Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/395 E. 2021/150 K. 05.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/395 Esas – 2021/150
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/395 Esas
KARAR NO : 2021/150

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ :…
DAVALI : …
VEKİLİ :…
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2021
KARAR TARİHİ : 05/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı…. İle … Arasında Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmış olduğunu ve borçlu şirkete kredi kullandırılmış olduğunu, iş bu Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca alacak ipotek ile teminat altına alınmış olup, davalının taşınmazı üzerine müvekkil banka lehine ipotek konulmuş olduğunun, borçlu şirket ve müşterek ve müteselsil kefil Genel Kredi Sözleşmesi’nden doğan borçlarını yerine getirmediğinden hem borçlu şirket hem de dava dışı borçlu kefil adına Üsküdar …Noterliği’nin …Tarih ve…Yevmiye Numaralı İhtarnamesinin gönderilmiş olduğunun, ihtar olunan tebliğe rağmen borçlu şirketin ve dava dışı kefilinin ihtarnamede yer alan talepleri yerine getirmemiş olduklarını, müvekkil bankanını alacağı ipotek ile teminat altına alındığı için İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosya ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin 04/01/2019 tarihinde başlatılmış olduğunun, davalı şirketin 25/10/2018 tarihinde Sakarya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/416 Esas sayılı dosyası üzerinden konkordato talebinde bulunmuş olduğunu, müvekkil bankanın da müdahil olduğunun, yapılan konkordato yargılaması neticesinde davalı borçlu şirket lehine 25/10/2018 tarihinde 3 aylık geçici mühlet verilmiş olmakla nihayetinde 25/03/2019 tarihinde ise 1 yıllık kesin mühlet verilmiş olduğunu, bunun üzerine yasal süresi içerisinde 15/04/20219 tarihinde, konkordato alacak komiserlerine verilen dilekçe ile konkordato kesin mühleti olan 25/03/2019 tarihi itibari 614.752,26-TL nakit ve 16.000,00-TL gayri nakit olmak üzere toplam 630.752,26-TL alacaklarının kaydının yapılmış olduğunun, fakat müvekkil bankanın alacağı rehinli alacaklılar listesinde 424.007,81-TL olarak kabul edilmiş olduğunun, borçlunun davacı banka alacağına itirazının dayanaksız olduğunu, davacı bankanın alacak tutarının eksik kabul edilmiş olmakla birlikte gayre nakit alacak miktarına ise hiç yer verilmemiş olduğunu, sonuç olarak 206.744,45-TL alacaklarının reddedilmiş olduğunun, davacı bankanın bugün itibariyle hesapladığı toplam alacağının 1.368.364,50-TL olduğunun, tüm bu nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla reddedilen alacaklarının şimdilik 206.744,45-TL ‘lik kısmının faizi ile davalı borçludan tahsilini, davacı bankanın alacağının konkordato nisabına dahil edilmesini, masraflar ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 17/02/2021 tarama tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Açılan davayı kabul etmediklerini, davanın aşağıda arz edeceğimiz sebeplerden ötürü reddine karar verilmesini talep ettiklerinin, Komiser tarafından hazırlanan rapor üzerine alacaklıların alacak ayıt taleplerinin bazıları nisaba dahil edilmiş, bazıları kısmen veya tamamen çekişmeli hale gelmiş olduğunun, bu hesaplamaların ve kararların İİK’na uygun olarak yapıldığının, davalının, davacı bankadan KGF teminatlı kredi, taşınmaz ipoteği karşılığı rotatif kredi gibi krediler kullanmış olduğunun, bu sebeple dava dilekçesi ekinde yer alan ipotek resmi senedinden de görülebileceği gibi … Numaralı bağımsız bölüm üzerine 3. Derecede 1.000.000 TL. Bedelli ipotek tesis edilmiş olduğunu, daha sonra konkordato dosyasında ilgili taşınmazlar için kıymet takdirleri yaptırılmış ve alacaklının taşınmazın rayiç değerleriyle teminat altına alınabilen tutarındaki alacağı rehinli alacak olarak kabul edilmiş, kaydi olarak ipotek/rehin tesis edilmiş olmakla birlikte rayiç değerin üstünde kalan kısma tekabül eden alacağın adi alacak olarak kabul edilmiş olduğunu, hesaplamalar ve rehinli alacak tespitine dair detayların konkordato dosyasında bulunan komiser raporlarında yer aldığının, yapılan hesaplamalar ve tasniflerin tamamen İİK’na uygun olduğunun, dolayısıyla davacının davasının yerinde olmadığının, davanın reddine karar verilmesinin gerekmekte olduğunun, tüm bu nedenlerle; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.”, şeklinde cevap dilekçesi sunmuştur.
Davacı vekili 09/03/2021 tarama tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; “Davalının cevap dilekçesinde ileri sürmüş olduğu iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olup, dinlenilebilir nitelikte olmadığının, cevap dilekçesinde ileri sürülen iddiaları reddettiklerini, konkordato komiserliği alacak kaydı ve dayanak belgeler ile birlikte söz konusu alacakların bilançoda gösterilip gösterilmediğini de belirterek mahkemeye rapor sunmakta olduğunun, mahkemenin de çekişmeli alacaklara ilişkin incelemesini basit yargılama usulüne göre karar bağlamakta olduğunu, mahkeme gerekli gördüğü takdirde bilirkişi incelemesinin yapabileceğinin fakat detaylı ve derinlemesine bir araştırma yapmadan karar vermekte olduğunun, huzurdaki dava konusu konkordato dosyasında da müvekkil banka alacağı eksik inceleme neticesinde tespit edilmiş olduğunu, İİK ilgili maddeleri doğrultusunda da müvekkil banka alacağının detaylı bir şekilde incelenerek haklı alacaklarının konkordatoya dahil edilmesi için huzurdaki davanın ikame edilmiş olduğunun, iş bu nedenle davalının bu yöndeki iddialarının da diğer iddiaları gibi asılsız olduğunu, tüm bu nedenlerle; resen tespit edilecek hususlar göz önüne alınarak; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile reddedilen alacaklarının şimdilik 206.744,45 TL’lik kısmının faizi ile davalı borçludan tahsilini, müvekkil banka alacağının konkordato nisabına dahil edilmesini, masraflar ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.”, şeklinde cevaba cevap dilekçesi sunmuştur.
HSK Birinci Dairesi’nin 08/07/2021 tarihli ve 568 sayılı müstemir yetkilerin belirlenmesine ilişkin kararı ile Sakarya’da 01/09/2021 tarihinden itibaren Asliye Ticaret Mahkemesi kurulup faaliyetine başlamış olmakla, dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesine devrine ve GÖNDERİLMESİNE, karar verilmiş olup;
Sakarya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/09/2021 tarihli, 2021/43 Esas, 2021/434 Karar sayılı dosyası mahkememize tevdi edilmiş olup; mahkememizin 2021/395 Esas (YENİ ESAS) sırasına kaydı yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Yetki kuralları, bütün davalar ve bazı davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Kural olarak, bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilir. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, TMK nın 19,21, 51. maddelerine göre belirlenir ( HMK m.6).HMK, genel yetkili mahkemeden başka, bazı davalar için özel yetki kuralları konulmuştur. Bunlardan biri, şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki HMK 14. maddede düzenlenmiştir. Diğer yandan şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu kuralının ( m.14) bazı istisnaları vardır. Örneğin İflas davası, yalnız gerçek veya tüzel kişinin muamele merkezinin bulunduğu yerde açılır. Kesin yetkidir ( İİK 154.).Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın veya üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacağı davalar için ilgili tüzel kişisinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir ( m.14/2).
2004 sayılı İİK ‘nın Onikinci Babında “ Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ düzenlenmiştir. Düzenlemenin ilk sırasında “ Adi Konkordato “ ya yer verilmiş, 285 vd maddelerinde yer bulan düzenlemenin 285. maddesinde “ Konkordato talebi “ açıklanmıştır. 285/3. fıkrasında “ Yetkili ve görevli mahkeme; iflasa tabi olan borçlu için 154’üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerlerdeki, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir “ düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa koyucu, konkordato talebinde, yetkili ve görevli mahkeme açısından, iflasa tabi olan borçlu için, İflas yolu ile takipteki yer alan “ yetki “ üst başlıklı 154. maddeye atıf yapmıştır. 154. maddenin alt başlığı, “ İflas takiplerinde yetkili mercii”dir. Atıf yapılan birinci fıkrasında, iflas yoluyla takipte yetkili mercinin, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesi olduğu, ikinci fıkrasında, merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili mercinin, Türkiye’de ki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesi olduğu belirtilmiştir. Bu yetki kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Aksine yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki itirazında bulunulmamış olsa dahi, mahkemece yetkili olup olmadığı kendiliğinden gözetilir.
Diğer yandan, yukarıda ifade edildiği üzere, İİK 285. maddesinde atıf yapılan İİK 154. maddedeki yetki, kamu düzenine ilişkin ve mutlak yetkidir. Bu şekilde, yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır. Çünkü, kesin yetki kuralı dava şartıdır. ( HMK. 114/1-ç, m.115).Bu nedenle, kesin yetki hallerinde yetki itirazı ilk itiraz değildir. Dava şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Davanın esası hakkında inceleme yapabilmek için gerekli olan şartlara, dava şartları denmektedir. Mahkemenin, gerek kendiliğinden gerek tarafların itirazı üzerine yapacağı inceleme sonunda, dava şartının noksan olduğu kanısına varırsa davayı dava şartı yokluğundan usülden reddetmesi gerekmektedir. ( m.115 ve m.20).
Somut olayda; davacı tarafından çekişmeli hale gelen ve konkordato projesine dahil edilmesi istenen alacak yönünden davaya konu olan Sakarya 4. Asliye Hukuk Mah. 2018/416 E. Sayılı dosyası, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/639 E., 2021/862 K. sayılı dosyasından yapılan inceleme neticesinde şirketin muamele merkezinin İstanbul/Kartal’da olması sebebiyle, yerel mahkeme kararı kaldırılarak, davanın yetkisiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddine karar verildiği, konkordato sürecinin İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mah. 2021/418 E. Sayılı dosyasından yürütülmekte olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Eldeki davanın da 2004 sayılı İİK ‘nın Onikinci Babından kaynaklandığı, aynı yasanın 285 vd maddelerinin olaya uygulanacağı, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/639 E., 2021/862 K. sayılı dosyasında da belirtildiği üzere; korkordato talep eden davalı şirketin önceden ……. Mah. ………….Caddesi ……….. Sitesi …….. Apt. No: …………… Kartal/İstanbul adresinde kayıtlı bulunduğu, adres ve ticaret sicil kaydı değişikliğinin 02/11/2018 tarihli 9694 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı ve ilan edildiği, yayınlanan ticaret sicil gazetesinde davacı şirketin 22/10/2018 tarihi itibarıyla adresinin halen güncel adresi olan …………. Mahallesi …………Sokak ………. İşhanı Apt. N:………..Adapazarı/Sakarya adresinde taşındığı, bu tarihten üç gün sonra eldeki davanın açıldığı, davacı şirketin adresinin her ne kadar Sakarya iline taşınmış olsada muamele merkezinin halen daha önceki adresi olan Kartal/İstanbul olduğu, şirketin faliyetlerine yönelik tüm iş ve işlemlerinin ve ticari faaliyetlerinin İstanbul ilinde yürütüldüğü, sicile kayıtlı olduğu Sakarya ilinde herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla Sakarya ilinin davacı şirket yönünden muamele merkezi olarak kabul edelemeyeceği, bu nedenlerle; ticaret sicil adresinin muamele merkezi olduğu yönündeki karinenin aksinin dosya kapsamı delilere göre sabit olduğu, dava tarihi itibariyle muamele merkezinin İstanbul ili olduğu anlaşılmakla, kamu düzenine ilişkin kesin yetki şartının gerçekleşmediği, bu nedenle davanın şirket yönünden yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114-(1)-ç ve 115-(2) maddeleri uyarınca kesin yetki yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Olaya Basit yargılama usulünün uygulanması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 320.maddesi uyarınca taraflar davet edilmeden dosya üzerinden karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-ç, 115/2 gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Dosyanın kararı kesinleştiğinde kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması için dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin yetkili mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 (İKİ) HAFTA içerisinde başvuru olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ve yargılama gideri bakımından dosyanın karara bağlanacağının ihtarına,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde yazılı dilekçe ile veya sözlü başvuru üzerine tutulacak tutanak ile dosyanın SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNCE incelenmek üzere İSTİNAF yoluna başvurabileceğine dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verildi.05/12/2021
Katip…
¸

Hakim …
¸