Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/692 E. 2023/22 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/692 Esas – 2023/22
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/692 Esas
KARAR NO : 2023/22

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …

DAVALI : …
VEKİLLERİ :…

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı… ile davalı şirket arasında “… İnşaatı” işinin elektrik işlerinin yapılması konusunda 17/02/2021 tarihli sözleşme ile anlaşmaya varıldığının, sözleşmenin davacı tarafından bizzat, davalı şirket için ise davalı şirket yetkilisi sıfatı ile… tarafından imzalandığının, davacının, davalı şirket ile aralarındaki sözleşme uyarınca işe başlamış yaptığı hizmete karşılık olarak da 19/03/2021 tarihli ve 250.000,00-TL ile 23/06/2021 tarihli ve 145.256,01-TL bedelli olmak üzere toplam bedelleri 395.256,01-TL olan iki adet faturanın düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafça bu faturaların içeriklerine ya da fatura bedellerine itiraz edilmemiş olduğunu, davalı şirket tarafından söz konusu faturalar için davacıya yalnızca 50.000,00-TL ödeme yapılmış olduğunu, ancak geri kalan bedeller için herhangi bir ödemede bulunulmadığını, ödeme alamayan davacının, alacağını tahsil edebilmek amacıyla Sakarya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış olduğunu, fakat davalı şirketin dava konusu icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinin ve takibin durmasına sebep olduğunun, davalı şirketin, davacıya olan borcunu zamanında ödememesi nedeni ile davacı tarafın maddi anlamda büyük zarara uğradığını, davalı şirkete yaptığı iş için mal aldığı firma ve kişilere olan borçlarını para almaksızın kendi cebinden ödemek zorunda kalmış olduğunu, yine kendi iş yerine alması gereken malzemeleri almakta zorlanmış olduğunu, ödemelerini yapamaz hale gelmiş olduğunu, tüm bu nedenlerle; itirazın iptali talepli davanın kabulü ile davalının borçlusu olduğu Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılıdosyasında; toplam 258.745,09-TL alacağın ve bu rakama takip tarihinden itibaren işleyen faizine yönelik olarak; davalı /borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptalini, davalının / borçlunun yaptığı haksız itirazla takibin durmuş olması sebebiyle alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 30/01/2022 Havale Tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Huzurda görülen davanın Sakarya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali amacıyla sübut bulmuş olduğunu, itirazın iptali davasının, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olduğunu, bu nedenle takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılığının esas olduğunu, icra takibine etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olan, takibe ve itiraza konu olan alacak olduğunu, itirazın iptali davasında takibe konu alacak sebebinin değiştirilemeyeceğini, itirazın iptali davalarında alacaklının, icra takibinin dayağı olan belgeler dışında başka belgelere dayanamayacağını, davacının söz konusu iddialarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, başlatılan icra takibinde borcun kaynağı olarak iddia edilen 01/02/2021 tarihli “Elektrik Malzemeli Yapım Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ve faturaların yer almamakta olduğunu, davacı yanın icra takibinin dayanağı olan belgelerden farklı bir belgeye dayanmaya çalışmakta olduğunu, Hukuk Genel Kurulunun14/11/2011gün 2011/19-671 E,., 2011/749 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, itirazın iptali davalarında alacaklının, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgeleri dayanamayacağını, bu sebeple davacının davasının reddinin gerekmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle; davacı yanın hukuki mesnetten yoksun iş bu davacının reddini, davacının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine girişmiş b ulunması sebebiyle İcra ve İflas Kanunun 67/2. Maddesi uyarınca alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Yalova … Noterliğine müzekkere yazılarak … yevmiye numaralı 08/07/2021 tarihli ihtarnamenin onaylı bir suretinin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Fen İşleri İdaresine; taraflar arasında imzalanan 17/02/2021 tarihli sözleşme ve Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Hendek İtfaiye Binası Yapım işine ait kayıt ve belgelerin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce Sakarya İl Sağlık Müdürlüğüne Sakarya Korucuk L1 Tipi Halk Sağlığı Laboratuvarı Yapım İnşaatı hak ediş raporları ve ilgili tüm belgelerin gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 14/04/2022 Celse Tarihli duruşma zaptında davacı tanığı…alınan ifadesinde; “Ben … firmasında saha şefiyim, halk sağlığı yapım inşaatı elektrik işleriyle ilgili bizim firmamızı görevlendirdiler, davalı tarafça biz işlerimizi bitiremeden tamamlayamadan davalı firmayla arada anlaşmazlık çıkınca sahaya bizi sokmadılar, alt yapı işlerini, trafo işlerini, sac tava işlerini bitirmiştik, yaklaşık olarak işin %40-%50’lik kısmını bitirmiştik, sonra bize işi veren firma ile anlaşmazlık çıkınca işleri tamamlayamadık, davalı firmadan ödeme talebinde bulunduk, davalı firma bize ödemede bulunmayınca malzemeleri alamadık, fiyatlarda artış olduğundan kaynaklı aradaki farkı davalı firmadan talep ettik, ancak fiyat farkları bize ödenmedi, biz yaptığımız işleri İl Sağlık Müdürlüğündeki … adlı kişiye bildiriyorduk buna ilişkin kontrolleri…bey yapıyordu ,dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; tanık: biz 2021 yılının Şubat ayında inşaattaki elektrik altyapı işlerine başlamıştık, ödemeye ilişkin 2021 yılı Mayıs ayları içerisinde bize işi veren firmayla anlaşmazlıklar çıktı, mayıs ayından haziran ayına kadar çalışmaya devam ettik, ancak haziran ayının ortalarında başka firmayla anlaştıklarını söyleyerek bizi şantiyeye almadılar, elektik işlerinin yapımında bizden kaynaklı aksaklıklar meydana gelmemiştir, davalı firma tarafından yaşanan aksaklıklar nedeniyle işi tamamlayamadık dedi. “şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 14/04/2022 Celse Tarihli duruşma zaptında davacı tanığı …alınan ifadesinde; “Ben …Elektrik adlı firmada çalışıyorum, yaklaşık 2016 yılından beri … Elektrik ve Otomasyon firmasının trafo işlerini yapıyorum, halk sağlığı laboratuvarı binası elektrik altyapı işlerine ilişkin trafoların, panellerine kadar, alt yapı kabloları da dahil bizim tarafımızdan yapılmıştır, … elektrikle aramızdaki sözleşme kapsamında bize yüklenen işleri tamamlayıp teslim ettik, …. elektrikten sonrasında alacağımızı aldık, yapılan işlemlerin sedaşa kabulünü biz berk elektrik adına yaptık, dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; 2021 yılının şubat ayında elektrik işlerine başlayıp, hatırladığım kadarıyla mart aylarında işleri teslim ettik, 240.000,00 TL bedel civarında … elektrik firmasıyla anlaşmıştık, ayrıca yapılan iş kapsamında led paneller … inşaata satmıştık, faturaları mevcuttur, geçici kabulü ağustos ayının başı gibi yapmıştık evraklar sedaşta mevcuttur dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 14/04/2022 Celse Tarihli duruşma zaptında davacı tanığı… alınan ifadesinde; “Ben Halk Sağlığı laboratuvarı yapım inşaatının elektrik işlerinde….firmasında çalıştım, biz elektrik tava işlerini yapmıştık, biz tava işine mayıs ayında başladık, haziranda yapacağımız işi bitirdik, sonrasında kablolama işleri kaldı, onları yapmak için ve malzememizi almak için gidince biz başka elektrik firmasıyla anlaştık, işleri onlara verdiklerini söylediler,… ile işleri veren firma arasında anlaşmazlıklar sonrasında yaşanmış, bize yüklenen ağır işlemleri biz bitirdik, sonrasında kalan kablolama işini bizi sokmadıkları için yapamadık, malzemeleri de alamadık, dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; İnşaat alanında kablolar, elektrik tavaları hilti kaldığını hatırlıyorum, ne kadar miktarda kaldığını tam hatırlamıyorum, yaptığımız işleri Halk Sağlığı müdürlüğünden gelen mühendis olduğunu düşündüğüm kişi tarafından denetleniyordu dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; Gelen mühendis bize sadece yapılan işlerin uygun olduğunu söylüyordu buna ilişkin herhangi bir tutanak tutulmuyordu, işlerin uygun yapıldığı söylenince biz de işler devam ettik, ana yüklenici firmada bizim yapıp teslim ettiğimiz işlere ilişkin bilgiler mevcuttur dedi. “şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dava konusu faturalardan kaynaklı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış kapanış onaylarının yapılıp yapılmadığı hususlarında rapor aldırılmak üzere dosya aslı Mali Müşavir Bilirkişisi …’a 17/10/2022 tarihinde tevdi edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişisi… 19/10/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporunda özetle; “SONUÇ: Davalının kendi ticari defterlerinde davacıya 96.500,00-TL borcu bulunduğunu, iade edilen …nolu faturanın geçerli kabul edilmesi durumunda borç tutarının 241.756,01-TL olarak kabul edilmesi, davacının kendi ticari defterlerinde davalıdan 66.256,01 TL alacaklı olduğu, dava açılan çeklerin ödenmediği şeklinde hesaplama yapıldığında bu tutarın 266.256,01 olarak kabul edilmesi, … nolu faturanın geçersiz sayılması durumunda ise 121.500,00 TL alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı ve davacı tarafından Ba-Bs formlarında beyan edildiği, davalının… nolu faturaya karşılık iade faturası düzenlediği ve bu tutarı kayıtlarında borçlarından düştüğü, buna karşılık davacı tarafında bu tutarın alacak olarak göründüğü, davalı ticari defterlerinde 28.02.2021 tarihli 24.500,00 TL tutarlı çek ödemesi kaydı bulunduğu, buna karşılık davacının ticari defterlerinde bu şekilde bir kayıt bulunmadığı bunun dışındaki tutarların birbirini teyit eder durumda olduğu görüş ve kanaatindeyim,” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili 19/10/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun incelendiğinde dava konusu borca ilişkin yeterli açıklama getirmediği, hatta açıklama getirmek bir yana daha çok kafa karışıklığı yarattığının görüldüğünün, dosyaya sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde; rapor ile açıklanması istenen hususların yeterli ve anlaşılır bir şekilde izah edilmediği, yine raporun bilimsellikten uzak bir şekilde hazırlandığını, dava konusuna ilişkin aydınlatıcı özellikte olmadığı, bu itibarların yargıtay’ın kararlarında belirttiği denetime elverişlilik koşuluna taşımadığının açık olduğunu, bu haliyle bilirkişi raporunu hükme esas almanın doğru olmayacağını, tüm bu nedenlerle; dosyaya sunulan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, yen bir rapor aldırılmak üzere doyanın yeniden bilirkişiye tevdine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 19/10/2022 Havale Tarihli Bilirkişi raporuna karşı 08/11/2022 Havale Tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; Dosyada yer alan hakkediş kayıtlarının da incelenerek yen bir rapor düzenlenmek üzere dosyanın inşaat mühendisi, elektrik mühendisi ve mali bilirkişisinin aralarında bulunduğu heyete tevdini talep etmiştir.
Tarafların usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava Sakarya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
“…İtirazın iptali davası müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Madde metninde de açıkça belirtildiği üzere takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı genel mahkemede açılır ve genel hükümlere göre görülür. Alacaklı bu davada genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava etmektedir.
İtirazın iptali davası itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı yan isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır.
Diğer taraftan, İİK’nin 67.maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açamamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira süresi içinde açılan dava itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması hâlinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olduğunda ve itirazın iptali davası için bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağının bulunmadığında kuşku bulunmamaktadır.
Genel hükümlere göre her türlü ispat olanağının varlığı, takip talebinde yer alan borç sebebinden ve takip dayanağından uzaklaşmak anlamında düşünülmemelidir. Burada sadece icra mahkemesinin dar yetkisi nedeniyle inceleyemediği delillerin genel mahkemede serbestçe ancak borca bağlı olarak ileri sürülmesi olanağının varlığı söz konusu olmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Denizli…. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında; dava dışı D… A.Ş. tarafından borçlular … Pamukkale… A.Ş. …, …ve aleyhine “kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” sebep gösterilmek suretiyle, toplam 12.614,71TL’nin tahsili için 18.09.2007 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış, takip alacağı 29.09.2010 tarihli sözleşme ile …A.Ş. tarafından… A.Ş.’ye temlik edilmiş, davalı-borçlu tarafından 15.12.2011 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edilmiş ve takibin bu borçlu yönünden durduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Şu durumda bizatihi kendisi bir borç sebebi ve dayanağı teşkil eden ancak takipte dayanılmayan genel kredi sözleşmesinin itirazın iptali davasında kullanılması davanın yukarıda açıklanan niteliği ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca takip talebinde “kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” yazmakta olup, ihtarname takip talebine eklenmiş ise de ihtarnamenin amacının genel olarak borcun varlığına delalet etmeyip, borçluyu temerrüde düşürmekten ibaret olduğu cihetle itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılığın asıl olmasına göre kaynak belgeye (temel alacak-sözleşme) itibar edilmesi gerekmektedir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.02.2020 Tarih 2017/19-2076 Esas, 2020/117 Karar)
“…Bilindiği üzere, İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davaları icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olup bu davaların görülebilmesi, öncelikle, usulünce açılmış ve geçerli bir icra takibinin bulunmasına bağlıdır. Bir başka söyleyişle, itirazın iptali davaları bakımından, ortada geçerli bir icra takibinin bulunması, 6100 sayılı HMK’nın 114/2. maddesi çerçevesinde, İİK’dan kaynaklanan bir dava şartı olup HMK’nın 115/1. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece gözetilmelidir. Öte yandan anılan nitelikteki dava şartının dava sırasında tamamlanabilir nitelikte olmadığı kuşkusuzdur. Bir başka deyişle, başlangıçta geçerli olarak başlatılmayan bir icra takibinin daha sonra, özellikle söylemek gerekirse itirazın iptali davası sırasında geçerli hale gelmesi yahut getirilmesi yasal olarak mümkün değildir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.12.2021 Tarih 2020/4496 Esas, 2021/6716 Karar)
“…İtirazın iptali davaları bakımından usulüne uygun bir ilamsız takibin yapılması ve bu takipte davalı-borçlu tarafından itiraz edilmiş olması bir dava şartıdır…” (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07.07.2020 Tarih 2019/1853 Esas, 2020/1348 Karar)
“…İtirazın iptali davası, Kanunda “İtirazın Hükümden Düşürülmesi” ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamını amaçlayan bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İİK’nun 58. maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmesi ve borç bir belgeye dayanıyorsa bu belgenin takip talebine eklenmesi gerekir. Anılan Kanun’un 60. maddesine göre de ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Ödeme emrini alan borçlu borcun sebebine ve takibin dayandığı belgeye göre aleyhindeki ilamsız icra takibine itiraz edebilir. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım, itirazın iptali davasının konusunu oluşturur…” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 01/06/2020 Tarih, 2017/1273 Esas 2020/1442 Karar)
“…İİK’nın 58. maddesinde; takip talebinin icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda yapılacağı ile senet, senet yoksa borcun sebebinin belirtilmesi gerektiği, alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdiinin mecburi olduğu hususu düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 61. maddesinde ise takibin belgeye dayanması halinde, belgenin tasdikli bir örneğinin ödeme emrine bağlanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; ödeme emrinde söz konusu mevzuata uygun şekilde borcun sebebinin belirtilmediği anlaşılmakla İİK md. 58 ve 61 hükümlerine göre usulüne uygun ödeme emri düzenlenmediğinden davanın usulden reddi gerekmekte olup davalı itirazında haklıdır. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 25.12.2017 Tarih, 2015/25167 Esas, 2017/9220 Karar)
Yukarıda yer verilen Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere itirazın iptali davası takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olup, takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. İİK’nın 58. Maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmesi ve borç bir belgeye dayanıyorsa bu belgenin takip talebine eklenmesi gerekir. İtirazın iptali davalarında alacaklı takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz. Somut olayda Sakarya…. Dairesinin… Esas sayılı takip dosyası ile davacı tarafından başlatılan takipte borcun sebebi kısmında “asıl alacak 245.256,01 TL” açıklamasının yer aldığı, Sakarya …. İcra Dairesinin … tarihli müzekkere cevabında icra dosyasının UYAP üzerinden gönderildiği, icra dosyasının incelenmesinde takip dayanağı olarak herhangi bir belgenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde davacı …ile davalı şirket arasında “… Laboratuvarı Yapım İnşaatı” işinin elektrik işlerinin yapılması konusunda 17.02.2021 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme uyarınca 19.03.2021 tarihli ve 250.000,00-TL ile 23.06.2021 tarihli ve 145.256,01-TL bedelli olmak üzere toplam 395.256,01-TL olan 2 adet fatura düzenlendiği, söz konusu faturalar için davalı şirket tarafından 50.000,00-TL ödeme yapıldığı belirtilerek icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali talep edilmiştir. Dava dilekçesi ekinde elektrik malzemeli yapım sözleşmesi ve 19.03.2021 tarihli 250.000,00-TL bedelli ve 23.06.2021 tarihli 145.256,01-TL bedelli faturalar sunulmuştur.
İİK’nın 58. Maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmemesi halinde usulüne uygun bir takip talebi olmadığından, takibe itiraz halinde açılacak itirazın iptali davasının usulden reddedilmesi gerekir. Ayrıca İİK’nın 61. maddesinde takibin belgeye dayanması halinde belgenin bir örneğinin ödeme emrine eklenmesi gerekir. Davacının dava dilekçesinde sözleşme ve faturaları dilekçesine eklediği ancak takip talebi ve ödeme emrinde borcun sebebine ilişkin açıklama kısmında bu belgelere dayanmadığı, takip talebine de bu belgeleri dayanak belge olarak eklemediği, borcun sebebi “asıl alacak 245.256,01 TL” açıklaması ile borcun neden kaynaklandığı hususunun açıkça belirtilmeyerek icra takibinin başlatıldığı, davalının cevap dilekçesi ile itirazın iptali davalarında takibe konu alacak sebebinin değiştirilemeyeceğini ve icra takibinin dayanağı belgeler dışındaki belgelere dayanılamayacağını belirterek davanın reddini talep ettiği, Sakarya …. İcra Dairesinin … tarihli cevabi yazısından takibe dayanak herhangi bir belgenin gösterilmediği anlaşılmış, İİK md. 58 ve 61. maddesine göre takip talebinde borcun açıkça gösterilmemesi, takip dayanağı belgelerin takip talebine ve ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle usulüne uygun bir takip talebinin ve ödeme emrinin bulunmadığı, itirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli dava şartlarından birisi olan geçerli ve usulüne uygun başlatılmış bir icra takibinden somut olayda bahsedilemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar esasa ilişkin inceleme yapılmış, ticari defterler inceletilmiş ve bilirkişi raporu alınmış ise de HMK’nın 115. Maddesi gereği dava şartları yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 4.238,81-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davacı tarafa ait ticari defterlerin mahkememizde işi bitmekle davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı,verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2023

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı