Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/543 E. 2023/568 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/543 Esas – 2023/568
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/543 Esas
KARAR NO : 2023/568

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

DAVA İHBAR OLUNAN :…
VEKİLİ :…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/10/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafın iddiaları: 3093 sayılı yasa uyarınca davalı tarafından ödenmesi gereken TRT paylarının 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olarak yapılan incelemesinde vadesinde ödenmeyen TRT paylarının tespit edildiğini, bu kapsamda davalıdan talep edildiğini, davalının faturalandırılan enerji bedelinin dikkate alınması gerektiğinden bahisle 565.469,17 TL eksik ödeme yaptığını ancak 3093 sayılı yasa gereğince nihai tüketiciye yapılan fiili satışlara ilişkin satış hasılatının esas alınarak hesaplama yapılamasının gerektiğini, davalı tarafından ödenmeyen kısma ilişkin olarak faiziyle birlikte Sakarya …. İcra Müdürlüğünün 2021/…. Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini ancak davalının takibe itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatı ödenmesini talep etmiştir.
Davalı taraf; Davanın 1 yıllık süre içerisinde açılmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, faturalandırılmamış tüketimlerin TRT payına masraf olarak esas alınmayacağını, 3’er aylık mutabakat yazılarında faturalandırılmamış tüketimin matraha dahil edilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirildiğini, temerrütün gerçekleşmediğini, davacının faiz hesaplamasının da hatalı olduğunu davacı tarafından yapılan mahsup işleminin de yasaya uygun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava …’a ihbar olunmuş, …vekili duruşmalara katılmış ancak davaya müdahil olmamıştır.
Taraflar arasında anlaşmazlık: 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olarak davalının davacıya ödemesi gereken TRT paylarını ödeyip ödemediği, bu rakamın hesaplanmasında faturalandırılmamış tüketimlerin esas alınıp alınmayacağı, davacının icra takibine konu yaptığı miktarda alacağının …. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı dosyası Uyaptan eklenerek incelenmiştir.

Mahkememizce alınan 21/06/2022 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmamış, talimat yoluyla bilirkişiler Marmara Üni.Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr …ve Mali Müşavir ….r alınmıştır.
Davacı 3093 sayılı ….’nın (21/12/2021 tarihli 7346 SY 6 ve7 md.ile mülga) 4/c ve 5/c maddeleri uyarınca 2011-2012 yıllarına ilişkin 4.240.755,02 TL TRT payı alacağını 29/12/….. ve E… sayılı yazı ile davalıdan talep etmiş, davalı 27.02.2017 tarihinde talep edilen tutardan eksik olarak 3.743.801,58-TL ödeme yapılmıştır. Davacı, eksik ödenen bu TRT payı sebebiyle davalı hakkında Sakarya….İcra Müdürlüğünün 2017/…. esas (yenileme sonrası 2021/… E.) icra takibi başlatmıştır.
TRT Katkı payını öngören 3093 sayılı yasanını 4/c ve 5/c maddeleri 21/12/2021 tarihinde 7346 Sayılı yasanın 6 ve 7 maddeleri ile mülga edilmiştir.
Davacı Kurumun 3093 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Gelirleri Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamındaki katkı payına ilişkin alacağı, yine aynı Kanun’un 5/c maddesindeki özel düzenleme gereğince, sadece gecikme zammı oranının hesaplanmasına ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun hükümlerindeki orana atıfta bulunmakta, katkı payı alacağı yönünden ise 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsili gereken alacaklar niteliğinde genel bir alacak olduğu anlaşılmaktadır. O halde, TBK’nun 146. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. İcra takibi ve sonrasında eldeki bu dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmamıştır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/10812 Esas 2017/8237 Karar)
İcra takibine davalı tarafından yapılan itiraz alacaklı davacıya tebliğ edilmediğinden eldeki itirazın iptali davası yasal süresinde açılmıştır.
…. tarafından tüketiciye henüz faturalandırılmamış tüketimlerin TRT payının hesaplanmasında dikkate alınıp alınmayacağı hususu uyuşmazlığın çözümünde önem arz etmektedir. 3093 sayılı yasanın mülga 4 üncü maddesinin (c) bendinde “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” denilmektedir. Bu ifadeden TRT katkı payının nihai tüketiciye satılan enerji bedeli üzerinden yani faturalandırılmış enerji bedeli üzerinden hesaplanacağı, faturalandırılmamış bedellerin dikkate alınmayacağı anlaşılmaktadır.
Aynı yasanın alacakların takip ve tahsilatına ilişkin mülga 5/c maddesinde ise; “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilerce, bu Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendine göre hesaplanacak bedeller en geç tahakkuku takip eden ikinci ayın yirmibeşinde Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun göstereceği banka hesabına ödenir ve tahakkuk cetvelleri aynı süre içinde Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna gönderilir. Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler üçer aylık dönem bilançoları kesinleştiğinde, o dönemin ödemeleri ile bilançoya göre ortaya çıkacak farklar müteakip ayın sonuna kadar taraflarca mutabakatı yapılarak tasfiye edilir. Ödemelerin geciktirilmesi halinde, her geçen ay ve kesri için, nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişilere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda öngörülen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Kurum alacağı 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükümlerince takip ve tahsil olunur.” hükmü yer almaktadır.
Yasanın 5.c maddesinde yer alan “Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler üçer aylık dönem bilançoları kesinleştiğinde, o dönemin ödemeleri ile bilançoya göre ortaya çıkacak farklar müteakip ayın sonuna kadar taraflarca mutabakatı yapılarak tasfiye edilir.” ifadesinden taraflar arasında üçer aylık dönemlerde mutabakat sağlanacağı ve bu döneme ilişkin borcun tasfiye edileceği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına sunulan “TRT Enerji Payi Tasfiye Belgeleri” konulu belgelerden yasanın belirtilen hükmü gereğince 2011 ve 2012 yıllarına ait TRT payları için mutabakat yapılarak tasfiyesinin sağlandığı sonucuna varılmaktadır. Bu şekilde dönemsel olarak tasfiye işlemleri yapıldıktan sonra davacı tarafça 2016 yılı sonunda yapılan denetimde faturalandırılmamış satışlar da hesaba katılarak yeni bir TRT payı hesap tablosunun çıkarıldığı ve bu tablonun esas alınarak davalı aleyhinde ayrıca faiz tahakkuk ettirildiği ve dava tarafından yapılmış ödemelerin geçmişe dönük tahakkuk ettirilen bu borçtan ve işletilen faizinden mahsup edilerek neticede icra takibine konu bakiye borcun çıkarıldığı görülmektedir. Taraflar arasında yasanın öngördüğü şekilde mutabakat sağlanıp dönemsel tasfiye işlemleri yapıldıktan sonra davacı Kurum’un 27/12/2016 tarihli inceleme raporlarına istinaden çıkardığı 2011 ve 2012 dönemlerine ilişkin TRT katkı payı için geçmişten itibaren faiz işletmesi doğru görülmemiştir. Zira bu dönemlerin borcu taraflar arasındaki mutabakat ile tasfiye edilmiştir. Yasanın 5.c maddesi gereğince sağlanan mutabakat ve tasfiyenin varlığı taraflarca göz ardı edilemez. Bu tarihten sonra eksik hesaplama varlığından bahisle çıkarılacak ek TRT payı açısından davalının geçmişten gelen temerrütünden bahsetmek de mümkün değildir. Aksini kabul etmek yasal düzenleme ve buna bağlı işlemlerle sağlanan hukuki güvenliğin ihlali sonucunu doğuracaktır.
Davacı TRT 29/12/2016 tarihli yazısı ile 2011 ve 2012 yılları için hesaplanan 2.575.876,13 TL asıl alacak ile yasanın 5.c maddesi gereğince hesaplanan 1.664.878,89 TL faizin (toplam 4.240.755,02 TL nin) 30/12/2016 tarihinde ödenmesini davalıdan istemiş, davalının 27/02/2017 tarihinde ödeme yapacağını belirtmesi üzerine bu tarih esas alınarak iki aylık faiz farkı ile birlikte 4.309,270,75 TL borç davalıya bildirilmiş, davalı tarafça faturalandırılmamış enerji bedellerinin hesaba katılamayacağı gerekçesiyle bu kısmın talep edilen rakamdan düşülerek 27/02/2017 tarihinde 3.743.801,58 TL ödenmiş, davacı taraf yapılan bu ödemeden faiz alacağını öncelikle düşerek bakiyeyi ana paradan mahsup etmiş ve kalan 565.469,17 TL yi faizi ile birlikte icra takibine konu etmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere; faturalandırılmamış enerji bedellerinin matrah olarak esas alınamaması ile taraflar arasındaki mutabakat ve tasfiye sebebiyle ait olduğu döneme ilişkin borcun o tarihte tasfiye edilmiş olması, 2016 yılında yapılan hesaplama ile bulunan eksik rakam açısından 30/12/2016 tarihinden itibaren faiz istenebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıya icra takibine konu yapılan borcunun bulunmadığı sonucuna varılmış ve davanın reddine karar verilmiştir.
Bilirkişilik Kanunu gereği yukarıdaki hukuki değerlendirmenin bilirkişiler tarafından raporlarında yapılması mümkün değildir. Mahkememizce yapılan bu değerlendirme temelinde bilirkişi raporlarındaki rakamsal tespitler irdelenmiştir. Davacı kurumun 2011 ve 2012 dönemlerine ait eksik TRT payı sebebiyle 30/12/2016 tarihinden önce faiz işletmesi haklı görülmediğinden davacının yapmış olduğu 3.743.801,58 TL ödemenin davacının iddia ettiği 2.575.876,13 asıl alacağı ve temerrüt tarihinden itibaren isteyebileceği faiz miktarını karşıladığı, dolayısıyla bilirkişi raporunda belirtilen fark alacağının ise bulunmadığı kabul edilmiştir.
HÜKÜM. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1.Davanın REDDİNE
2.Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 10.495,57-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine,
3.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 94.254,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …a verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
5-Davalı… tarafından yapılan posta giderinden ibaret 304,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Ara buluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7.Talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin ve ihbar olunan vekilinin yüzünde kararın , taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/10/2023

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza