Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/779 E. 2023/86 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/779 Esas – 2023/86
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2021/779 Esas
KARAR NO : 2023/86

HAKİM : ….
KATİP :….
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu …. İletişim Hiz. Ltd.Şti faaliyet göstermekte olduğu Turkcell satış bayiliği işletmesini davalı şirket ile yapılan birtakım protokoller ve devirler ile ilgili davalı şirkete 08/02/2019 tarihinde 290.000 TL’ye devrettiğini, devirler ve 08/02/2019 tarihli protokol ile davalı şirket arasında gerçekleştiğini, davalının protokolde belirtildiği üzere müvekkili şirkete 90.000 TL’ni nakit olarak ödediğini, kalan 200.000 TL’nin nakit olarak ödeneceği hususunda kararlaştırıldığını ve bu sözleşmenin taraflar ve şahitler huzurunda imzalandığını, müvekkili şirketin …. İletişim Hizmetleri Ltd.Şti’nin 31/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ile hisse devri ve unvan değişikliğine gittiğini, ticari faaliyetlerine …. …. Kozmetik Medikal Tic.Ltd.Şti olarak devam ettiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete kalan bakiye 200.000 TL’yi ödememesi üzerine 03/09/2020 tarihinde ……… Noterliğinin …. yevmiye numarası ile ihtarname çekildiğini, ihtarname üzerine davalı şirketin sorumluluklarını yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün …./…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takibe itiraz ederek takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle …. İcra Müdürlüğü …….. Esas sayılı icra dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava ehliyeti ve taraf sıfatının bulunmaması nedeniyle müvekkili yönünden husumet nedeniyle, mahkeme yönünden görev ve yetki reddini, davacının protokol şartlarını yerine getirmeyerek devir yapamadığı göz önünde bulundurularak esastan reddini, protokol geçerli kabul edilecekse takas mahsup definin kabulünü ile davanın esastan reddini, …… İcra Dairesinin …./…. Esas sayılı icra takibinin iptalini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
…. İcra Dairesi …./…. Esas sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden dosya arasına alınarak incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı tarafının davalı aleyhine dava konusu edilen 08.02.2019 tarihli işletme devri ile ilgili olarak …. İcra Müdürlüğü’nün …./…. esas sayılı takip dosyası ile 200.00,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 15.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 20.12.2020 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 04.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde özetle 08.02.2019 tarihli devir protokolü ile …. İletişim Hizmetleri Ltd. Şti’nin faaliyet göstermekte olduğu Turkcell satış bayiliği işletmesini 290.000,00 TL bedelle davalı şirkete devrettiğini, davalının 90.000,00 TL’yi nakit olarak ödediğini, kalan bakiye 200.000 TL’nin ödenmediğini belirtmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle husumet yönünden davanın usulden reddini talep ettiği, yetki itirazında bulunduğu, yapılan devir protokolün …’ın ne iş yerini ne de bayiliği devredememesi nedeniyle hükümsüz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili yetki itirazında bulunmuş ise de davalının adresinin Karasu/Sakarya olduğu, HSK’nın kararı doğrultusunda 01/09/2021 tarihinden sonra ilimizde ticaret mahkemesi kurulduğu, mahkememizin yetkisini Sakarya ilinin mülki sınırları olarak belirlendiği anlaşılmakla mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde sunmuş olduğu bayilik devri protokolünün altında …… …. ve …. …. imzaları bulunmaktadır. Türkiye Ticaret Sicil kayıtları incelendiğinde devir protokolünün yapılmış olduğu 08.02.2019 tarihinde …. İletişim Hizmetleri Ltd. Şti’nin yetkilisinin ….a …. olduğu, …. …. 31.12.2019 tarihinde paylarını …. …. devrettiği, 31.12.2019 tarihinden sonra …. İletişim Hizmetleri Ltd. Şti’nin (yeni ismi …. …. Kozmetik Medikal Ticaret Ltd. Şti.) yetkilisinin …. …… olduğu anlaşılmıştır. Düzce Ticaret Sicil Müdürlüğünün 28.11.2022 tarihli müzekkere cevabında …… 31.12.2019 tarihinde şirkete ortak olduğu ve aynı tarihten itibaren aksi karar alınana kadar şirket yetkilisi olarak seçildiği ve yetkisinin halen devam ettiği bildirilmiştir.
Ticari işletmeler ile ilgili “bütünlük ilkesi”nin benimsendiği 6102 sayılı Kanun’un 11. maddesinde ayrıca, ticari işletmenin devri veya diğer hukuki işlemlere konu olabilmesinin şartları düzenlenmiştir (m. 11/3). Buna göre; “Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün halinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikri mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün halinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilân edilir.”
Kanunda devre ilişkin olarak yazılı sözleşme ve ticaret siciline tescil ve ilân gibi şekli unsurlara yer verilmiş; ancak devrin hükmünü ne zaman doğurduğu, yani tescilin kurucu mu açıklayıcı mı olduğu konusunda açık düzenleme yapılmamıştır. TSY m. 133/3’de ise, ticari işletmenin devrinin, devir sözleşmesinin tümünün tescili ile hüküm ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeden, ticaret siciline yapılan tescilin “kurucu” etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
6102 sayılı Kanun’un 11. maddesinin 3. fıkrası ticari işletmenin çeşitli işlemlere konu olmasını ve devir sözleşmesinin kapsamını düzenlemektedir. Ticari işletmenin devrini içeren sözleşme, yazılı şekilde yapılmalıdır. Ancak Türk Ticaret Kanunu m. 11/3’te ticari işletmenin devri sözleşmesinin içeriğine ilişkin her hangi bir şart getirilmemesine rağmen, 27 Ocak 2013 tarihli ve 28541 sayılı R.G.’de yayınlanan Ticaret Sicil Yönetmeliği (TSY) m.133/2’de, ticari işletmenin devri sözleşmesinin hangi hususları içermesi gerektiği belirlenmiş olduğundan, artık bu yazılı şeklin nitelikli (mevsuf) yazılı şekil olarak anlaşılması gerekir. (Prof.Dr. Rıza Ayhan, Ticari İş-Ticari İşletme-Tacir-Ticaret Sicili-Ticaret Ünvanı-Haksız Rekabet, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XVI, sayı 3-4.2012,31-53, s.35-37)
“Ticari işletmenin devri 1 Temmuz 2012 itibariyle hem TTK’da hem de 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (“TBK”) düzenlenir. TSY ise ticari işletmenin devri kapsamında düzenlenecek devir sözleşmesinin içereceği konularla birlikte bu sözleşmenin ticaret siciline ve ilgili diğer sicillere tesciline ilişkin hususlara açıklık getirir.(sf. 992) TTK ise eski TTK’da şekil açısından yer almayan bir açıklık getirir. TTK m. 11/3’de yazılılık koşulu özellikle vurgulanır: “Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün halinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir”. Yazılılık şartı TSY m. 133/2’de de açıkça düzenlenir. Bununla birlikte, yazılı şeklin geçerlilik şartı olup olmadığına dair kanun koyucu bir açıklık getirmez. Öğretide, ağırlıklı görüş bu yazılı şeklin geçerlilik şartı olduğunu belirtir. Biz de TTK m. 11/3’ün açık ve taraflara aksini öngörme şansı bırakmayan düzenlemesi çerçevesinde yazılı şeklin geçerlilik şartı olduğu görüşündeyiz.”(Prof. Dr. H. Ercüment ERDEM, Türk Ticaret Kanunu Uyarınca Ticari İşletmenin Devri, Yaşar Üniversitesi E-Dergisi, Cilt 8, Sayı Özel, 2013, sf. 987-1018, )
Düzce Ticaret Sicil Müdürlüğünün 28.11.2022 tarihli müzekkere cevabında …. İletişim Hizmetleri Ltd. Şti’nin ticaret sicil dosyasında Turkcell bayisinin devrine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 21.11.2022 tarihli cevabi yazısından davalı …. Bilişim İnşaat Mobilya Taşımacılık Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti’nin davacı şirketi devir almasıyla ilgili herhangi bir tescil ve belgenin bulunmadığı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğünün 21.06.2022 tarihli cevabi yazısında davacı şirketin davalı şirkete Turkcell bayisi devri yaptığına dair bir kayda rastlanmadığı mahkememize bildirilmiştir.
…. İletişim Hizmetleri Ltd. Şti’nin faaliyet göstermekte olduğu Turkcell satış bayiliği işletmesinin devrine ilişkin yapılan sözleşmenin ticari işletmenin devri niteliğinde olduğu, yukarıda açıklandığı üzere yapılan bu devrin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerektiği ancak ticaret sicilinden gelen kayıtlara göre bayiliğin devrine ilişkin tescil ve ilanın bulunmadığı, ayrıca sözleşmede …. İletişim Hizmetleri Ltd. Şti adına imzası bulunan …. …. bayilik devrinin yapıldığı tarihte şirketin yetkilisi olmadığı, devir tarihinden sonra 31.12.2019 tarihinde şirkete ortak olduğu ve aynı tarihten itibaren aksi karar alınana kadar şirket yetkilisi olarak seçildiği anlaşılmış davacı ile davalı arasında yapılan 08.02.2019 tarihli sözleşmenin hükümsüz olması nedeniyle davacının davalıdan icra takibine konu işletme devrinden bakiye kaldığı belirtilen bedeli talep edemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalı kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de, dosyada davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğunu gösteren bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından bu talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 2.235,60-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 31.000,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Fazla yatan gider avansı karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin(e-duruşma vasıtasıyla) ve davalı vekilinin (e-duruşma vasıtasıyla) yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
02/02/2023

Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı