Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/30 E. 2021/121 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/30 Esas – 2021/121
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/30 Esas
KARAR NO : 2021/121

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ :…
DAVALI : 2- …

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2021

Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/09/2021 tarihli, 2018/77 Esas 2021/311 Karar sayılı gönderme kararı mahkememize tevdi edilmekle, mahkememiz belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı 1163 Sayılı Kanun veçhile kurulmuş bir kooperatif olduğu, esnaf ve sanatkarlar tarafından T.C. Halk Bankası aracılığıyla kullanılan hazine destekli kredilere kefalet ettiği, davalılardan … ile, Halk Bankası …….. Şubesi arasında, 40.000-TL tutarında kredi kullanımına müteallik olarak,26/07/2013 tarihli kredi sözleşmesi akdedildiğini, mezkur kredi sözleşmesine konu borca, müvekkil kooperatif ve diğer davalı … tarafından, “müteselsil kefil” sıfatıyla kefalet verildiği,kredi taksitlerinin, borçlular tarafından zamanında ödenmemesi hasebiyle, taksit tutarları, dava dışı banka tarafından, davacı hesabından düzenli olarak çekildiği , davalılar tarafından ödenme yapılmadığı, kooperatifçe ödenmek zorunda kalan borç toplamının tahsili amacıyla, davalılar hakkında Sakarya ….İcra Müdürlüğü’nün …/…Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ,bu sebeple yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini taleple dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak yapılanl kredi sözleşmesinde yer alan kredi miktarına, kredi ile ilgili tüm belgelere ve sözleşmede atılan imzaya itiraz ettiğini, sözleşmede eşinin rızasının bulunmadığı gibi kefilliği de kabul etmediğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davalı 28/08/2020 tarihli dilekçesi ile Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dava dosyasında takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ancak yaptığı itirazdan vazgeçtiğini ve icra takibindeki borcu kabul ettiğini beyan etmiştir.
Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası dosyamız içine alınmış dosyanın incelenmesinden, Davacı tarafından davalılar hakkında 51.235,26 TL hakkında icra takibi başlatıldığı itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Serdivan Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifinden kredi sözleşmesi, ödeme planı celp edilmiştir.
Dosya hesap bilirkişisi …, bilirkişi mahkememize ibraz etmiş olduğu rapor ve ek raporunda “:.. 14.02.2019 icra takip tarihi itibariyle davalı …’in dava konumuz … numaralı işletme kredisinden kaynaklı toplam borcunun 50.563,17 TL olduğu, (asıl alacak tutarı 31.344,67 TL) Davalılardan …’ın 25.07.2013 tarihli 40.000.-TL’lik genel kredi sözleşmesindeki, Müteselsil kefil imzası nedeniyle…’in icra takip tarihindeki 50.563,17 TL’lik borcundan sorumlu olduğu, Davacı …nin; davalı …’e 50.563,17 TL, diğer kefil konumundaki …’a ise 25.281,59 TL için rücu edebileceği…” yönünde raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Davalı …imza inkarında bulunmuş olduğunuz imza asıl örnekleri toplanmış dosya Adli Tıp kuruma davalı yönünden imza incelemesine gönderilmiştir. Adli Tıp Kurumunun 30/04/2021 tarih ve (01/02/2021/7897/527-729) sayılı raporu ile imza örneklerinin … ‘ın eli ürünü olduğu yönünde raporunu Mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler değerlendirilecek olursa;
İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
6098 sayılı TBK.’nın 583. maddesinde; “kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
6098 sayılı TBK.’nın eşin rızası başlıklı 584. maddesinde; “eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükümleri düzenlenmiştir.
Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK. 33. madde). Mahkeme emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (Yargıtay HGK. 13/03/2013 tarihli 2013/802 Esas – 2013/347 sayılı Kararı).
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa; davacı tarafından davalılar aleyhine kredi borcunun davacı tarafından ödenmesi ve davacının davalılara rücu etmesi nedeniyle Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalılardan …’e 21.02.2019 da tebliğ edildiği, bu davalının ödeme emrine 28.02.2019 tarihinde, 2004 sayılı yasanın 62.maddedeki 7 günlük sürede itiraz etmiş olduğu, yine diğer davalı…’a 19.02.2019 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalının 22.02.2019 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 07.03.2019 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının da yerine getirilmiş olduğu anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Davanın açılmasından sonra, 31.08.2020 tarihinde davalılardan …’in Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasına verdiği dilekçe ile itirazından vazgeçtiğini, takibin kesinleştirilmesini talep ettiği, bu beyanı üzerine takibe devam edildiği ve davalının icra dosyasına taahhüt verdiği, dolayısıyla takibin devam ettiği, bu davalı yönünden eldeki davanın konusuz kaldığı, ancak davalı …’in 31.08.2020 tarihli dilekçesiyle eldeki davayı kabul ettiğine dair beyanının bulunması, icra takibine haksız olarak itiraz ederek davacının alacağına kavuşmasını geciktirmesi nazara alındığında, yargılama giderlerinden ve 2004 sayılı İİK’nın 67.maddesi uyarınca icra inkar tazminatından sorumlu olduğu kabul edilerek, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Diğer davalı … yönünden ise; davalının kredi sözleşmesindeki imzasını inkar ettiği anlaşıldığından öncelikle bu yönde araştırma yapılması gerekmiş, davaya konu kredi sözleşmesinin aslı, davalının diğer kurumlarda bulunan imza örneklerinin asılları dosyaya alınmış, davalının imza örnekleri de alınarak, dosya imza incelemesi için ATK’ya gönderilmiştir. Dosyaya sunulan 16.06.2021 tarihli ATK raporuna göre, davaya konu edilen kredi sözleşmesi altındaki imzanın davalının eli ürünü olduğunun tespit edildiği bildirilmiş, bu nedenlerle takibe konu edilen kredi sözleşmesindeki imzanın davalı Hikmet Kıral tarafından atıldığı kanaatine varılmış ve davalının imza itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içinde bulunan kredi sözleşmesinde asıl borçlunun diğer davalı…olduğu, kefillerinin davacı ve davalı … olduğu, …’ın kefalet tutarını, müteselsil kefil olduğuna dair beyanı, kefil olunan miktarı ve kefalet tarihini el yazısı ile yazıp imzaladığı, bu haliyle 6098 sayılı TBK’nın 583.maddesindeki kefalete ilişkin şartların somut olayda yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı itirazında eş rızası olmadığını beyan etmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 584/3.maddesine göre 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmayacağı, davaya konu edilen kredinin de bu neviden kredi olduğu, dolaysıyla eş rızasına gerek olmadığı anlaşılmış ve davalının bu itirazı da yerinde görülmemiş, az yukarıda bahsedildiği üzere kefalet sözleşmesinin şartlarının oluştuğu anlaşılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada davacının alacak miktarı ve faiz yönünden takibin yerinde olup olmadığının tespiti amacıyla dosya bankacı bilirkişiye verilmiş, bilirkişinin11.03.2020 tarihli asıl, 08.12.2020 tarihli ek raporuna göre; 31.344,67 TL asıl alacağın davacı tarafından ödendiği, icra takibine kadar işlemiş temerrüt faizinin18.318,50 TL olduğu, davacının tüzük gereği %24’e kadar temerrüt faizi talep edebileceği, somut olayda işletilen faiz oranının %20 olduğu, kooperatif tüzüğüne uygun olduğu, kooperatifin belgelendirdiği masrafların 900,00 TL olduğu buna göre davalı Hikmet’in 50.563,17 TL alacaktan sorumlu olduğu bildirilmiş, anılan raporların yargı denetimine elverişli oldukları anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı ile davalı Hükmet Kıral’ın diğer davalı …’in kredisine birlikte kefil oldukları anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK.’nun 587. maddesinin son fıkrasına göre; “birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her biri, borcun tamamından sorumlu olur. Ancak, borcu ödeyen kefil, aksine anlaşma olmadıkça toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.” hükmünde olup, bu fıkranın mevcut olayda uygulanma ihtimaline binaen bilirkişiden yeniden ek rapor alınmış,23.09.2021 tarihli ek raporda bu ihtimale göre de değerlendirme yapılmıştır. Ancak,anılan yasal düzenlemeden kefillerin aksine sözleşme düzenleyebilecekleri de anlaşılmış, dosyaya sunulan “Taahhütname” başlıklı sözleşme içeriğine göre, kredinin davacı tarafından ödenmesi halinde borcun tamamının davalılar tarafından kefil olan davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşıldığından, davalı Hükmet Kıral’ın borcun tamamından sorumlu olduğu anlaşılmış ve davalı …yönünden 31.344,67 TL asıl alacak, 18.318,50 TL icra takibine kadar işlemiş temerrüt faizi, 900,00 TL kooperatifin belgelendirdiği masraflar olmak üzere 50.563,17 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, davalı yaptığı itirazda haksız olduğundan ve davacının alacağına gecikmesine sebebiyet verdiğinden asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatından sorumlu olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklanmak üzere;
1-a)Davalı … yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile Esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b)Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
2-a)Davalı …’ın Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 31.344,67-TL asıl alacak; 18.318,50-TL takip tarihine kadar işlemiş temerrüd faizi ve 900,00-TL kooperatifin belgelendirdiği masraf olmak üzere toplam 50.563,17-TL alacak üzerinden devamına, Asıl alacağın takip tarihinden sonra %20 oranında temerrüd faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
b)Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar kesinleştiğinde dosya içerisinde bulunan Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı takip dosyası ile imza incelenmesinde kullanılan belge asıllarının ilgili kurumlara iadesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.453,97-TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 932,38-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.521,59-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından karşılanan 44,40-TL başvuru harcı ve 887,98-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 931,45-TL yargılama giderinden kabul oranına göre (%98,68) kabul); 919,15-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.980,00-TL ücretin kabul-ret oranına göre; 1.953,86-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına; 26,14-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ne göre.7.373,21 -TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ne göre 672,09-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak arta kalan kısmın taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/11/2021

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza