Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/680 E. 2021/219 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/680 Esas – 2021/219
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/680 Esas
KARAR NO : 2021/219

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 27 Ocak 2020’de davalı şirkete iş öğrenmek amacıyla girdiğini ve her hangi bir ücret talebi olmadığını, davalı şirketin bir ücret vermediğini, müvekkilinin davalı şirkette çalışmaya başladığı dönemde davalı şirketin bilinen beş ortağı olduğunu, resmi ortakların Şirket Yöneticisi olan … , … ve … olduğunu, resmi ortakların haricinde … ile … olarak iki tanede sözlü ortağın olduğunu, müvekkilin davalı şirkette çalışırken COVID-19 gündeme gelince davalı şirketin pandemi piyasasına girmek için Çin’den Ateş Ölçer getirme kararı aldığını, akabinde davalı şirketin ateş ölçer ticaretine başladığını ancak sermayeleri çok olmadığından zorlandığını bu durum üzerine müvekkilin ateş ölçer işine ortak olmak isteyerek … ‘e bu fikrini söylediğini … ‘in fikri kabul ederek ortaklar arasında toplantı yapılacağını ve burada müvekkilin ortak olup olmayacağının konuşulacağını söylediğini, toplantıda müvekkile cüzi bir miktar ile ateş ölçer ticaretine ortak olabileceği söylense de … ‘un bu fikri kabul etmeyerek herkesin eşit miktarda para koyması gerektiğini kişi başı 200.000TL (ikiyüzbimtürklirası) vermesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine müvekkilin ateş ölçer ticaretine girme iradesi ile 200.000TL’yi 01/04/2020 tarihinde İş Bankası üzerinden … adına havale ettiğini, aradaki güven, samimiyet ve bilgisizlik doğrultusunda açıklama kısınına sadece adını ve soyadını yazdığını, müvekkilin her ne kadar diğer ortaklarında ticarete 200.000TL para ile gireceğini sansa da durumun böyle olmadığını diğer ortakların 200.000TL’nin çok altında bir miktar ile bu ticarete girdiklerini, sermayeler … ‘da toplandıktan sonra yurt dışından ateş ölçer siparişi verildiğini, ancak ateş ölçerlerin üç hafta gecikmeli gelmesi nedeniyle alıcıların ateş ölçerleri almak istemediklerini, ateş ölçerlerin davalı şirketin elinde kalmasından sonra zararı karşılamak için WOGİ isimli firma ile anlaşılarak maske üretildiğini maskelerin eksik üretilmesi nedeniyle müvekkile ateş ölçerleri KGT isimli bir firmaya vererek karşılığında eksik kalan maskeleri alacaklarını ve maskeleri Afrikaya göndereceğiz denilerek KGT firmasına 800 adet ateş ölçer gönderildiğini, takas gerçekleştikten sonra maskelerin satıldığını ve 677.054,50 $ gelir elde edildiğini, elde edilen bu gelirden müvekkil hariç diğer altı ortağın ilk başta yatırılan ana sermayelerini fazlasıyla aldıklarını, bunun üzerine … ‘un müvekkili arayarak ” Kutan sen merak etme maskeler satıldı para geldi ailen de söyle kimse mağdur olmayacak yatırdığın parayı geri alacaksın” dediğini, bu konuşmanın üzerinden 2 ay geçtikten sonra … ‘un müvekkile “Bayramdan sonra paranı vereceğim” dediğini, bayram geçtikten sonra … ‘un oğlunun düğününün yapıldığını … ‘un müvekkile paranı “düğünden sonra vereceğim” dediğini, düğünden sonra müvekkilin parayı istediğini ancak … ‘un parayı Eylül ayında vereceğim diyerek müvekkili sürekli oyaladığını Eylül ayında … ‘un “Eylül ayında 100,000 TL, Ekim ayında 100,000 TL olmak üzere parayı iki parçada vereceğiz” dediğini müvekkile Eylül ayında bir ödeme yapılmadığı gibi Ekim ayında … ‘un müvekkile 100,00 TL gönderdiğini ancak 2. 100,000 TL’yi göndermediğini, aradan bir müddet geçtikten sonra diğer ortakların ortaklıktan çıktığını ve şirketin tek başına … ‘a kaldığını, sonuç olarak davalı şirketin müvekkile olan borcunu ödemediğini bunun üzerine Sakarya … . İcra Müdürlüğü’nde … Esas sayılı dosya ile davalı şirkete takip başlatıldığını ancak davalı şirketin itirazda bulunduğunu, hukuka aykırı yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava, itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile ortak ticaret yaptığını, ticaret için davalıya para gönderdiği ve anılan paranın ödenmediğini iddia etmektedir.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 31.05.2017 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nunda veya diğer kanunlarda, o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5.maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4).maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davada, dava dilekçesi içeriği ve ekinde sunulan belgelere göre davacının tacir sıfatına haiz olmadığı, az yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının tacir olmaması nedeniyle de davanın nisbi ticari dava da olmadığı, bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 Sayılı yasanın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebileceği anlaşılarak 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın görevli Sakarya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince davaya gönderme kararından sonra görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerini görevli mahkeme tarafından hükmedilmesine, davaya görevli mahkeme tarafından devam edilmemiş ise resen mahkememiz tarafından yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi
27/12/2021
Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı