Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/79 E. 2021/49 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/79 Esas – 2021/49
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/79 Esas
KARAR NO : 2021/49

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2-…
3- …
4- …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA İHBAR OLUNAN : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2018
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi (babaları) … sağlığında Halkbank A.Ş. Sakarya… Şubesinden 120.000,00TL bedelli 120 ay vadeli konut kredisi aldığını, bankanın mecbur kılması üzerine bu banka tarafından kendi kuruluşu olan davalı şirketten…tarih ve … nolu poliçe ile kredi bağlantılı 122.486,40TL teminatlı hayat sigortası yaptırıldığını, poliçe bedeli ise 3,365,14TL verilen krediden kesilerek peşin tahsil edildiğini, bu kredi poliçesi üzerinde kredi veren bankanın kredi tutarı kadar dain-i mürtein hakkı mevcut olup, ölüm gerçekleşmesi halinde kalan kredi borcu poliçeden karşılanmasının amaçlandığını, müvekkilerinin murisi 15/01/2017 tarihinde koah hastalığı nedeniyle vefat ettiğini, vefatından hemen önce rahatsızlanarak özel Gebze Medical Park Hastanesine kaldırıldığını, kendisine KOAH hastalığına ilişkin acele müdahele ve tetkikler yapıldığını, ancak bu hastalık sebebiyle vefat ettiğini, ancak hastane doktor tarafından ilk ölüm raporuna KOAH sebebi yanında yanlışlıkla “kalp yetmezliği” de yazıldığını, gerçekte müvekkilinin kalp rahatsızlığı olmadığı gibi ölüm sebebinin de bu olmadığını, keza müvekkillerinin itirazı üzerine hastane tarafından verilen ikinci ve doğru ölüm raporunda ölüm sebebi ise ” Kronik OBST Rüktif akciğer hastalığı olarak düzeltildiğini, ölümünden sonra mirasçı müvekkillerinin kendilerine intikal eden kredi borcunun hayat sigortasından karşılanması için davalı şirkete müracaat ettiklerinin ancak davalı şirketçe 22/02/2017 günlü verilen muris …nun poliçe başlangıç tarihi olan 22/04/2016 tarihinden önce kalp hastalığının kendisinde mevcut olduğu tespit edilmediğinden bahisle poliçe teminatının ödenmesinden imtina edildiğini, davalı şirketin şartları oluşan teminat bedelini ödemekten imtina etmesi haksız ve hukuki aykırı olduğunu, müvekkillerinin davalı şirketin ödemeden imtina etmesi üzerine kredi taksitlerinin ödediklerini ve ödemeye de devam ettiklerini, her ne kadar poliçe şartlarında borcu kadarı halk bankası Erenler Şubesi kalanı kanuni varislere ödenmesi şerhi bulunsa da dava tarihi itibariyle vadesi geçmiş ödenmemiş taksit bulunmadığı gibi dava süresince geçecek zaman içerisinde temerrüde düşmemek için dava dışı lehtar banka şubesine müvekkillerince ödeme devam edeceğini, bu sebeple de dava tarihi ile karar ve ödeme tarihi arasındaki zaman da dain-i mürtehin ve varislere yapılacak ödeme oranları değişeceğinden 122.486,40TL teminat bedelinin banka şubesinden karar tarihi itibariyle bakiye kredi miktarı sorularak kredi borcunun kapatılmak üzere bu miktar kalanın ihbar edilen banka şubesine kalan kısmının ise müvekkillerine ödenmesi gerektiğini, yine davalı şirkete müvekkillerinin yaptığı bildirime rağmen ödemeden imtina sebebi ile müvekkillerinin muaccel kredi borcu ödediklerinden toplam teminat tutarı üzerinden ticari faizini de hesaplanarak müvekkillerine ödenmesi gerektiğini, davanın ihbarı ile davalı şirketten poliçe teminat bedeli olan 22.486,40TL hayat sigorta bedelinin (dain-i mürtehin bedelinin, kredi miktarında kalan kısmının ihbar edilen banka şubesi kalanı müvekkillere) ölüm tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, yetkisizlik kararı verilmesini, davaya konu sigorta poliçesi üzerinde Türkiye Halkbankası A.Ş.’nin dain-i mürtehin kaydı bulunduğunu, sigortalının bankaya olan borcunu ödenip ödenmediği kredi borcunun kapatılıp kapatılmadığı, araştırılmaksızın hüküm kurulmasının hukuken mümkün olmadığını, dain-i mürkehin alacaklısı bankanın davadan haberdar edilmesi, davanın açılmasına muvafakat verip vermediğinin sorulmasının hukuken zorunlu olduğunu, dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığı, zaman aşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, esasa ilişkin taleplerinde ise müvekkili şirket tarafından bankadan kredi kullanan kişiler isteğe bağlı olarak sigorta kapsamına alınmakta ve vefatları halinde teminat tutarı ile sınırlı olmak üzere kredi borcu bankaya varsa teminatının kalan kısmı ise kanuni mirasçılarına ödendiğini, bu kapsamda muris sigortalı … şirketleri nezdinde davaya konu edilen … başlangıç tarihli … nolu vefat tarihi itibariyle 122.486,40TL teminat bedelli sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alındığını, sigortalının kalp hastalığının bulunduğunu buna bağlı olarak vefat ettiğini, sigortalı sağlık beyan formunda yer alan “şimdi tamamen sıhhatte mi?” sorusuna “kalp, kanser veya AIDS tedavisi gördü mü?” sorusuna ve diğer sorulara “hayır” yanıtını verdiğini, davanın yetki, görev, husumet, zaman aşımı ve esastan reddini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Sakarya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verdiği davanın reddine dair … esas, … karar sayılı kararı, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı ilamı ile; olayda tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle kaldırıldığı, dosyanın kaldırma kararı sonrasında Sakarya …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esasına kaydedildiği, 01.09.2021 tarihi itibariyle mahkememizin faaliyete geçmesi nedeniyle dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı kaldırma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonunda; davacıların murisi Selahattin Ramazanoğlu’nun sağlığında Halkbank A.Ş. Sakarya … Şubesinden 120.000,00 TL bedelli 120 ay vadeli konut kredisi aldığı, bankanın mecbur kılması üzerine bu banka tarafından kendi kuruluşu olan davalı şirketten 27/04/2016 tarih ve … nolu poliçe ile kredi bağlantılı 122.486,40TL teminatlı hayat sigortası yaptırıldığı, poliçe bedeli ise 3,365,14 TL verilen krediden kesilerek peşin tahsil edildiği, davacıların murisinin 15/01/2017 tarihinde koah hastalığı nedeniyle vefat ettiği, vefat sonrası mirasçılarca davalı sigorta şirketine başvurulduğu, yapılan başvuruda muris tarafından kullanılan kredi geri ödemesinin yapılan hayat sigortasınca karşılanmasının istendiği, yapılan başvurunun olumsuz sonuçlandığı, davalı sigorta şirketince davacılara murisin sözleşme yapılan dönemde sağlığı ile ilgili sorulara doğru cevaplar vermediği bu suretle murisin sağlığı hakkında yanlış bilgilendirmeyle sözleşmenin yapıldığı ve bu nedenle ödemenin yapılamayacağını bildirildiği, davacıların bu olumsuz cevap üzerine eldeki davayı açarak davalı sigorta şirketi nezdinde muris tarafından akdedilen hayat sözleşmesi gereğince davalı tarafından ödenmesi gerekli tazminat miktarının tespiti, tüketici kredisinin kullanıldığı bankaya kalan borç nispetinde ödeme yapılması ile fazla kalan kısmın taraflarına ödenmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev, mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında resen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK’nın 115-(2) maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.
28/05/2014 tarihinde yüıürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (3)-1)-k) maddesinde, tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak, aynı Kanun’un (3)-1)-n) bendinde sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak, aynı Kanun’un 3/1-l bendinde tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” şeklinde tanımlanmıştır.
Tüketici Mahkemeleri’nin görevini düzenleyen 73-(1) maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
eldeki olayda, davacıların murisi ile dava dışı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi tüketici kredisi ve temelindeki işlem de bir tüketici işlemi olduğundan, anılan hükümler nedeniyle davaya bakmakla görevli mahkemenin Sakarya Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılarak, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1-c ve 115/2. Maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Sakarya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve harçların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi talep edildiği takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmaması halinde mahkememizce dosyanın resen ele alınarak yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair; davacı vekili ve ihbar olunanın yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2021

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı