselsilen sorumlu olmakla) davalılar … … ve … … ‘da müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine , bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinden ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı