Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/128 E. 2022/1101 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/128 Esas – 2022/1101
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/128 Esas
KARAR NO : 2022/1101

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
DAVALI :…
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …Ltd.Şti ile davalı…A.Ş arasında mal-hizmet satışına ilişkin işlemler tesis edildiğini, … tarihli… numaralı fatura ile 3 metre 10 MM sac levha, 1 adet 2000*5000 mm 5 mm elek teli, 1 adet 2000*5000 mm 15 mm elek teli, 1 adet 2000*5000 mm 22 mm elek teli, 100 metre U elek fitilin davalı tarafa satışının gerçekleştiğini, 14.750,00 TL olarak faturalandırıldığını, …tarihli … numaralı fatura ile 8,5 metre 1000 konveyor bant şasesi davalı tarafa satışı gerçekleştiğini, 22.567,50 TL olarak faturalandırıldığını, davalı tarafa yapılan sözlü uyarılara rağmen borç ödenmediğini, davalı tarafın borcu için 03/05/2021 tarihinde Sakarya …İcra Müdürlüğü … Esas numarası ile taraflarınca ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın 09/06/2021 tarihinde tebellüğ ettiği ödeme emrine karşı 15/06/2021 tarihinde itiraz edildiğini, ilgili icra dairesince 16/06/2021 tarihinde hakkındaki takibin durdurulduğunu, izah edilen nedenlerle davalı tarafın icra dosyasına vaki itirazının iptali ile 43.362,42 TL üzerinden icra takibinin devamını, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 11/11/2021 tarihli ara kararı gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere davacı ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının sunulması için 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defter sunduğu anlaşıldı.
SMMM Bilirkişi 11/01/2021 tarihli raporunda; icra dosyasında bedeli talep edilen faturaların dosyaya sunulmuş olan faturalarla uyumlu olduğunu, davalının BA bildirim tarihleri göz önünde bulundurulduğunda davalının faturalara yasal süresinde itiraz etmeyerek BA formlarında alış olarak kabul ederek bildirim yaptığı kanaatinde olduğunu, davalının dosyaya incelenmek üzere herhangi bir defter ya da belge sunmadığını, davacının dosyaya bazı muhasebe fişi görselleri sunduğunu ancak bunların TTK’ya göre tutulmuş yasal defterlere ait olup olmadığının fiziki defter ise noter tasdiki olup olmadığının, elektronik defter ise Gelir İdaresi Başkanlığı’nın e-defter doğrulama uygulamasından geçip geçmediğinin tespitinin mümkün olmadığının, sunulan belgelerin her an düzenlenebilir nitelikte olup davacı şirketin sunduğu fiş görsellerinin resmi defterlerle örtüşüp örtüşmediğinin, yasal defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, borcun/alacağın mevcudiyetinin mevcut bilgi ve belgelerle tespitinin mümkün olmadığını rapor etmiştir.
Mahkememizin 10/02/2022 tarihli duruşmasında bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiği anlaşıldı.
SMMM Bilirkişi 04/03/2022 tarihli ek raporunda; davalının BA bildirim tarihleri göz önünde bulundurulduğunda davalının faturalara yasal süresinde itiraz etmeyerek BA formlarında alış olarak kabul ederek bildirim yaptığını dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğunu, davacıya ait 2020 yılı defterlerinin noter tasdikleri ile kayıtlarının usulüne uygun olduğunu, davacının ticari defterlerine göre 2020 yılı sonu itibari ile davalıdan 36.151,70 TL alacaklı olduğunu rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde;
Dava fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf davalı ile aralarında mal hizmet satışına ilişkin işlemler tesis edildiğini, 23.012020 tarihli 14.750,00 TL’lik fatura ve 15.02.2020 tarihli 22.567,50 TL’lik faturalar kapsamında davalı tarafa satış işlemleri gerçekleştirdiğini, sözlü uyarılara rağmen davalının borcunu ödemediğini, Sakarya …. İcra Müdürlüğünün … Esas numarası ile taraflarınca ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesinini dava ve talep etmiştir.
Davalı taraf süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş davalının ileri sürmüş olduğu tüm hususları inkar etmiş sayılmıştır.
Davacı ve davalının bağlı bulundukları vergi dairelerinden davacının BS, davalının BA formları istenilmiş, davaya konu faturaların davacının BS, davalının BA formlarında kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından süresi içerisinde ibraz edilen ticari defterlerin incelenmesi için dosya bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 11.01.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 04.03.2022 tarihli bilirkişi raporlarında davalının BA bildirim tarihleri göz önünde bulundurulduğunda davalının faturalara yasal süresinde itiraz etmeyerek BA formlarında alış olarak kabul ederek bildirim yaptığını dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğunu, davacıya ait 2020 yılı defterlerinin noter tasdikleri ile kayıtlarının usulüne uygun olduğunu, davacının ticari defterlerine göre 2020 yılı sonu itibari ile davalıdan 36.151,70 TL alacaklı olduğunu rapor etmiştir.
Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki 2 adet faturaya dayanarak eldeki takibi açmıştır. Faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı/hizmet veren tarafından gönderilen faturanın alıcı/hizmet alan tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta davacı tarafın 2020 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucu dosyamıza sunulan 11.01.2022 ve 04.03.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olduğu, davacının birbirini doğrulayan ticari defterlerine göre davaya konu edilen faturalar davacı tarafın defterlerine işlendiği belirtilmiş, 26.669,27 TL bedelli faturadan kaynaklı davacının davalıdan 26.669,27 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasının 3 nolu ara kararı ile davalıya ticari defterlerini dosyaya ibraz etmesi için 2 haftalık kesin süre verilmiş ve 18.12.2021 tarihinde davalı tarafa ihtarlı tebligat yapılmış ise de süresi içesinde davalı tarafından mahkememize ticari defterler ibraz edilmemiştir.
Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarına göre, davacının ticari defterlerinin birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması, verilen kesin sürede davalının defterlerini ibraz etmemesi, bu şekilde ibrazdan kaçınmış olması nedeniyle HMK 222/3 maddesi uyarınca davacının usulüne uygun olarak tutulmuş olan ticari defterleri lehine değerlendirilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle yasal süresinde açılan davanın kabulüne, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.
Alacaklının takip alacağında takip öncesi faiz yönünden de isteminin olduğu anlaşıldığından takip öncesi işlemiş faiz yönünden de değerlendirme yapılması gerekmiştir. Bilindiği üzere; temerrüt faizi talep edebilmesi için borçlunun temerrüde düşmüş olması gerekir. Türk Borçlar Kanunu’nun 117. Maddesi düzenlemesi bu yöndedir. Taraflar arasındaki akdi ilişkide bir ödeme gününün kararlaştırılmamış olması, Türk Borçlar Kanunu’nun 207. Maddesine göre, satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmelerinin gerekmesi nazara alındığında, satış ilişkisinin kurulması ve malların teslimiyle borcun muaccel hale geldiği, muaccel bu borç için davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği anlaşılarak, takip öncesi işletilen faizin yerinde olmadığı anlaşılmış, davalının takip tarihine kadar işlemiş faize yönelik itirazında haklı olduğu anlaşılmış, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizinin işletilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafından her ne kadar 23.012020 tarihli 14.750,00 TL’lik fatura ve 15.02.2020 tarihli 22.567,50 TL’lik faturalar kapsamında toplam 37.317,50 TL asıl alacak için icra takibi başlatılmış ise de davacının ticari defterlerinin incelenmesinde yevmiye defterinin 1 No’lu açılış maddesinde davalıya ait avans hesabının 1.165,80 TL alacak bakiyesi verdiği ve bu tutarın 2 No’lu yevmiye kaydı ile müşteri cari hesabına devredildiğinin belirtildiği, İcra takibine konu 22.567,50 TL tutarındaki faturanın 15.02.2020 tarih ve 23 yevmiye numarası ile kaydedildiği, 14.750,00 TL tutarındaki faturanın ise 25.01.2020 tarih ve 12 yevmiye numarası ile kayıtlara alındığı tespit edildiği, vaki işlemler neticesinde davacının nezdindeki davalı hesabının borç bakiyesi 36.151,70 TL olduğunun tespit edildiği, asıl alacak açısından icra takibine yapılan itirazda davalının kısmen haklı olduğu anlaşılmakla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı borçlunun Sakarya…. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 36.151,70 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına,
2-Davalı itirazında kısmen haklı çıktığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 2.469,52-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 520,71-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.948,81-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.422,75-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 520,71-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 580,01TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 500,00-TL Bilirkişi ücreti, 551,50-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.051,50-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 876,65-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
8-Dosya arasında bulunan davacı tarafa ait ticari defter ve belgelerin talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(İki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip…
e-imzalı

Hakim…
e-imzalı