Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/284 E. 2022/1370 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/284 Esas – 2022/1370
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/284 Esas
KARAR NO : 2022/1370

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av….
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu, taraflar arasında Çevre Kanunu, Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği ve Çevre Denetimi Yönetmenliği kapsamında danışmanlık hizmeti verileceği ve bu konuda anlaşıldığını davalı şirketin sözleşme fatura bedelini ödemediğini bu sebeple hakkında … … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının itiraz ederek durdurduğunu, arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığını, davacının daha fazla zarara uğramaması adına ihtiyati haciz kararı verilmesini, itirazın iptalini, takibin devamını, icra inkar tazminatı talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 17/05/2022 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

….İcra Müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyası celp edilmiş dosyanın incelenmesinden 62.835,00TL fatura alacağı için takip başlatıldığı davalının süresi içinde yaptığı itiraz sebebiyle takibin durduğu görülmüştür.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesi Müdürlüğünün 23/09/2021 tarih ve … sayılı cevap yazıları ile davacının BS kayıtları, 23/09/2021 Tarih ve … sayılı cevap yazıları ile davalının BA kayıtlarını Mahkememize ibraz edilmiştir.
… … Bankası Adapazarı Şubesinin 10/02/2022 Tarih ve 44125 sayılı cevapları ile 01/08/2020-31/07/2021 tarihleri arasında hesap ekstreleri celp edilmiştir.
Mahkememizce davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış bilirkişi Örg.Gör….21/02/2022 tarihli raporunda “… Dava dosyası ile birlikte Davacı taraf 2020 -2021 yıllarına ait Ticari Defter ve kayıtları da İncelendiğinde; Davacı ve Davalı şirketler arasında ticari bir ilişkinin olduğu, Davacı taraf ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapıldığı, İcra Takibine konu edilen faturalar, Ticari Defter Kayıtları ile Cari Hesap Ekstresi|Muavin Defter) incelenerek beraberce değerlendirildiğinde; Davacı tarafından düzenlenen faturaların Ticari Defterlere işlendiği, Davalı tarafça yapılmış olan her hangi bir ödemenin olmadığı, Davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların her iki şirket tarafından BA ve BS Formlarının süresi içerisinden bağlı bulundukları Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesine bildirildiği, Dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler ile davacı şirketin Ticari Defter ve Kayıtları incelendiğinde; — İcra Takip Tarihi itibariyle — Davacı….’nin Davalı….’nden 62.835,00 TL. tutarında ALACAKLI olduğu..” yönünde raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Mahkememizce davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış Mali Müşavir … … 25/05/2022 tarihli raporunda “… Etiketten …’nin BA Formunda Alınan hizmet Faturalar BA Formuyla süresi içerisinde Ali Fuat Cebesay Vergi Dairesine beyan ettiği, …nin BS Formlarında Satışı ihtiva eden Hizmet faturaları BS Formuyla süresi içerisinde Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesine beyan ettiği, Davalı Etiketten Endüstriyel Ürünler Dış Ticaret Sanayi Limited Şirketi ile Davacı Enci Mühendislik Hizmetleri Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi ticari bir ilişkinin olduğu, Davalı ve davacının Ticari defterini 6102 T.T.K.’nın 64/3 maddesine göre süresi içerinde yaptırdığı, Ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu tarafımca tespit edilmiştir. Davacı… İcra takibine konu ettiği faturaların Davalı Etiketten… Ticari Defterlerinde de mevcut olduğu her iki şirketin kayıtlarının bir biriyle örtüştüğü Cari hesaplarına takip edildiği, Davalı Etiketten…nin Ticari defter kayıtlarında Davacı…nden almış olduğu dava konusu (Kdv Dâhil Faturaların Toplam tutarı:62.835,00 TL) e- faturaları Ticari defterlerine kayıt ettiği, Davacı tarafa herhangi bir ödemenin olmadığı, Sonuç olarak dava konusu firmalar arasında Ticari münasebetin olduğu, Davalı Etiketten …nin Davacı …i’ne 62.838,00.TL borcunun olduğu…” yönünde raporunu mahkememize ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2-İtirazın iptali davası, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenmekle takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır ve takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Öyle ki, genel hükümlere göre harca tabi olan itirazın iptali davasında alacaklı taraf isterse takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu binde beş harcı geri alabilir ve itirazın iptali davası harcına mahsubunu isteyebilir (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 28/a, 29/I, III).
3-Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
4-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
5- Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
6- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
7- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
8-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterleri ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10-6102 sayılı TTK’nun 1530. Maddesinde Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlenmiş olup, (2) fıkrada; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) fıkrada; Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) fıkrada; Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 10. maddesinde ise; “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” hükmü yer almaktadır.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
11- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen faturalar ile ilgili olarak … …İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalıya 08.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 09.07.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 15.09.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı anlaşılmış, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği de anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
12-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki 11 adet faturaya dayanarak eldeki takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; hizmet veren tarafından gönderilen faturanın hizmet alan tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta tarafların 2020 yılı ve 2021 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucu tanzim edilen ve dosyamıza sunulan 21.02.2022 tarihli ve 25.05.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; tarafların 2020-2021 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, tutulması zorunlu ticari defterlerdeki kayıtlara göre takibe konu faturaların tarafların ticari defterlerine işlendiği ve BS-BA formlarıyla bildirildiği, davalının ödemesine ilişkin bir kaydında olmadığı, davacının davalıdan 62.835,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
13-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Tarafların 11 nolu paragrafta açıklandığı üzere dosyadaki raporlara göre usulüne uygun tutulan defter kayıtlarının hükme esas alınması gerekmiştir.
14-Dosya kapsamında alınan raporlara göre göre, tarafların tutulması zorunlu ticari defterlerinin birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturaların tarafların ticari defterlerine ve BS-BA formlarına da işlenmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, davalının BA olarak bildirdiği faturaları tebliğ aldığı, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
15-Yine 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle davacının faturalar gereği davalıdan 62.835,00 TL, takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu kanaatine varılmış, takibe haksız olarak itiraz ettiği anlaşılarak, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
16-Yukarıda 10 numaralı paragrafta detaylandırıldığı üzere; Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğinin 6102 sayılı yasanın 1530.maddesinde düzenlendiği, davacının faiz talebini takipten sonrası ile sınırlı tuttuğu, yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere, taraflar arasında faturadan kaynaklı bir ilişkinin olduğu, faturaların hizmet tedarikinden kaynaklandığı, dolayısıyla 6102 sayılı yasanın 1530.maddesindeki faiz talebinin yerinde olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM. Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı borçlunun …İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
2-Asıl alacak miktarı olan 62.835,00 TL’nin %20’si oranın icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.292,25-TL harçtan peşin alınan 800,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.492,05-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan tebligat, müzekkere, posta masrafı olarak yapılan 1.550,00 -TL yargılama gideri ile dava açılışında yatırılan masraf olan (peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı)868,00 -TL olmak üzere toplam 2.418,00 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı vekili için, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.053,6-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Arabuluculuk nedeniyle hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL ücretin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı