Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/616 E. 2022/1189 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/616 Esas – 2022/1189
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/616 Esas
KARAR NO : 2022/1189

HAKİM :….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLLERİ : Av. ….
DAVALI :…….
VEKİLİ :Av. ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında ticari işlerden kaynaklı olarak cari hesaba konu alacağın doğduğunu, ve bu alacağın …. 4. İcra Dairesinin …./…. Nolu takibine konu edildiğini, davalı borçlunun kötü niyetli olarak takibe itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, arabuluculuğa müracaat edildiğinin ancak anlaşma sağlanamadığını, Sakarya arabuluculuk bürosunun …./ arabuluculuk numaralı anlaşmazlık tutanağının ekte gönderildiğini, davalı borçlu tarafından davacı şirkete verilen zarar alacağın tahsil edilememesi sebebiyle her gün artmakta olduğunu, davalının kötü niyetli yaptığı bu itiraz için İİK gereği %20’den az olmamak üzere tazminat ödemeye yükümlü tutulması gerektiğini, davacı şirkete ait fatura ve ticari defterlerin incelenmesiyle icra takibinde haklı olduklarını, borçlunun kötü niyetli olduğunu ve iş bu davaya konu taleplerinde de haklı olduklarını anlaşılacağının, bu sebeple yargılama yapılarak fazlaya dair haklarının saklı kalmakla talepleri doğrultusunda hüküm kurulmasını talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle; davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, haksız itiraz sebebiyle İİK Maddesi 67/2 uyarınca davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, iş bu icra inkar tazminatına, icra takibine itiraz tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulamasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, fazlaya dair haklarının mahfuz tutmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 28/10/2021 havale tarihli cevap dilekçesi ile; dava konusu …. 4. İcra Dairesi’nin …./…. Esas sayılı ilamsız icra takibene öncelikle yetki itirazında bulunulduğunu, yetkisiz icra dairesinden takibin başlatıldığını, Yine taraflar arasında söz konusu borca ilişkin 21/05/2021 tarihinde akdedilen sözleşmenin mevcut olduğunu, genel yetki yanında, HMK ‘da sözleşmeden doğan davaların bakımından özel yetki kuralı da mevcut olduğunun, sözleşmeden doğan davalarda ifa yeri mahkemesinin yetkili sayılmasının nedeninin, doktrinde, ifa yeri ile sözleşmeden doğan dava arasında yakın ve gerçek bir bağlantının bulunması olarak ifa edilmekte olduğunu, taşınmaz kiralarına ilişkin sözleşmelerden doğan davalar bakımından da, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin önem taşınmakta olduğunu, tarafların sözleşmelerinde açık veya zımni olarak ifa yerinin belirlemeleri halinde, o yer mahkemesinde davanın görüleceğinin kabul edilmekte olduğunu, huzurda ki dosyada müvekkil şirketin yerleşim yeri ve sözleşmenin ifa edileceği yer olan İkitelli …. …. olduğundan iş bu davanın İstanbul /Bakırköy mahkemelerinde açılması gerektiğinin, bu nedenle icra takibine icra takibine yapılan yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Bakırköy mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, yangın sonrasında, yatırımlarını en baştan yapmak zorunda kaldıklarını, 2018 yılı sonunda yaşanılan ödeme dengesizliğinden kaynaklı olarak vade konkordatosu kararı aldırmak zorunda kaldıklarını, dava konusu alacağa ilişkin her iki tarafın 01/01/2019* Tarihinden 20/05/2021 Tarihine kadar ki ticari ilişkiden kaynaklanan 20.426,51-TL alacağın taksitler halinde ödenmesine ilişkin sulh ve ibra protokolu adı altında de ödeme protokolu yapmış olduklarını, davacı tarafın protokol konusu faturaları, iş bu protokolu yok sayarak icra takibinin başlatılmış olduğunu, borca itirazın sebebinin iş bu alacağı taraflar arasında akdedilen protokol gereği ödeme planına bağlanması olduğunu, protokole konu alacağın ayrıca bir icra takibi ile talep edilemeyeceğinin, taraflar arasındaki protokolün geçerli olduğunu, borca itirazın yerinde olduğunu, kötüniyet tazminat talep şartlarının oluşmamış olduğunu, davacı tarafın taleplerinin kabul edilemeyeceğinin, davacının faiz taleplerinin de fahiş olduğunu, kabul edilemeyeceğini, tüm bu nedenler ve itirazlar nazarında, davacının tüm talepleri yönünden davanın reddini, tüm yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı taraf uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
…. 4. İcra Müdürlüğü’nün …./…. Esas sayılı dosyasının bir suretinin Uyap Sistemi Üzerinden gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve ilgi sayılı dosyanın bir sureti mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
…. 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …./…. Esas sayılı dosyasının duruşma zabıtları, verilen ara kararları, gerekçeli karar örneğinin, dosya kesinleşmiş ise kesinleşme şerhinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Taraflara usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dava cari hesaba dayalı olarak başlatılan …. 4. İcra Dairesinin …./……. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı dava dilekçesinde özetle davalı ile arasında ticari işlerden kaynaklı olarak cari hesaba konu alacak doğduğunu, bu alacak kapsamında …. 4. İcra Dairesinin …./…. Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun takibe itiraz etmeleri nedeniyle takibin durduğunu, davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptalini takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, …. 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …./…. Esas, 2021/582 Karar sayılı dosyası ile 29.06.2021 tarihinde müvekkil hakkında ana para üzerinden vade konkordatonun tasdikine karar verildiğini, davalı şirketin konkordato hükümleri çerçevesinde alacaklı olan şirketler ile protokoller yaptıklarını, dava konusu alacağa ilişkin 01.01.2019 tarihinden 20.05.2021 tarihine kadar ki ticari ilişkiden kaynaklanan 20.426,51 TL alacağın taksitler halinde ödenmesine ilişkin Sulh ve İbra protokolü adı altında ödeme protokolü yapıldığını, davacının protokolü yok sayarak icra takibi başlattığını, protokole konu alacağın ayrıca bir icra takibi ile talep edilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi ile sunulan 20.05.2021 tarihli Sulh ve İbra protokolü incelenmiş, davacı ve davalı arasında yapılan sulh ve ibra protokolünde taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 01.01.2019 tarihinden protokol tarihine kadar olan 20.426,51 TL alacağın taksitler halinde ödemesinin yapılması kararlaştırılmıştır. Taksitlerden ilk ödemenin yapılacağı tarih sulh ve ibra protokolü ödeme planında 30.09.2021 olarak belirtilmiştir.
…. 4. İcra Dairesinin …./…. Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde davacının 01.09.2021 tarihinde cari hesap ekstresine dayalı olarak icra takibi başlattığı anlaşılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 03.04.2019 Tarih 2017/4707 Esas, 2019/2247 Karar sayılı kararında “…Bu itibarla takip tarihi itibariyle davalıların muaccel bir borçları olmadığından davanın reddi gerektiği veya davanın konusuz kaldığı kabul edilse dahi davalıların icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulması mümkün olmadığı halde yerel mahkemece davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru olmamıştır…” şeklinde açıklama yapılarak muaccel olmayan bir borç hakkında takip başlatılamayacağı belirtilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 05.03.2021 Tarih 2018/1626 Esas, 2021/448 Karar sayılı kararında “…İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. İtirazın iptali davalarının görülmesi için gereken koşullardan bir tanesi de takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olmasıdır. Yine itirazın iptali davalarında haklılık durumu takip tarihi itibariyle değerlendirilmelidir. Her ne kadar davacı banka tarafından hesabın kat edilmesiyle birlikte alacak muaccel hale gelmekte ise de, davacı banka tarafından davalı tarafa gönderilen hesap kat ihtarnamesinde borcun ödenmesi için 3 günlük atıfet tanındığı görülmüştür. Bu durumda atıfet süresi boyunca muacceliyet ertelenmiş sayılır. Somut olayda davacı tarafça davalı ve dava dışı …. …. gönderilen Beyoğlu 48.Noterliği’nin 21/02/2014 tarihli ve 21036 yevmiye numaralı ihtarnamesinin asıl ve birleşen davanın davalısı olan …. …. 04/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre 3 günlük atıfet süresinin eklenmesi sonucu icra takibinin en erken 08/03/2014 tarihinde başlatılması gerekirken hem asıl davaya, hem birleşen davaya konu icra takiplerinin 06/03/2014 tarihinde harçları yatırılmak suretiyle başlatıldığı görülmüştür. Buna göre hem asıl davanın hem de birleşen davanın takip tarihi itibariyle alacak muaccel olmadığından reddi gerekirken bu yöndeki dava şartı gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (Bakınız. Yargıtay 19.HD’nin 2018/995 Esas, 2019/5544 Karar ve Yargıtay 19.HD’nin 2017/4707 Esas, 2019/2247 Karar sayılı ilamları) Açıklanan bu husus dava şartı olduğundan ve dava şartları mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğinden dairemizce re’sen bağlamında dikkate alınarak asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş…” şeklinde açıklama yapılarak itirazın iptali davalarında alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmasının dava şartı olduğu belirtilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili aşamalardaki beyanlarında, sulh protokolünün müvekkil tarafından imzalanıp davalıya gönderildiğini, davalının protokolü imzalayıp müvekkile göndermediğini, protokol sözleşmesinin davalı ve davacı arasında yüz yüze yapılmadığını, davalıya gönderilen protokolün dürüstlük kuralı gereğince karşı tarafça kısa sürede imzalanıp geri gönderilmesi gerektiğini, protokol imzalanıp kendilerine gönderilmediği için icra takibine başladıklarını, taraflar arasında prokokolün kurulmadığını beyan etmiş ise de, davacının protokolde yer alan imzanın müvekkiline ait olduğunu belirttiği, protokolde yer alan imzaların taraflarca inkar edilmediği, taraflarca 20.05.2021 tarihli Sulh ve İbra protokolü imzalanarak tarafların karşılıklı iradelerini ortaya koydukları, ayrıca protokolün yüz yüze yapılmasına gerek olmadığı, her iki tarafça imza altına alınan protokolün geçerli bir protokol olduğu, protokolün 20.05.2021 tarihinde akdedildiği, sulh ve ibra protokolü ödeme planında ilk taksitin ödemesinin 30.09.2021 tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığı, dolayısıyla takip tarihi olan 01.09.2021 tarihi itibariyle muaccel bir alacağın bulunduğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmakla takip tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığından davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Takip tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığından davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 264,71-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 184,01-TL’nin istek halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca 5.100,00TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022 26/05/2022
Katip ….
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı