Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/727 E. 2021/221 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/727 Esas – 2021/221
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/727 Esas
KARAR NO : 2021/221

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 27/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının Hendek İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile davacı-borçlu hakkında icra takibi yapıldığını ve 29.663,23 TL takip çıkışlı örnek 10 nolu ödeme emrinin tarafına gönderildiğini, ödeme emrinin davacı-borçluya 29/12/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, her ne kadar takip kambiyo senedine dayanmakta ise de takibe dayanak yapılan 23/08/1994 düzenleme, 30/10/2015 vade tarihli 10.000 Dolar meblağlı bir adet bono üzerindeki borçlu imzasının müvekkili davacı-borçluya ait olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığı gibi senet üzerindeki imzada kendi el ürünü olmadığını, Hendek İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin tüm taşınmazlarının sözde borçta dolayı haczedilmiş ve satış aşamasında olduğundan telafisi imkansız zararların önüne geçmek adına tedbiren tüm satış işlemlerinin ve takibin durdurulmasına karar verilmesini, davacının Hendek İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin ve takibe konu 23/08/1994 tanzim 30/10/2015 vade tarihli bononun iptaline, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davalı alacaklının aleyhine %100 oranında şayet mahkemece uygun görülmediği takdirde %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu satış sözleşmesi ve bononun geçerli ve usulüne uygun olarak düzenlendiğini, tanzim tarihi ile vade tarihi arasında 21 yıllık süre olması borcun bulunmadığı anlamı taşımadığını, dava konusu senedin teminat senedi niteliğini haiz olmadığını, davanın reddini, HMK madde 213 uyarınca davacı aleyhine celse harcına hükmedilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m.114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m.115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
HMK’nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek “Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” ifadesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m.5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Hukuk Genel Kurulunun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645;14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660; 18.02.2015 gün ve E:2013/19-1362, K:2005/826 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Somut uyuşmazlık, dava dilekçesi ile cevap dilekçesi içeriği ve sunulan delillere göre , taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığının iddia edildiği, buna göre davacının salt kambiyo senedine dayanmadığı, dolayısıyla az yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararlarına göre davacı temel ilişkiye dayandığından mevcut olaya temel ilişkiye dayanan hukuk kurallarının uygulanmasının gerektiği, Bu kapsamda davacının iddiasına göre sözleşmenin kira sözleşmesi olduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. Maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılarak mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın görevli Hendek 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince davaya gönderme kararından sonra görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerini görevli mahkeme tarafından hükmedilmesine, davaya görevli mahkeme tarafından devam edilmemiş ise resen mahkememiz tarafından yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 27/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı