Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/573 E. 2021/174 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/573 Esas – 2021/174
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/573 Esas
KARAR NO : 2021/174

HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Mayıs 2019 ayından 2020 Şubat ayına kadar … / … ile proje bazlı iş ortaklığı yaptığını, … ile … . arasında 29/08/2019 tarihinde yapılan … taahhüt işleri kapsamında imzalanan taşeron sözleşmesinde ilgili firma yetkilisinin … ve davacının kefil olduğunu, Davalının söz konusu sözleşmeye konu işin aydınlatma bölümünü bina ve aydınlatma otomasyonunda uzman olan davalıya devredildiğini, davacı, davalıya (yangın ihbar sitemi, seslendirme tesisatı, tv sistemi,ıp kamera sistemi, kartlı geçiş sistemi, mekanik otomasyon, genel otomasyon, oda otomasyonu ve scada sistemi) kurulacak yeni şirkete devri için 03/09/2019 tarihli 50.000 USD bedelli malen kayıtlı senedi verdiğini, davacı devri gereken ve belirtilen sistemler davacıya devredilmediğini, hatta davacıya projeden çıkartıldığını, davacı Şubat 2020 dönemine kadar projeyi bizzat yönettiğini ve kontrol ettiğini, süreçte … Yetkilisi olan … davacı hak ve alacaklarını ödemeden projeden çıkarıldığını, projeyi yürütemeyen davalı yeniden davacı ile çalışmak istediğini ifade etmiş ve taraflar söz konusu projenin devamı için görüşme yaptıklarını, aralarındaki anlaşmayı tadil eden taraflar söz konusu görüşmede 5 maddeden ibaret bir anlaşma yapıldığını, söz konusu anlaşmanın 2. Maddesinde yukarıda belirttiğimiz senet hususnda “senedi Vahit Beye verilecek.” hükmü yer aldığını, sözleşme tanık huzurunda imzalandığını, söz konusu senedin bedelsiz kaldığını, davacının söz konusu dönemde ve 30.12.2019 tarihinde davalıya (davalının sahibi bulunduğu Armada Mühendislik) dekonttan da anlaşılacağı üzere 37.000TL nakit ödeme de yaptığını, senedin iade edilmediğini, teslim edilmediğini, davalı sonradan davacıya 50.000USD ödeme yapmış olsa da halen davacı 300.000USD civarında borcu bulunmadığını, davacı davalı ile anlaşması gereği projede 2020 Şubat ayına kadar çalışmış ancak davalı ile aralarında oluşan anlaşmazlık doğrultusunda projeden ayrılmıştır. Müvekkil tarafından davalının yetkilisi olduğu … ye Kadıköy … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile Şubat 2020 tarihinden itibaren söz konusu projeye ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığı ve ayrıca söz konusu tarihe kadar yapılan işler nedeniyle hak ve alacaklarını talep etme hakkını saklı tuttuğunu ihtar edildiğini, ancak haksız ve kötü niyetli olarak İstanbul … . İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya borcu olmadığını, davalıdan alacaklı olduğunu, bu sebeple davacının davalıya 03.09.2019 vadeli senet için borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davaya konu senedin 03.09.2019 tarihinde davacı tarafından tanzim edilip kayıtsız şartsız piyasaya sürülmüş, 27.07.2020 tarihinde dava dışı … tarafından icraya konulduğunu, Davacı tarafın ise işbu senedin tanzim tarihi üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçtikten sonra ve senedin icraya konulmasının üzerinden 1 yıldan fazla bir zaman geçtiğini üstelik; herhangi bir ödeme itirazı, imzaya itiraz, cebir, hile yada başkaca rıza dışında elinden sadır olduğu itirazı yada teminat için verildiği yada sonradan doldurulduğu vs. itirazı olmadığını, bugüne kadar borçlu olmadığına yada borcu ödediğine dair hiçbir itirazda bulunmayıp aradan geçen bunca zaman sonra huzurdaki işbu hukuki dayanaktan yoksun davayı açmasının gerekçesini anlaşılamadığını, bu sebeple öncelikle yetki itirazımızın kabulü ile Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde diğer ilk itirazlarımızın kabulüne ve harç tamamlanmadığından davanın açılmamış sayılmasına kara verilmesine, haksız açılan davanın reddine ve kötüniyetli davacının dava değerinin ve artırılacak miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının Mernis kayıtları UYAP sisteminden alınmış, davacı vekili tarafından tamamlama harcı yatırılmıştır.
İstanbul Arabuluculuk Bürosunun … (Büro Dosya numarası ) sayılı dosyası sistem üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizde yapılan 14/12/2021 tarihli duruşmada davalı vekili yetkiye ilişkin beyanda bulunmuş, yetkiye ilişkin ilk itirazlarını tekrar ettiklerini, davalının mernis kayıtlarında yerleşim yerinin İstanbul Anadolu Adliyesinin yetki alanında olduğunu, Sakarya ilinde davanın açıldığını, davacı tarafından verdikleri adresin davalının vefat eden anne babasına ait adres olduğunu, davalının bu adreste ikamet etmediğini beyan etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı kararları değerlendirilecek olursa;
Türk Hukukunda bir davanın hangi mahkemede açılacağına ilişkin genel hükümler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK ‘nun 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri veya takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir.
Davanın, alacaklı tarafından icra takibine başlanmışsa takibin bulunduğu yer veya davalının (alacaklının) ikametgahı mahkemesinde, şayet icra takibi yapılmamış ise HUMK’nun 9 ve davamı maddelerinde belirtilen yetkili mahkemede açılması öngörülmüştür.
Yine kambiyo senetlerinden kaynaklanan davalarda, kambiyo senedinin tanzim yeri mahkemeleri de yetkilidir.
6100 sayılı yasanın 116. Maddesine göre yetki itirazı ilk itirazlardan olup, cevap dilekçesinde ileri sürülmeleri gerekir.
Somut olay bu açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa; Dava; bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından dava konusu yapılan bononun keşide yerinin İstanbul olduğu, davacının yerleşim yerinin İstanbul ili sınırlarında kaldığı, her ne kadar davalının yerleşim yerinin dava dilekçesinde Sakarya ili olduğu belirtilmiş ise de, davalı tarafından süresi içinde verilen cevap dilekçesi ekinde bulunan vekaletnamede davalının yerleşim yerinin ” Yalı Mahallesi Sahil yolu sokak no :4B3/3 Maltepe/İstanbul” olduğu, yine UYAP sisteminden alınan mernis adres kaydına göre davalının bu adreste 14.11.2014 tarihinden beri ikamet ettiği anlaşılmış, dava tarihi itibariyle davalının bu adreste ikamet ettiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nun m.6 ve m.116 gereği mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalının yetki ilk itirazının kabulü ile; Mahkememizin yetkisizliğine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Dosyanın 2 haftalık süre içerisinde gönderilmesi halinde yargılama giderlerinin yetkili mahkemece nazara alınmasına, başvuru olmaması durumunda ve talep edildiğinde yargılama giderleri hakkında mahkememizce karar verilmesine,
Dair; Davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/12/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza