Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/516 E. 2022/745 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/516 Esas – 2022/745
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/516 Esas
KARAR NO : 2022/745

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av….
DAVALI …
VEKİLİ : Av…
DAVA İHBAR OLUNAN : …
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacının, 31.10.2006 tarihinde 12.469-TL tutarında fındık teslim ettiğini, davacının ürünü teslim ettikten yaklaşık 4-5 Ay sonra alacağının 4.000,00-TL’sini alabildiğini, bakiye alacağını alabilmek için defalarca telefonla ve bilfiil davalı kooperatife giderek talebini dile getirmiş ancak alacağına kavuşamamış olduğunu, davacının, alacağına kavuşabilmek için 30.01.2012 tarihinde davalı aleyhine … İcra Dairesinin …/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığının, davalı Kooperatifin, dürüstlük kuralına aykırı hareketle takibe itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunun, bir müddet daha bekleme kararı alan davacının; 27.04.2015 tarihli Türkiye Gazetesinin “… alacaklı bulamıyor” başlıklı haberi ile ümitlenmiş olduğunu, davacının talebiyle … … … Satış Kooperatifi (…) telefonla aranmış, … …, Genel Müdürlüğün talimatı gereği yargılama masrafları ile gecikme faizi ödeyemeyeceklerini belirttiğini, bu beyan üzerine, … … Genel Müdürlüğü aranmış ve … Yönetim Kurulu Başkanı … v’ın … … çıkan röportajı ve alacaklılara yönelik ilanı, Genel Müdür … …e hatırlatılmış ve alacaklarını alamadıklarını bildirdiklerini, Genel Müdür … …, yargılama giderleri ve gecikme faizi taleplerinden vazgeçilirse alacaklarının ödeneceğini beyanvettiğini, alacağına biran önce kavuşmak isteyen davacının, davalı şirkete kaç kg. fındık teslim edildiğinin belli olduğunu bugünkü şartlardan kg. bazında ödeme yapılırsa yargılama giderleri ile gecikme faizi talebinden vazgeçeceğini ifade etmiş ancak Genel Müdürlükçe icap kabul görmemiş ve müvekkile bugüne kadar ödeme yapılmadığının, davacının alacağına kavuşabilmesi için 30.01.2012 tarihinde “… … … … … San. Ve Tic. A.Ş.” aleyhine … İcra Dairesinin …/… E. sayılı dosyası ile icra takibiin başlatılmış, ödeme Emrinin tebliğ edilmiş olduğunu, tebligat adresinde faaliyet gösteren borçlu, ödeme emrine itiraz etmiş ancak; tebligat adresinde böyle bir şirketin bulunmadığı yada borçlu olarak belirtilen şirketle ilgilerinin olmadığı yönünde bir itirazının olmadığını, Bilakis; tebligatı kabul ederek açıkça … ile aralarındaki organik ilişkiyi borçlu kabul etmiş olduğunu, Tüm bu olaylar ve belgeler; … ile davalı … … Satış Kooperatifi arasında organik bağın varlığını ortaya koymakta olduğunu, davalı şirket ile …in vekilinin aynı kişi olduğunu, Türkiye’deki bütün fındık kooperatiflerinin … adına hareket ettiğinin kamunun bilgisi dahlinde olduğunun, Kamu aleniyeti gereği her iki şirket arasındaki organik bağı inkar etmenin mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle; davanın kabulünü, alacak konusu 8.469,00-TL’nin ürün teslim tarihi 31.10.2006’dan itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte tahsilini, davalı … … Tarım Satış Kooperatifi (… …) ile … arasında organik bağın varlığını, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalıya tahmilini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 08/01/2022 havale tarihli cevap dilekçesi ile; Türk Ticaret Kanun’un 5. Maddesine arabuluculuk dava şartının eklenmiş olduğunu, ‘’MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde açıkça düzenlendiği üzere, davacı tarafından mahkemede ikame edilen alacaklarından kaynaklı davanın açılabilmesi için arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, ancak söz konusu arabuluculuk sürecinin başladığına ilişkin müvekkil kuruma arabuluculuk sürecine ilişkin bilgilendirme yapılmamış, ilk toplantının hangi tarih ve saatte, nerede yapılacağına ilişkin davet mektubunun gönderilmediğinin, tüm bu hususlar dikkate alındığında, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk sürecinin ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmemesi sebebiyle, mezkur davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerekmekte ve talep edilmekte olduğunu, dava konusu alacak hakkında genel zamanaşımı süresi 10 yıl olup bu süre zarfında tahsil edilemeyen alacaklar yönünden genel alacak zamanaşımı söz konusu olduğunun, bu nedenle davacı tarafın, sair alacaklarına yönelik taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmekte ve talep edilmekte olduğunu, davacı tarafın müvekkil kurum nezdinde alacağı tahsil amaçlı herhangi malvarlığı olmadığından bahisle dosya kapsamına hiçbir ilgisi ve alakası bulunmayan……San. Ve Tic. A.Ş. yi davaya dahil etmeye çalıştığını, Dava dilekçesi incelendiğinde dava dilekçesinde bildirilen …… Esas sayılı … İcra Müdürlüğü dosyasından ve müvekkil şirkete karşı icra takibi yapıldığından bahsedilmiştir. Bu icra dosyası da incelendiğinde aynı şekilde müvekkil şirketin adresinin Akyazı /Sakarya olmasından bahisle bu adrese tebligat gönderilmiştir. Bu dosyadan yapılan tebligat da usulsüz olduğunu, müvekkilin adresi Akyazı /Sakarya adresi olmamakla birlikte tebligatı almaya ehil kurumun da …Satış Kooperatifi olmadığının aşikar olduğunu, bu icra dosyasından haberdar olmayan müvekkil kurumun söz konusu dosyaya da bu tarihe kadar herhangi bir itirazının da vaki değildir. İcra dosyasına itirazın … …Tarım Satış Kooperatifi tarafından yapıldığının, davacı tarafından ikame edilen iş bu davanın öncelikle usulden reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise esasa ilişkin yapmış oldukları zaman aşımı itirazı ve sair itirazlar neticesinde esastan reddine karar verilmesi gerekmekte ve talep edilmekte olduğunun, tüm bu nedenlerle; dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddini, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/813 Esas sayılı dosya aslı FİZİKEN dosyamız arasına alınmıştır.
… İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı dosya aslı FİZİKEN dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 19/10/2021 tarihli muhtıra ile davacı vekiline … …. A.Ş.’yi davaya dahil etmesi için süre verilmiş ise de iş bu davanın 26/10/2021 tarihli dilekçesi uyarınca … … … … Tesisleri San. Tic. A.Ş.’ye ihbarına karar verilmiştir.
Taraflara usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır. –
Mahkememizin 20/01/2022 Celse Tarihli (3) nolu ara kararı uyarınca; Davalı S. S. 249 Sayılı … … Tarım Satış Kooperatifi’ne; … …… …/… Esas sayılı dosyasına gönderilen 21/06/2017 tarihli yazı cevabına göre davacının davalıdan 8.469,62-TL alacaklı olduğu bildirildiğinden ilgili bedelin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise buna ilişkin belgelerin gönderilmesi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; Basit yargılama usulüne tabi davalarda; Cevap süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak mahkeme durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek bir süre verebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir. (6100 sayılı HMK m.317) İddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı dava açılmasıyla; savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar. (6100 sayılı HMK m.319)
6100 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3906 esas 2021/8106 karar sayılı ilamı)
6101 sayılı TBK’nın yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 5.maddesine göre; Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur. Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü süre veya özel bir zamanaşımı süresi ilk defa öngörülmüş olup da başlangıç tarihi itibarıyla bu süre dolmuşsa, hak sahipleri Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak, bu ek süre, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden daha uzun olamaz.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. (6098 sayılı TBK m.146-818 sayılı BK .125)
6100 Sayılı Kanunun tespit davasına ilişkin 106. maddesi, “(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukukî ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bîr belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnaî durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddî vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Tespit davasının işlevi, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespiti olup, bundan ileri gidemez. Eda davalarında ise tespit işlevinden başka, ikinci bir (eda) bölüm vardır ki, bu bölüm tespit davalarında mevcut değildir. İşte bu nedenledir ki eda davası, aynı konudaki tespit davasını da (talebini) içeren geniş kapsamlı bir davadır. Kısaca tespit davası, eda davasının öncüsüdür.
Önemle vurgulanmalıdır ki; tespit davasının dinlenebilmesi için, genel dava şartlarından ayrı olarak özellikle şu iki unsurun da bulunması gereklidir: Tespit davasının konusu bir hukuki ilişki olmalı ve davacının, bu hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespit edilmesinde hukuki yararı bulunmalıdır.
Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunduğunun kabulü için ise; davacının bir hakkı veya hukuki durumunun hali hazır bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdit sebebiyle davacının hukuki durumunun tereddüt içinde bulunması, tespit davasının bekletilmesinin davacıya zarar vermesi ve tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak kabiliyette olması gerekir.
Şu hale göre; eda davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edildiğinden; eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kuşkusuzdur. (YHGK 2006/7-265 Esas- 2006/335 Karar sayılı ilamı)
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;Davacı alacak ve tespit istemli olarak eldeki davayı açmış, Sakarya … Bürosunun …/… büro no, …/… arabuluculuk numaralı dosyası ile alacak istemi yönünden arabuluculuğa başvurduğu anlaşılmış, arabuluculuğun anlaşamama ile bittiği anlaşılarak, dava şartının yerine getirildiği görülmüştür.
Dosyaya gelen 31.01.2022 tarih ve 29/7 sayılı S.S. 249 Sayılı Akyazı Fındık Tarım Satış Kooperatifi yazı cevabına göre davacının 31.10.2006 tarihinden itibaren davalı koopretatif üyesi olduğu, dolayısıyla alacak iddiasının kooperatif üyesi ile kooperatif arasında olduğu anlaşılarak, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 99. maddesi uyarınca, Kooperatifler Kanunundan kaynaklanan hukuk davalarının tarafların sıfatlarına bakılmaksızın ticari dava olduğu kabul edilmiş olduğu nazara alındığında mahkememizin anılan davada görevli olduğu anlaşılmıştır.
Az yukarıda açıklandığı üzere, basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde 6098 sayılı yasanın 317.maddesine göre cevap süresinin 2 hafta olduğu, bu sürenin gerekli hallerde 2 hafta daha uzatılabileceği, verilen ek sürenin ilk sürenin bitişinden itibaren işleyeceği, yine aynı yasanın 319 maddesine göre ise savunmanın genişletilmesi yasağının cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağının düzenlendiği, davalıya dava dilekçesinin 18.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, cevap süresinin 02.12.2021 tarihinde sona ereceği, davalı tarafın ise cevap dilekçesini 08.01.2021 havale tarihli dilekçesi ile sunduğu, dolayısıyla süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığı, cevap dilekçesinde bildirilen zamanaşımı definin de süresinde yapılmadığı, süresinden sonra yapılan zamanaşımı definin savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu, davacı tarafın açık kabulünün de olmadığı anlaşılarak, davalının zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf, davalıya fındık sattığını, bunun bedelinin ödenmediğini beyan etmiş ve alacak iddiasında bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 188/1.maddesine göre ;Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez. Dosyaya gelen 04.02.2022 tarih ve 34/10 sayılı S.S. 249 Sayılı …… … … Satış Kooperatifi yazı cevabına ve … … Hukuk Mahkemesinin…/… Esas sayılı dosyası içerisinde yer alan 21.06.2017 tarih ve 39/29 sayılı S.S. 249 Sayılı … …… … … Kooperatifi yazı cevabına göre davalının davacıya 8.469,62 TL borçları olduğu ve bunun ödenmediği yönündeki beyanı nazara alındığında, bu hususun mahkeme önünde ikrar niteliğinde olduğu, dolayısıyla alacak hususunun anılan yasal düzenleme gereği çekişmeli olmaktan çıktığı anlaşılmış ve davacının davalıdan 8.469,62 TL alacaklı olduğu anlaşılmış ve bu hususta başkaca bir araştırma yapılmamış, alacak isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının dava dilekçesinde 8.469,00 TL alacak talebinde bulunduğu, sehven kısa kararda 8.465,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği anlaşılmakla kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşmaması amacıyla hükümde değişiklik yapılmamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, satış sözleşmesinden (6098 sayılı TBK 207 vd, 818 sayılı BK 182 vd) kaynaklandığı, satış tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı yasanın 182/2.maddesine (6098 sayılı yasanın 207/2.maddesi) göre satış sözleşmelerinde borçların aynı anda ifa edileceği, dolayısıyla davacının bedel isteme hakkının satış tarihinde muaccel olduğu; ancak, satış tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 101.maddesine göre (6098 sayılı yasanın 117.maddesi) muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinin düzenlendiği, borca ilişkin ilk talebin davacı tarafça, … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyası ile istendiği, ödeme emrinin davalıya 09.08.2017 tarihinde tebliğ ediliği, dolayısıyla temerrütün bu tarih itibariyle oluştuğu anlaşılarak, alacağa bu tarihten itibaren, faiz işletilmiştir.
Davacı, davalı ile dava dışı Fisko birlik Entegre Fındık İşletme Tesisleri AŞ arasında organik bağ olduğunun tespitini talep etmiş ise de; detayları yukarıda ,YHGK 2006/7-265 Esas- 2006/335 Karar sayılı ilamının ilgili kısmında açıklandığı üzere;Eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz kuralının geçerli olabilmesi için, eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında, meydana getirdikleri kesin hüküm (6100 sayılı HMK m.237) etkisi bakımından hiç bir fark bulunmaması gerekir. Yani tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur (Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt:II 2001 baskı s.1409-1448). Eldeki davada, anılan tespit talebi ile dava dışı şirketin davaya konu edilen borç yönünden sorumluluğunu gerektireceği, anılan talebin davadışı …..AŞ’ye yöneltilecek eda davası ile elde edilebileceği, dolayısıyla davacının eda davası açmak yerine, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından ve anılan tespit hükmünün davaya konu edilen alacak ve davalı açısından hukuki durumlarını değiştirmeyeceği de nazara alınarak, bu istem yönünden hukuki yararın olmadığı anlaşılmış ve bu istemin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. (Benzer yönde YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2015/13552 esas-2017/278 karar)
Ayrıca tespit istemi yönünden dava dışı şirketin davaya dahil edilmesinin gerekip gerekmediği mahkememizce düşünülmüş, Davacı yanın, davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ olduğu iddiası karşısında benzer dava sebebi bulunduğundan davalılar arasında ihtiyari (seçimlik) dava arkadaşlığı bulunmaktadır.(YARGITAY 22. Hukuk Dairesi 2012/17090 2013/5730) bu nedenle dava dışı … …AŞ’nin davaya dahil edilmesine gerek görülmemiştir.
Hüküm: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının alacak talebinin KABULÜ ile; 8.465,00 TL’nin 09/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının organik bağ tespitine ilişkin isteminin 6100 sayılı yasanın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,
3-Karar kesinleştiğinde dosya asıllarının ilgili yerlere iadesine,
4-Alınması icap eden 578,51 TL harçtan peşin alınan 144,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 433,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen talep yönünden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ilk masraf olan peşin harç 144,63 TL, başvurma harcı 59,30 TL, vekalet harcı 8,50 TL ile tebligat, müzekkere gideri 170,00 TL olmak üzere toplam 382,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayarak arta kalan kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/03/2022
Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı