Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/696 E. 2022/1355 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/696 Esas – 2022/1355
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/696 Esas
KARAR NO : 2022/1355

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ :…
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında, müvekkil şirketin rücuen alacağının tahsili amacıyla Sakarya…. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibene girişilmiş anacak davalı borçlunun söz konusu takibe ilişkin ödeme emrinin kendisine tebliğinden sonra haksız olarak borca itiraz etmiş olduğunu, borca itiraza ilişkin tebligatın taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu, borçlu hakkında açılacak itirazın iptali davasına dayanak olarak zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa başvurulmuş ancak borçlu ile yapılan arabuluculuk müzakerelerinde anlaşma sağlanamamış olduğunu, 08/07/2021 tarihli arabuluculuk son tutanağının9 dava dilekçesi ekinde sunulmuş olduğunu, mevcut durumda, borçlunun haksız itirazının iptali amacıyla süresi içerisinde iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalının, müvekkil şirkete tarafından kendisine gönderilen ihtar yazısına ve diğer tüm sözlü sulh görüşmelerine rağmen ödeme yapmaktan imtina etmiş, borçtan sorumlu olduğunu kabul etmemiş olduğunu, yukarıda izah edildiği üzere arabulculuk görüşmelerinden de bir sonuç elde edilmemiş olduğunu, tüm bu nedenlerle; Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibine yönelik davalının haksız ve dayanaksız itirazının iptali ile icra takibinin devamını, takibe kötü niyetli olarak itiraz eden davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, dava sonucunda dava konusu alacakların semeresiz kalmasını önlemek amacıyla davalıya ait malvarlığına ve banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vakalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 17/12/2021 Havale Tarihli cevap dilekçesinde özetle;”Davacının, dava dilekçesinde 07/06/2019 tarihinde, müvekkile ait iş yeri olan…’den … A.Ş şirketine sızan sular neticesiyle zarara uğradıkları bahisle müvekkil şirkete rücu ettiğinin, Mevcut olaydan dolayı, müvekkilin şirketinin bakım ve yükümlülüğünü yerine getirmediğini iddia ederek ve ağır kusurlu olarak tam ve mutlak sorumlu olduğunu ifade etmiş olduğunun, davacının ileri sürmüş olduğu sebepler hukuku mesnetten yoksun olduğunun, dava konusu olayda zarar gördüğü iddia edilen Gencallar şirketi, yükümlülüğü olmasına rağmen, kendisine ait bir gider borusu bulunmamakla birlikte Saski’ye de böyle bir gider borusu bağlamadıklarının, bu konuda, defalarca uyarılmasına rağmen kendi giderini ayırmamış ve müvekkile ait iş yerinin kuyu ve borularını ortak kullanmaya devam ettiklerini, hali hazırda müvekkil iş yeri ile hala kuyu ve boruları da ortak kullanmaya devam ettiklerini, müvekkilin dava konusu olayda hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının, somut olayın meydana gelmesine neden olan tıkanmanın, iç hatlarda oluşmamış olup, Saski’ye ait gider ana borusunun tıkanması sebebiyle zararın meydana geldiğinin, bu durumun bilirkişi incelemesiyle ile de tespit edileceğinin, davacı sigorta şirketinin ekspertizi tarafından tutulan raporun taraflı ve yaşanan duruma uygun olmadığından dolayı kabulünün taraflarınca mümkün olmadığının, müvekkil şirketin kendisine ait tüm bakım ve sorumluluklarını yerine getirmiş ve dava konusu olaya müvekkilin sebebiyet vermemiş olduğunun, tüm bu nedenlerden dolayı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddini, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde cevap dilekçesi sunmuştur.
Davacı …A. Ş.’ne 07/06/2019 tarihli olaya ilişkin …nolu poliçe, Hasar dosyası, Ekspertiz raporu, Ödeme belgeleri, Olaya İlişkin fotoğraflar, Hasara uğranan malzemelere ilişkin ait bilgi, fatura, piyasa rayiç araştırmasına ait tüm belgeleri ile olaya ilişkin diğer tüm belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Sakarya … İcra Müdürlüğü’ne … Esas sayılı dosyasının mahkememize gönderilmesi için müzekker yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve bu hususta redde ilişkin gerekçeli ara karar oluşturulmuştur.
Mahkememizce mahallinde 21/02/2022 günü saat: 09:30′ da keşfin icrasına karar verilmiş olup, 21/02/2022 tarihinde keşif yapılmıştır.
Harita Mühendisi Bilirkişisi…, Makine Mühendisi Bilirkişisi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişisi … 12/04/2022 Tarihli bilirkişisi raporunda özetle; “Sonuç ve Kanaat: Saski’nin ragor tıkanması sonucu su basmasını önleyici tedbirleri almamakla hizmet kusuru işlediğini ve bu nedenle %30 kusurlu olduğunun, “Yapı Maliki” Bakım, onarım önlem alma, özen gösterme ödevinin başkalarına verilmiş ya da zararın başkalarının eyleminden kaynaklanmış olsa dahi doğan zararlardan sorumlu olacağının, bu nedenle yapı malikinin sorumluluğunu kaldıran hallerin mevcut olmadığından tesisatta keşif esnasındaki tespitlerde görüleceği üzere periyodik bakım yapılmadığı ve sızdırma problemlerinin tespiti ile %70 kusurlu olduğu görüş ve kanaatindeyiz.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davalı vekili 12/04/2022 Tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde özetle; “Dava konusu olayın meydana geldiği taşınmazın bulunduğu alanda yapılan keşif sonrasındaki dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının hatalı, eksik ve hukuka aykırı olduğunun, tüm bu bulgular incelendiğinde zarar sebep olabilecek eksikliklerin taşınmazın bakım ve onarım yükümlülüğünü yerine getirmemekten değil, yapının proje aşamasındaki olması gereken özelliklerden olacağının, mevcut bilirkişi raporunda, davalı müvekkilinin yapı maliki olarak belli başlı sorumlulukları ve eksiklikleri sonucu kusur oranının belirlenmiş olduğunun, ancak müvekkilin mevcut olayın gerçekleştiği yapıda bina sahibi değil kiracısı olduğunun, dolayısıyla kusura sebebiyet vermesi ihtimali olan eksikliklerin bakım ve onarım yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanmamakta olduğunun, tüm bu nedenlerden dolayı, dosyadaki mübrez bilirkişi raporunun hatalı ve eksik olduğunun, dolayısıyla mevut raporun hükme esas alınmasının, usule ve yasaya aykırı olduğundan açıklanan nedenler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi Av. …17/04/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; ” 07/06/2019 tarihinde meydana gelen su sızıntısından sonra oluşan zarardan, yapı sahibi tarafın, %70 kusurlu olduğunun kabulü halinde, davalının, davacı tarafından yapılan ödeme sonrası rücuya konu alacağı olarak icra takip konusu yaptığı, 9.062,30-TL ana para ve 234,63-TL ise takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz alacağından sorumlu olacağına ilişkin görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili dosyada mübrez 12/04/2022 ve 17/04/2022 tarihli bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; “12/04/2022 tarihli kusur tespitine yönelik alınan bilirkişi raporunda dava konusu hususların ayrıntılı olarak incelenmiş ve hasarın gerçekleştiği yerlerin fotoğraflanmış olduğunun, tüm bu tespitler ışığında; davalının gerekli bakım ve onarımı yaptırmadığı, önlem almada savsama ve özensizlik gösterdiği yönünde kanaatin bildirilmiş olduğunun, bakım, onarım, önlem alma, özen gösterme ödevini yerine getirmeyen davalı yapı malikinin kusurlu olduğunu tespitinin yapılmış ancak kusur oranı olarak %70 kusurludur denilmiştir. Davalının gerçekleşen hasarda % 100 kusurlu olduğunun, raporda yapılan bu hatalı ve hukuka aykırı tespiti kabul etmelerinin mümkün olmadığının, dava konusu hasara ilişkin mübrez tüm tutanakların, tespitlerin ve ekspertiz raporunun dosyada mevcut olduğunun, incelemelere dayanak alınması gerektiğini tekrar ettiklerinin, iş bu itirazlar doğrultusunda, dosyanın alanında uzman bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınması amacıyla dosyanın bilirkişilere tevdi edilmesini, dava dosyası hakkında, itiraz ettikleri hususlar yönünden ek bilirkişi raporu alınmasını talep ederiz,” şeklinde dilekçe sunmuştur. –
Harita Mühendisi Bilirkişisi …, Makine Mühendisi Bilirkişisi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişisi… 21/06/2022 Tarihli bilirkişisi Ek raporunda özetle; “SONUÇ: %40 oranında Davalı …Ltd. Şti, %30 oranında Taşınmaz maliklerinin …, … … ve … %30 oranında Saski’nin kusurlu bulunduğu görüş ve kanaatindeyiz,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 21/06/2022 Havale Tarihli Bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; “Raporda tespit edilen kusur oranlarını kabul etmediklerinin, davalının gerekli bakım, onarım, önlem alma, özen gösterme ödevini yerine getirmediğinin ortada olduğunun, dava konusu hasarın, davalının kusurlu eylemleri sebebiyle gerçekleşmiş olduğunun, davalının gerçekleşen hasarda % 100 kusurlu olduğunun, raporda yapılan bu hatalı ve hukuka aykırı tespiti kabul etmelerinin mümkün olmadığının, dosyadaki mübrez raporun, kök rapor ile ve ek raporun kendi içerisinde çelişkili ve hatalı olduğunun, hukuki tespitlerin hatalı olarak yapılmış ve dava konusu hasara ilişkin yeterli bir raporun alınmamış olduğununu, raporu hükme esas alınacak nitelikte olmayıp, dosya hakkında alanında uzman bir bilirkişi heyetinden yeri bir bilirkişi raporu alınmasının zaruri olduğunun, tüm bu nedenlerle; raporu belirttikleri yönlerden kabul etmediklerini beyan ettiklerini, dava dosyası hakkında, alanında uzman bir bilirkişi heyetinden yeni bir bilirkişi raporu alınmasını, mahkeme aksi kanaatte ise itiraz ettikleri hususlar yönünden ek bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
4-6102 sayılı TTK ‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir.Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. ‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya , zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.
5-Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (6098 sayılı TBK’nın 49.maddesi) Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. (6098 sayılı TBK’nın 50/1.maddesi)
6- Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. (6098 sayılı TBK’nın 61.maddesi)
Somut olayda;
7-Davacı tarafından davalı aleyhine Sakarya…İcra Müdürlüğünün…sayılı takip dosyası ile davacının sigortalısının uğradığı hasar nedeniyle davacının yaptığı ödemenin tahsili için 9.062,30 TL asıl alacak ve 234,63 TL takip öncesi işlemiş faiz olma üzere toplam 9.296,93 TL üzerinden icra takibine girişildiği, ödeme emrinin davalıya 20.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun ödeme emrine 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük süre içinde itiraz ettiği, eldeki davanın aynı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık süre içinde, 01.11.2021 tarihinde açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, tarafların tüzel kişi tacir olduğu ve olayın tarafların ticari işletmelerini de ilgilendirdiği, dolayısıyla nispi ticari dava niteliğinde olduğu ve mahkememizin görevli olduğu anlaşılarak, esasa geçilmiştir.
8-Dosya içerisinde bulunan Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı ile İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı ve Sakarya Ticaret ve Sanayi Odasının yazı cevaplarına göre; davacının dahili su sigortası ile sigortalısı olan… A.Ş.’nin ve davalının iş yeri adreslerinin Semerciler Mahallesi Çark Caddesi no:19/A Adapazarı/Sakarya olduğu, rizikonun gerçekleştiği 07.06.2019 tarihinde davalının ve davacının sigortalısının aynı binada bulundukları anlaşılmıştır.
9- Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davacının sunmuş olduğu hasar dosyası alınmış, dava dışı SASKİ’ye 07.06.2019 tarihindeki işyerinde veya civarında arıza olup olmadığı varsa ilgili işlemlerin gönderilmesi istenmiş, SASKİ tarafından anılan tarihte 3 adet iş emri olduğu bildirilmiş ve ilgili evraklar dosyaya gönderilmiştir. Yine davaya konu işyerinin tesisat projesi ve tapu kayıtları dosyaya alınmıştır. Yine olaya ilişkin tanık…’ın beyanları alınmıştır.
10- Taşınmaz başında 21.02.2022 tarihinde bilirkişi heyetiyle birlikte keşif yapılmıştır. Keşif sonucu dosyaya sunulan 12.04.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu tanzim edilmiş ise de; anılan raporda davalının taşınmazın malikiymiş gibi değerlendirildiği ve kusur oranlarının buna göre belirlendiğinin anlaşıldığı, ancak dosyaya gelen tapu kaydına göre dava konusu taşınmaz maliklerinin dava dışı …, …, … ve … olduğunun anlaşıldığı, davalının bina maliki veya taşınmaz maliki olmadığının anlaşıldığı, tanık… beyanına ve davalı beyanlarına göre davalının taşınmazda kiracı sıfatı ile bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenlerle anılan rapordaki davalının malik olduğu yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğu, bu haliyle raporun dosya içeriğiyle uyuşmadığı anlaşılarak, kiracı olan davalının meydana gelen zararda kiracı sıfatıyla herhangi bir bakım veya eksikliği var ise bu husus açıklanarak kiracının kullanımdan kaynaklı varsa kusurlu hareketinin mevcut zarara sebebiyet verip vermediği vermiş ise bunun oranı tespit edilerek yeniden rapor tanzim edilmesi istenmiştir.
11-Dosyaya sunulan 21.06.2022 tarihli raporda davanın sorumluluğu kiracı olarak değerlendirilmiştir. Buna göre; Kiracının kullanmakta oldukları taşınmazda yaptıkları iş nedeniyle (sıcak su ,asitli su , yağlı atıklar gibi) tesisatta aşındırma ve tıkanma ile sızdırma problemlerine sebebiyet verecek nitelikte işler yapmakta olduklarından; 6331 sayılı yasaya göre çıkarılan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği’nin Ek III Bölümünün 2.3. Tesisatlar maddesinin, 2.3.1. bendi “ilgili standartlarda aksi belirtilmediği sürece tesisatların periyodik kontrolleri yılda bir yapılır” hükmü gereği düzenli olarak en az yılda bir defa tüm temiz ve pis su tesisatının gözden geçirilmesi eksikliklerin giderilmesi mevcut olan ya da olma riski bulunan kısımlarda gerekli tadilat ,tamirat ve değişiklikleri yetkili bir firmaya yaptırmak ve yapılan denetim değişiklik ve tadilatların raporlarını alıp muhafaza etmek zorundadırlar. Bu durumda kiracı durumundaki davalı “Bakım, onarım, önlem alma, özen gösterme ödevi”ni yerine getirmemiş oldukları, Dava konusu binada ; …. Ltd. Şti gerekli bakım onarımı yaptırmamış, önlem, tedbir alma hususnda özensizlik göstermiş oldukları dosya içeriğinden anlaşılmakla dava konusu olayın yaşanmasında %40 oranında sorumlu olduğu, dava dışı kayıt maliklerinin yapı sahibi olarak %30 sorumlu olduğu, SASKİ Rogar tıkanması sonucu su basmasını önleyici tedbirleri almamakla hizmet kusuru işlediği ve bu nedenle %30 kusurlu olduğu bildirilmiştir. Anılan raporun dosya kapsamıyla uyumlu olduğu anlaşılarak anılan rapor hükme esas alınmıştır.
12- Dosyaya sunulan 17.04.2022 tarihli hesap bilirkişisi raporuna göre davacı sigortacının meydana gelen olay nedeniyle 10.062,32 TL zararının oluştuğu, 1.000 TL sovtaj bedeli düşüldüğünde davacının sigortalısına 28.09.2020 tarihinde 9.062,30 TL ödemede bulunduğu, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş yasal faizin ise 234,63 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmış, ortaya çıkan bu zarardan, yukarıda 6 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere, davalının dava dışı diğer sorumlular ile birlikte borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduğu, davacının sigortalısına ödeme yaparak yukarıda 4 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere 6102 sayılı yasanın 1472.maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğu anlaşılarak 9.062,30 TL asıl alacaktan ve ödeme gününden takip tarihine kadar işlemiş 234,63 TL’den davalının sorumlu olduğu, bu nedenle davalının takip dosyasına yaptığı itirazında haksız olduğu anlaşılmış, alacak miktarının likit olması ve davalının itirazında haksız olması nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesi gereği davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
13- Her ne kadar taraf vekilleri ek kusur raporuna itiraz etmişler ise de, raporda sorumluluk nedenlerinin yeterince açıklandığı, davalının kiracı olarak değerlendirilerek buna göre değerlendirme yaptıkları, raporun hüküm vermeye elverişli olduğu da nazara alınarak itirazları yerinde görülmemiştir.
Hüküm: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı borçlunun Sakarya …. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Davalı itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 9.062,30 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 635,07-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 112,29-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 522,78-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrad Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 112,29-TL Peşin/nisbi Harcı, 571,90-TL Keşif Harcı, 2.400,00-TL Bilirkişi ücreti, 608,03-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 3.751,52TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı,verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/09/2022

Katip…
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı