Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/428 E. 2021/207 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/428 Esas – 2021/207
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/428 Esas
KARAR NO : 2021/207

HAKİM :…
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : …

DAVA : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan… plaka sayılı aracı ile 14/12/2019 tarihinde Serdivan Beşköprü Caddesinde seyir halindeyken karşı taraf … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile aracın hakimiyetini kaybederek müvekkiline ait araca müvekkilinin şeridinde çarptığını, çarpışma sonucu müvekkilinin aracın büyük bir maddi hasar meydana geldiğini, araçta meydana gelen hasarın tespiti için Sakarya …. Asliye Hukuk Mahkemesinin…D.İş sayılı dosyasıyla tespit yaptırıldığını, bu tespit sonucunda müvekkilinin aracında meydana gelen hasarın bilirkişilerce 54.659,00 TL olarak tespit edildiğini, aracın onarılmasının ekonomik olmadığı belirtilerek hurdaya ayrılması gerektiğinin bildirdiğini,… plaka sayılı aracın Mapfre Sigorta A.Ş ile sigortalandığını, bu sebeple Mapfre Sigorta A.Ş’nin doğan zarardan sigorta poliçesinde ödemeyi taahhüt ettiği miktar kadar sorumlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, 34 …….1……… plaka sayılı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sadece araç kiralama ile iştigal ettiğini, kaza tarihi olan 14/12/2019 tarihinde kazaya karışan…plaka sayılı aracın 10.08.2018 tarihli uzun süreli oto kiralama sözleşmesi ile dava dışı…’ne kiralandığını, kazaya karışan …plaka sayılı aracın fiili hakimiyetinin diğer dava dışı …’de bulunduğunu, görülmekte olan davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, husumet itirazlarının dikkate alınarak davanın müvekkili yönünden husumet yokluğundan reddini, usule ve göreve ilişkin itirazlarının dikkate alınarak davanın usul yönünden reddini, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “ Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmündedir.
Yine 6325 sayılı HUAK’ın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesine göre; “ İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamında; “30… Aynı Kanunun 3. maddesinde düzenlenen arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda soru işareti bulunmamaktadır. Çünkü kanun koyucu 3. maddede “Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde açık düzenleme yaparak bireysel iş uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koymuştur.” şeklinde tespitte bulunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114/2.maddesinde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğunun düzenlendiği, aynı yasanın 115/2.maddesi 1.cümlesi düzenlemesine göre ise mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Somut olay yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın, 6102 sayılı yasanın 5/A maddesinin yürürlüğe girdiği 01.01.2019 tarihinden sonra, 06.03.2020 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle arabuluculuğun dava şartı olduğu, 6102 sayılı yasanın 5/A maddesinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının arandığı, Yine 6325 sayılı HUAK m.18/A’ya göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamında haklı olarak tespit edildiği üzere, 6325 sayılı HUAK m.18/A ile; “… Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki düzenlemeyi içeren 7036 sayılı Kanun’un 3.maddesi için, kanun koyucunun arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı konusunda iradesini net olarak ortaya koyduğunu belirttikleri, bu nedenle 7036 sayılı Kanun’un 3.maddesi ile aynı düzenlemeyi içeren HUAK m.18/A için de aynı hususun geçerli olduğu, dolayısıyla anılan dava şartı eksikliğinin sonradan giderilemeyeceği, yine özel kanun ile genel kanunun ayrı düzenlemeler içermesi halinde özel kanunun uygulanacağı ilkesine göre 6100 sayılı yasaya göre daha özel nitelikte olan 6325 sayılı HUAK’ın somut olayda uygulanmasının gerektiği, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesinin 2. cümlesinin somut olayda uygulanamayacağı anlaşılarak;
Eldeki olay bakımından dava tarihi olan 06.03.2020 tarihi itibariyle davacının arabuluculuğa başvurmadığı, arabuluculuğa dava açıldıktan sonra, 15.12.2021 tarihinde başvurduğu ve anılan başvurunun henüz sonuçlanmadığı, bu nedenlerle ve yukarıda detaylandırıldığı üzere; 6102 sayılı yasanın 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.09.2020 tarih 2017/10-2695 esas, 2020/587 karar sayılı ilamı da nazara alınarak, eldeki davanın 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği usulden reddine dair, 6100 sayılı HMK’nın 320/1.maddesi uyarınca taraflar davet edilmeksizin dosya üzerinden karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı yasanın 5/A, 6325 sayılı yasanın 18/A ve 6100 sayılı yasanın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereği DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 59,30-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile, eksik alınan 4,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi 23/12/2021

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı