Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/790 E. 2022/1500 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/790 Esas – 2022/1500
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/790 Esas
KARAR NO : 2022/1500 Karar

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin uzun yıllardır ticari ilişkide bulunduğu davalı şirkete kargo yoluyla elektrik malzemesi ve yedek parça teslim ettiğini ancak bu alışverişe ilişkin fatura ve bedellerin davalı şirketçe ödenmediğini, davacı tarafça açılan faturalara dayalı …. …. İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyasına davalı tarafından itiraz edildiğini, arabuluculuk sonucunda da uzlaşma sağlanamadığını tüm bu sebeplerle davanın kabulüne karar verilmesini, itirazın iptalini ve …. İcra Müdürlüğünün …./…. esas sayılı dosyasına işleyecek ticari faiziyle devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafın ödeme emrine dair bir belge sunmadığını, davanın reddine karar verilmesini takibin iptalini ve %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet (icra inkar) tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
…. ….İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
06/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2020 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, defterlerin ve ihtiva ettiği kayıtların davacı şirket lehine delil olma vasfını haiz olduğu, davacı şirketin düzenlemiş olduğu satış faturaları ile davalı şirketten 6.290,11-TL tutarında alacaklı olduğu, bahse konu alacak ile ilgili olarak davalı şirketten herhangi bir tahsilat gerçekleştirilmediği, davaya konu satış faturaların davacı şirket defter kayıtlarına yasal süreleri içerisinde kaydedildiği, söz konusu alacak tutarının dava tarihi itibariyle davacı şirket kayıtlarında 120 alıcılar hesabında varlığını korudu, …… İcra Dairesinin …./…. esas sayılı dosyasında takibe konu edilen alacak tutarının 6.290,11-TL olduğu ve bu tutarın davacı şirket kayıtlarında yer alan alacak tutarı ile aynı olduğu, davalı ve davacı şirketlerin BA-BS bildirimlerine yönelik incelemede takibe konu edilen fatura bedellerinin gerek davacı şirketin BS formları ile gerekse de davalı şirketin BA formları ile bildirime konu edildiği, bu meyanda uyuşmazlık konusu faturaların her iki tarafça da aynı tutarlarla beyan edildiği ve fatura bedelleri konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı yönünde rapor ibraz etmiştir.
22/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının 2020 yılları ticari defterlerin belirtilen ticari defterlerini ibraz etmediği ve delil olma şartlarını taşımadığı, davacı şirketin davalı şirket ile düzenlediği iki adet faturanın genel toplam tutarının 6.290,11-TL olduğu, davacı dosyada mevcut Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğünün form BA görüntüleme ekran dokümandan da anlaşılacağı üzerine BA formuyla mal ve hizmet alımını bildirmiş olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarını ibraz etmediğinden; davalı şirketin davacı şirkete 6.290,11-TL borçlu olduğu yönündü rapor ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
10- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 2 adet fatura ile ilgili olarak …. … İcra Dairesinin …./…. sayılı takip dosyası ile 6.290,11 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 23.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 24.03.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 05.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
11-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalara dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 06.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 06.07.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arsında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, davalının ise bilirkişi incelemesine 2020 yılı ticari defterleri sunmayarak 6100 sayılı yasanın 220/3 ve 222/3.maddeleri gereği defterlerini ibrazdan kaçınmış ve karşı tarafın usulüne uygun defter kayıtlarının hükme esas alınması gerektiği anlaşılmış olup bu nedenlerle taraflar arasında takibe konu faturalara esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
12-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan raporlara göre, davacı tarafın ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturaların davalının BA formlarıyla bağlı bulunduğu vergi müdürlüğüne bildirmiş olması nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, davalının BA olarak bildirdiği faturalara TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
13- Yukarıda 11 ve 12 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre davacının usulüne uygun tutulan ve delil vasfına haiz ticari defter kayıtları BS-BAformları yönünden birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle; taraflar arasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 6.290,11 TL alacaklı olduğu, her iki defter kayıtlarının bu yönüyle birbirlerini doğruladığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.290,11 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın kısmen haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;

1-Davanın KABULÜ ile; Davalı borçlunun ……… İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 6.290,11 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 429,68-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 107,42-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 322,26-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 6.290,11-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 107,42-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.733,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.900,22TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Arabuluculuğa ilişkin sarf kararı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar miktar itibariyle kesin olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/11/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı