Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/292 E. 2021/86 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/292 Esas – 2021/86
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/292 Esas
KARAR NO : 2021/86

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında Sakarya …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının borçlu olmadığına ilişkin itiraz dilekçesi ekine herhangi bir belge sunmadığını, arabuluculuğa başvuru sonucunda anlaşmaya varılamadığını, itirazın iptalini, takibin takip talebinde belirtilen şekliyle devamını, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya borcu bulunmadığının bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkacağını, davacının faturaya konu malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin herhangi bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığını, zamanaşımı defilerinin ulunduğunu, davanın esastan reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin e-fatura ile faturalandırıldığını, sevk irsaliyelerinin davalı şirket çalışanları tarafından malların eksiksiz teslim alındığına dair beyan kaydı ile imzalandığını, davalı tarafın alacağın likit olmadığına ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, itirazın iptalini, takibin takip talebinde belirtilen şekliyle devamını, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Sakarya …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
SMMM … özetle; davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerine havi oldukları, aylık beratlarının süresi içinde gelir idaresi başkanlığına bildirildiği, defterlerin muhasebe uygulama tebliği ve muhasebenin temel ilkelerine göre tutuldukları, kayıtlar aesas belgelerin mevcut olduğu, davacının 2020 yılı ticari defterlerine göre , ticari ilişkinin 10/01/2020 tarihinde başladığ,ı 15/04/2020 tarihine kadar toplam 20 adet elektronik fatura ile 61.744,84-TL tutarında mal satışı yapıldığı, bu süre içinde 45.039,69-TL tutarında tahsilat yaptığı, 15/04/2020 tarihinden itibaren 16.705,15-TL alacaklı göründüğü, davacı alacağının icra takip dosyasındaki talep edilen alacak tutarı ile aynı olduğu şeklinde rapor düzenlemiştir.
SMMM Kamil Özkan özetle; davalı….’ne ait 2020 yılı ticari defter ve kayıtları üzerine yapılan inceleme sonucunda; ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yasal süreleri içerisinde yapılmış olduğu, kayıtların tek düzen hesap planı ve ilgili mevzuata uygun olarak yapıldığı, Hukuk Muhakemeleri Yasası’nın 222. Maddesine göre kanıt olarak kabul edilmesi hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davalı ….’nin davacı…. İle yapmış olduğu ticareti … kod numarası ve adı ile defter kayıtların aldığı, davalı ….’nin ticari defter kayıtlarında davacı …. Ltd. Şti.’ne 09/09/2020 icra tarihi itibarıyla 16.705,15-TL bakiye borcunun bulunduğu şeklinde rapor düzenlemiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa; İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa; davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen faturalar ve cari hesap ekstresi ile ilgili olarak Sakarya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6190 sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin tanzim tarihinin 09.09.2020 olduğu, davalının ödeme emrine 10.09.2020 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği (ödeme emrinin düzenlenme tarihinden bir gün sonra itiraz edilmesi nedeniyle esasa etkili olmayacağı düşünülen ödeme emrinin tebliği ayrıca icra müdürlüğünden sorulmamıştır.), itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 26.10.2020 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki cari hesaba ve bu hesaba kayıtlı faturalara dayanarak eldeki takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 12.04.2021 havale tarihli bilirkişi raporu ve 11.08.2021 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arsında cari hesaba dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu, her iki tarafın ticari defterlerine göre davaya konu edilen cari hesaba kayıtlı faturaların her iki tarafın defterlerine de işlendiği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 16.705,15 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında alınan raporlara göre, her iki tarafın ticari defterlerinin birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturaların davalının ticari defterlerine de işlenmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davalının faturalar gereği davalıdan 16.705,15 TL, takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğu ve itirazın iptali gerekmiş olup, davalının takip dosyasına haksız olarak itiraz ettiği de nazara alınarak 2004 sayılı yasanın 67. maddesi gereği davacı alacaklı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Davalı taraf her ne kadar zamanaşımı iddiasında bulunmuş ise de, taraflar arasındaki ilişkinin 6098 sayılı yasanın 207 vd maddelerinde düzenlenen satış ilişkisi olduğu, aynı yasanın 146.maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, fatura tarihleri nazara alındığında bu sürenin geçmemiş olduğu anlaşılarak, davalının bu itiraz yerinde görülmemiştir.
Yine davalı dosyadaki beyanlarında ticari ilişkiyi inkar ettiği, ödeme iddiasında da bulunmadığından yemin delilinin kullandırılmasına gerek görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile davalı borçlunun Sakarya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Davalı itirazında haksız çıktığından asıl alacak miktarı olan 16.705,15-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu 22. Maddesi gereğince, alınması icap eden 1.141,13-TL harçtan peşin alınan 201,76-TL harcın tenzili ile bakiye 939,37-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı vekili için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6.maddesi uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan tebligat, müzekkere, posta masrafı olarak yapılan 1.663,00-TL yargılama gideri ile dava açılışında yatırılan masraf olan (peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı) 263,96-TL olmak üzere toplam 1.926,96-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davalının yapmış olduğu masrafın üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın kesinleşmesinden sonra dosya arasında bulunan Sakarya…. İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosya aslının Müdürlüğe iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2021
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır