Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1190 E. 2022/1379 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/1190 Esas – 2022/1379
T.C.
SAKARYA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1190 Esas
KARAR NO : 2022/1379 Karar

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI …
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ticari iş çerçevesinde davalı firmaya birtakım ürünler sattığını ve söz konusu ürünler karşılığında davalı tarafından … Bankası … … Şubesi, … çek numaralı, 03.11.2021 vadeli, 35.000 TL bedelli çekin ciro edildiğini, davacıya teslim edildiğini, davacı şirketin kendisinden satın alınan ürünleri faturalarıyla birlikte davalıya eksiksiz teslim ettiğini ve teslimata ilişkin sevk irsaliyeleri düzenlenip imza altına alındığını, iş karşılığı verilen söz konusu çek hakkında … …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosyasıyla 29/09/2021 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve davacının davalı aleyhine ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İş …/… karar Sayılı kararıyla davalı firmanın taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğini, ihtiyati haciz kararı …… İcra Müdürlüğü …/… Esas Sayılı dosyasıyla icra edildiğini, borçlunun haczi kabil ve borca yetecek mallarının haczedildiğini, dava dilekçesinin ekinde sunulan irsaliyeler altında ürünleri teslim alan olarak imza atan şahsın ihtiyati haciz tutanağında borçlu adına çalışanı olarak imza atan şahıs ile aynı kişi olduğunu beyan etmiştir.
Davalının … …. İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflar arasında arabuluculuk görüşmeleri yapılmış …/… sayılı arabuluculuk anlaşama tutanağının düzenlendiği görülmüştür.
…İcra Müdürlüğünün …/… takip sayılı icra dosyası sistem üzerinden celp edilmiş dosyamız arasına alınmış dosyanın incelenmesinden davacı tarafından davalı hakkında 33.984,00-TL asıl alacak 311,91-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.295,91-TL alacak için takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Ali Fuat Cebesoy Vergi Dairesinden davacı ve davalının BS BA kayıtları celp edildiği, … vergi numaralı mükellefi … Boya Otomatik Makina İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti’nin 09/2021 dönemi BS formunda … … Hizmetleri İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’ne KDV hariç 14.400-TL tutarında bir adet fatura düzenlendiğini, yine aynı mükellefe 10/2021 döneminde KDV hariç 14.400-TL tutarında bir adet fatura düzenlendiği, 178 151 1862 vergi kimlik numaralı mükellefi … Tedarik Hizmetleri İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin 09/2021 dönemi BA formunda, … Boya Otomatik Makina İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti’nden KDV hariç 14.400-TL tutarında bir adet fatura aldığı, yine aynı mükelleften 10/2021 döneminde KDV hariç 14.400-TL tutarında bir adet fatura aldığı tespit edildiği bildirilmiştir.
06/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket … Boya Otomatik Makina İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin ticari defterler kayıtlarının yerinde yapılan incelemesinde, davacı ve davalı şirketler arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun ve süresinde yapıldığını, ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde tutulduğunu, ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığını, davacı firmanın düzenlemiş olduğu 2 adet 16.992,00-TL x 2 = 33.984,00-TL tutarlı faturaların davacı şirket ticari defterlerinde kayıt altına alındığını, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalara karşılık, davalı şirketin davacı şirkete ciro ettiğini, … Bankası … … Şb. … çek numaralı 03/11/2021 vadeli 35.000,00-TL bedelli çekin davacı taraf ticari defterlerinde 27/09/2021 tarih ve 42988 yevmiye numarasıyla kayıt altına alındığını, dava konusu çekin tahsil edilmediğini, mahkeme kararı ile banka tarafından bloke konulması neticesinde düzenlenen faturalara karşılık herhangi bir tahsilat yapılmadığını, bu nedenle davacı … Boya Otomatik Makina İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin davalı … Tedarik Hiz. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’den 33.984,00-TL tutarında alacaklı olduğu yönünde mahkememize raporu ibraz etmiştir.
Olaya ilişkin yasal düzenlemeler ve yargı içtihatları değerlendirilecek olursa;
1-İcra Takibine İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. (2004 sayılı kanun 62.madde)Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. (2004 sayılı kanun 67.madde)
2- Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talebine konu olan ve borçlu tarafça itiraza uğrayan alacaktır. Zira aynı maddede itirazın haksızlığı borçlu açısından, takibin haksız ve kötü niyetli yapılması da alacaklı açısından tazminat müeyyidesine bağlanmıştır. (HGK 2017/(19)11-1309 Esas. 2021/377 Karar)
3-Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” hükmünü haizdir.
4-Bu hüküm çerçevesinde, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmıştır.
5- TTK’nın 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerekir. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir.
6- Bu nedenle, bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.
7-Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar )
8-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. (HGK 2017/(19)11-1309 e. 2021/377 k.)
9-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bazı belgelere senetle ispat kuralının aşılabilmesi ve hakimin delilleri değerlendirirken takdir yetkisini kullanabilmesi imkanını vermiştir. Ancak belgenin, kesin delille ispatlanması gereken bir vakıa karşısında bu kuralı aşıp değerlendirilmeye alınabilmesi için HMK m. 202’de belirtilen bütün unsurları karşılaması gerekmektedir. Hakimin bu konuda yani kurala istisna getiren “kanuni unsurlar” üzerinde ise herhangi bir takdir yetkisi yoktur; bu unsurların objektif olarak gerçekleşmesi gerekir. Bir belge ancak aleyhine kullanılacak kişiden kaynaklanmışsa ve hukuki işlemi muhtemel gösteriyorsa delil başlangıcı sayılabilir. Bu bağlamda elektronik veriler de delil başlangıcı teşkil edebilir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/5327 esas- 2021/5363 karar)
10-6102 sayılı TTK’nun 1530. Maddesinde Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlenmiş olup, (2) fıkrada; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
(3) fıkrada; Mütemerrit borçlunun alacaklısı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, şart edilmemiş olsa bile faize hak kazanır.
(4) fıkrada; Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır:
a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
c) Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
d) Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda; şu kadar ki, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut Olay Yukarıdaki Açıklamalar ile birlikte değerlendirilecek olursa;
10- Davacı tarafından davalı aleyhine dava konusu edilen 2 adet fatura ve çek ile ilgili olarak …… … . İcra Müdürlüğü’nün 2021/9731 sayılı takip dosyası ile 33.984,00 TL asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş 311,91 TL faiz olmak üzere toplam 34.295,91 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, başlatılan takipteki ödeme emrinin davalı borçluya 05.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ödeme emrine 05.11.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 62.maddesindeki yedi günlük sürede itiraz ettiği, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, eldeki bu davanın 25.12.2021 tarihinde 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki bir yıllık sürede açıldığı, davadan önce arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği anlaşılmış ve esasa geçilmiştir.
11-Dosya kapsamında davacı tarafın davalı ile aralarındaki faturalara ve çeke dayanarak davaya konu takibi açtığı anlaşılmıştır. Az yukarıda 3-9 arası paragraflarda detaylandırıldığı üzere; faturalar tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkiyi gösteren bir delil olmayıp, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Yine TTK’nın 21.maddesine göre faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bu bağlamda taraflar arasındaki akdi ilişkinin olup olmadığının tespiti amacıyla tarafların delil olarak dayandıkları ticari defterlerinin incelenmesi gerekmiş, bu hususta dosyamıza sunulan 06.07.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arsında faturalara dayalı bir ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin olduğu bildirilmiş, yine anılan faturaların vergi müdürlüklerine BS-BA formlarında bildirildikleri de nazara alındığında, bu nedenlerle taraflar arasında takibe konu faturalara esas ticari ilişki olduğu kabul edilmiştir.
12-Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir (HMK m 222/1, TTK m. 83/1). HMK’nın 222/2. maddesi uyarınca, ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının bir birini doğrulamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanunun 222/3. maddesi uyarınca da, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Dosya kapsamında alınan rapora göre, davacı tarafın ticari defterlerinin takibe konu faturalar yönünden birbirini doğrulaması, defterlerin usulüne uygun tutulması ve dosyada defter kayıtlarının aksini gösteren kesin delilin de bulunmaması ve davacının dayandığı faturaların davalı tarafından BA olarak bildirilmesi; Davalı tarafa ticari defterlerinin ibraz etmesi için 05.04.2022 tarihli duruşmanın 3 numaralı ara kararı ile davetiye çıkarılması, davalı tarafa davetiyenin tebliğ edilmesine rağmen verilen kesin sürede ticari defterlerini sunmadığı için defter ibrazından kaçınmış sayılması ve davacının usulüne uygun tutulan ve aksini gösteren yazılı delil olmayan defter kayıtlarına itibar etmek gerekmiş, davacının defter kayıtları ve BA kayıtlarına göre taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu anlaşılmış, faturaların davalının ticari defterlerine kaydedildiği, TTK’nın 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinde fatura içeriklerine itiraz etmediği, dolayısıyla davalının fatura içeriğini kabul ettiği anlaşılmıştır.
13- Yukarıda 11 ve 12 nolu paragraflarda detaylandırıldığı üzere; 6100 sayılı HMK’nın 222/2 ve 3 maddelerine göre tarafların ticari defter kayıtları ve BS-BA formları yönünden birbirlerini doğrulayan ticari defterler nedeniyle; taraflar arasında takibe konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan 33.984,00 TL alacaklı olduğu, faturalara ilişkin verilen çekin bedelinin ödenmediği gibi çeke ilişkin ödeme yasağının bulunduğu, davacının defter kayıtlarının bu yönüyle birbirlerini doğruladığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 33.984,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın 33.984,00 TL tutarındaki asıl alacak yönünden haksız olduğu, defter kayıtlarına göre ve dosyaya sunulan kayıtlara göre anılan bedel yönünden faturalara ilişkin davalı tarafından bir ödeme de yapılmadığı anlaşılarak, anılan bedel yönünden davacının haklı olduğu anlaşılmış, davalının likit olan bu bedel yönünden itirazında haksız olduğu, alacağın likit olduğu da nazara alındığında 2004 sayılı yasanın 67.maddesindeki şartları oluşan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
14-Her ne kadar davacı taraf takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de, takibin mal tedarikine ilişkin faturalardan kaynaklandığı, bu durumda 6102 sayılı yasanın 1530.maddesi uyarınca faiz talep edilebileceği, taraflar arasında ödeme günü kararlaştırılmamış olması nedeniyle 1530/4-a maddesi gereği faturanın tebliğinden itibaren 1 ay sonra temerrüt olacağı, ancak somut olayda faturanın tanzim tarihi ile takip tarihi arasında bu sürenin henüz dolmadığı, dolayısıyla temerrütün takip ile olduğu anlaşılarak ve davacının talebinin ticari faiz ile sınırlı olduğu da anlaşılarak takipten sonra alacağa ticari faiz uygulanması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun ………….. İcra Müdürlüğünün 2021/9731 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 33.984,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı asıl alacak yönünden itirazında haksız çıktığından davaya konu edilen asıl alacak miktarı olan 33.984,00-TL ‘nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 2.321,45-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 414,21-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 1.907,24-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bülüm) göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 414,21-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 473,51TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
6-Davacı tarafından yapılan; 846,60-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 846,60-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 838,90-TL lik kısmanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise Davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçe ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı yasanın 321/2. Maddesi uyarınca gerekçeli kararın en geç bir ay içinde re’sen tebliğe çıkarılacağı hususu da bildirilerek verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı