Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2 E. 2022/1412 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/2 Esas – 2022/1412
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/2 Esas
KARAR NO : 2022/1412 Karar

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete ticareti gereği ambalaj olarak kullanılmak üzere köşebant satışı yapıldığını, davacı şirketin 2020 yılı içerisinde davalı şirkete köşebant satışı yapıldığından, satış üzerine faturalar düzenlendiğini, bu faturaların 04/05/2020 tarihli 1.315,70 -TL bedelli V numaralı ve 01/09/2020 vade tarihli fatura ve 05/05/2020 tarihli 2.867,40-TL bedelli … numaralı ve 02/09/2020 vade tarihli fatura olduğunu, ilgili fatura ödemeleri davacı şirkete yapılmadığını, bahse konu ödemelerin yapılmaması sonucunda bununla ilgili …… icra müdürlüğünün ……ESAas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, ve takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davacı şirketin diğer bir şirketi olan … Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Davalı tarafa ……Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ve davalı tarafın diğer şirketleri olan … Seramik Sanayi ve Ticaret A.Ş. …… Asliye Hukuk Mahkemesi …/… Esas sayılı dosyası ve … Toprak Sanayi İnşaat ve Ticaret A.Ş.’ye … …. Asliye Hukuk Mahkemesi …/… Esas sayılı dosyalarında karşı itirazın iptali davaları açıldığını, davalının … …İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı icra takibindeki itirazın iptalini, tüm alacaklar yönünden takibin devamına karar verilmesini, itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı şirket hakkında kötü niyetle icra takibi yaptığını ve davalı şirketin bu takibe karşı itiraz ederek …… İcra dairesinin …… esas sayılı dosyasında yürütülen takibi durdurduğunu, bunun üzerine davacı bu davayla itirazın iptalini ve kötü niyet tazminatı istemişse de taleplerinin hukuki olmadığının, davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm bu nedenlerle; davacı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
…..İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının celp edildiği, toplam alacağın 4.837,15-TL olduğu anlaşılmıştır.
…… Asliye Hukuk mahkemesi …/… Esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası arasına alındığı anlaşıldı.
…Vergi Dairesi müdürlüğünün 13/09/2021 tarihli yazısında; bahsi geçen faturaların toplam tutarının 5.000,00-TL sınırını aşmadığın…İnş. Seramik San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından BA formlarında beyan edilmediği bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün 09/09/2021 tarihli yazısında; müdürlüklerine ait … vergi kimlik numaralı mükellefi hakkında talep edilen BA ve BS formalarının yazı ekinde gönderildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi … … 08/12/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı ve Davalı şirketler arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu, davacı şirket tarafından … … İnşaat Seramik San ve Tic. A.Ş.’ne 2020 yılı içinde kesilmiş olan toplam 4.183,10 TL tutarındaki faturalar davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğunu, hesap yıl sonu itibarı ile kapanmamış ve aynı tutar 2021 yılına devrettiğini, davalı şirket tarafından 2021 yılı içinde de herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, davacının resmi kayıtlarında … Kağıt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 4.183,10 TL alacaklı olarak göründüğünü, davalı tarafın her iki faturanın da kendilerine ulaştığını, bunlara yasal süre olan 8 gün içinde itirazda bulunmadıklarını, ancak faturalara konu malların kendilerine teslim edilmediğini, ödemenin de bu nedenle yapılmadığını, fiili teslimin yapıldığının Davacı tarafından ispatının zorunlu olduğu gerekçesine karşılık…Kağıt Sanayi ve Ticaret A.Ş. ekte sunulan 2 adet irsaliye fotokopilerini verdiklerini davacı … … İnşaat Seramik San ve Tic. A.Ş.’nin faturaya konu malları davalının kendileri tarafından gönderdikleri …plakalı araç ve … ……… isimli kişi ile fabrikadan irsaliyeleri imzalayarak teslim aldıklarını ifade ettiğni, irsaliyelerdeki ve faturalardaki teslime konu ürün içerikleri birbirleri ile uyumlu göründüğünü rapor etmiştir.
Bilirkişi … … … 29/06/2022 tarihli raporunda özetle; incelenen davalıya ait defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun yaptırılmış olduğunu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğunu, davacının düzenlemiş olduğu tüm faturaların ticari kayıtlarda yer aldığını, ilamsız Takipte Ödeme Emrinde yer alan faturalar ve Cari Borç tutarıyla uyumlu olduğunu, düzenlenmiş olan faturalar 2020/05 dönemine ait faturalar ise B Formu sınırını (Vergiler Hariç 5.000 TL ) aşmadığından beyan edilmediğini, bu sebeplerle davalı şirketin kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacı şirkete 4.183,10 TL borçlu bulunduğunu rapor etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10-6102 sayılı TTK’nun 1530. Maddesinde Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlenmiş olup, (2) fıkrada; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) fıkrada; Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) fıkrada; Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 10. maddesinde ise; “Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” hükmü yer almaktadır.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
11- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 2 adet fatura ile ilgili olarak ….. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı takip dosyası ile 4.183,10 TL asıl alacak, 654,05 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.837,15 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 13.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 13.08.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 02.09.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
12-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalara dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 06.12.2021 ve 29.06.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; taraflar arsında faturaya dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş olduğu nazara alındığında; taraflar arasında takibe konu faturalara esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
13-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına göre, her iki tarafın ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturalarının davalının ticari defterlerine de işlenmesi nedeniyle taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriklerini kabul ettiği anlaşılmıştır.
14- Yukarıda 12 ve 13 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları ve birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle; taraflar arasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 4.183,10 TL alacaklı olduğu, her iki defter kayıtlarının bu yönüyle birbirlerini doğruladığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 4.183,10 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından talep edilen bedeller için bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
15-Davacı tarafın takipten önceki dönem için 6102 sayılı yasanın 1530.maddesi uyarınca faiz talep ettiği görülmüş, raporlarda bu yönde bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmış ise de, anılan hesaplamanın mahkememizce de yapılabileceği anlaşıldığından ek rapor alınmamıştır. Taraflar arasında mal ve hizmet tedarikinin bulunduğu anlaşıldığından anılan olaya 6102 sayılı yasanın 1530.maddesinin uygulanabileceği anlaşılmıştır. Buna göre TCMB’nin sitesinden alınan faiz verilerine göre; 6102 sayılı yasanın 1530.maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu dönem için uygulanacak faiz oranının 2020 yılı için %15, 2021 yılı için %18,25 olduğu, 6102 sayılı yasanın 1530/3. maddesindeki yasal düzenlemeye göre; vade tarihinde temerrüt oluşacağı, 1.315,70 TL lik fatura yönünden vadenin faturada 01.09.2021 olarak kararlaştırıldığı, vade tarihinden takip tarihine kadar toplam 11 ay 1 gün olduğu, 01.09.2020 ve 01.01.2021 arasındaki 122 gün için yıllık %15 faiz üzerinden (122×15/365 formülünden hareketle) %5,013.. olduğu, yine 01.01.2021 ve 02.08.2021 arasındaki 213 gün için (122×18,25/365 formülünden hareketle) %10,65 olduğu buna göre fatura için toplam talep edilecek faizin; (5,013x 1.315,70/100 ve 10,65×1.315,70/100 formülünden hareketle) 206,09 TL olduğu, diğer fatura olan 02.09.2020 vade tarihli 2.867,40 TL’lik fatura yönünden vade tarihinden takip tarihine kadar toplam 11 ay olduğu, 02.09.2020 ve 01.01.2021 arasındaki 121 gün için yıllık %15 faiz üzerinden (122×15/365 formülünden hareketle) %4,972.. olduğu, yine 01.01.2021 ve 02.08.2021 arasındaki 213 gün için (122×18,25/365 formülünden hareketle) %10,65 olduğu buna göre fatura için toplam talep edilecek faizin; (4,972x 1.315,70/100 ve 10,65×1.315,70/100 formülünden hareketle) 447,96 TL olduğu, toplamda takip öncesi faizin ise 654,05 TL olduğu ve talebin bu yönüyle de yerinde olduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı borçlunun … …İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Asıl alacak miktarı olan 4.183,10 TL’nin %20’si oranın icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 330,43-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 59,30-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 271,13-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 4.837,15-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 59,30-TL Peşin/nisbi Harcı, 1.000,00-TL Bilirkişi ücreti, 157,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.276,10TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın, miktar itibariyle kesin olmak üzere 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı